Paylaş
1- 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi.
2- İttifak sistemi.
3- Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ittifaklar üzerinden siyaset kıran kırana bir mücadeleye sahne olacak. ‘Cumhur ittifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı şimdiden belli olduğu için, bu süreç daha çok ‘millet ittifakı’nı zorlayacak.
AKŞENER Mİ, GÜL MÜ, İMAMOĞLU MU?
Millet ittifakının yerel seçimlerde sağladığı başarı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik umutlarının artmasına neden oldu.
Geçen seçimde Abdullah Gül’ü ortak aday yapmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun bu projesinden vazgeçmediği anlaşıldı. Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’ün adaylığı sorulduğunda “Yok” demedi, tam aksine, “Gül’den neden bu kadar korkuyorlar” sözleriyle Gül’den vazgeçmediğini ortaya koydu.
Ancak tek gelişme bu değildi. Hatta daha ileri adımlar atıldı. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ittifak ortaklarıyla birlikte belirleyecekleri açıklaması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısı ve buna Erdoğan’ın destek vermesiyle Akşener’in siyasi pozisyonu güçlenmiş oldu.
Ancak Akşener, bu kozu değerlendirmek yerine millet ittifakına güvence vermeyi tercih etti. “Başıma silah dayasalar mümkün değil” dedi.
AKŞENER O ÇIKIŞI NEDEN YAPTI?
Peki Akşener önüne kadar gelen bu fırsatı elinin tersiyle neden itti? Akşener’e yakın kaynaklar bunu, “Cumhur ittifakının cumhurbaşkanı adayı belli. O da Erdoğan. Ama millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı belli değil. Cumhur ittifakına geçtiğimiz takdirde cumhurbaşkanı adaylığı iddiamızdan vazgeçmemiz gerekir” diye izah ettiler.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ FAKTÖRÜ GÜL’Ü ETKİLEDİ
Kılıçdaroğlu’na rağmen Abdullah Gül’e karşı tavırlarını koruyan CHP’liler ise masaya Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kartını sürdüler.
DEMİRTAŞ-AKŞENER PASLAŞMASI
Takvimler 7 Eylül’ü gösterirken, başka bir gelişme yaşandı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile beraber Meral Hanım’ın kapısını çalar ve ‘Kahvaltıya geldik’ derdim” çıkışını yaptı. Akşener aynı gün, “Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var: Kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder” diyerek kapıyı açık tuttu.
İKİNCİ KOBANİ DALGASI
Meral Akşener, 20 Eylül’de yapılan kurultayda, “İYİ Parti’yi, iki yumruk arasına sıkıştırılan, bu vatanın has evladı Kürtler kurdu, Zazalar kurdu” diyerek kapıyı biraz daha araladı. Böylece Akşener’i, HDP tabanına yakınlaştıracak süreç başlamış oldu.
Demirtaş ile Akşener arasında Cumhurbaşkanlığı seçimi için kahvaltı masası kurulmaya hazırlanırken, beklenmedik bir gelişme yaşandı. HDP’ye yönelik, merkezinde Demirtaş’ın yer aldığı ikinci Kobani operasyonu dalgası başladı.
ÜÇ İSİM
Bu gelişme Abdullah Gül’den sonra Selahattin Demirtaş’ın pozisyonunu geriletti. Meral Akşener’in pozisyonunu daha güçlü hale getirdi. Tabii Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş faktörünü göz ardı etmeden.
2018 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olan Akşener’in, “Cumhurbaşkanı olacağım diye Türkiye’nin önünü tıkamam” sözünü yeni sürecin önemli kilometre taşlarından biri olarak okumak gerek. Akşener, kendisi aday olmazsa Abdullah Gül’e karşı Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’ın adaylığını destekleyeceğini ima etmiş oldu.
BABACAN DİYENLER VAR
Abdullah Gül ismi üzerine yoğunlaştığım bir sırada önemli bir siyasetçiden, “Bence Gül değil, asıl adayları Ali Babacan” uyarısı geldi. Aynı siyasetçi Kılıçdaroğlu-Babacan görüşmesinden sonra tekrar aradı, iki lider arasındaki diyaloğa dikkat çekip Babacan tezinin güçlendiğini savundu.
2023'E YENİ SEÇİM BARAJI
AK Parti ile MHP arasındaki seçim barajı başta olmak üzere Siyasi Partiler Yasası ve seçim sistemi üzerindeki çalışmalar belli bir aşamaya geldi. Şu ana kadar iki parti ayrı ayrı çalıştı. Erdoğan ve Bahçeli’ye sunum yapıldıktan sonra iki parti ortak bir çalışma içine girecek.
SEÇİM BARAJI NE OLACAK?
AK Parti’de genel başkan yardımcısı Hayati Yazıcı’nın başkanlığında yapılan çalışmada seçim barajının yüzde 7, yüzde 5, yüzde 3’e çekildiği ya da baraj tamamen kaldırıldığı takdirde ne olacağına dair bir simülasyon yapılmış.
Ayrıca dar bölge ve daraltılmış bölge seçim sistemleri üzerinde de çalışılmış. Ancak MHP’nin dar bölgeye olumsuz bakabileceği düşüncesiyle daraltılmış bölge üzerinde yoğunlaşılmış.
Bir de bunlardan ayrı bir üçüncü çalışma daha var. O da küçük partileri ittifak yapmak zorunda bırakmamak için yüzde 1 alan partilerin dahi Meclis’te temsil edileceği bir sistemle ilgili.
ENİS BERBEROĞLU KONUSUNDA NE BEKLENİYOR?
aNAYASA Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkındaki gerekçeli kararında, 24 Haziran 2018 seçimlerinde yeniden milletvekili seçilmesi nedeniyle dokunulmazlık kazandığı savunuluyor.
Enis Berberoğlu hakkındaki düğümü büyük ölçüde Yargıtay ile Meclis birlikte çözecek.
Dört ihtimal üzerinde duruluyor.
1- İstanbul 14. Ağır Ceza, yeniden yargılama yapıp bir hüküm tesis edebilir ya da “Anayasa Mahkemesi’nin kararı gereğince milletvekili dokunulmazlığı var” deyip, yargılamayı durdurup Berberoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e başvurabilir.
2- İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yargılamayı yapıp hüküm tesis ettiği takdirde iş Yargıtay’a gelir, bu kez Yargıtay’ın ne yapacağı önem kazanmış olur.
3- Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uymayabilir. Yeniden yargılamayı kabul edip Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığı olmadığı için yargılamaya devam edebilir.
4- Yargıtay, “Anayasa Mahkemesi haklı, milletvekili dokunulmazlığını yeniden kazandığı için yargılama yapılamaz” der. Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e başvurabilir.
Bu durumda gözler Meclis’e çevrilir. Otomatik olarak dokunulmazlığı kabul edildiği için Meclis, Berberoğlu’nun milletvekilliğini iade edip dokunulmazlığının kaldırılması için Yargıtay’ın başvurusunu karma komisyonu sevk eder.
Paylaş