Arap Baharı patladı ihracat fren yaptı

TÜRKİYE’NİN üretim ve ihracatta en büyük üç sabun üreticisinden Dalan’ın Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Dalan’a sektörün durumunu sordum. Pek de iç açıcı konuşmadı. 2011 gibi 2012’nin de zor geçeceği, fiyat artışlarının kaçınılmaz olacağı mesajını verdi.

Haberin Devamı

Tüketim arttı, kuraklık vurdu, sabunda maliyet arttı; Arap Baharı patladı ihracat fren yaptı


Dalan, sektörün 2009 sonundan beri sıkıntılı olduğunu, önce Çin ve Hindistan’daki hızlı büyümeyle yüksek tüketimin, ardından da Arjantin’den Malezya’ya kadar kendisini hissettiren iklimsel değişikliklerin tarladaki mahsulü etkileyip ürün arzının azalması nedeniyle yağ fiyatlarında yüzde 200’e varan artışlar yaşandığını hatırlattı.
Zeynep Hanım, 2011’de de benzer tabloya dikkat çekti, “Sabunluk yağların fiyatları bir önceki seneye kıyasla yüzde 46 civarında yükseldi. Bunun yanı sıra diğer hammaddelerde, ambalaj malzemelerinde, akaryakıtta da kayda değer artışlar gözlendi. İç piyasada rekabet daha da kızıştı. Tüm bunlar sektörü karsız hale getirdi. Genel olarak ödeme riski ve piyasadaki belirsizlik de arttı” dedi.
Yaşananlara paralel olarak 2011’de Türkiye’nin sabun ihracatının yine bir önceki yıla oranla yüzde 3.5 düştüğünü belirten Zeynep Dalan, ekledi:
- İlk altı ayda Türkiye için çok büyük satış payına sahip Arap ülkelerinde, ‘Arap Baharı’ndan dolayı ihracat yavaşladı. İkinci yarıda satışlarda artış olsa da ilk yarıdaki eksikliği kapatamadı.

Haberin Devamı

Arap Baharı patladı ihracat fren yaptı

Şimdiden yıl sonu için tahmin zor ama fiyat artışı kaçınılmaz görünüyor

- 2012 nasıl görünüyor?
- Hammadde fiyatlarının değişken yapıya sahip olmasından dolayı şimdiden yıl sonu için tahminde bulunmak zor olsa da uzun dönemde temel unsurlardan dolayı fiyat artışı kaçınılmaz görünüyor.
- Neden?
- Kısaca şöyle özetleyebilirim: Dünyada sürekli artan nüfus ve gelişmekte olan ekonomilerin daha yüksek kalorili yiyecek ve yakıt ihtiyaçlarının artmasından dolayı hızlı bir ivmeyle yükselen talep var. Buna karşılık, limitli ekilebilir alanlar ve iklim değişikliklerinden etkilenen mahsul verimi şu an bile talebe cevap veremeyen bir arz yaratıyor. Gelecekte, artan taleple arası daha da açılacağı için uzun dönemde fiyatlarda yükselmeye yol açacak. Bunun yanında, iç piyasada fiyat rekabeti ve ulusal süpermarketlerin üretici karşısındaki gücü sabun sektöründe karlılığı yok etti. Bu baskılara üreticilerin ne kadar daha dayanabileceklerini zaman gösterecek. Yeterli ar-ge ve bilgi birikimine tam yatırım yapamamış, teknolojik ve yasal gelişmeleri çok yakından takip edemeyen firmalar, özellikle gelişmiş ülkelerde yeni yönetmeliklerden dolayı ihracatta zorlanabilirler.

Haberin Devamı

Kızıl değil mavi okyanus taktiği uyguladık, yüzde 18 büyüdük, 2012’de aynı çizgiyi koruruz

DALAN’A, bu ortamdan firma olarak nasıl etkilendiklerini de sordum, yanıtı şöyle oldu:
- Biz bu dönemde ‘Kızıl’ değil, ‘Mavi Okyanus’ taktiğini uyguladık. Yani bütün balıkların birbirlerini yiyerek okyanusu kızıla döndürdüğü değil, balıkların daha geniş bir yüzme alanı bulduğu okyanus yaratmaya çalıştık, pazarı büyüttük. Riskimizi minimize etmeye, yakın gelecek için bilgi ve ekipman yatırımlarını planlamaya özen gösterdik. Zeytinyağının ‘sorun çözücü’ özelliğini kullanan ürünlere de ağırlık verdik.
- Sonuç?
- Sektördeki tüm zorlayıcı faktörlere rağmen iyi bir yıl geçirdik. 2011’de yüzde 18 büyüyerek 133 milyon TL ciroya ulaştık.
- 2012 için hedefleriniz?
- Bu yıl iç piyasada yüzde 16, ihracatta ise yüzde 15’lik büyüme hedefimiz var. Zorlu geçen piyasa şartlarına rağmen, ilk çeyrekte tonaj bazında ihracatımız 2011’in aynı dönemine göre yüzde 13 artış gösterdi. 2012’de ve sonrasında tüketicilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik performans veren, 70 yıldır doğallığa olan bağlılığımızı devam ettiren, pazarda fark yaratacak ürünler sunmaya devam edeceğiz.

Haberin Devamı

Türkiye’de kozmetik pazarı 4 milyar TL’yi buldu, her yıl yüzde 10 büyüyor

DALAN d’Olive markasıyla kişisel bakım ve kozmetik sektöründe de faaliyet gösteren firmanın üçüncü kuşak temsilcisi Zeynep Hanım’la bu konuda da konuştuk.
Dünya genelinde kozmetik için harcanan paranın 200 milyar doları aştığını kaydeden Zeynep Dalan, “2010’un sonunda açıklanan rakamlara göre, Türkiye’de kozmetik ürünlerinin tüketim miktarı yaklaşık 4 milyar TL ve bu pazarda tüketimin ortalama büyüme hızı yüzde 10 civarında” diye konuştu.
Türkiye kozmetik ve kişisel bakım sektöründe her geçen gün artan ürün çeşitliliği olduğunu ifade eden Dalan, gün geçtikçe tüketicilerin bilinçlenmeye ve daha seçici olmaya başladığını, dolayısıyla gerçek performans gösteren ve doğal konseptli ürünlerin daha çok tercih edilir olduğu bilgisini verdi. “Ürünlerin içeriklerine bakıp potansiyel zararlı maddeleri olmayanları tercih eden tüketiciler var” dedi.
- Ülke bazında ihracat ne boyutta?
- Kozmetik sektöründe Türkiye’nin ihracatı 2008’deki global kriz nedeniyle yaşanan düşüşün dışında 10 yıldır artan grafik sergiliyor. 2011’de bir önceki seneye göre yüzde 12’lik artışla 509 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin global arenadaki yerine bakarsak ilerleyecek daha çok yolumuz var. Fransa’nın kozmetik ihracatı 14.4 milyar, Almanya’nın ise 9.7 milyar dolar. Bu noktaya ulaşmak için sadece ekipmana değil, bilgi birikimine de yatırım gerekiyor. Pazarda bulunan ürünlerin kopyasını yapmak yerine katma değer yaratan ürün ve hizmetler, bu inovasyonu yaratabilmek için de şirketlerin devlet ve üniversitelerle beraber daha yakın işbirliği yapmasına ihtiyaç var.

Haberin Devamı

Arap Baharı patladı ihracat fren yaptı

70 yıllık birikimimizle bu sektörde de daha çok yol alacağımıza inanıyoruz

ZEYNEP Hanım, AB’yle aynı anda yürürlüğe girecek olan Kozmetik Yönetmeliği ile Sağlık Bakanlığı’nın iç piyasada denetimi daha efektif sağlayacağını umduklarını dile getirdi, “Bunun da tüketicilerin sağlıksız ya da vaat ettiğini yerine getirmeyen ürünler tarafından aldatılmasını önlemekte daha etkili olacağını düşünüyoruz” görüşünü paylaştı.
- Dalan olarak sizin konumumuz nedir?
- Kozmetiğe sabundan sonra girmiş olsak bile bu sektörde de üst segment, doğal konseptli, yüksek performanslı ürünler sunan bir firma olarak tanınmaya başladık. Özellikle 2011’de lansmanını yaptığımız d’Olive markalı zeytinyağlı ürünlerimiz piyasada tüketiciler tarafından beğeniyle karşılandı. 70 yıllık birikimle kendi ar-ge laboratuvarımızda geliştirdiğimiz bu ürünün yıpranan cildi ve saçları onardığı ve iyileştirdiği, uluslararası akredite laboratuvarlarda yapılan bağımsız testlerde de kanıtlandı. Bu sektördeki bilgi birikimine yatırımımız ve profesyonel bakış açımızla daha çok yol alacağımıza inanıyoruz.

Haberin Devamı

7 marka, 600 çeşit ürünle Venezuela’nın Amazonları dahil 5 kıtada 100 ülkede varız

ZEYNEP DALAN, artık sabun denince Türk üreticilerinin kalitesinin dünyaca kabul edildiğini vurguladı. Yurtdışında özellikle doğal ürünlere yönelişin başladığını, kalıp sabunun da gözde hale geldiğine işaret eden Dalan, “Kaliteye gösterdiğimiz hassasiyet ve sürekli gelişmeye odaklanmamız sayesinde bu konuda da trendi belirleyen marka olduk. Sabunda ‘Türk Malı’ tercih nedeni haline geldi. Dikkat çekici bir şekilde tüketiciler bir zamanlar annelerinin ya da anneannelerinin banyoda bazen şakayla karışık kafalarına vura vura yıkadığı kalıp sabunlara özlemlerini anlatıyor ve o hamamlarda kullandıkları ürünlerden istiyor” diye konuştu.
- Sabun üretiminizin yüzde kaçını ihraç ediyorsunuz?
- Şu an ihracatımız üretimimizin yüzde 65’inden fazlasını oluşturuyor.
- Hangi ülkeler?
- Dalan, Diana, Nancy, Cindy, Roxy gibi 7 markamızla ürettiğimiz 600’ü aşkın ürünümüzü 5 kıtada 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Venezuela’nın Amazonları’nda bile varız. Çok farklı kültürleri yakından tanımamız ve her bölgenin tüketicilerinin ihtiyaçlarına uygun sabun üretiyor olmamız bu başarımıza destek oluyor.

Amerikalılar janjanlı, Fransızlar parfüm kokan, Afrikalılar kiloluk sabun seviyor

- TÜRKİYE ve dünyada kişi başına sabun tüketimi nedir?
- Avrupa’da yılda kişi başına katı sabun tüketimi 4 kiloya ulaşırken, bu rakam Türkiye’de 1.7 kilo düzeyinde. Türkiye’de geçtiğimiz yıllara baktığımızda sabun kullanımında trend sıvı sabuna doğru kayıyor. 2008-2010 arasında kalıp sabun tüketimi yüzde 5 artarken, sıvı sabun tüketimi yüzde 17 artış gösterdi.
- Ülkeye göre sabun tercihi değişiyor mu?
- Dünyada kişi başına düşen gelir düzeyi yükseldikçe, kişi başına düşen sabun kullanım miktarı da artıyor. Toplam sabun kullanımı arttıkça, kalıptan sıvıya geçiş başlıyor. Ancak her ülkenin ekonomik düzeyinin dışında kültürel farklılıklar da kullandıkları sabun türünü, gramajını, ambalajını ve kokusunu belirlemekte önemli rol oynuyor. Örneğin; ABD’liler tatlı meyve kokulu ürünleri, büyük boy ve janjanlı ambalajları istiyor. Fransızlar küçük boyutlarda, sofistike, parfüm gibi komplike ürünleri tercih ediyor. Araplar, “Kokusu ne olursa olsun ama yoğun olsun” derken, Afrika gibi geliri düşük ülkelerde ise kiloluk sabunlar parça parça satılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları