Ege kazan ben kepçe

SİZ bakmayın benim minyon olduğuma...
Yemek yapmayı da, yemeyi de severim.
Gerçi iş tempom nedeniyle uzun zamandır mutfağa girdiğim söylenemez ama özellikle köfte ve karnıyarıkta iddialıyım.
Tabii bir de her Türk erkeği gibi mangalı kimselere bırakmam.
Çok yemem, farklı lezzetleri minik minik tadıp deneyimlemeyi tercih ederim.
Mekan konusunda müdavimi olduklarım bulunmakla birlikte yeni yerler keşfetmeyi de severim.
Kimine lezzeti, kimine ambiyansı, kimine de güleryüzlü hizmeti için giderim.
Bundan sonra bu köşede farklı tat ve mekanları kalemim yettiğince kendi penceremden sizlerle paylaşmak istiyorum.
Baştan söyleyeyim asla bir gurme, gastronomi yazarı değilim.
Sadece lezzetin peşindeyim.
Siz de yeni keşifleri seviyorsanız köşeme beklerim.
Gelin hep birlikte mekanların ve markaların kimliğine, menüsüne, ruhuna, tatlarına, geçmişine ve geleceğine yolculuklar yapalım.
Şimdiden ağız tadımız yerinde olsun.

Lezzete ve muhabbete ‘Eşlikçi’

BİRBİRİNİ mükemmel şekilde tamamlayan ve uyum içinde olan ‘eşlikçi’lerdir hayatımızı güzelleştiren.
Kimi zaman hayat arkadaşımız, kimi zaman en yakın dostumuz, kimi zaman ise bir kadeh içkinin yanındaki tadına doyulmaz lezzetlerimiz...
Bizi bir araya getiren ve güçlü bağlar kurmamızı sağlayan en güçlü eşlikçi ise ateştir.
Yüzyıllardır onun sıcaklığıyla ısınır, ışığıyla aydınlanır, çevresinde anılarımızı tazeler, yeni hayaller kurar ve kutlamalar yaparız.
Belki de en önemlisi ürünlerimizi onun sayesinde lezzetlendiririz.
Bugün sizleri yanan bu ateşin alevini birlikte çoğaltmak, hafızamızdaki kokuları yeniden canlandırmak, daha önce hiç tadılmamışı heyecanla keşfettirmek için ortamıyla muhabbetlerimize, lezzetleriyle keyfimize, samimiyetiyle de en güzel anlarımıza eşlik etmek amacıyla yola çıkan bir mekanla tanıştırmak istiyorum.

ODUN ATEŞİNİN ALEVİ SİZİ ÇAĞIRIYOR
Adı, Eşlikçi...
İzmir Narlıdere’de.
Tanyer Yapı’nın güzel İzmir’imize kazandırdığı Asma Bahçeler’in hemen A Blok girişinde.
Bir tarafında uçsuz bucaksız bir vadinin uzandığı, bir tarafı deniz, karşısı yemyeşil ormanlarla kaplı adeta cennetten farksız köşe.
Resmen açılalı yaklaşık 2 ay olmuş, ama ben yeni keşfettim.
Burası aslında ambiyansıyla, dekoruyla, menüsüyle modernize edilmiş yeni nesil bir mekan.
Girişte sizi...
“Eşe, dosta, hayata / Lezzetli sofralara / Ateşe, dumana / İki tutam baharata / Dertlere, sevinçlere / Keyifli muhabbetlere / Toprağa, denize / Mutfağa bereketle gelene / Güzel İzmir’e eşlikçiyiz” yazısı karşılıyor.
Mottolarını böyle belirlemişler, ona da uygun bir mekan yaratmışlar.
Hepi topu 51 kişi kapasiteli 13 masalı bir yer.
Bir de 13 kişilik şef tezgahı var ki oradaki ‘Şefin ateşi’ yazısı da en az girişteki kadar sıcak ve samimi:
Küçücük bir kıvılcımla yanar bu ocağın ateşi! / Muhabbetle çoğalır, lezzetle büyür dostluğun alevi / Yanan alevin yanı başında, lezzetli kokular arasında / Eşlikçi’nin ateşe olan sevdasına siz de eşlik edebilir / Şef tezgahımızda yerinizi alabilirsiniz.
Adanalı şef Can Doğan, odun ateşinin alevinden beslendiklerini, közlerinde hayat bulduklarını, tütsülenmiş lezzetlerin büyüsü için ocağı hiç söndürmediklerini söylüyor.
“Kendi kültürümüze ait geleneksel lezzetleri modern reçetelerle yeniden yorumlayıp muhabbetinize eşlik ediyoruz. Toprağın ve denizin hayat verdiği malzemelerle odun ateşini özel kılan detayları buluşturarak çeşitliliği sofranızdan hiç eksik etmeyiz” diyor.

AZ, ÖZ, HEPSİ BİRBİRİNDEN LEZZETLİ
Yurtdışı deneyimli işletme müdürü Erim Hüyük yönetiminde tamamı güler yüzlü 12 kişinin çalıştığı mekanda menü az ama öz:
Ana yemek yok, onun yerine soğuk ve sıcak eşlikçiler var.
Soğuk eşlikçiler; köz patlıcanlı atom, babagannuş, pancarlı cacık, bademli borani, zahterleme, pancari, iyot, hardal tohumlu levrek marin, eski sevgilim ve eşlikçi kafası olmak üzere 10 çeşit.
Fiyatlar 26-56 TL arası.
Eski sevgilim adı bana ilginç geldi, tattıktan sonra neden bu ismi verdiklerini anladım.
Biraz espri katmak istemişler, hoş da olmuş, bakalım sizin yorumunuz nasıl olacak?
Unutmadan bir de bağ&bahçe var.
Vişne turşulu roka, semizotu, ızgara marul ve sulu sulu adıyla 4 seçenek sunuluyor.
Bunların fiyatı da 40-42 lira.
Sıcak eşlikçiler ise; sebze, tavuk, et ve deniz olmak üzere yine 4 kategoride.
Sebzeler ızgara baby patates, ızgara sebzeler ve humus. (28-36 TL)
Tavukta tek seçenek var, tavuk şiş, 38 TL
Et daha zengin: Satır kıyma, şaşlık, dana kaburga, küşleme, beğendili kokoreç, dana sosis. (42-65 TL)
Deniz ürünleri olarak şaraplı ahtapot ve baby kalamar sizi bekliyor. (54-68 TL)
Günün finalinde tatlı olaraksa ya helva ya da mevsim meyveleri mevcut. (35 TL)

İÇEMEDİĞİNİZİ SİZİN İÇİN SAKLIYORLAR
Küçük ama zengin bir de kavı mevcut.
Sadece İzmir ve Ege’den değil, Türkiye’nin en iyi bağlarından üretilmiş şarapları bulmanız mümkün.
Başta da dediğim gibi burası bir meyhane havasında ama içeceğinizi bir bardak ya da kadeh isteyemiyorsunuz.
Şişe açılıyor, olur da kalırsa adınızla etiketlenip bir sonraki gelişinizde size eşlik etmesi için raflardaki yerini alıyor.
Öyle ki mekandaki iki duvar sırf bunun için ayrılmış.
İrem Bey’in de var, Sermin Hanım’ın da...
Eşlikçi’de tüm lezzetler bir bütün olarak sunuluyor.
Şef restoranı konseptiyle gurme tatlar bir araya getirilmiş.
Ve farklı dokunuşlarla modernize edilerek özgün bir tarz oluşturulmuş.
Bence çok da başarılı olmuş.
Bir kere yediğiniz her şey odun ateşinde pişiriliyor.
Ama bu sıradan bir odun değil.
Tanyer ailesinin memleketleri Isparta Uluborlu’daki arazilerinde yer alan kiraz ağaçlarının odunu.
Ve o müthiş aromasıyla lezzetlere ayrı bir lezzet katmış.
Kullanılan malzemelerin tamamı hangi yöreye aitse oradan getirtiliyor.
Hepsi doğal, hepsi taze.
Soğuk eşlikçilerdeki zeytinyağı enfes, kokusunu daha masaya gelirken davetkar.
O da ailenin kendi zeytinliğinden erken hasat soğuk sıkım tekniğiyle üretilen zeytinyağı.
Bir zeytinyağı tutkunu olarak diyebilirim ki son dönemde tattığım en kusursuz yağlardan.

GELENEKSEL LEZZETLERE MODERN REÇETELER
Tanyer Yapı’nın önümüzdeki günlerde Urla Bademler’de temelini atmaya hazırlandığı Tan Urla projesinde yer alması planlanan gastronomi adasına bir laboratuvar oluşturması hedeflenen Eşlikçi’de her yemeğin kendine özgü bir hikayesi var.
Kültürümüze ait geleneksel lezzetler modern reçetelerle yeniden yorumlanmış.
Ben en çok Antakya zahteriyle yapılmış zahterleme, Tire çamur peynirli pancari, soya ve pekmezle 10 saat ağır ateşte pişirilmiş dana kaburga ile tahin, süt köpüğü, baklava kıtırı ve cevizden oluşan eşlikçi helvaya bayıldım.
İddialı olacak belki ama bu mezeler daha önce yediklerinize hiç benzemiyor.
Ürünlerin lezzeti, birbirleriyle uyumu, sunumu tek kelimeyle şahane.
Ama unutmayın, yemeğin de içkinin de azı karar çoğu zarar.
Gittiğiniz yerden ve yediklerinizden keyif almaya, anı yaşamaya bakın, tadı damağınızda kalsın.
Haftaya başka bir lezzet durağının kapılarını aralamak dileğiyle...

‘Eski sevgilim’i tatmadan mekanı sakın terk etmeyin!

Eşlikçi’de tek kadeh uygulaması yok. Şişe açılıyor, olur da kalırsa adınızla etiketlenip bir sonraki gelişinizde size eşlik etmesi için raflardaki yerini alıyor. Öyle ki mekandaki iki duvar sırf bunun için ayrılmış.

Yediğiniz her şey odun ateşinde pişiriliyor. Ama bu sıradan bir odun değil. Tanyer ailesinin Isparta Uluborlu’daki arazilerinde yer alan kiraz ağaçlarının odunu. Aroması lezzetlere ayrı bir lezzet katıyor.

BENDEN YILDIZLI PEKİYİ

LEZZET: Pekiyi

AMBİYANS: Pekiyi

HİZMET: Pekiyi

KALİTE: Pekiyi

FİYAT: Pekiyi

GENEL PUAN: 9.5’tan 10