Paylaş
Peki masada ne olacak? Meral Ana’ya göre mönüde başkanlık sistemi var. Liderler önce oturup başkanlık sistemini yiyecekler. Başkanlık sistemi afiyetle yenildikten sonra oturup, üzerine tatlı olarak parlamenter sistemi kuracaklar. Kahveniz nasıl olsun?
AKŞENER AYRILACAK PANİĞİ
Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla millet ittifakı için gayret gösteren bazı gazetecilerin, Meral Akşener cumhur ittifakına geçerse diye ödleri kopuyor. Akşener, külliyede bir resepsiyona mı katıldı? Orada Erdoğan’la selamlaşırken tebessüm mü etti? Bahçeli, “Evine dön” çağrısı yapıp, Erdoğan destek mi verdi? Bunlarda bir panik başlıyor. Meral Hanım’ı buldukları her yayında önce, “AK Parti ile ittifak yapacak mısınız?” diye soruyorlar. O “Yok” diyor. Ama bunları kesmiyor. Bir kez de “Cumhur ittifakına geçecek misiniz?” diye soruyorlar. Meral Hanım’da da ne sabır varmış... Her sorulduğunda neden cumhur ittifakına geçmeyeceğini anlatıyor.
PÜF NOKTASI
Akşener’in masa önerisinde ustalıkla gizlenmiş bir nokta var. “İyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek üzere elbette o masada oluruz” diyor.
Akşener’in masasına oturmak için önce “başkanlık sistemi”nin başarısız olduğunu kabul edeceksin. Sonra güçlendirilmiş parlamenter sistemi konuşacaksın. Usta işi bir tuzak bu.
‘ERDOĞAN’LA GÖRÜŞÜRÜM’ DEMİŞTİ
Bahçeli ve Erdoğan’ın evine dön çağrısını yaptığı sıralardaki bir görüşmemizde Meral Hanım’a Erdoğan’la görüşüp görüşmeyeceğini sormuştum. “Güçlendirilmiş parlamenter sistemi konuşmak için görüşürüm. Ama iki şartım olur. Bir gizli saklı bir görüşme yapmam. Görüşmemiz kamuoyuna açıklanır. İkincisi ise sadece güçlendirilmiş parlamenter sistemi görüşürüm” demişti. Yani öyle ittifak pazarlığı yapmam anlamında.
AK PARTİ’NİN NABZI
Akşener’in masa önerisi hakkında AK Partililerin nabzını tuttum. Yeniden “zillet ittifakı” havasına dönülmüş.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretlerin havada uçuştuğu bir dönemde masanın “m”sini bile ağızlarına almıyorlar.
2- Başkanlık sisteminin peşinen başarısız olduğunu kabul eden bir öneriyi konuşmak dahi istemiyorlar.
3- Başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçilmesi gibi bir gündemleri yok.
4- Bahçeli ve Erdoğan’ın hafta sonu vurgulamak istediği gibi AK Parti-MHP ittifakının devam etmesi konusundaki iradeleri devam ediyor.
5- Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun önerilerini MHP Lideri Bahçeli’yi huzursuz etmeye yönelik taktik hamleler olarak görüyorlar.
MASA NE DURUMDA?
Sonuncusunu ise ben söyleyeyim. Akşener önerdi ama ortada bir masa yok.
İYİ Parti Lideri’ne sevindirici bir haberim olacak. Kemal Bey, ocak-şubat aylarında muhalefet liderlerini bir araya getirecek bir masaya sıcak bakıyormuş. Bu durumda herkes kendi masasına...
CHP’NİN DİKTATÖR TAKINTISI
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i, 15 Temmuz gecesi Meclis’e ilk gelen milletvekillerinden biri olması nedeniyle takdir ederim. Ama katılmadığım birçok görüşünü de kıyasıya eleştiririm. Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, İspanya’yı 36 yıl inim inim inleten diktatör Franco’ya benzetmesi de bunlardan biri.
Cumhurbaşkanı da kendisini mahkemeye verdi. Ben işin orasında değilim. Özgür Özel öncelikle darbelere rağmen demokrasiyi yaşatmaya çalışan milletimize haksızlık ediyor. Demirel’in deyimiyle, bu millete büyük bir bühtandır.
General Franco’nun seçimle gelmediği gibi seçimle gitmediğini, Hitler’in müttefiki olduğunu anlatmayacağım. Erdoğan’ın bulunduğu her göreve milletin anasının ak sütü gibi helal oylarıyla geldiğini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na uzanan çizgide, hayatının her aşamasında, milli iradenin sonucu Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğunu anlatmayacağım. 27 Nisan’da e-muhtıraya, 15 Temmuz’da ise darbeye karşı direnen bir liderin diktatör değil, demokrasinin simgesi olduğunu da iddia etmeyeceğim. Hatta madem Erdoğan diktatördü, o zaman onunla seçim yarışına niye giriyorsunuz diye de sormayacağım.
Sadece bir hatırlatmam olacak. CHP’nin uzak durması gereken tek bir konu varsa o da diktatör benzetmesi olmalı. Çünkü CHP’nin 27 yıllık tek parti döneminden oluşan bir bagajı var. İktidar elini o heybeye daldırdı mı bir şeyler bulup çıkarıyor.
Bütçe görüşmelerinin son gününde AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu da onu yaptı. İki gazete kupürü gösterdi.
“Franco’yu resmen tanıyan CHP yönetimidir” dedi.
Akbaşoğlu, Hitler’i de es geçmedi.
“Milli şefle faşist Hitler’in aralarındaki samimi münasebetleri başlığa çeken Cumhuriyet gazetesi size en güzel cevabı veriyor” dedi.
Boşa demiyorum, bu diktatör işleri CHP’nin Aşil topuğu.
BÜYÜK GEÇMİŞ OLSUN
CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Fuat Oktay, siber güvenlik zirvesinde konuşurken aniden rahatsızlandı. Korumaları tarafından hemen kürsünün arkasına alınan Oktay’a, Ankara Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ve sağlık ekibi tarafından ilk müdahale yapıldı. Zaten kısa bir aradan sonra Fuat Oktay, programa geri döndü ve “Uykusuzluk ve yorgunluğa bağlı küçük bir rahatsızlık oldu” diye açıklama yaptı.
Fuat Oktay, yoğun geçen bütçe görüşmelerinde uzun süre yorgun ve uykusuz kaldı. Bu yılki bütçe görüşmelerinde de epey ataktı. Savunmadan ziyade taarruza önem verdi. Bir de üstüne üstlük siber güvenlik toplantısının yapılacağı gece sabah saat 5’e kadar çalışınca, vücut bir yerde isyan etmiş. Fuat Oktay’a büyük geçmiş olsun diyorum. Uykunuzu almadan, kahvaltınızı yapmadan güne başlamayın diye uyarmayı da ihmal etmiyorum.
Paylaş