Paylaş
Babam izin verseydi Pele olurdum
Bu haftaki söyleşi adı gibi sıradışı oldu. Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Seyfullah Çevik, 24 yıl sonra gerçek anlamda ilk kez eşiyle birlikte tatile çıkabildiğini söyleyince, soluğu Datça Palamutbükü’nde aldım. Üniversitenin medya ilişkiler direktörü sevgili arkadaşım Özgür Kaynar ve gazeteci ağabeyim Ahmet Aydın Akansu’yla birlikte Bük Pansiyon’a ait Palamut Restoran’da keyif dolu bir gün geçirdiğim Seyfullah Hoca, gerek mütevazılığı, gerek yaşadığı evlat acısına rağmen hayata bakışı, gerek eğitimci olmanın ağırbaşlılığıyla önemli mesajlar verdi. Sevgi, hoşgörü, paylaşım ve diyalog üzerine oturttuğu yaşamıyla öğrencilerine örnek olan Prof. Çevik, özeline ilişkin bilinmeyenleri de ilk kez Hürriyet Ege’yle paylaştı. En büyük hobisi futbola olan düşkünlüğünü, “Küçükken bana Pele derlerdi. Ailem destek olsaydı çok rahat 1. Lig’de oynayabilirdim” sözleriyle özetleyen Gediz Üniversitesi Rektörü anlattı, biz dinledik...
HAYAT FELSEFESİ
Sevgi, hoşgörü, paylaşım ve diyalog...
OTOMOBİL
İlk arabamızı unutamam
* İlk arabamız 1978 model üçüncü el beyaz bir Murat 131’di. Memur maaşı ancak buna yetmişti. O otomobilimizi unutmam mümkün değil. Zira; 14’ünde kaybettiğimiz oğlumuzun tedavi sürecinde hastaneye gidip gelirken, kan peşinde koşarken çektiğimiz sıkıntıyı bir nebze hafifletmişti. Ayrıca, çocuklarımız ve büyüklerimizle pikniğe gidebilme fırsatı elde etmiştik.
* Bugün yine mütevazı bir arabamız var. 2007’de 0 aldığımız, kırmızı bir Renault Scenic.
* Kendi otomobilimi kendim kullanırım. İhtiyatlı, kurallara uyan, her zaman karşıdakinin hata yapabilme olasılığını düşünen bir sürücüyüm.
* Bir araba alırken rahat, ekonomik, mütevazı olmasına dikkat ederim.
BESLENME
Pilavı ben öğrettim
* Son 1-2 yıldır sağlıklı yaşamı düşünerek diyet yapıyorum. Dengeli ve düzenli besleniyorum. Öğlen et yersem akşam sebze yiyorum. Ya da tersini yapıyorum. Ette tercihim önce balık, sonra tavuk. Kırmızı eti ise sağlık açısından yemem gerektiği oranda tüketiyorum. Ara öğün olarak süt içer, meyve yerim. Evlendiğim günden beri kahvaltıyı atladığım nadirdir.
* Öğrencilik yıllarımda lokantada çalıştığım için mutfakla aram iyidir. Çok güzel salata, omlet, menemen ve meze yaparım. İlk evlendiğimizde eşime pilav yapmasını ben öğretmiştim. Ama artık beni mutfağa sokmuyor.
MEKAN
Sakin ve sade olmalı
* Kalabalık ve hareketli yerlerden ziyade, sakin ve sade yerleri seviyoruz. Yediğimizden çok o mekanın bize huzur vermesi önemli. Bu anlamda Yengeç, Nobili Park, La Cigale (İzmir) ve Zeytindalı (İstanbul) en beğendiğimiz mekanlardan birkaçı.
SPOR
Futbolun yeri bambaşka
* Küçükken bana ‘Pele’ derlerdi. Meşin topla futbol oynardım. 5 yaşındayken 12 yaşındakilere çalım atıp gol yapardım. Takımı ben oluştururdum. İlkokulda müthiştim. Ortaokulda Termespor’da oynadım. Lisede hız kestim. Çünkü babam yasakladı, zayıf getirirsem okuldan alacağını söyledi. Tarlada çalışmak çok ağırdı. O nedenle bir gün bile topa dokunmadım. Üniversite yıllarında topla yeniden buluştum. İzmir’deki çeşitli amatör takımlarda oynama fırsatı buldum. Sonraki senelerde (58 yaşıma kadar) hobi olarak devam etti. İmkanım olsa şimdi de oynarım. Ailem destek olsaydı çok rahat 1. Lig’de oynayabilirdim.
* İkinci tutkum basketbol. Onu da bir dönem yapma şansım oldu.
* Sporun her türlüsünü severim, seyrederim.
* FB’liyim ama fanatik değilim. Kimi iyi oynar ve kazanırsa kutlarım.
TATİL
24 yıl sonra dinlenebildim
* Yıllarca tatil yapma fırsatım olmadı. Zira çocukluğum çalışmakla geçti. Üniversitede hem okudum hem çalıştım. Evlendim, ekonomik koşullar el vermedi. Yazlığımız oldu, bu kez sağlık sorunları çıktı. Sonra... Hiç istemediğim halde idari görevler üstlenmek durumunda kaldım.
* Dolayısıyla 24 yıl tatil yapamadım. Ama şimdi Datça Palamutbükü’nde yazlığımız var. Sakin, denizi temiz, insanları güzel. 15 gün kalma şansımız oldu. Mekan değiştirdik, kafamızı boşalttık. Burada olmak, insanlarla tanışmak, sohbet etmek, değişik konularda görüş alışverişinde bulunmak, elimizden geldiğince sorunlarıyla ilgilenmek, onlarla bütünleşmek büyük keyif.
HOBİ
Madalya koleksiyonum var
* En büyük hobim ailemle, insanlarla birlikte olmak.
* İkincisi, spor yapmak ve seyretmek.
* Amatör olarak balık tutmak da benim için büyük keyif. Balığa çıktığım zamanlar en dinlendiğim anlar. Yakalamaktan çok verdiği heyecan önemli.
* Klasik Türk Müziği başta olmak üzere her tür müzikten hoşlanırım. Kesintisiz 5-6 saat dinlesem sıkılmam. Lisede bir dönem saz çaldım.
* Kitap hayatımın bir parçası. O nedenle ayrım yapmak istemem. Her çeşidini okurum. Cengiz Aymatov hayranıyım.
* Gençken pul biriktiriyordum, hala duruyor.
* Orta Asya’da bulunduğumuz sekiz yıl süresince aldığımız madalya ve paralardan oluşan koleksiyonumuz var. Ayrıca, evimizin duvarlarını süsleyen resimler de mevcut.
KARİYER
Tırnaklarımla kazıdım
* Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdim (1973).
* 1988-1992 arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde müdür yardımcılığı görevinde bulundum.
* 1994’te Muğla Üniversitesi’ne geçtim, bölüm başkanlığı, dekanlık ve rektör yardımcılığı yaptım.
* Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde 2002-2007’de Türk Tarafı Rektörü olarak çalıştım. Öncesinde bölüm başkanlığı ve dekanlık görevlerini de yürüttüm.
* 2008’de Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Başkanlığı’nı üstlendim.
* Mart 2009’dan bu yana da Gediz Üniversitesi’nin kurucu rektörüyüm. Diyebilirim ki bugüne kadar görev yaptığım kurumlar arasında en huzurlusu. Rahat bir ortam. Her konuda paylaşım var. Herkes birinci adam.
* Üniversite hayatım çalışmakla geçti. Hem okudum hem yabancı dil ve daktilo kursuna gittim hem futbol oynadım hem de matematik dersi verdim. Kemeraltı’nda bir züccaciyecinin yanında çalıştım. Arkadaşlarla işportacılık yaptım. Eşrefpaşa Şehir Kulübü’nde garsonluk tecrübem de oldu. Okurken aileme hiç yük olmadım. Kendi sosyal çevremi kendim oluşturdum. Her şeyi kendi tırnaklarımla kazıyarak elde ettim.
GÜNE BAŞLANGIÇ
Gün doğmadan ayaktayım
* En geç 23.00-23.30’da yatarım. Sabah da gün doğmadan kalkarım. 08.00-08.30 gibi evden çıkarım. Sporumu yapar, kişisel bakımımı yapar, giyinir, kahvaltımı ederim. Akşamları iş yoğunluğuna bağlı olarak eve geliş saatim değişkenlik gösterdiğinden eşime mutlaka zaman ayırır, sohbet ederim. Benim için iş her şey demek değildir. Eşimi mutsuz etmek pahasına işkolik olmak istemem.
MODA
İlk intiba çok önemli
* Spor giyinmeyi daha çok seviyorum. Kravattan da hiç hoşlanmıyorum. Ancak üstlendiğim görev gereği her gün de resmi giyiniyorum.
* Bu nedenle de kıyafeti önemsiyorum. Zira, insanlar sizi önce karşıdan giysinizle görüyor, sonra tanıyor. İlk intiba çok önemli.
* Kıyafetlerimi akşamdan hazırlarım. Hatta haftalık planlarım. Hangi gün ne giyeceğime, pantolondan gömleğe, ayakkabıdan kravata kadar önceden karar veririm. Ceket, pantolon farklı giyinmeyi severim. Ağırlıklı olarak bej ve mavi renklerden hoşlanırım.
SOSYAL MEDYA
Gediz için yer alırım
* Facebook’ta da Twitter’da da yokum. Özel hayatımı paylaşmayı çok arzu etmiyorum. Ancak, üniversitemiz açısından faydası olacaksa yer alırım.
SEVİMLİ DOSTLAR
İpekböceği de besledik
* Çocukken kedilerimiz, köpeklerimiz vardı. Evlendikten sonra eşim evde istemedi. Biz de çocuklarla kuş besledik. Ancak ölünce çok üzüldüler, bir daha almadık. Bir dönem ipekböceği, akvaryum deneyimlerimiz de oldu.
Paylaş