Paylaş
Halk arasında ‘kültür’ diye adlandırılan, kimi çevrelerin doğaya ve turizme zarar verdiği düşüncesiyle karşı çıktığı ‘çiftlik’ balıkçılığı ise çıkışta.
BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre dünya genelinde üretilen 147 milyon ton balığın yaklaşık yüzde 40’ı çiftlik. Böyle giderse denizlerdeki doğal balık stokları azalacak, bazı türler hızla yok olmaya devam edecek. 2030’da, artan dünya nüfusuna paralel olarak, yılda 40 milyon ton daha balığa gereksinim duyulacak.
Söz konusu raporda, bunu karşılamanın tek yolunun çiftlik balıkçılığı olduğuna vurgu yapılıyor, “Gelecekte ticari balıkçılık faaliyetleri hem daha zorlaşacak hem de daha pahalı hale gelecek. Geleceği planlanmamış her endüstri kolu gibi balık avcılığı da günün birinde yok olacak. Kuralına uygun yapıldığı takdirde çiftlik balıkçılığı ise önümüzdeki 50 yıl içinde ekonomik fiyatlı gıda tedariki ve açlık problemlerine karşı tek güvence durumunda” deniliyor.
Yaşar Holding Tarım, Hayvancılık ve Balıkçılık Grubu Başkanı Hasan Girenes, bu tabloya rağmen ülkemizde çiftlik balığına bazı kesimlerin hala küçümseyerek baktığını söylüyor, şöyle diyor:
- Çiftlik tavuğunu, yumurtasını yiyoruz. Çiftlik balığına ise küçümseyerek bakıyoruz. Avcılık çipurası, levreği mi kaldı? Bugün ülkemizde, lokantalarda, marketlerde ya da balık hallerinde gördüğümüz çipura, levrek ve alabalığın yüzde 99.9’u yetiştiricilik yoluyla üretilen balıklar. Yıllardır bu işin içinde çalışan biri olarak şunu söyleyeyim. Avcılık levreği, çipurası olsa bile ben yine çiftlik tercih ederim. İnanın, her yönden daha güvenilir.
Komşu 25 kilo yiyor, biz ise sadece 8 kilo
- DÜNYADA ve Türkiye’de kişi başı yıllık balık tüketimi ne kadar?
- Ülkemizde ne yazık ki balığın besleyiciliği yeterince bilinmiyor. Balık tüketme alışkanlığı tam anlamıyla yerleşmiş değil. Yılda kişi başı 8 kilogramlık tüketim söz konusu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2013’te bu rakamın 10.3 kilo olmasını hedefliyor. Oysa, komşumuz Yunanistan ve AB ülkelerinde yaklaşık 25 kilogramı bulan tüketimden bahsediliyor. Dünya ortalaması ise 17 kilo.
- Balığın ne gibi yararları var?
- Balık, doğanın mucize gıdası. Anne sütünden sonraki en değerli besin kaynağı. Beslenme skalasında hem ‘ideal protein’ hem de ‘ideal doymamış hayvansal yağ’ kaynağı yani omega-3 sadece balıkta var. Balık, kalbin ve beynin gıdası. Aynı zamanda akıl ve düşünce kapasitesini geliştiren en ideal protein kaynağı. Balık yiyen toplumların daha zeki, teknoloji ve bilime daha yatkın olduğu, daha hızlı koşup daha hızlı düşündüğü bilimsel bir gerçek. Yaşam kalitemizi iyileştirmek için balık tüketimini tüm yaş gruplarına ve hayatın tüm evrelerine yaymalıyız.
AB’nin en büyük tedarikçisi olabiliriz
AYNI zamanda İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olan Girenes, FAO verilerine göre çiftlik balıkçılığının son 10 yılda rekor sayılabilecek hızda büyüyen tek sektör olduğuna dikkat çekiyor. 2020’ye kadar yılda ortalama yüzde 3 büyüme beklendiğini belirten Hasan Girenes’e soruyorum:
- Peki, Türkiye’de durum ne?
- Ülkemiz çiftlik balıkçılığı sektörü, sahip olduğu modern üretim teknikleri, kullandığı teknoloji, güçlü ar-ge ve know-how ile coğrafyasındaki rakiplerine liderlik yapıyor. Sektörün toplam üretim kapasitesi hızla artıyor. Sektör yeni yatırımlarla hedeflerini büyütüyor. Özellikle yavru balık üretiminde ve ihracatında ciddi yükseliş var. Doğru politikalar uygulanır ve desteklenir, sektöre yol gösterilirse Türkiye yakın zamanda AB’nin en büyük tedarikçisi olabilir.
- Türkiye’nin yıllık toplam su ürünleri üretimi ne kadar?
- Avcılık da dahil 650 bin tonun üzerinde. Pazarın yüzde 10’luk kısmı işlenmiş ürünlerden oluşuyor. Yılda ortalama yüzde 20 büyüyen iç pazarın önümüzdeki senelerde de bu hızını sürdürmesi bekleniyor.
- İhracatta pozisyonumuz ne?
- Bugün Türkiye’nin süt ve süt ürünleri ihracatı 224 milyon, et ve et ürünleri ihracatı 430 milyon dolar. Su ürünleri ihracatı ise 450 milyon dolara ulaştı. AB’de 12 milyar Euro balık cari açığı var. Keza, yakın coğrafyamızda birçok ülke daha fazla balık talep ediyor. Türkiye’nin kıyı şeridi ve deniz varlığı, gelecekteki en büyük kozlarından biri olacak. Bu muhteşem hazineyi ortak aklın ve teknolojinin gerekleriyle kullanabilirsek, üretim potansiyelimizi çok daha yukarı taşıyabiliriz.
Bizden daha ağır mevzuatı olan başka ülke yok
GİRENES’le çiftlik balıkçılığı mevzuatını da konuşuyoruz, “Bizden daha ağır olan ülke yok” diyor. Komşumuz Yunanistan’da balık çiftliklerine sadece 20 metre derinlik şartı getirilirken, Türkiye’de kıyıdan bin 100 metre mesafe, en az 30 metre derinlik ve 0.1 m/sn akıntı hızı kriterlerinin bir arada arandığına dikkat çeken Hasan Girenes, Türkiye’de birçok alanda Norveç ve Japonya gibi balıkçı ülkelere göre daha yüksek standartlar getirildiğini kaydediyor, “Bir balık çiftliği kurmak uzun ve zorlu bir süreci gerektiriyor. Yasal prosedür çok uzun, çok karmaşık, birçok kurumdan da olur almak gerekiyor” diye konuşuyor.
- Buna rağmen ülkemizde kaç balık çiftliği var?
- 344 onaylı proje var. Toplam proje kapasiteleri yıllık 145 bin ton. 2010’da denizlerde 88 bin ton üretim gerçekleştirildi. 28 bin 157 ton çipura, 50 bin 796 ton levrek, kalanı ise diğer türleri kapsıyor.
Çevreyi kirletseydik Avrupalının sofrasında olamazdık
HASAN Girenes, çiftlik balıkçılığı sektörünün bazen medyada olumsuz şekilde yansıtılmasından dertli. Girenes, bu tür haberlerin, sektörün yoğun çabalarını, üstlendiği önemli misyonu ve katkılarını perdelemiş olduğu görüşünde:
- Bugün çiftlik balıkçılığı sektörünün 1 milyar doların üzerinde sabit yatırımı, 650 milyon dolar değerinde canlı balık varlığı bulunuyor, 25 bin kişiye iş imkanı sağlıyor. Kırsal kalkınmada büyük rol oynadığı gibi, 450 milyon dolarlık ihracatıyla ekonomiye önemli katkıda bulunuyor.
Birçok ciddi kuruluşun yaptığı araştırma sonuçlarına göre, kurallara bağlı çiftlik balıkçılığı tesislerinin diğer kirleticilere göre kirlilik yaratma durumunun oldukça düşük olduğunu savunan Hasan Girenes, ekliyor:
- Kültür balıkçılığına yapılan suçlamalar bilimsel dayanağa sahip değil. Eğer bu faaliyet denizi kirletiyor olsaydı kendi bindiğimiz dalı kesiyor olurduk. Çünkü suyun temiz olması sağlıklı balık üretimi için ön koşul. Sektörümüz, ‘mavi devrim’ için denizde faaliyet gösteren birçok sektörden daha çok çalışıyor. Şunu gururla ifade etmeliyim ki, gıda sektöründe gıda güvenliği ve çevreyle ilgili izlenebilirliğin en başarıyla uygulandığı üretim dalı çiftlik balıkçılığı. Aksi takdirde bunca yıldır AB’ye ihracat yapıyor olamazdık. Türkiye bugün AB levrek-çipura pazarının yüzde 25’ine hakim. Avrupalının sofrasındaki her 4 çipura-levrekten biri Türkiye’den gidiyor. Eğer ürününüz ‘yeşil’ değilse kalıcı olamazsınız.
Selçuk Bey’in bakanlık önerisinin dünyada birçok örneği var
BİRÇOK konuda olduğu gibi çiftlik balıkçılığında da Türkiye’ye öncülük eden Selçuk Yaşar’ın ısrarla gündeme getirdiği sektöre yönelik Tarım-Gıda ve Balıkçılık Bakanlığı kurulması önerisini de konuşuyoruz.
Yaşar’ın, kimsenin düşünmediklerini düşünen, hayata geçiren, ülke ihtiyaçlarını çok iyi analiz edebilen bir girişimci olduğunu söyleyen Hasan Girenes’i dinliyoruz:
- Selçuk Yaşar, Türkiye’de pek çok alanda olduğu gibi çiftlik balıkçılığında da öncülük yapmış bir duayen. Yarım asrı aşan deneyimiyle haklı olarak sektöre sahip çıkılmasını ve geri kalmamasını istiyor. Böyle bir liderimiz olduğu için kendimizi çok şanslı addediyorum. Gerçekten de su ürünleri sektörü Türkiye’de artık milli politika dahilinde planlanmalı ve tek bir otoritenin çatısı altında toplanmalı. Balıkçılık sektörünün bütün olarak ele alınmasına ihtiyaç var. Dünyada bunun örnekleri mevcut. Örneğin; Fransa, Danimarka, İspanya, Portekiz ve Rusya’da benzer bakanlıklar var.
Her şey dahil 5 yıldızlı otel konforunda
- BİRAZDA Çamlı Yem’i konuşalım...
- 1983’te kuruldu. Büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı yemler, balık yemleri, besi hayvancılığı, kültür balıkçılığı ve bitki besleme alanlarında faaliyet gösteriyor. Gerek Çeşme Ildırı’daki deniz işletmemiz gerek Işıkkent’teki balık işleme tesisimiz, gıda güvenliği uygulamalarında AB’nin en üst seviyesinde. Çamlı olarak, gelişmiş bilişim teknolojileri sayesinde, tüm üretim aşamalarında izlenebilirlik sistemini tam anlamıyla uyguluyoruz. Tüketici için makul fiyatlı, kaliteli ve doğal balık üretiyoruz. Doğada balıklar nasıl yaşayıp besleniyorsa biz de doğayı kopya ederek onlara alışık oldukları ortamı sağlıyoruz. Çiftliklerimizde 5 yıldızlı otel konforunda her şey dahil sistemle balıklarımıza bakıyoruz.
- 2011 cirosu ne kadar?
- Yaşar Holding’in 2011 cirosu 3 milyar TL olarak gerçekleşti. Çamlı’nın tüm faaliyetleri itibariyle cirosu 224 milyon TL oldu. Çamlı olarak iç pazar ve ihracat dahil toplamda 4 bin 623 ton taze, yavru ve işlenmiş balık satışı gerçekleştirdik. İhracatın bu tonajdaki payı yüzde 32. Yaşar Grubu olarak balık işimizin toplam cirosu ise 78 milyon TL.
Paylaş