Paylaş
Aydın’da da, Balıkesir’de de, Denizli’de de, İzmir’de de, Manisa’da da, Muğla’da da, Uşak’ta da durum aynı...
Ya oturulan sitenin orta yeri kapatılıyor...
Ya da bildiğin sokak-mahalle...
Sandalyeler diziliyor, konfetiler-balonlar asılıyor, orkestra için mini bir de sahne kuruluyor...
Ne bir bilgi, ne bir izin...
Arabanızla çıkacak veya eve dönecek oluyorsunuz, o da ne, yol kapalı...
Çarşı-pazar, market vs alışveriş yapmışsınız, eliniz kolunuz dolu, taşı taşıyabilirsen...
Tabii bunlar belki de en önemsizleri...
Birazdan başlayacak ve kulakları patlatacak o bangır bangır müziğin yanında solda sıfır...
Hastanız mı var?
Yaşlınız mı var?
Yeni doğmuş bebeğiniz mi var?
Yarın sınava girecek çocuğunuz mu var?
Sabah erkenden kalkacak uçağınız mı var?
Yorgun argın mısınız?
Kimin umurunda!
Onlar mutlu ya, bitti...
- 40 yılın başında oğlum-kızım evleniyor...
- Evladımızın ilk mürüvvetini (sünnet) çok mu gördünüz?
- Kızımıza kına gecesi de yapamayacak mıyız?
- Nişanımız var, nişanımız...
Davul, zurna, org, klavye gümbür gümbür...
Ses deseniz, limitleri zorluyor, camlar indi inecek...
Solistimiz Ankaralı Turgut’tan da söylüyor, Arif Susam’dan da...
Arada Sezen’den de patlatıyor, Tarkan’dan da...
Ortaya karışık, ne istersen var...
Halay çekeni de var, zeybek oynayanı da...
Islık, zılgıt, çığlık, kıyamet...
Havai fişek, maytap en masumu...
Bir de tabancayı çıkarıp saydıranlar var ki Allah korusun!
Tam bir gürültü kirliliği...
Aslında yasak...
Ama ne emniyet, ne de belediye ‘Dur’ diyor!
Kimi arasanız kapı duvar...
‘İdare ediverin’ havasında...
Gece nihayet bittiğinde ise savaş alanına dönmüş bir sokak...
Gazoz, kola, su, ayran şişeleri...
Yırtılmış gazeteler...
Sigara imzaritleri...
Çitlenmiş çiğdem, soyulmuş fıstık, kırılmış fındık artıkları...
Yurdum insanı eğleniyor...
Vatandaşın gecesi zehir olmuş ne yapalım!
Bitti sanmayın, yaz boyunca her akşam, 32 kısım tekmili birden...
***
İYİ Kİ VARLAR
Türkiye’ye örnek olsun
CAN dostunuz mu var?
Onunla bir yere taksiyle mi gitmeniz gerekiyor?
Yandınız...
Yanmak ne kelime, çifte kavruldunuz...
Zira, -genelleyip haksızlık etmeyelim ama- çoğu taksici için istenmeyen müşterisiniz...
- O şimdi çişini, kakasını yapar...
- Salyası akar...
- Tüy döker...
- Kokar...
- Havlar, gürültü yapar...
- Durmaz, dikkat dağıtır...
- Tırmalar, koltuğa zarar verir...
Binbir bahane, binbir gerekçe...
Haklılık payı yok mu?
Var elbette...
Ne yazık ki, hayvansever olmak tüm bunlara dikkat ediliyor anlamına gelmiyor...
Kendine hayvanseverlerin sayısı da az değil...
İşte tam da bu noktada...
İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası ile Bornova Belediyesi geçen hafta bence Türkiye’ye örnek olacak bir protokole imza attı...
Adı, Hayvan Dostu Taksi Durağı...
Bildiğim kadarıyla bir ilk...
Bir taraftan sokak hayvanlarının beslenme ve su ihtiyaçları karşılanacak...
Diğer taraftan evcil hayvanlarıyla seyahat etmek isteyen hayvan dostlarına talepleri halinde özel taşıma kafesi imkanı sunulacak...
Uygulama şimdilik 10 taksi durağını kapsıyor...
İnanıyorum ki, kısa zamanda İzmir’in sınırlarını aşıp tüm ülkede ses getirecek...
Projede emeği geçen İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık ve Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’ya basit çözümlerle hayatı kolaylaştırdıkları için sonsuz teşekkürler...
***
BEĞENDİM
365 gün 7/24 yaşayan kütüphane
KÜTÜPHANE...
Sözlük karşılığı, belli bir sisteme göre tasnif edilen kitap ve benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu yer...
Gelişmiş ülkelerde yaşam tarzı haline gelmiş bir kültür, bir sığınak...
Türkiye’de ise Türkiye’de ise ihtiyaç duyulduğunda bazen gidilen yer...
Üniversite demek, kitap ve kütüphane demek...
Ama ne yazık ki ülkemiz üniversite gençliğinin büyük çoğunluğu için kütüphane ders çalışma alanından öteye geçemeyen bir mekân...
Dokuz Eylül Üniversitesi, bu algıyı yıkmaya yönelik bir adım attı...
Ciddi bir adım...
Merkez Kütüphanesi’ni 7 gün 24 saat hizmet verecek şekilde yeniden düzenledi...
-Hafızam beni yanıltmıyorsa- İzmir’de ilk, Ege’de ise Çanakkale Onsekiz Mart’tan sonra ikinci ‘7/24 kütüphane’...
Başta Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Halil Köse, Prof. Dr. Recep Yaparel, Genel Sekreter K. Abidin Öztürk ve Kütüphane Daire Başkanı Cemile Gören olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum...
İzmir’in geleceğine ışık tutmak, her alanda kalkınmasına katkı sağlamak ve en büyük sorunlardan biri olan beyin göçünü önlemek adına çalışmalar yapan...
Üretime, gelişime ve bilime ışık saçmayı sürdüren...
Misyonunda yer alan öğretim, araştırma faaliyetleri ve toplumsal hizmetlerin gerektirdiği bilgiye erişmek için çağdaş ve evrensel imkanları sağlayan...
Ve sürekli yararlanılabilir, yaşayan örnek bir üniversite kütüphanesine imza atarak akademisyenlerin ve toplumun hizmetine sunan, burayı çekim merkezi haline getiren anlayış karşısında saygılarımı sunuyorum...
***
İYİ FİKİR
Yeter ki turizm kurtulsun!
AYDIN Büyükşehir Belediyesi, Kuşadası’nda turizmi yeniden canlandırmak için, uçuştan çekilen Airbus A300 tipi bir uçağı 600 bin TL’ye satın alıp batırdı...
Parçalanması, taşınması vs ile proje toplam 850 bin liraya mal oldu...
55 metre uzunluk ve 44 metre kanat genişliğiyle dünyanın bilinen en büyük batık uçağı daha yerine oturmadan bir eleştiri yağmurudur başladı:
- Gereksiz masraf...
- Binlerce lira bu uçağa verileceğine Kuşadası’nın arıtması tamamlansa daha iyi...
- Halkın parası önceliği ve aciliyeti olan projelere harcanmalı...
- Bu bir şov...
- Bir fayda getireceği konusunda şüphelerim var...
- Şu aşamada çok da gerekli bir şey değil...
Her düşünceye saygımız sonsuz...
Ancak...
Türkiye’yi turizmle tanıştıran Kuşadası artık eski Kuşadası değil...
Her yer beton yığını...
Tesislerin çoğu eski...
Ve malum nedenlerle sadece Ada’da değil, tüm turistik beldelerde turizm can çekişiyor...
Deniz-kum-güneş turizmi hem eskisi gibi cazip değil, hem de ömrü 4-5 ay...
Dalış sporuna ise dünyadan büyük ilgi var...
En popüler dalış merkezi Mısır’daki Şarm El-Şeyh...
Son dönemde Batılı turist ‘güvenlik kaygısı’ nedeniyle orayı tercih etmekte artık zorlanıyor...
Bu boşluğu doldurmak, Kuşadası’nı dünyanın en popüler dalış merkezi yapmak, turizmi 12 ay yaşatmak, Ada’yı yeniden popüler destinasyon haline getirmek için bu bir fırsat...
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Hedefimiz yılda 500 bin turist” diyor...
Ben de diyorum ki, “Neden olmasın!..”
Paylaş