Paylaş
DAEŞ militanının sağ olarak ele geçirilmesi birçok bağlantılara ulaşılmasını sağladı. Keşke Rus diplomat Karlov suikastçısı Mevlüt Mert Altıntaş da sağ olarak yakalanabilseydi. Rus uçağının düşürülmesiyle Karlov suikastı arasındaki irtibatı, talimatı kimden aldığını, Gülen’le suikast talimatı arasındaki irtibatı çözmemizi sağlayacaktı. Daha da önemlisi FETÖ’nün suikast timini çözmemiz mümkün olacaktı.
DAEŞ militanının sorgusunda verdiği bilgilere göre, o gece hedefin bir değil üç yer olduğu anlaşılıyor. Reina üç hedef arasından özellikle seçilmiş. Üç hedeften birinin bir gazete olduğu anlaşılıyor. Reina katliamcısı sorgusunda, “Önce Şişli’de Peygamber’e hakaret eden gazete var dediler” diyor. “Sonra mesajda ‘Orada şimdi kimse olmaz’ deyip Reina’ya yolladılar” diye anlatıyor. Bunlar ön sorguda söyledikleri. Ancak bu iki cümle arasında bir şey var. O da merkezi Şişli’de olduğu söylenen, “Peygamber’e hakaret eden gazete” olarak tarif edilen gazeteyle ilgili. O gazetenin, “Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak, No:2, Şişli” adresindeki Cumhuriyet gazetesi olduğu anlaşılıyor. Reina katliamcısının, 31 Aralık günü 3 ayrı adreste keşif yaptığı ortaya çıkıyor. “31’inde Taksim’e gittim, keşif sonrası Suriye’dekileri arayıp burada eylemin uygun olmayacağını bildirdim” diyor.
KAMERA KAYITLARINDA VAR
Orada biraz durmak istiyorum. Taksim’de hem güvenlik önlemlerinin yoğunluğundan hem de yağış nedeniyle yılbaşı kutlamalarına katılımın az olacağını düşünüp, Suriye’deki merkezi arayıp, Taksim’in uygun olmayacağını bildiriyor. Suriye’de nereyi arıyor? DAEŞ’in başkent olarak ilan ettiği Rakka’yı. Rakka’da DAEŞ’in Türkiye emiri ile görüşüyor. Dünya çapında ses getirici bir eylem yapmak ve çok büyük bir katliama imza atmak istediği için Taksim’i tercih etmiyor. Reina katliamcısının Cumhuriyet gazetesinin Şişli’deki merkezinin etrafında da keşif yaptığı anlaşılıyor. Cumhuriyet gazetesinin etrafındaki kamera kayıtlarının incelenmesinden bu tespit edilebilir. Neden Cumhuriyet? Rakka’dan gönderilen talimatta, “Peygamber’e hakaret eden gazete” diye Cumhuriyet tarif edildiği için. Charlie Hebdo saldırısı ile Cumhuriyet arasında bir bağlantı kuruluyor. 7 Ocak 2015 tarihinde Fransa’da Peygamberimize hakaret eden karikatürlerle gündeme gelen Charlie Hebdo dergisi El Kaide militanlarının saldırısına uğramış, 11 kişi öldürülmüştü. Cumhuriyet gazetesi ise dayanışma adına Charlie Hebdo kapağıyla çıkmıştı. DAEŞ militanı Abdulgadir Masharipov, “Orada şimdi kimse olmaz” denilerek, Reina’ya yönlendirildiğini söylüyor.
KATLİAM EMRİ TELEGRAM’LA
Eğer farklı bir talimat gelseydi yılbaşı gecesi Cumhuriyet gazetesinde görev yapan meslektaşlarımız DAEŞ’li teröristin hedefi olacaktı. Allah korumuş. Haberleşmeleri cep telefonundaki Telegram üzerinden gerçekleştiriyor. Reina’daki katliam emri de yine Telegram’la geliyor. Dans edip eğlenenlerin görüntüsü eşliğinde. Eğer bunlar canlı görüntülerse katliamcıya içeriden de destek verenlerin olduğu düşünülebilir. Ancak güvenlik birimlerinde içeriden destek olduğuna dair bir bilgi yok. Sorgusunda çok profesyonel bir görüntü veren Reina katliamcısı, daha vahimi, bugün bırakılsa tekrar aynı eylemi yapacak kadar kararlı bir görüntü veriyormuş. “Bırakılsam yine yaparım” sözleri ona ait. DAEŞ militanı, katliamdan sonra bir kadınla birlikte eşinin yanına gidip, 4.5 yaşındaki erkek çocuğunu almış. Hedefi çocuğuyla birlikte deniz yoluyla Çanakkale’ye, oradan İzmir üzerinden Hatay’a geçip, Suriye’ye ulaşmakmış.
SEVGİLİYİ GÖRÜNCE KONUŞMUŞ
Daha önce bir kaçış hazırlanmış ancak DAEŞ oğlunu vermeyince kaçmamış. Daha sonra “İmam nikâhı kıydım” dediği kadına gelince, o başından beri yanında olan Mısırlı sevgilisi Tene Trare. Teröristin eşi, kocasının Mısırlı sevgilisi ve oğlu ile birlikte Suriye’ye kaçıp kendisini bırakacağını anlayınca konuşmaya başlamış. Demek ki, terörist dahi olsan kadınların duygularıyla oynamayacaksın.
Paylaş