Turizmin ‘Demir’başı

Çocukluğu turizm beldesi Kuşadası’nda geçse de gönlünde ya ziraat mühendisliği ya da öğretmenlik yatar…

Haberin Devamı

Lise yıllarında ziyaretine gittiği arkadaşının çalıştığı Çeşme Turban’da bir Fransız turiste tercümanlık yapınca, kendisini bir anda turizmin içinde bulur. Ilıca Otel Genel Müdürü Yakup Demir, tesadüfen girdiği sektörde 30 yılı devirmiş durumda. Aynı zamanda Çeşme Turizm Otelciler Birliği Başkan Vekili de olan Demir, bu sürede sadece çok çalışmakla kalmadı, otelini ve Çeşme’yi bir adım daha ileriye götürebilmek için proje üretmekte adeta kendisiyle yarıştı, yarışmaya da devam ediyor. Eşi Gülden Hanım’ın ifadesiyle tam bir işkolik. Öyle ki, 3 günlük balayı programlarının ikinci günü, gelen bir telefonla onu annesine bırakarak işe dönmüş. Bir defasında, otoyoldaki akaryakıt istasyonunda benzin almak için durduklarında, lavaboya giden Gülden Hanım, döndüğünde Yakup Bey’i bulamamış. Aradığında da, ‘Sen arabada mıydın?’ sorusuyla karşılaşmış. Çok çalışkan, çok disiplinli, çok titiz, çok sistemli, çok güleç. Aynı zamanda çok başarılı, netice odaklı, lider ruhlu. Çok enerjik. Kıpır kıpır. Deyim yerindeyse atom karınca gibi. Eminim, okudukça siz de onu çok seveceksiniz...

Haberin Devamı

Turizmin ‘Demir’başı

KİMDİR
Adı:
Yakup Demir
İşi: Ilıca Otel Genel Müdürü
Eğitimi: Turizm
Doğum yeri ve yılı: Karaman, 1961
Medeni durumu: Ev hanımı Gülden Demir’le evli. Samet ve Anıl isimlerinde iki çocuk babası

HAYAT FELSEFESİ
Çalışmak. Ben çalışırsam mutlu oluyorum.

OTOMOBİL
Kasasına değil içine bakarım

* İlk arabam kırmızı renkli bir Renault 12 TS idi. O günün parasıyla 8 bin liraya aldığımı hatırlıyorum.
* Şu an kendime ait bir otomobilim yok. Şirketimin tahsis ettiği beyaz bir Kia Sportage kullanıyorum.
* Kendi işimi kendim yaparım. Bu nedenle direksiyonda da ben otururum.
* Trafikte çok iyi bir sürücü olduğumu söyleyemem. Çok cep telefonuyla konuşuyorum. Bazen gaz ayarı kaçıyor. Hedefe çabuk ulaşmak ve zamanı iyi kullanmak için de seri kullanıyorum. (Ancak mantıksız sürat yapan biri değilim. Kurallar dahilinde ihtiyatlı ama tanınan maksimum hızda giden biriyim.) Bu yüzden, radar puanım artmasın diye, ara sıra yanıma şoför aldığım oluyor.
* Bir araba almaya karar verdiğimde, kasasına değil, direkt kapısını açar, içeriye bakarım. Direksiyona oturur, arkasını, yanını, el frenini, vitesini incelerim. Mümkünse küçük bir test sürüşü yaparım. Ön tarafı yüksek ve ferah otomobilleri seviyorum. Tabii güvenlik, sağlamlık, sürüş konforu da önemli.

Haberin Devamı

Turizmin ‘Demir’başı

BESLENME
Petek bal, lor ve poğaça

* Haftanın 5 günü kahvaltı yaparım. Petek bal, lor ve ev poğaçası olmazsa olmazlarımdır. Yapamadığım günler ise bir fincan sütlü nescafeyle kendimi kandırırım.
* Öğlenleri genelde atıştırırım. Ya küçük bir meyve tabağı ya da salata... Tamamen vakitle ilintili. Zaman dilimimde öğle yemeği yazmıyor. Yıllardır böyle olduğu için canım da istemiyor.
* Akşam yemeğimi 19.00-20.00 arasında yerim. Daha doğrusu, otelin açık büfesine uğrar, zeytinyağlılardan tadarım. Hepsinden birer parça aldığımda tabağım zaten doluyor, başka bir lezzete yer kalmıyor. Tatlı hariç... Ya fırın sütlaç ya da irmik helvası favorimdir.
* Arkadaş davetleri hariç kırmızı et tüketmem. Balığı haftada 3 kez yerim. Izgara ya da tava değil de fırında fesleğen soslusunu severim.
* Türk, İtalyan, Uzakdoğu ve Brezilya mutfaklarından hoşlanırım.
* Yıllardır mutfağa girmiyorum. Hem eşim istemiyor hem ben de çok arzulamıyorum. Gastronominin içinde biri olarak, ‘Evde bari uzak durayım’ düşüncesindeyim.

Haberin Devamı

MEKAN
Salaş sunumdan hoşlanmam

* Yeme-içmeye çok düşkün biri değilim. Otelin dışında çok fazla dışarıda yemek yemem. Ancak; Kitchenette, Vapian, Tavacı Recep Usta, Sipari, Can Baba, Ferdi Baba, Dalyan Körfez, Kulüp Baba ve Hanedan İzmir’de sevdiğim mekanlar arasında.
* Bir mekanda öncelikle temizlik-hijyen ararım. İlk iş masa örtülerine, peçetelere bakarım. Gittiğim yer gün ışığı alıyorsa üzerinde leke olup olmadığını anlamak için bardakları incelerim. Geçerken çatal, kaşık ve bıçağa da göz atarım. Beğenmezsem, hemen çıkarım. Sonrasında personelin kılık kıyafetine dikkat ederim. Temiz ve güler yüzlü olmalarını isterim. Bir de yiyeceklerin lezzeti kadar sunumlarının nasıl yapıldığı önemli. Salaş sunumdan hoşlanmam.

Haberin Devamı

SPOR
Günlük otel turum 10 km’yi buluyor

* Doğa sporlarını önemsiyorum. Bazen sabahları ya da zaman buldukça sokak ve dağ yürüyüşü yapıyorum. Bir de her gün oteli en az 7-8 kez turluyorum. Ki, bu neredeyse 10 kilometreye denk geliyor. Yani iş pozisyonum otomatikman spor entegrasyonumu sağlıyor. Ama sezonun bittiği kış döneminde de durmuyorum. Tesisin yakınındaki villalar arasında dolaşıyorum. Anlayacağınız benim sporum yürüyüş.
* Spor bence hareket demek. Günün belirli saatlerinde vücudunuzun bütün eklemlerini hareket ettirebiliyorsanız zaten bundan iyi spor yok!
* Bisiklete de meraklıyım. Ama yapacak zamanı henüz bulamadım.
* Milli Takım da dahil tuttuğum bir takım yok. Odaklanıp 90 dakika bir maçı seyredemem. Ara sıra 5 dakika bakmak bana yetiyor. Netice odaklı çalışıyorum!

Haberin Devamı

Turizmin ‘Demir’başı

TATİL
Hedefimizde Amerika var

* Yılda 2-3 kez 3’er günlük iş sehayatim (fuar) oluyor. Mümkünse eşim de eşlik ediyor. Böylece işi aynı zamanda tatile dönüştürüyoruz. Fuar bitince o bölgedeki turistik ve kültürel alanları da ziyaret ediyoruz. En son Milano’ya gittik. 1 gün kaldık. Araba kiralayıp Güney İtalya’yı gezdik. Önümüzdeki günlerde de ABD’ye gitmeyi planlıyoruz. Orlando’da olacağız. Ağırlıklı olarak su parklarını inceleyeceğim. Turizmde gelinen noktayı yerinde görüp, ‘İleride birtakım çalışmalara değer katabilir miyiz’ gibi detaylara bakacağım.

HOBİ
Tatil kliplerim ünlüdür

* En büyük hobim, internet üzerinden mesleğimle ilgili araştırma yapmak. Bu anlamda Dünya Turizm Örgütü’nün sayfasını sürekli izliyorum. Turizm nereye gidiyor, ‘Top Ten’ler neler, neden ilk 10’dalar onlara bakıyorum. Turizm yatırımlarını ve arka planlarını inceliyorum. Bölgemize taşımak için uğraş veriyorum. Turizm Gazetesi’ne ve Çeşme Life’a yazılar yazıyorum.
* Ayrıca; gittiğim yerdeki sokakları, plajları, tesisleri, peyzajı, birtakım güzellikleri vs fotoğraflıyorum.
* Okumayı da seviyorum. Ama artık zamansızlıktan kitabı elime almak yerine internetten özetini bulup ona bakıyorum. Başarı öyküleri daha çok ilgimi çekiyor.
* Daha önce de söylediğim gibi ilgi alanlarımdan biri de seyahat. Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya görmediğim ülke neredeyse kalmadı. Gitmeden önce seyahat senaryosunu oluşturup, dönüşte çektiğim fotoğraf ve videolardan 1-1.5 saatlik klipler hazırlıyorum. Sonra da bunları CD yapıp, birlikte gittiğimiz arkadaşlarıma hediye ediyorum.
* Tüm dünya müziklerini sevmekle birlikte slow ve caz tercihim. Bir dönem Maria Rita Epik’ten piyano dersi aldım. 22 yaşındaydım ve kursun en yaşlısıydım. Gençlere karşı kendimi başarısız hissettim ve 10 gün sonra bıraktım.
* Geçmişteki tüm yazışmalarımı, resimlerimi biriktiririm. Hiçbir evrakımı atmam. Birkaç koli oldu. Evin çatısında duruyor. Ara sıra açıp bakıyorum. Bana tarih gibi geliyor.
* Bir de gittiğim ülkelerden ileride değerlendirmek üzere sektörel broşür toplarım. Bavulumda tek kıyafet olur, gerisini onlarla doldururum. Bir keresinde bavulumun patladığını hatırlıyorum.

Turizmin ‘Demir’başı

KARİYER
Ziraat mühendisi olmak istiyordum

* Antalya’da turizm okudum. Almanya ve İsviçre’de çeşitli eğitim ve stajlarım oldu. İngiltere’de dil eğitimi aldım. Hala da sektörle ilgili ne kadar seminer, toplantı vs varsa giderim. Fransızca, İngilizce ve Almancam var.
* Ben aslında öğretmen ya da ziraatçi olmak istiyordum. Ama kendimi bir anda turizmin içinde buldum. Nasıl mı oldu?
* Lise çağlarında, Turban Çeşme’de bir arkadaşımı ziyarete gittim. Resepsiyonda beklerken, bir Fransız turist derdini anlatmaya çalışıyordu. O zaman Fransızca konuşan çok yoktu Türkiye’de. Turiste yardımcı olurken, Genel Müdür Elçin İnsel yanımızdan geçti, sonra ofisine çağırdı, “Burada ne yapıyorsun?” dedi. “Arkadaşımı görmeye gelmiştim” dedim çekinerek. “Çalışıyor musun bir yerde?” diye sordu, “Hayır” cevabını alınca, “Hemen yarın işe başla” dedi.
* 4 sezon ball boy, kasiyer, resepsiyonist olarak çalıştım. Sonra mülakatı geçip kadrolu oldum. 13 yıl görev yaptım. Ön büro müdürü iken Turban özelleşti. Özkardeş ve Özilhan aileleri satın aldı. Adı, Ilıca Otel oldu. Arkadaşlar, patronlara beni önermiş. O günden beri (19 yıldır) Ilıca Otel’in genel müdürüyüm.
* Ayrıca, şirketimiz Oden İnşaat’ın kiradaki Ürgüp Motel ile Akçay Tatil Köyü’nün de genel müdürüyüm.

GÜNE BAŞLANGIÇ
Tesisi turlar sonra yatarım

* Yatış saatim biraz esnek. 24.00’ten önce yatmam. 01.30-02.00’ye kadar uzayabiliyor. Zira, en az 23.00’e kadar gece müdürü de olsa oteli dolaşır, eksikleri raporlayıp sabah giderilmesi için çalışırım. Genelde 08.00-08.15’te kalkarım. 08.30’da da işimin başında olurum. Özel durumlar haricinde 5-6 saat uyumaya çalışırım. Alarm kurmam. Rahat uyanırım. En büyük enerjiyi günde 2 kez içtiğim İsveç şurubundan alıyorum. Yemeği unuturum, İsveç şurubunu unutmam.

MODA
Beyaz pantolonsuz çıkmam

* Genelde spor giyinirim. En kötü ihtimalle yarı spor. Kravatı hiç sevmem. Yaz aylarında beyaz pantolon benim olmazsa olmazımdır. Zorunlu olarak başka renk bir pantolon giymişsem döner dönmez ilk iş değiştiririm. Gündüzleri üzerine mavi (ve tonları), akşamları da siyah tişört tercih ederim. Zengin gardırobum olmasına rağmen dönüp dolaşıp aynı kıyafetlerimi giyerim.

Turizmin ‘Demir’başı

SOSYAL MEDYA
Çeşme ve sektörü paylaşıyorum

* Zamanı olanlar için Twitter iyi bir sosyal medya. Ben de kullanıyorum. Daha çok Çeşme ve sektörden güncel bilgilerle dünyadan atasözleri paylaşıyorum. Facebook’um da var ama çok az giriyorum.

ASTROLOJİ
Fazlasıyla taşıdığımı sanıyorum

* Başak burcuyum. Titiz, sistemli, başarılı, lider ruhlu olduğu söylenir. Burcumun özelliklerini fazlasıyla taşıdığımı düşünüyorum. İyi veya kötü...

SEVİMLİ DOSTLAR
Sokakta bulduk ama bakamadık

* Çocukken bir dağ kedim vardı. 5 yıl baktım. Nereye gitsem o da peşimden gelirdi. Bir ara kaybettiğimi, aileme büyük eziyet ettiğimi hatırlıyorum.
* Eşim köpekleri çok seviyor. Geçen yıl yağmurlu bir günde otelin hemen karşısında arabamızın önüne bir terrier çıktı. Sırılsıklamdı, korkmuştu. Belli ki yazlıkçılar giderken sokağa bırakmıştı. Yoğunluktan 2 ay bakabildik. Sonra çok isteyen bir çalışanımıza verdik. Şimdi keyfi yerinde.

Yazarın Tüm Yazıları