İzmir’de kadınların sesi daha gür çıkacak, niye mi?

 KADINLARIN pozitif ayrımcılıktan çok, hayatın her alanında erkeklerle eşit temsil hakkına ve fırsatlardan yararlanmaya ihtiyacı olduğuna inananlardanım.Bu açıdan baktığımda, İzmir İş Kadınları Derneği’nin (İZİKAD) bende yeri çok ayrı.

Haberin Devamı


Kadın girişimciliğini yaygınlaştırmak üzere İzmir’de kurulan ilk iş kadını derneği olan İZİKAD’ı ilk günden beri yakından takip ediyor ve destekliyorum.
Yavaş ama emin adımlarla büyümeyi tercih eden, üye kabul ederken bile adeta kılı kırk yaran İZİKAD son yıllarda projeleriyle de dikkat çekiyor.
Özellikle son başkan Huriye Serter’le birlikte İZİKAD’ın toplumdaki bilinirliği daha da arttı.
Derneğin ünü sınırları aştı, Avrupa’nın birçok ülkesindeki benzer oluşumlarla uluslararası arenada ses getiren ortak projelere imza atıldı.
Diyorlar ki: “Kadınsız toplum yarınsız toplumdur. Kadını ikinci plana atan, gerek eğitim, gerek iş yaşamından mahrum kalmasına neden olan uygulamaları kabul etmediğimiz gibi; kadını sosyal hayattan koparacak, daima domestik alana aitmiş algısı yaratan düzenlemelere de karşıyız.”
İZİKAD’ın farkı da sanırım bu çatı altında görev alan herkesin bu ortak paydada buluşmasında yatıyor.
Şimdi bu düşünce kalıbını İzmir’deki tüm kadın derneklerine yaymak için bir fırsat doğdu.
İZİKAD Başkanı Huriye Serter, kentteki 33 derneği bünyesinde barındıran İzmir Kadın Kuruluşları Birliği’nin de başkanı oldu.
2001’den bu yana sırasıyla bu koltukta oturan Yıldız Belger, Engin Demir, Türkan Miçoğulları, Emel Denizaslanı, Sema Övgün, Tülin Eraslan ve yönetimleri de şüphesiz güzel izler bıraktılar.
Aynı hedef doğrultusunda kendi dünya görüş ve düşünce kalıplarına göre eylem planlarını uyguladılar.
Liderlere liderlik etmek zordur ama güçler birleştirildiğinde çok daha etkin ve başarılı projelere imza atılabilir.
İnanıyorum ki, Huriye Serter tıpkı İZİKAD’da olduğu gibi bu platformu daha ileriye taşımak üzere ortak akılla yönetecek.
Bu yüzdendir ki, tüm derneklerin katılımcı ve Huriye Hanım’a destek olması gerekiyor.
İş yapış şekli, yapıcı-uzlaştırıcı dil ve söylemleri, toplumu kucaklayan proje ve eylemleri ile İzmirli kadın kuruluşlarının fark yaratacağı bir döneme girildiğini düşünüyorum.
Dilerim, öyle de olur!

Haberin Devamı

 
Bitsin artık bu çile!

“ADAM işin kolayını buldu. Eski yazıları copy-paste yapıp köşesini dolduruyor” diyebilirsiniz.
İyi de ben ne yapayım? Onca yazıp çizmemize rağmen sorun değişmiyorsa benim günahım ne?
İşte bunlardan biri de havaların azıcık ısınmasıyla birlikte Meles Deresi’nden yayılan koku...
13 Mayıs 2016’da yazmışım, üzerinden tam 3 yıl geçmiş ama bir arpa boyu yol alınamamış.
İster istemez o yazıyı da aynen tekrarlıyorum.
Varsa bir yanlışımız uyarın lütfen.
Havalar azıcık ısındı ya, Meles Deresi yine kokmaya başladı.
Bugüne kadar aklına gelen her yöntemi deneyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2014’te kesin çözüm olarak dere zemininin 13 bin metrekaresini betonla kaplamıştı.
Geçen yılın ağustos ayında da kalan 17 bin metrekarelik bölümde aynı işlemi uygulamıştı.
Yine belgeli yazalım, belediyenin geçtiği habere bakalım:
Çalışmaların tamamlanmasıyla derenin 30 bin metrekarelik alanı bataklıktan kurtulmuş olacak.
Böylelikle temizlik çalışmaları daha kısa sürede bitirileceği için yazın artan sıcaklıkların dere tabanında biriken malzemelerde koku oluşumu engellenmiş olacak.
İyi de; olmadı, olmuyor.
Bu dere yine kokuyor.
Haliç’te, Porsuk’ta oluyor da Meles’te niye olmuyor?
Artık şapkayı önümüze koyup, “Biz nerede hata yapıyoruz?” demek gerekmiyor mu?
Ayıp değil, buraları kim kurtardıysa getirin, bitsin bu çile!

Haberin Devamı

 
İnanın, atlar size minnettar

KUŞADASI Belediye Başkanı Ömer Günel’in, ilçede 8 yıldır çalışan 5 faytonun faaliyetlerinin durdurulduğunu açıklaması üzerine, İzmir Büyükşehir ile Karşıyaka Belediyesi’ne çağrı yapmış, “Kordon ve Karşıyaka’da da bu zulme artık bir son verin” demiştim.
İzmir Büyükşehir Belediye Encümeni’nin, 13 Temmuz 2011’de kabul edilerek yürürlüğe giren ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi Fayton Çalışma Esas ve Usulleri Yönergesi’ni kaldırmasıyla 1. Kordon’daki ‘atlı fayton’ işletmeciliği de artık tarihe karışacak.
2012’de Avusturya’dan getirilen 35 at, Sasalı’daki Doğal Yaşam Parkı’na gönderilecek. Yerlerine de muhtemelen elektrikli faytonlar hizmet verecek.
Encüme üyelerine bu duyarlılıklarından ötürü bir hayvansever olarak teşekkürlerimi sunuyorum.
Ve, “Darısı Karşıyaka’nın başına” diyorum.

Haberin Devamı

 
İzmir’e de bu yakışırdı

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, 100 kadın otobüs şoförü alacakmış.
ESHOT Genel Müdürlüğü bu amaçla İZELMAN aracılığıyla İŞ-KUR’a başvuru yapmış.
Başkan Tunç Soyer’i bu kararından dolayı kutluyorum.
Çünkü, toplu taşıma araçlarının direksiyonunda kadınların bulunmasının vatandaşla olan ilişkilere olumlu yansıyacağına inanıyorum.
Dilerim, İzmir Büyükşehir’in ulaşımdaki devrim niteliğindeki bu uygulaması tüm Türkiye’ye örnek olur.
Zira, trafiğe değecek kadın eli sayesinde yolların da dilinin değiştiğini göreceksiniz.

Yazarın Tüm Yazıları