Paylaş
Bakanlar Kurulu toplantısından önce konuştuğum Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı “Evet, artık bu risk çok azaldı, kontrol edilebilir seviyede” demediği sürece okulların açılmayacağını söylemişti. Milli Eğitim Bakanı çok net bir şekilde, “Bizim için çocukların sağlığının dışında bir öncelik yok” demişti.
Bakanlar Kurulu’ndan çıkan karar da gösteriyor ki çocuklarımızla ilgili riske gerek görülmemiş. Yerinde bir karar oldu. Çünkü 18 milyonu içine alan bir hareketliliğe neden olacaktı. Aileler çocuklarını okula gönderseler dahi, endişe içinde kalacaklardı. Türkiye, okulları en erken kapatan ülkelerden biri olarak doğru bir adım attı. Eğitim-öğretimi sonlandırarak da yerinde bir karar aldı
BİLİM KURULU ‘RİSK ALINMASIN’ DEMİŞ
Bakanlar Kurulu toplantısından önce Bilim Kurulu’nda da okulların tatili konusu ele alınmış. Bilim Kurulu üyeleri, riskin devam ettiğini belirterek, “15 gün için okulların açılması ne işe yarayacak? Okulların açılmasıyla büyük bir hareketlilik yaşanacak. Ancak henüz risk ortadan kalkmış değil, risk devam ediyor. Boşuna risk alınmasın” yönünde değerlendirmeler yapmışlar. Bu değerlendirmeler Bakanlar Kurulu’nun karar almasında etkili olmuş.
ERDOĞAN’IN UYARISI
Bakanlar Kurulu toplantısında, okulların tatil edilmesi konusu gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan her defasında “Çok önceden açmayın. Verilere dayalı olarak Bilim Kurulu ne diyor ona bakın” diye uyarıda bulunuyormuş. Bakanlar Kurulu toplantısında riskin devam ettiği yönünde değerlendirmeler ağır basınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu risk alınacak bir konu değil. Önemli olan çocuklarımızın sağlığı” diye tavrını koymuş. Böylece okulların yeni eğitim öğretim döneminde açılmak üzere kapatılması kararı alınmış. Koronavirüs risk alınacak bir konu değil. Bir de söz konusu çocuklarımız olursa, o bir risk değil, felaket olabilirdi. O nedenle okulların haziranda açılmaması kararı yerinde oldu.
TATİLDE TELAFİ EĞİTİMİ YOK
Bir ayrıntı daha: Temmuz ve ağustos ayında telafi eğitimi gibi bir çalışma söz konusu olacak mı? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordum. “İnsanlar bunaldı. Önce dışarı çıksınlar, bir hayatla buluşsunlar, yaz tatilini doyasıya yaşasınlar” dedi. Ziya Hoca çocukların tatillerini doya doya yapmasından yana. O nedenle temmuz-ağustos aylarında telafi eğitimi söz konusu değil. Zaten okullar yeni öğretim yılında açılmak üzere kapandı.
BİLİM KURULU ÜYESİ ÖZLÜ: ‘UMUT VERİCİ GELİŞMELER VAR’
Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü dikkatli bir şekilde takip ettiğim bilim adamlarımızdan biri. Tevfik Özlü, “Sıcaklığın artması, nemin azalması ve güneş ışığındaki ultraviyole virüsün bulaşmasını zorlaştıracaktır. Yine D vitamini sentezi artacak, bu da bağışıklık sistemimizi daha da güçlü kılacaktır” diye tweet attı. Bunun üzerine kendisini arayıp sözlerini biraz daha açmasını istedim.
Virüsün dış ortamlardaki yaşama süreci ısıya bağlı olarak azalıyor. Sıcak havalarda daha inaktivite oluyor. Güneş ışığındaki ultraviyole, virüsün bulaşmasını zorlaştırıyor. Sevindirici üç gelişme var.
1- Isı artıyor.
2- Nem azalıyor.
3- Ultraviyole artıyor.
Tevfik Özlü bir noktaya daha dikkat çekti. O da D vitamini. Vücut direncimizi arttıran D vitamini sentezinin güneş ışığında çok hızlı olduğunu söyledi. “Ne kadar süre yeter” diye sordum. “20 dakika bile çok kıymetli” dedi.
Peki dünyayı kasıp kavuran koronavirüsün mutasyona uğradığına dair bir bilgi var mı? Bu nokta çok önemli. Çünkü biz SARS ve MERS’ten mutasyona uğradığı için kurtulmuştuk. COVID-19’la ilgili böyle bir gelişme var mı? Tevfik Özlü, “Mutasyona uğradığına dair ciddi bilgiler yayınlanıyor. Aslında mutasyon sürekli oluyor ama bulaşıcılık konusundaki mutasyonu kast ediyorum. Virüsün bulaşıcılığı konusunda da mutasyona uğradığı tespit edildi. O yönde de ciddi yayınlar oluşmaya başladı. Ancak bunun sahada tespit edilmesi lazım. Henüz o noktada değiliz” dedi.
Bilim Kurulu üyesi Özlü’ye bundan ne kadar umutlanmamız gerektiğini sordum. “Çok güçlü bir ışık değil. Henüz zayıf. Ancak umut verici” dedi.
Paylaşmak istedim.
KILIÇDAROĞLU’NUN 16 TAKINTISI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hesap uzmanlığından gelmiş olması nedeniyle midir bilinmez ama rakamlara karşı özel bir ilgisi var. Yerel seçimlerden sonra CHP’li belediyelere 7 emir yayınlamıştı. Kılıçdaroğlu dün de ekonomiyle ilgili olarak 16 maddelik öneride bulundu. İçinde yeni bütçe yapılmasından yeni bir orta vadeli plana kadar teklif var. Kılıçdaroğlu, 23 Nisan özel oturumunda da bir dizi öneride bulunmuştu. O zaman da yeni Anayasa yapılması ve parlamenter sisteme geçilmesini önermişti. O da 16 maddeden oluşuyordu. Kılıçdaroğlu’nun 16 takıntısı nereden çıktı onu bilmiyorum. Peki merak ediyor muyum? İtiraf edeyim, merak ediyorum.
Paylaş