Yasa çıkmış kime ne?

Ne yazık ki hayır!
Sevimli dostlara eziyet hız kesmeden sürüyor.
Bu hafta başında iki olay birden yaşandı.
Kaçıranlar için özetleyeyim:
Muğla Menteşe’de yaşayan F.O., güvercinlerine saldırdığı gerekçesiyle kendisine ait ‘Foks’ isimli av köpeğine pompalı tüfekle ateş etti.
Ön bacaklarından yaralanan can dost, hemen ameliyata alındı ama kurtarılamadı.
Operasyonu yapan veteriner hekimin, “Aşırı kan kaybı vardı. Sağ ön bacak kopma aşamasındaydı. Sol bacağında parçalı kırık mevcuttu. Ameliyat sırasında kalbi bir kez durdu. Yaşama tekrar döndürdük. Ancak kanamasının fazla olması nedeniyle yaptığımız işlemlerden sonuç alamadık” sözleri bir kez daha yüreklerimizi dağladı.
F.O. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İzmir Çiğli’de de ‘Paşa’ adında bir kedinin sahipleri tarafından bayramda 3 gün süreyle aç-susuz halde güneş altında balkonda bırakıldığı öne sürüldü.
Üst kat komşusunun hortum sarkıtıp kediye su verdiği anların görüntüsünü paylaşan hayvanseverler, olayı yargıya taşıyacaklarını bildirdi.
“Bu mevsimde güneş gören bir balkonda bir hayvanın aç ve susuz olarak bırakılması kabul edilir bir şey değil” dedi.
Suçlanan çift ise iddiaların asılsız olduğunu söyledi, “Kendilerini hiçbir şeyde yeterli hissetmedikleri için başkalarının hayatlarına müdahale etmeyi seven, farklı bir şekilde algı yaratıp insanları örgütlemeyi ve bundan haz duyan insanlar var” açıklamasında bulundu.
İlk olay sabit, ikincisi iddia...
Sonuçta ne olursa olsun, geçen hafta yazdığım gibi...
Evet, uzun zamandır beklenen Hayvanları Koruma Kanunu nihayet Meclis’ten çıktı ama önce vicdan...

///

Bile bile lades

PANDEMİ nedeniyle öyle sıkılmışız ki, 9 günlük tatilde zembereğimiz boşalmış gibi kendimizi tatil beldelerine attık.
Doğal olarak en büyük akın Ege’de yaşandı.
Bodrum, Çeşme, Kuşadası, Ayvalık başta olmak üzere en kuzeyden en güneye tüm turistik yöreler adeta doldu taştı.
Yapılan açıklamalardan yola çıkarsak bölgeye 10 milyonun üzerinde kişi geldi.
Sonuçta ne oldu?
Altyapı bu kadar yoğunluğu kaldıramadı ve çöktü.
Bodrum’da çektikleri fosseptiği boşaltacak yer bulamayan vidanjörler hizmet vermeyi durdurdu.
Çeşme’de kanalizasyon taştı, lağım suları sokaklara aktı.
Kuşadası’nda sokaklara taşan kanalizasyon atıkları denize boşaldı.
Elektrikler kesildi, sular akmadı.
Açık söylemek gerekirse, Ege’nin turizm cennetleri kötü bir sınav verdi.
İyi de pandemiden bunalan on binlerin bayramda ya da yaz tatilinde buralara akın edeceği belli değil miydi?
Salgın döneminde herkes evine kapandığında altyapı sorunları giderilemez miydi?
“Yetki bizde değil” diyerek topu Büyükşehir’e atmak ne kadar doğru?
Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Ancak şu bir gerçek ki, “Nasıl olsa tatilciler çekildi” diyerek bunları görmezden gelirsek aynı sorunlar yine yaşanacak.
Malum, görünen köy kılavuz istemez.

///

Çöpünüzü alıp gidin

ZAMAN zaman çeşitli örneklerden de yola çıkarak şehirlerimizin giderek kirlendiğini, ortalığın çöp ve pislikten geçilmediğini yazıyorum.
Haklı bulanlar olduğu gibi, kantarın topuzunu kaçırdığımı düşünenler de oluyor.
9 günlük tatilin ardından Ege’nin birçok tatil beldesinden gelen görüntüler ne yazık ki yine beni haklı çıkardı.
Çeşme’de de, Kuşadası’nda da, Bodrum’da da, Marmaris’te de, Fethiye’de de aynı manzara...
Yenilmiş, içilmiş, sonra ne var ne yok orada bırakılmış.
Ortalık çöp dağı.
Bunun adı, doğaya, çevreye, insanlığa ihanet.
Tek kelimeyle rezalet.
Kimsenin buna hakkı yok.
Ya kirletmeyin, ya giderken çöpünüzü de götürün, ya da bir daha gelmeyin.