Paylaş
Türkiye bir süre önce PKK ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede konsept değişikliğine gitti. PKK’nın saldırılarını kendi sınırlarımızın içinde önlemek yerine, terörü kaynağında tespit edip, yok eden bir stratejiye geçildi. Hem inisiyatif bizim elimize geçti hem de teröristlerin daha eyleme geçmeden kaynağında yok edilmesi sağlandı.
DÜĞÜNÜ KANA BULAMIŞTI
DEAŞ’ın 2016 yılında Gaziantep’te bir düğüne yaptığı canlı bomba saldırısı dönüm noktası oldu. Fırat Kalkanı operasyonu ile DEAŞ sınırlarımızın ötesine atılırken, içeride de PKK’nın Kandilcikleri yok edildi. Kuzey Irak’ta güvenli bir alan oluşturuldu. Yaz, kış demeden bu konsept geliştirilerek sürdürülüyor.
STRATEJİK NOKTALAR
Terörle mücadelede başarılı sonuçlar alınmasına neden olan bu stratejiyle ilgili dört noktaya dikkat çekmek istiyorum.
1- Terörü kaynağında önleyici konsept.
2- Terörü sınırlarımızın ötesinde engelleme.
3- Irak ve Suriye topraklarının içinde güvenli bölge - güvenli hat oluşturma.
4- Operasyonlarda devamlılık ve tamamlayıcılık ilkesi.
NEDEN PENÇE İLE BAŞLIYOR?
Dikkat ettiniz mi, Kuzey Irak’a yönelik operasyonların ismi “Pençe” ile başlıyor. Pençe harekâtı esas alınarak, Pençe-Kartal icra edildi. Onu Pençe-Kaplan tamamladı. Şimdi Pençe-Şimşek harekâtı ile Pençe-Yıldırım eşzamanlı olarak yürütüyor. Hem belirlenen teröristler etkisiz hale getiriliyor hem de PKK’nın sözde komuta merkezleri yok ediliyor.
İşin özeti, birbirini tamamlayan operasyonlarla, tuğla üstüne tuğla konuluyor.
DÖRT BAŞLIK
Biz evlerimizde huzur içinde yaşarken, Mehmetçik Kuzey Irak’ta Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarını yürütüyor. Bu operasyonun hedefini dört başlıkta toplamak mümkün.
1- TÜRKİYE’YE SIZMALARI ÖNLEMEK
İlkbaharın gelmesiyle birlikte PKK, Türkiye sınırlarına yakın kamplarda tuttuğu teröristleri eylem yapmak üzere Türkiye’ye sızdırıyor. Sınıra yakın olan Basyan-Avaşin bölgesinde tespit edilen teröristler, Türkiye’ye sızmadan etkisiz hale getiriliyor.
2- GÜVENLİ ALANIN TAKVİYESİ
Pençe operasyonlarıyla PKK’lı teröristlerin Türkiye’ye geçişini önlemek için sınırlarımızın ötesinde kalıcı ve geçici üs bölgeleri oluşturulmuştu. Sınırlarımızdan 30-35 kilometre içeriye girilip, güvenli bir alan kuruldu. Güvenli hattın PKK’lıların Türkiye’ye geçişlerini önlemede etkili olduğu tespit edildi. 23 Nisan’da başlatılan operasyonla bu güvenli hattaki boşlukların doldurulması, zayıf noktaların takviye edilmesi amaçlanıyor.
3- KÜÇÜK GRUPLAR HALİNDE
Türkiye’nin etkili operasyonu üzerine PKK’nın bir süredir büyük gruplar yerine küçük gruplar oluşturduğu tespit edildi. Arazide seyyar bir şekilde ve küçük birlikler halinde hareket eden PKK’lılar, harekât bölgesine sızan komandolarımız tarafından etkisiz hale getiriyor.
4-KANDİL NİYE VURULUYOR?
Böyle saçma soru olmaz. Elbette ki Kandil vurulmalı, diyeceksiniz. Ben de o kanaatteyim. Ama bu operasyonda Kandil’de belirlenen hedeflerin vurulmasının stratejik bir önemi var. Kandil’de vurulan noktalar PKK’nın sözde komutanlarının olduğu mağaralar. Buradan Türkiye’ye sızmaya çalışan teröristleri yönetiyorlar. Bu operasyonlarla teröristler ile onlara komuta edenler arasındaki irtibat koparılıyor.
PINAR GÜLTEKİN CİNAYETİNDE TUZAK
BİR kadın cinayeti var mı, bilin ki hemen aynı yöntem devreye giriyor. Vahşice katledilen kadının özel hayatına girilmeye çalışılıyor. Böylece özel hayatı üzerinden kadın cinayeti meşrulaştırılmak isteniyor.
Genç bir çiçekken soldurulan, hayatının baharındayken kara toprağın altına sokulan kadının namusuna, şerefine dil uzatılıyor.
Vahşice katletmeye doymuyorlar, bir de hatırasını kirletmeye çalışıyorlar. Bu örnekleri daha fazla detaylandırmak istemiyorum çünkü midem bulanıyor. Bunu da çoğu zaman katil zanlısının avukatı ya da ailesi yapıyor.
CİNAYETİ MEŞRULAŞTIRMAK
Yani çok bilinçli bir taktik.
Peki niye yapıyorlar? Pınar Gültekin’in özel hayatına girerek, öldürülmeyi hak ettiği algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Cinayeti meşrulaştırmak istiyorlar. Böylece Pınar Gültekin’i insanlık dışı yöntemlerle katleden Metin Can Avcı’yı haklı çıkarmaya çalışıyorlar.
REZAN EPÖZDEMİR’İN İTİRAZI
Pınar Gültekin’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mahkemede bu taktiği deşifre etti. ABD’ye yazı yazılarak Pınar Gültekin’in telefonunun şifresinin istenmesine itiraz etti. Pınar Gültekin’in özel hayatına girilmek istendiğini, cinayetin meşrulaştırılmaya çalışıldığını savundu.
Metin Can Avcı duruşmada tam da bu senaryoya uygun hareket etti. ‘O benim sevgilim değil. Benimle zorla birlikte olan bir eskorttu’ iftirasında bulundu. Hatta bir adım daha ileri gitti. Bu işin mağduru olduğunu söyledi. Bunu söyleyen kişi Pınar Gültekin’i bağevine götürüp feci halde dayak atan, sonra diri diri varile koyup yakarak öldüren sonra üzerine beton döküp toprağa gömen kişi. Yani genç bir kıza vahşet içinde vahşeti yaşatan bir cani. Yuh olsun. Hadi bir an için Pınar Gültekin’in sevgilisi olmadığını kabul edelim. Bu ona Pınar Gültekin’i vahşi bir şekilde katletme hakkını veriyor mu?
MUĞLA’DA HÂKİMLER VAR DEDİRTECEK
Pınar Gültekin’in özel hayatı, bu katilin işlediği cinayetin gerekçesi olamaz. Mahkeme heyetinin bu tuzağa düşmeyeceğine inanıyorum.
Muğla’da hâkimler var dedirtecek bir kararın altına imza atacaklarını düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU’NUN KRİPTO VİZYONU
NE zaman ki kripto paralarla ilgili haber çıksa. Ne zaman ki yeni bir kripto para patladığını görsem.
Hemen aklıma CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kripto paralarla ilgili çıkışı geliyor.
Merkez Bankası 16 Nisan günü kripto paraların Türkiye’de ödeme aracı olarak kullanılmayacağı kararını aldı.
Merkez Bankası’nın kararı yayınlanır yayınlanmaz Kılıçdaroğlu, yaylım ateşine başladı.
Kemal Bey’in hesap uzmanı olduğunu biliyordum ama kripto paralar konusunda ihtisası olduğunu tweet’leri sayesinde öğrendim.
KILIÇDAROĞLU’NUN TWEET’LERİ
Kılıçdaroğlu sıcağı sıcağına iki tweet attı.
İlk tweet’inde iktidara “Kripto kararını kime danıştın ey iktidar?” diye sordu. Sorar, muhalefet değil mi, hakkıdır. “Bu konunun tüm paydaşları ile oturup istişare ediyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun istişaresinin sonucunu merak etmez misiniz? Ben de ettim. Kemal Bey, aynı gün attığı tweet’le merakımızı giderdi.
“Tüm gün farklı paydaşlarla görüştüm. Blockchain ve kripto 1 milyar dolarlık (Unicorn) teşebbüslerimizin çıkacağı yegâne alandır. Türkiye’nin finansal teknoloji girişimlerine darbe vurdular. Gençlere tahammülleri yok bunların. Yok yok yok!” dedi.
Şimdi tosuncuklar batırdıkları kripto paralarla yurtdışına kaçarken, ben de Kemal Bey’in iki tweet’ini hatırlıyor ve vizyonuna şapka çıkarıyorum.
Paylaş