Paylaş
İl yönetimi istifa ettirilince İncilay Gezgin Şekerdağ, başkanlığı kaybetmiş oldu. Gece yarısı Muğla il yönetiminin istifa ettirildiği, hatta il başkanlığının kapısının anahtarının değiştirildiği iddiası söz konusu. Bizde parti içi mücadele çok sert geçiyor. Kadın genel başkanın yönettiği partide Ümit Özdağ’ın ihracına imza vermediği için kadın il başkanı tasfiye ediliyor.
İKİNCİ İHRAÇ OLMAZ İDDİASI
Ümit Özdağ’la bundan sonraki süreci konuştuk. Ben yeniden ihraç edileceği yönündeki izlenimimi paylaşmıştım. Ümit Özdağ, “Hukuki olarak aynı konuda ikinci kez ihraç edilemem” dedi. Hukukçulardan bu yönde görüşler almış.
“Mahkeme usul yönünden ihraç kararını iptal etti ancak dosyanın esasını da incelemek suretiyle böyle bir karara vardı” dedi. Yazımdaki “Yeniden ihraç edilecek” ifadesi üzerine Ümit Özdağ ile irtibat kuran hukukçular “İhracı gerektirecek yeni bir açıklama olursa ancak o zaman ikinci kez ihraç edebilirler” diye görüş bildirmişler.
BİR DE LATİNCE ANLATTI
Ümit Özdağ, aynı gerekçeyle ikinci kez ihraç edilmesinin mümkün olmadığını Roma hukukundan örneklerle savundu. “Non bis in idem” dedi. Aynı fiilden dolayı ikinci kez yargılanamaz anlamına geliyor. Ama İYİ Parti işi Roma hukukuna kadar götürmeye niyetli değil.
YENİDEN İHRAÇ
Çünkü İYİ Parti, Ümit Özdağ’ı gözden çıkarmış durumda. Vakit geçirmeden ihraç süreci yeniden başlayacak. İYİ Parti’deki kanaat o yönde değil. Gerekçeli karar yayınlandıktan sonra hangi usul hatası nedeniyle ihraç kararının iptaline hükmedilmişse, bu kez usulüne uygun olarak ihraç etmeyi planlıyorlar. Mahkeme “İhraç talebiyle müşterek disiplin kuruluna sevk işlemi genel başkan Meral Akşener ya da GİK kararıyla yapılmalıydı” diyor. İşlemin genel sekreterlikçe yapılmasını yanlış buluyor.
YARGININ HIZI
Ümit Özdağ’la ilgili kararın yargıdan dönmesi yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Meral Akşener, “Yargı çok hızlı çalıştı, bu çok manidar” dedi. Burada iktidara yönelik bir ima olduğu açık.
Ümit Özdağ buna tepkiliydi. “Siyasi Partiler Yasası’nın 57. maddesi ‘30 gün içinde karar vermeli’ diyor. Benim kararım 28 günde çıktı. 48 saat üzerinden mi bir imada bulunuyorlar. Kaldı ki iktidar İYİ Parti’yi yanına çekmek için çağrılar yaparken benim için neden bunu yapsınlar” dedi. 57. maddede “Karara karşı otuz gün içinde nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz edebilir” deniliyor. Ama siyasette herkes işine geldiği noktadan bakmayı tercih ediyor.
KILIÇDAROĞLU’NDAN İSMET PAŞA TAKTİĞİ
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gündemi değiştirmekle, halkın sorunlarının konuşulmasının önüne geçmekle suçluyor ama ilk cümlede kendini sabote ediyor. Eğer sen çıkıp ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı için “sözde Cumhurbaşkanı” dersen, gelen tepkilere aldırmadan “Ben sana sözde Cumhurbaşkanı diyorum ve söylemeye de devam ediyorum” diye devam edersen, bu konu gündem olur.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sistematik olarak hakaret ediyor. Çünkü bu bir stratejiye dayanıyor. Kılıçdaroğlu, İsmet Paşa’nın Menderes’e karşı yürüttüğü taktiğini uyguluyor. Türkiye’ye 27 Mayıs’a mal olan bir taktiği...
İNÖNÜ’NÜN TAHRİPKÂR MUHALEFETİ
12 Ocak 1959 tarihli CHP kurultayından sonra yayınlanan İlk hedefler Beyannamesi, 27 Mayıs darbesine giden yolun yapı taşlarından birini oluşturmuştu. CHP’nin İlk Hedefler Beyannamesi’nde önerilenler 1961 Anayasası’nda yer almıştı. Ardından İsmet Paşa, asker çizmelerini giymiş, yurt gezisine çıkmıştı. İnönü’nün ziyaret ettiği Uşak’ta, Kayseri Yeşilhisar’da, İstanbul Topkapı’da büyük olaylar meydana gelmişti. İnönü sadece eylemle değil, beyanatlarıyla da gerilimi tırmandırıyordu. “Şartlar tamam olduğu zaman, milletler için ihtilal meşru bir haktır” demişti. Kore’de darbe olduğu zaman İnönü, Meclis kürsüsünden “Türk milleti Kore milletinden daha az haysiyetli değildir” demişti. Menderes her defasında İnönü’nün bu tarzını “tahripkâr muhalefet” olarak nitelendirmişti.
MENDERES’İ HEDEF ALIYORDU
O dönemi çok dikkatli bir şekilde araştırdım. Savaş meydanlarından gelen taktik ustası İsmet Paşa, Menderes’in sinir sistemini hedef alıyor. İnönü sabah Menderes’e ağır bir şekilde yükleniyor, Menderes hemen radyo yayınına çıkıp anında daha sert bir şekilde yanıt veriyor.
DEMİREL-ECEVİT GERGİNLİĞİ
1980’den önce siyasete damga vuran görüntü ise Demirel ile Ecevit arasındaki gerginlikti. Öyle ki Maltepe Camisi’ndeki bir cenaze töreninde karşılaşan Demirel ile Ecevit, “Cenazede bile selamlaşmadılar” diye haber olmuşlardı. 12 Eylül’den 1 yıl önce AP’nin verdiği erken seçim teklifi Meclis Anayasa Komisyonu’nda CHP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti. Demirel ile Ecevit 12 Mart sürecinde askerin, Faruk Gürler’in Cumhurbaşkanı seçilmesi dayatmasına karşı birlikte mücadele etmiş ve Ecevit-Demirel işbirliği sonucunda Gürler tasfiye olmuştu.
PARLAMENTER SİSTEMİN KODLARI
Kılıçdaroğlu’nun “Seçim kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz” sözü CHP’nin milli iradeyle olan ontolojik sorununu ortaya koyuyor. Darbeyle gelen Evren Cumhurbaşkanı, 27 Mayıs’ın Cemal Gürsel’i Cumhurbaşkanı ama doğrudan halkın seçimiyle gelen, 2014’te 21 milyon oy alan, 2018’de 26 milyon oy alarak Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, “sözde Cumhurbaşkanı”! Kılıçdaroğlu, sözünün devamında cumhurbaşkanı olması için yemin etmesi gerektiğini söylüyor. Erdoğan yemin etti.
TARAFSIZLIK İLKESİ
Bu kez de yemindeki tarafsızlık ilkesini gündeme getiriyorlar.
1- 16 Nisan 2017 referandumuyla Türkiye, başkanlık sistemine geçti. Parlamenter sistemin kodlarıyla başkanlık sistemini değerlendirmek doğru değil.
2- Partili cumhurbaşkanlığı Anayasal hale geldi. Bu durumda Cumhurbaşkanlığı görevinde tarafsızlık ilkesinden söz edebiliriz.
SÖZDE DEĞİL ÖZDE CUMHURBAŞKANI
Milletin anasının ak sütü gibi helal oylarıyla seçilen Erdoğan, sözde değil, özde cumhurbaşkanıdır. Elbette ki seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuku korunmalıdır. Çünkü cumhurbaşkanının hukuku, milletin hukukudur.
Paylaş