Paylaş
Doğru olanı yaptı. Şimdi CHP liderine düşen, kendisine ulaşan istihbaratı ya da duyumu her neyse yargı ile paylaşması.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açtığının açıklandığı sıralarda Meclis’teydim. İşin hukuki boyutunu araştırdım. Kılıçdaroğlu, milletvekili olduğu için yasama dokunulmazlığı var. O nedenle ifade vermesi için dokunulmazlığının kaldırılması gerekir mi gerekmez mi, sorusuna yanıt aradım.
ANAYASA NE DİYOR?
Milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa’nın 83. maddesi’nde, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Meclis’te ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır” deniliyor.
DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILACAK MI?
Kılıçdaroğlu, bu soruşturmada sanık değil. Şüpheli olmadığı için dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edilmesi söz konusu değil. Ancak Kılıçdaroğlu’nun tanık olarak ifade vermesinin önünde bir engel bulunmuyor. Ama bunu Kılıçdaroğlu’nun kabul etmesi gerekiyor. İfade vermek istemediği takdirde zorla getirilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kendisini dinleyebilir ya da ifadesine başvurabilir.
CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi 27 Kasım 2017 tarihinde Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Nuriye Gülmen davasında tanıklık yapmıştı. Tanıklık yapmaya engel yok.
KILIÇDAROĞLU TANIKLIK YAPACAK MI?
Cumhurbaşkanı adaylığına soyunan CHP liderinin siyasi cinayetler gibi tehlikeli bir konuda elinde bir bilgi varsa paylaşmaması düşünülemez. Çünkü belki paylaşacağı bilgi siyasi cinayetlerin önlenmesini sağlayacak. Yok eğer elinde bir bilgi yoksa, CHP Genel Başkanlığı gibi önemli bir koltukta oturan ve Türkiye’yi yönetmeye talip olan bir liderin siyasi cinayetler konusunda konuşurken daha dikkatli olması gerekmez miydi?
Kılıçdaroğlu, 13 Mart 2016 tarihinde benzer bir iddiayı dile getirmiş, “Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidardan gitmemek için siyasi cinayetler dahil, her şeyi yapabilecek pozisyonda şu anda” demişti.
Allah’a şükür ki, o iddiası boşa çıkmıştı. Kılıçdaroğlu’nun başka çağrışımlara yol açmaması için elindeki bilgileri Cumhuriyet savcıları ile paylaşmasında yarar var. Yoksa ülkeyi tehlikeli bir gerilimin içine süreklerken, kendisi de yalancı ithamı ile karşı karşıya kalır.
SİYASİ CİNAYETLER
Türkiye’de siyasi cinayetler işlenmedi mi? Gün Sazak’tan Nihat Erim’e, Abdi İpekçi’den Uğur Mumcu’ya, Bahriye Üçok’tan Ahmet Taner Kışlalı ve Hrant Dink’e kadar birçok aydın ve siyasetçimiz suikastlere kurban gitti. Siyasi cinayetler üzerinden darbelerin önü açıldı. O nedenle bu iş, ciddi bir iştir. Kılıçdaroğlu da Artvin’de PKK’nın roketatarlı saldırısına maruz kaldı. Çubuk’ta linç edilmek istendi.
BAŞBAKANIN GECE YARISI TELEFONU
29 Aralık 2016 günüydü. Kılıçdaroğlu, ormanlarla ilgili bir programa katılmak üzere Bodrum’daydı. Gece 23’te telefonu çaldı. Arayan, Başbakan Binali Yıldırım’dı. Başbakan, lidere yönelik ciddi bir suikast ihbarı alındığını belirterek Kılıçdaroğlu’na zırhlı araç tahsis etmek istediklerini bildirdi. Başbakan’ın paylaştığı bilgilerden ikna olan Kılıçdaroğlu’na zırhlı araç tahsis edilmişti.
KILIÇDAROĞLU’NUN SAVUNMASI
Kılıçdaroğlu, siyasi cinayetler konusundaki kaygısını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akşener’e Rize gezisinde gösterilen tepki üzerine, “Gelin hanım dua et ki Rize’de çok ileri gitmeden ders verdiler. Bunlar iyi günler, daha neler olacak neler” sözlerine dayandırıyor. Şu ana kadar bu yönde bir istihbarattan söz etmedi. Erdoğan demokratik tepkiyi kast etti. Ayrıca Erdoğan, bu ülkeyi 20 yıldır yöneten birisi. Onun döneminde siyasi cinayetlerin önüne geçildi. Bu sözden bir siyasi cinayet çıkarımı yapılamaz. Ama geçmişi siyasi cinayetlerle dolu olan bu ülkede Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine mafya, terör örgütleri ve yabancı istihbarat servisleri siyasi cinayetlere soyunabilirler. Çünkü kurt, bulanık havayı sever.
MİLLET İTTİFAKI’NDA FOKURDAMA
CUMHURBAŞKANI adaylığı konusu, Millet İttifakı’nı tahmin edilenin ötesinde sarsacak gibi görünüyor.
Çünkü Millet İttifakı’nda CHP’nin Kılıçdaroğlu’nu dayatmasından dolayı bir rahatsızlık yaşanıyor.
Meral Akşener’in başbakanlığa talip olduğunu açıklamasının da Kılıçdaroğlu dayatmasına karşı bir tepki olduğu söyleniyor.
Çünkü Akşener, cumhurbaşkanı adaylığının masada belirlenmesinden yana. İYİ Parti lideri kim kazanacaksa onun aday gösterilmesini istiyor. Akşener’in bu tezinde yalnız olmadığı gözleniyor.
Temel Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu ya da Akşener’in aday olmasının doğru olmayacağını açıklamıştı. AK Parti ve MHP dışında oy alacak bir isme işaret etmişti.
SAĞ KANAT
Millet İttifakı’nın büyük partisi CHP. Ancak CHP, sol bir parti. Görünmez müttefiki ise HDP. Millet İttifakı’nın diğer bileşenleri ise merkez sağ kökenli partiler. İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP’yi kast ediyorum. DEVA ve Gelecek Partisi’ni de buna eklerseniz bir sağ kanat oluşmuş durumda.
1- İYİ Parti’nin etrafında kümelenen sağ kanatın CHP ile HDP arasındaki diyalogdan memnun olmadıkları ifade ediliyor.
2- CHP’nin Kılıçdaroğlu dayatmasının rahatsızlığa dönüştüğünün altı çiziliyor.
3- Cumhurbaşkanı adayının Millet İttifakı üyelerinin eşit olarak temsil edildiği masada belirlenmesi isteniyor.
4- “Seçilecek aday” profili esas alınıyor.
KARŞILIKLI RESTLEŞMELER
Erdoğan’ı tasfiye etme planı etrafında toplanan Millet İttifakı’nda sık sık restleşmeler yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ön plana çıkarıp ”Yapacağım, edeceğim” diye vaatlerde bulunmaya başlaması üzerine İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, “Tekil konuşuyor” uyarısında bulunmuştu.
Akşener’in İmamoğlu’nu Fatih’e benzetmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Çoklu aday olabilir” kartını açmıştı. Bunun üzerine Akşener, cumhurbaşkanı adayı olmadığını, başbakanlığa talip olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu’nu açığa düşürdü.
Kılıçdaroğlu’nun, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olmadıkları yönünde açıklama yapmaya zorlaması üzerine Temel Karamollaoğlu, “Kılıçdaroğlu aday olabilir ama belli kesimlerden tepki gelebilir” açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu tam olarak Ekrem İmamoğlu dosyasını kapattığını düşünüyordu ki İmamoğlu, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum gezisine çıktı. “Taban beni istiyor” mesajını verdi.
ORTAK ADAY ÇIKAR MI?
Asıl cumhurbaşkanı adayının belirleneceği an geldiği zaman olacaklara bakın derim. Muhalefette seçimi kazanma umudu doğduğu için cumhurbaşkanı adayını belirleme işi tahmin edilenden daha sancılı geçecek. Bu işi sonunda ortak aday işi suya düşebilir, ilk tura her parti kendi adayıyla girebilir. Çünkü tepelerde yüksek basınç yaşanıyor.
Paylaş