Paylaş
Ancak edindiğim bilgilere göre sadece kabine üzerinde değil, bakanlıkların şekli üzerinde de değerlendirme yapılıyor. Bir çalışma da Meclis’teki ihtisas komisyonları için.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta Ankara dışındaydı. Ancak Ankara’da olduğu sırada ‘cumhur ittifakı’ ortağı Bahçeli ile bir araya geldi. 55 dakika süren görüşmede Meclis Başkanlığı konusu görüşülüp karara bağlandı. Şentop’la devam edilmesi kararı alındı. Erdoğan’ın sorusu üzerine Bahçeli’nin “Mevcut başkandan memnunuz” dediği ifade ediliyor. Bahçeli, AK Parti’nin içişleriyle ilgili konuda özenli davranıyor. Ama Erdoğan her önemli karar arifesinde Bahçeli’nin görüşünü almayı ihmal etmiyor. İki liderin kabineyi de konuştukları tahmin ediliyor. MHP Lideri’nin terörle mücadele ve milli güvenliği ilgilendiren konulardaki politikaları başarılı bulduğunu ve devamını temenni ettiği ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın köklü bazı değişiklikler üzerinde çalıştığı söyleniyor. Madde madde aktarmak istiyorum.
1. Bakanlar özlük hakları itibariyle milletvekilleriyle aynı statüye sahip. O nedenle emekliliği hak etmeleri için 2 yıllık sürenin dolması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümeti 10 Temmuz 2018 tarihinde kurulmuştu. Kabine değişikliğinin 10 Temmuz tarihi dikkate alınarak yapılması bekleniyor.
2. Cumhurbaşkanlığı kabinesi 1 cumhurbaşkanı yardımcısı ve 16 bakandan oluşmuştu. Yeni düzenlemede cumhurbaşkanı yardımcısı sayısının 2’ye, bakanlık sayısının ise 19’a çıkarılması üzerinde duruluyor. Bir-iki bakan arasında değişim yapılacağı konuşuluyor. Ama ben bu konuda bir bilgi edinemedim.
3. Cumhurbaşkanı yardımcısının sayısının artmasıyla birleştirilen bazı bakanlıkların ayrılarak yeni bakanlıkların kurulması üzerinde duruluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Çalışma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ilk akla gelen bakanlıklar olarak sıralanıyor. Ancak Erdoğan’ın bakanlıkların ayrılması ve yeni bakanlıkların oluşturulması konusunda nasıl bir tercih yapacağı henüz bilinmiyor.
4. Yeni bakanlıklar oluşturulurken, mevcut bakanlıklarda da değişikliğe gidilmesi gündemde. Ancak mevcut bakanlardaki değişimin çok sınırlı sayıda olması bekleniyor.
5. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’teki ihtisas komisyonları üzerinde de değerlendirme yaptığı söyleniyor. Meclis’te 16 ihtisas komisyonu bulunuyor. Erdoğan’ın komisyon başkanlıklarında belli bir oranda değişiklik istediği söyleniyor.
6. AK Parti’de Meclis başkanvekilliği ve idare amirlikleri konusunda değişiklik beklenmiyor. Grup başkanvekillikleri konusunda ise bir değişikliğin söz konusu olabileceği söyleniyor. Naci Bostancı’nın grup başkanı olduğu AK Parti’nin dört grup başkanvekili bulunuyor.
BAROLARLA İLGİLİ SÜREÇ BAŞLIYOR
AK Parti çoklu baro sistemiyle ilgili taslağı muhalefet partilerine sundu. Muhalefet partilerinin yazılı olarak görüşleri alındıktan sonra teklif son şekli verilerek Meclis’e sunulacak. O nedenle barolar açısından sıcak bir yaz bizi bekliyor. Muhalefet partileri çoklu baro sistemine karşı. Daha doğru bir ifadeyle, “Baroma dokunma” diyorlar. AK Parti ise değişiklikte kararlı. AK Parti’nin muhalefet partilerine götürdüğü çoklu baro teklifinde üç alternatif yer alıyor:
1. 5 binin üzerinde üyesi bulunan barolarda 2 bin üye ile yeni bir baro kurulabilecek.
2. 81 ilde çoklu baro kurulabilecek. Bayburt hariç 80 ilde baro var.
3. 30 büyükşehirde çoklu baro kurulabilecek.
AK PARTİ’NİN TASLAĞINDA
1. Ancak AK Parti’deki eğilim İstanbul, Ankara ve İzmir’i etkileyecek olan ve 5 bin üyesi bulunan barolarda 2 bin avukatın yeni baro kurabileceği yönünde.
2. Mevcut düzenlemede her baroya 2 delege veriliyordu. Yeni düzenlemede her baroya 3 delege tahsis ediliyor. Böylece Anadolu barolarının delege sayısı artmış oluyor. Baro başkanları doğal delege olarak kabul ediliyor.
3. Delege sistemi değişmiyor ancak sayısı değişiyor. Mevcut düzenlemede her 300 üyeye bir delege tanınıyordu. Şimdi 5 bin üyeye bir delege verilecek.
4. Seçim sistemi korunuyor. Bir ara düşünülen nispi temsil sisteminden vazgeçildi. Çarşaf liste geçerli olacak.
AMAN TUNÇ BAŞKAN
İZMİR’e bayrak ve para tartışmalarıyla ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i aradım. Hem gönderdiği dokümanları inceledim, hem konuşmanın geçtiği TÜRSAB’la toplantının yapıldığı videokonferansı izledim.
Tunç Soyer, “Çok üzgünüm. Çok sıkıntılıyım. İzmir konuşulmuyor. Başka yerlere çekilen bir sözüm yüzünden linç ediliyorum” diye söze başladı. Bunalmış bir hali vardı. Her zamanki gibi sesi çın çın etmiyordu. Soyer’e “Sayın Başkan, para ve bayrak ayrı bir devlete gider. Siz bunu mu kast ettiniz?” diye yekten sordum. Hay sormaz olaydım. Çok sert tepki gösterdi. “Asla olamaz. Bunun şakası bile saçma. Çok üzülüyorum” dedi. Toplantıda yaptığı konuşmayı, İZPUAN uygulamasını anlattı. Ama “Sayın Başkan, Türkiye’nin bu konuda bir hassasiyeti var, PKK ile yürütülen bir mücadele var. Sözleriniz o nedenle bu kadar tepki gördü” dedim. “Tartışma başka yerlere çekildi. Böyle bir şey düşünülebilir mi?” diye karşılık verdi.
Tunç Soyer akademik bir kurulun başkanı değil. Bir siyasi kimliği var. Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde CHP’nin büyükşehir belediye başkanı. O nedenle dikkatli konuşmalı. Hele hele ayrı bir para, ayrı bir bayrak gibi başka şeyleri çağrıştıracak konulardan uzak durmalı. Aman Tunç Başkan. Aman ha dikkat...
Paylaş