Paylaş
Bunlardan bir kısmı da ülkemizdeki bazı yabancı ülke büyükelçileri.
Uluslararası bir iş konseyi başkanı ile önemli bir ülkenin büyükelçisi arasında geçen diyaloğu paylaşmak istiyorum.
AK Parti’nin gidişini peşin peşin satın alan ülkenin büyükelçisi, 20 Aralık kararları ile ters köşe olmuş durumda. Bu psikolojiyle iş konseyi başkanına, “20 Aralık’tan sonra ne oldu?” diye soruyor.
ÇÖZÜM YİNE ERDOĞAN’DAN GELDİ
Gerçekçi analizleri ile bilinen iş konseyi başkanı, büyükelçinin zaman zaman yüzünü buruşturarak dinlediği şu değerlendirmeyi yapıyor:
1) Doların 18 liraya çıktığı, hızlı fiyat artışlarının yaşandığı bir süreçte halk, çözüm önerilerinin muhalefetten gelmesini bekledi ama çözümü bulan Erdoğan oldu. Muhalefetin çözüm üretemediği bir süreçte, çözüm Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Halk bir kez daha, “Çözümün adresi Erdoğan’dır” noktasına geldi.
MUHALEFET SORUNU
2) Türkiye’de sorun arıyorsanız o iktidar değil, muhalefet sorunudur. İktidar yanlış yaptığı zaman oyları azalıyor ama muhalefetin oyları yükselmiyor. Ama iktidar doğru yaptığında AK Parti’nin oyları artıyor, aynı zamanda muhalefetin oyları da düşüyor. 20 Aralık’tan sonra AK Parti’nin oyları yüzde 40’a doğru yükselirken, muhalefetin oyları düştü.
MORALLER YÜKSELDİ
3) Erdoğan, parti yöneticilerini ve bakanları toplayıp, “2023 seçimlerini fark atarak kazanmamız lazım” diye talimat verdi. Ekonomide yaşanan dalgalanma nedeniyle bir süredir moral bozukluğu yaşayan AK Parti kadroları ise 5 yıl daha kalıcıyız diye kolları sıvadılar, çalışmalara başladılar.
HEPSİ, BİR ERDOĞAN ETMİYOR
Türk siyasetinde belirleyici olan liderdir. Seçimleri lider kazanır. Erdoğan AK Parti’yi kurduğu günden bu yana girdiği her seçimi kazanan bir lider. Çünkü Türk milleti Erdoğan’a güveniyor. Çünkü Erdoğan ekonomik ve siyasi kriz anlarında küllerinden doğan bir lider. 20 Aralık’ta yine büyük lider olduğunu gösterdi. 20 Aralık kararları ile bir hamle yaptı, işin seyrini değiştirdi. Muhalefet ise topluma güven veren bir lider çıkaramıyor. Hepsini toplasanız bir Erdoğan etmiyor. Böyle olunca yabancılar da 2023’e dönük hesaplarını değiştirmeye başladılar.
KILIÇDAROĞLU’NA BİR YALANLAMA DA DANIŞTAY’DAN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmen atamalarıyla ilgili mülakat hakkında Danıştay kararı olduğunu iddia etmiş, “Danıştay’ın verdiği bir karar var. Mülakatta artı 3 eksi 3 puan verebilirsiniz diyor. Bir puan aralığı belirliyor. Aldığı puanla, yazılıda aldığı, KPSS’de aldığı puanla mülakatta verilecek puanın aralığını belirliyor. Buna uymuyorlar. Yani Danıştay kararına uymuyorlar” demişti.
DANIŞTAY, ‘YOK’ DEDİ
Milli Eğitim Bakanlığı ise Danıştay’ın böyle bir kararı olmadığını açıklamış, Kılıçdaroğlu’nu iddiasını ispat etmeye davet etmişti. Kılıçdaroğlu’ndan o günden bu yana ses çıkmadı ama Milli Eğitim Bakanlığı Danıştay’a yazılı olarak başvuruda bulunarak böyle bir kararlarının olup olmadığını sordu. Danıştay’dan Kılıçdaroğlu’nu tekzip eden bir yanıt geldi. Danıştay’ın cevabında, “Kayıtlarımızda yapılan detaylı inceleme ve araştırmalar neticesinde, kamu kurum ve kuruluşlarınca personel alımına ilişkin yapılan sözlü sınavlarda (mülakatlarda) puanlama yapılırken, yazılı sınav puanının üç puan altında veya üç puan üstünde puan verilebileceğine ilişkin bir Danıştay kararına rastlanmamıştır” denildi.
ZİYA SELÇUK ÇARPITMASI
CHP’nin, Danıştay’la ilgili çarpıtmasının bir muhatabı da eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk oldu. Geçen hafta Ziya Selçuk’un telefonu çaldı. Arayan akademik dünyadan tanıştığı bir CHP genel başkan yardımcısıydı. Telefonuna yanıt verdi. Aralarında şöyle bir diyalog yaşandı:
CHP Genel Başkan Yardımcısı: Mülakatlarla ilgili Danıştay kararı var, değil mi?
Ziya Selçuk: Danıştay’ın böyle bir kararı yok. Olsa ortada olurdu. Danıştay’ın bir kararı yok.
CHP Genel Başkan Yardımcısı: Mülakatlarda artı 3 eksi 3 diye bir karar varmış. Siz bunu nasıl uygulamıştınız?
Ziya Selçuk: Böyle bir karar yok ki uygulansın. Bu konuda artı üç eski üç olsa nasıl olur diye bir konuşma oldu ama alınan bir karar ve uygulama yok.
CHP’DEN SES YOK
Peki bu nasıl yansıtıldı? Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim’in önüne gitmeden önce CHP Genel Merkezi’nden eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk arandı, Danıştay kararını doğruladı diye yansıtıldı. Ziya Selçuk bunun doğru olmadığını belirten bir tweet attı. Yani CHP’yi yalanladı. Peki sonra ne oldu? CHP’den ses çıkmadı.
KILIÇDAROĞLU’NUN TAVRI DOĞRU
ÖZGÜR Özel’in, Diyanet’in 4-6 yaş çocukları için açtığı Kuran kursları konusunda yaptığı “Ortaçağ zihniyeti” benzetmesi çok büyük tepki gördü. Özgür Özel, Erdoğan ve Bahçeli’nin eleştirilerine yanıt vermek için bir video yayınladı ama ikna edici olmadı. Tam aksine, “CHP, muhafazakâr kesimle böyle mi helalleşecekti?” sorularının sorulmasına yol açtı. Dindarlarda zaten bir CHP algısı var. Bu olay üzerine devir değişti ama CHP’nin Kuran alerjisi bitmemiş denildi. Gerekli tepkiler gösterildiği için uzatmak istemiyorum.
KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI
Ama doğruya doğru, yanlışa yanlış demek lazım. Kılıçdaroğlu, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın isteyen ailelerin çocuklarına Kuran’ı öğretmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Siyaset din, inanç, kimlik, yaşam tarzı alanına girmemeli” diyerek doğru bir tavır koydu.
Paylaş