Üç bakana bravo

İlk gördüğümde bana “İşte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. Hani Nâzım Hikmet, “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. Ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. İşte özlediğimiz devlet bu. Bravo üç bakana. Bize bunu yaşattıkları için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. Bana “Özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “Giresun Dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.

ERDOĞAN’IN VİZYONU

SAVUNMA Sanayi İcra Komitesi’nde milli silah yapımı kararı alınmıştı.

İsrail’den aldığı bir İHA uçuş sırasında kaybolmuştu. İsrail devreye girdi o İHA’yı indirmeyi başardı. Bunun üzerine, İsrail’in yazılımda açık bir kapı bıraktığı, hem bize sattığı İHA’lara istediği zaman müdahale edebileceği ortaya çıkmıştı, hem de bizim İHA’ların tespit ettiği görüntülerin aynı zamanda İsrail’e aktarıldığı kuşkusu doğmuştu. Bunu bilen bir gazeteci olarak savunma sanayisinde yerli ve milli silah üretimi kararının alınmasından heyecanlanmıştım. Görüşünü sorduğun emekli bir general dudaklarını büzerek “Erdoğan hayal görüyor. Sonunda da büyük bir hayal kırıklığı yaşanacak” demişti. Donup kalmıştım. Suriye’deki, Libya’daki, Doğu Akdeniz’deki askeri varlığımıza her zaman bir de bu gözle baktım. Eğer yerli ve milli silahları üretmesek ABD’ye, Rusya’ya ve Avrupa Birliği’ne karşı biz bu operasyonları yapabilir miydik?

ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ

Karadeniz’de doğalgaz bulunmasının ardında yatan işte bu irade. Özal, Türkiye’yi dışa açtı. Değişimi gerçekleştirdi. Erdoğan ise güçlü bir lider. Ancak onu sadece güçlü bir lider olarak tanımlamak haksızlık olur. Erdoğan aynı zamanda vizyoner bir lider. Onun vizyonu, milli dönüşüm. Türkiye’yi dönüştürdü. Savunma sanayisinden enerjiye, sağlıktan diplomasiye kadar milli dönüşümün mimarı oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan gelen Erdoğan, dünya lideri olurken Türkiye’yi devler ligine taşıdı. “Milli enerji ve maden politikası”nın esaslarını tayin etti. Karadeniz’de Tuna 1 blokunda bulunan doğalgazın altında işte o irade yatıyor.

ALBAYRAK’IN VİZYONU

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın hazırladığı “Milli Enerji ve Maden politikası” ve Fatih, Oruç Reis gibi sismik araştırma ve sondaj gemilerimizin yapımı olmasaydı, bugün milletimizi heyecanlandıran, Karadeniz’de bulunan doğalgazdan bahsedemezdik. Hürriyet yazarı Fatih Çekirge’ye, doğalgaz bulunduğu haberini ilk aldığında, “O an sadece şükrettim” diyen Berat Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi vereceğini ilan ettiği zaman “Eksen değişecek” demişti. Bundan sonraki hedef, “Eksen Türkiye”

TEŞEKKÜRLER FATİH DÖNMEZ

Bizde bir bakan gidince maalesef onun projeleri de çöpe atılıyor. Fatih Dönmez Enerji Bakanı olduğunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğini yaptığı, Berat Albayrak’ın ise stratejisini belirlediği yerli ve milli imkânlarla petrol ve doğalgaz arama hedefinden milim sapmadı. Büyük bir inanç ve samimiyetle takip etti. Sonunda Enerji Bakanlığı döneminde doğalgaz bulunması mutluluğunu yaşadı.

BU İSME DİKKAT

Enerji Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar’dan söz edeceğim. Doğalgazın bulunmasıyla ilgili törende hem Berat Albayrak’ın hem de Fatih Dönmez’in teşekkür ettiği Alparslan Bayraktar, Oruç Reis ve Fatih araştırma gemilerinin petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını adım adım takip etti. Genç yaşına rağmen performansıyla göz doldurdu. Alparslan Bayraktar ismini bundan sonra daha çok duyacağımızı belirtmekle yetineyim.

DOĞRUYA DOĞRU

Karadeniz’de doğalgazın bulunması siyasette yeni bir teste neden oldu. Geçmişte Boğaz Köprüsü ve Keban Barajı’na karşı çıkan “istemezükçü kafa” doğalgazın bulunmasıyla birlikte karalama kampanyasına başladı. Ama bu işte doğrudan yana olanlar da vardı. Onları alkışlıyorum.
Meral Akşener, Ayasofya’da olduğu gibi doğalgaz konusunda da doğru yerde durdu. “Hayırlı olsun denilir. Tersine konuşulmaz” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP’li İlhan Kesici, Engin Altay, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ise milletin heyecanına ortak olmayı bildiler.

YANLIŞA YANLIŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu andan itibaren kayıplara karıştı. Oysa kendi kurduğu Atatürk Orman Çiftliği’ne yeni alınan bir traktörün çalışmasından heyecan duyan, Sümerbank’ı kuran Atatürk nerede, Türkiye tarihinin en önemli doğalgaz keşfi yapılırken tebrik dahi edemeyen Kılıçdaroğlu nerede? HDP’li belediyelere kayyım atandığında anında tepki gösteren eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dolar yükseldiğinde ekran ekran gezip felaket tellallığı yapan Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise suskunluğa gömüldüler. Tek kelime ile yanlış yaptılar. Millet olmak tasada ve kıvançta bir olmak demektir. Başka Türkiye yok ki...