YAKLAŞIK 30 yıldır bu mesleğin içindeyim.
Kalemimin yettiğince zaman zaman bir şeyler de yazmaya çalışıyorum.
Beğendiğim bir şey olduğunda alkışlıyor...
Beğenmediğim bir şey olduğunda ise eleştiriyorum.
Alkışladığım bir konuda daha sonra aksaklık gördüğümde uyarımı yapıyor...
Eleştirdiğim bir konuda daha sonra pozitif şeyler gördüğümde ise şapka çıkarıyorum.
Dünyanın en büyük seralarından Agrobay’da hasat edilen domatesler TIR’lara yüklenerek St. Petersburg’a gönderilmiş.
Rusya’nın önde gelen perakende zincirine yollanan domatesler ülke genelindeki 750 markete ulaştırılacakmış.
Firma, uçak krizi öncesi 10 bin ton domates gönderdikleri Rusya ile bu yıl 5 bin tonluk anlaşma yapmış.
Ama fiyat odaklı olarak bu rakam 7 bin tona çıkabilirmiş.
Agrobay, Rusya pazarına bağımlılığı azaltma konusundaki politikayı gelecekte de devam ettirip Ortadoğu ve ABD’de büyüyecekmiş.
***
Ayvalık’ı ailece çok seviyoruz.
Huzur dolu havası, tarihi atmosferi, köklü geçmişi, kültürel zenginliği...
Rum evleri, camileri, kiliseleri, denize dik inen daracık taş sokakları...
Leziz yemekleri, lor tatlısı, papalinası...
Çarşısı, sahil bandı, mavi bayrak plajları...
Ve daha nice güzelliğiyle mıknatıs misali bizi kendine çekiyor.
Ekonomist’in haberine göre, halen 80 ülkeye ihracat yapan firma önümüzdeki 5 yılda 250 milyon TL’lik yatırım yapacakmış.
Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, otomotiv sektörünün başka bir alanında küresel bir oyuncuyla ortak üretim yapabileceklerini paylaşmış.
Japon GS Yuasa ile birlikte temeli atılan fabrika 2018 sonu veya 2019 başında üretime başlayacakmış.
200 milyon TL yatırımla hayata geçecek yeni tesisle yıllık akü üretimi 5 milyon adetten 7 milyon adede çıkacakmış.
Yakın gelecekte yine GS Yuasa ile elektrikli otomobiller için akü de gündemdeymiş.
Jantta ise OSB’de alınan beşinci alanda yeni projeler söz konusuymuş.
Yani duyarız ya hep, “Anne, baba, aile olmak sadece kan bağıyla olabilecek bir şey değil” diye...
İşte bizimki de öyle...
Eşim ve ben 22 yıllık evliliğimizde biyolojik olarak sahip olamadığımız çocuğumuza ‘koruyucu aile’ sayesinde kavuştuk.
Doğrusu eşim uzun zamandır istiyordu, ben ise kendimi yeni hazır hissettim.
Hayatta hiçbir şey için geç olmadığına inanıyorum.
Dolayısıyla...
Bir dönem otomotiv, inşaat ve yazılım sektöründe başarılı işlere imza attı.
Sonrasında, yaşadığı bazı talihsizlikler nedeniyle işlerini bırakmak zorunda kaldı.
Gönen, uzun süredir çeşitli firmalara danışmanlık yapıyordu.
Duydum ki, son dönemde yatırımlarını İzmir’e kaydıran Türkiye’nin önde gelen inşaat firmaları da Nafiz Gönen’den destek alıyormuş.
“Sayın Adnan Kaya,
Karşıyaka kamuoyu stat sürecini bir de kulüp cephesinden sizin aracılığınızla bilsin istedik.
Danıştay dava süreci bizzat kulübümüz tarafından güne gününe takip edilip sonuçlandıktan sonra TOKİ ile müteahhit firma arasındaki fiyat farkı sorununu çözmek için İzmir milletvekillerimiz Hamza Dağ ve Kerem Ali Sürekli ile birlikte çaba harcamamıza rağmen, TOKİ, Ali Acar firmasına fiyat farkı vermeyi kabul etmedi ve yeni ihale sürecinin önü açıldı.
İhalenin yenilenmesiyle itiraza açık bir süre başlamış oldu. Belediyenin kulübümüzden istediği itiraz ettiği planın tadilatı gündeme geldi. Stadın giriş çıkışlarının düzenlenmesi, itfaiye ve ambulans giriş çıkışlarının düzenlenmesi, panik halinde tahliyenin kolay yapılabilmesi, otopark ve stat yüksekliğinin yandaki binaları geçmemesi gibi...
Ankara’da kulüp başkanı ile birlikte başbakanımızı ziyaret ettik. Bu sorunlarımızı aktardık. Kendisi bu konuda Hamza Dağ’ı görevlendirdi. Hamza Dağ’la Ankara’da yaptığımız toplantıda kulübün İZVAK’tan teknik yardım alması gündeme geldi. Kulüp başkanı ile birlikte divan kurulu başkanı olarak ben bunun bir sakıncası olmadığını söyleyip, süreci takip etmeyi İZVAK’la sürdürmeye başladık. Ancak ilerleyen süreçte birkaç olay yaşandı ve bundan dolayı süreci İZVAK’sız, kulüp olarak devam ettirme kararı aldık.
(Buraya kadar yazıma ters düşen, çelişen bir şey olmadığı gibi, İZVAK’ın by - pass edildiğini de düşünmüyorum. Zira İZVAK, Hamza Dağ’ın istediği gibi hala sürecin en ciddiye alınır parçası.)
Ama tam olarak teyit edemediğim için yazamamıştım.
Öğrendim ki, Türkiye’nin en büyük alüminyum jant üreticisi İzmir merkezli CMS, çoğunluk hissesinin satışı için HSBC’ye yetki vermiş.
Reuters’in firma içinden iki kaynağa dayandırarak verdiği habere göre, yabancı ortak olmazsa alıcının bir fon olma ihtimali de bulunuyormuş.
Bu arada, aralarında Mercedes ve BMW gibi firmalarının da olduğu toplam 22 marka için alüminyum jant üreten CMS...
Atatürk OSB’deki mevcut jant tesisinin yanına inşa ettiği yeni fabrikayı 2018’in ilk yarısında kadar tamamlamayı, yılda 2.5 milyon jant üretimi yapmayı ve 600 kişiye istihdam imkanı sağlamayı hedefliyormuş.
***