Paylaş
TÜRKİYE onun adını ilk kez ‘Ora’ markasıyla tanıdı. İrili ufaklı binlerce pidecinin olduğu ülkemizde lahmacunu marka haline getiren ilk isim oldu. Hemen ardından kokoreçle İzmir’den Türkiye’ye açıldı. Yetmedi, bunların üzerine Yeni Foça’da ‘Kalabalık’ isimli balık restoranını İzmirlilerin beğenisine sundu. Büyüdü, büyüdü, büyüdü... Ve 2004’teki krizden çıkamayarak bir gecede gıda sektöründen çekildi. Sıradışı’nın bu haftaki konuğu, çocuk yaşta “Türkiye’nin en iyi oyun kurucusu” ödülünü alan, Pınar Karşıyaka’nın 1987’deki çifte kupalı şampiyon ekibinin basketbolcusu, ünlü bestekar Fuad Edip Baksı’nın oğlu Ediz Baksı... Aslında o, yaşamını tek bir cümleyle özetliyor: “Benimki bir et hikayesi...” Ve bugün o Ediz, 10 yıl ara verdiği gıda sektörüne ‘Vesvese’ isimli restoranıyla yeniden dönüyor. Şimdi biraz daha kilolu... Ama hikayeyi kaldığı yerden devam ettirecek kadar da kararlı...
HAYAT FELSEFESİ
Yaptığın her işte yenilikçi ve vizyoner ol. Farklı ve sürekli iletişimde olmak başarıyı da beraberinde getirir.
OTOMOBİL
Ona ‘KSK’ adını vermiştim
* İlk arabam mavi renkli bir Doğan’dı. Ona ‘KSK’ ismini vermiştim. Sonrasında hep Jeep kullandım. En son da Volvo’nun Jeep’ine bindim. Bir arabadaki tek beklentim sağlamlık. Aslında ‘Ukala’ demeseler şoför kullanırım ama yapıma çok ters.
BESLENME
Kuzum şişim bir efsanedir
* Türkiye’nin en iyi oyun kurucusu olarak milli takıma kadar yükselip böylesine aktif bir sporculuk yaşamından sonra 180 kiloya çıkmak kolay değil. Bir kere kuzu şişim efsanedir. Dost meclislerinde mangalı yakıp bu efsaneyle herkesi tanıştırırım. En çok acılı yemekleri ve eti severim. Barbunya ise kapımın önünden geçmez. Tabii ki dengesiz besleniyorum. Sabah kahvaltıda illa ki domates ve taze acı biber, yanında klasikler tereyağ, reçel, bal... Öğlen iş yoğunluğu nedeniyle saati ve yeri belli olmayan et yemekleri... Bol bol ara öğün ve abur cubur... Sonuç zaten ortada...
MEKAN
İsim değil, lezzet önemli
* Restoranın ismine değil, lezzetine bakarım. Genelde az ürün yapan uzmanlaşmış yerleri tercih ederim. Ciğerci Zarif, Gümüşpala’daki Cağ Kebabçı Emrah, Ankara’da Tavacı Recep, İstanbul’da Zübeyir ve benim dönemimdeki Ora Lahmacun... İtalya’da yediğim odun kokulu pizzalar, Floransa’daki çiğ etçiler, İngiltere’deki Dinners’lar hep favorilerimdir. Yıllardır bu sektörün içindeyim. Mekanın kapısından içeri girdiğim anda neyin ne olduğunu çok iyi bilirim. Gevşek olmayan bir samimiyet ve iyi bir kadro bir restoran için olmazsa olmazdır. Vesvese’yi de bu şekilde programladık. ‘Ora’, ‘Löp Löp Kokoreç’ ve ‘Kalabalık’ isimlerini nasıl marka haline getirdiysek ‘Vesvese’ de böyle olacak. Ora’da üretimde kullandığımız her ürünü memleketinden getirtirdik. Buna sadece et değil, havucundan turpuna, biberinden sarımsağına kadar her şey dahildir. Jumbo çatal bıçak takımı kullanılan, paket serviste oluklu kutu tercih eden ilk restorandık.
SPOR
İyi de masatenisi oynardım
* Yıllarca üst düzey basketbol oynadım. Karşıyaka’da yetişip milli takımlara kadar yükseldim. Üst üste 2 sene Türkiye’nin en iyi oyun kurucusu seçilecek kadar iyiydim. Karşıyaka’nın ‘Karşıyakalı’ oyuncularla kazandığı tarihindeki ilk şampiyonluğunda sahadaydım. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanırken de vardım. Hayatımın en özel günleriydi o yıllar. Şimdiki hayalim ne biliyor musin? Yine Karşıyakalı oyuncularla bunu başarabilmek. Zor ama imkansız değil. Ciddi bir programla işin üzerine düşmeli. Basketbolculuğum döneminde iyi bir masatenisi oyuncusuydum da. Ama artık bu kiloya çıkınca her şey zorlaşıyor.
TATİL
Hollanda’yı hep tek geçerim
* Evli olduğum dönemde eşimle birlikte çok sık yurt dışı seyahatleri yapıyordum. Favori ülkem, özgürlükler ve disiplin yeri Hollanda’dır. Yurt içinde Çeşme ve Bodrum’u tercih ediyorum. Ancak, ‘En son ne zaman tatil yaptınız?’ diye sorarsınız inanın hatırlamakta bile güçlük çekerim. Çünkü gerçekten çok yoğun bir iş tempom var ve günü 48 saat gibi yaşıyorum. Benim için tatil tamamen deşarj olma durumudur. Eğer işini de yanında götürüyorsan hiç gitme daha iyi. En azından işin başındayken sadece işi düşünüyorsun ama tatilde her ikisi birden daha yorucu oluyor.
HOBİ
Tek hobim var: Karşıyaka
* Hayattaki tek hobim Karşıyaka basketbol altyapısıdır. Yedi dönem başkanlığını yaptığım yerde ne yazık ki kulübün genel sorunu olan istikrarsızlık yüzünden istediğim çağdaş sistemi kuramadım. Ama bir gün olacak. Bu hobim zaman içinde sanki ikinci bir işim gibi oldu. Yöneticiliği bıraktım, basketbol yazarlığı yaptım. O bitti, TV’lerde basketbol yorumculuğu yaptım. Hep Karşıyaka, hep Karşıyaka... Kitap okumayı da çok severim ve her birinin insana ayrı değer kattığını düşünürüm. Her türlü hareketli müziği severim. Ağır ve ağdalı şarkılar gereksiz hüzün yaratır, uzak dururum. Zaten hayatta yeterince hüzün var, bir de o ağır geliyor.
KARİYER
Tıp okudum ama hiç sevmedim
* Henüz tıp fakültesi öğrencisiyken ticaret hayatına atıldım. Kazandığım ilk parayla ne yaptım sizce? Tabii ki doğruca kulübüme götürüp basketbol altyapısına verdim. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gördüm ama ticarete atılınca bitiremedim. Onun öncesinde Bornova Anadolu var ama benim asıl üniversitem Ankara İlköğretim’dir. Orada annem Kayhan Baksı’nın talebesi olarak yaşama dair bilgileri öğrendim. Başarılı bir öğrenciydim. Ama tıp fakültesini hiçbir zaman sevemedim.
GÜNE BAŞLANGIÇ
Her gün 07:30’da ayaktayım
* İşlerim nedeniyle erken yatma gibi bir lüksüm hiçbir zaman olmadı. En erken 01:00 gibi yatağa girebiliyorum. Buna rağmen 07:30’da her zaman ayaktayım. En geç 08:30’de de hayatın içindeyim. Sabah iş planlarını hayata geçirmek için çok önemli. Gün içindeki gelişmelerin başlamadığı saatlerde her şeyi planlamak ve yola çıkmak insana büyük zaman kazandırıyor.
MODA
Bana göre beden bulmak zor
* Bu bedene göre hazır kıyafet bulmak gerçekten zor. Bu nedenle umduğunu değil, bulduğunu giymek zorundasın. Ne mi buluyorum? İşte tarzıma uygun, efendi sayılabilecek mavi gömlekler, tişörtler, jean ve kanvaslar... Zora düşersem Hikmet Alcan imdadıma yetişiyor. Genelde canlı renkleri tercih ederim. Vücudumla barışık bir ruh halim var.
TEKNOLOJİ
Ben takipçi statüsündeyim
* Teknoloji özellikle iş yaşamımda vazgeçilmezim. Gün içinde sürekli dışarıda veya toplantılarda olduğumuz için yazılımlar sayesinde işimizi takip edebiliyoruz ki, bu çok önemli. Kişisel yaşamımda Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarını kullanıyorum ama daha çok takipçi statüsündeyim. Son dönemdeki tespitim ise sosyal medyanın kişisel ilişkilere zarar verdiği yönünde. Sanırım insanlar klavye önünde daha rahat olabiliyorlar ve bu da sorunların temelini oluşturuyor.
SEVİMLİ DOSTLAR
Köpekler hayatımda hep oldu
* Hayvan beslemeyi her zaman çok sevdim. Küçükten ‘Bıdık’ isminde köpeğim vardı. Sonrasında evlenince ‘Dobo’ adlı Saint Bernard’a sahip oldum. Ancak çok severek evlendiğim eşimden ayrıldığımın ertesinde o da vefat etti. Yaşamımdaki enteresan olaylardan biridir bu da.
ASTROLOJİ
Paylaşmayı bilmeyen kazanamaz
* Tipik bir kova burcuyum. Burçların insan yaşamını yüzde 60 etkilediğini düşünüyorum. Kovanın tipik özelliklerini bire bir taşırım. Özgürlük, öncü olmak ve paylaşımcılık benim karakterimdir. Ve her zaman şunu söylerim: Paylaşmayı bilmeyen para kazanamaz.
KİMDİR?
Adı ve soyadı: Ediz Baksı
Doğum yeri ve tarihi: İzmir Karşıyaka, 1967
Eğitimi: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (tamamlayamadı)
İşi: Eski milli basketbolcu, iş insanı
Medeni durumu: Bekar (2004’te eşinden ayrıldı)
Paylaş