İmamoğlu kime mesaj verdi?

Ne cevap vermesini beklersiniz.

Eğer Millet İttifakı ortakları beni ortak aday olarak göstermezlerse aday olmam, diyebilirdi.

Muhalefetin ortak adayı kim olursa onu sonuna kadar desteklerim, demesi beklenirdi.

Ben CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkanı’yım. Benim Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı gündemde. Eğer CHP Genel Başkanı ortak aday olursa ben aday olmam var gücümle desteklerim, demesi şaşırtıcı olmazdı.

KİMİ İMA ETTİ?

Ama o ne dedi? Yine aday değilim demedi.

Tam aksine, “Bireysel ihtiras ve hedefler geliştirmenin bu döneme çok büyük bir zarar vereceğini hatta ihanet olacağını biliyorum. Doğru kararın günü geldiğinde verilmesinden yanayım” diye konuştu.

Peki İmamoğlu kime mesaj verdi? Kendi kendine mesaj vermediğine göre?

İmamoğlu’nun bu sözleri kulislerde, Kılıçdaroğlu’na, “Bireysel hırsların uğruna cumhurbaşkanlığı seçimini tehlikeye atma” mesajı olarak değerlendirildi.

6 LİDER NEDEN HEYECAN UYANDIRAMADI

6 muhalefet lideri 28 Şubat’ın yıldönümünde güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönüşle ilgili deklarasyonu kamuoyuna açıkladılar.

41 sayfadan oluşan deklarasyon için 6 partinin genel başkan yardımcıları 6 ay süren bir çalışma yaptılar.

2023 seçimlerine giderken 6 partinin en önemli vaadi Parlamenter Sistem’e dönüş oldu.

Ama bu kadar iddialı bir vaatte bulunurken, Parlamenter Sistem’e nasıl dönüleceği, cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl yapılacağı konusunda en ufak bir bilgi vermediler.

CUMHURBAŞKANI NASIL SEÇİLECEK?

Parlamenter Sistem’de en büyük krizler cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşandı. En son 367 krizini hatırlamak yeter.

2014 seçimlerinde de Parlamenter Sistem vardı. Ama cumhurbaşkanını halk seçti. Öyle mi yapacaklar? Eğer cumhurbaşkanını halk seçecekse birinci turda 50 artı bir arayacaklar mı, ikinci tura en fazla oy alan iki aday mı kalacak?

Yok biz eski Parlamenter Sistem’de olduğu gibi Meclis’te seçeceğiz diyorlarsa o zaman birinci turda kaç oy aranacak? İkinci, üçüncü ve dördüncü turlar nasıl olacak?

Bunları yazmak gerekiyor. Bu oranlar benim için önemli değil ama 367 Sabih için önemli. Sonra Sabih Kanadoğlu’nu kızdırırsınız.

Hadi diyelim Anayasa’yı değiştirdiler, cumhurbaşkanlığı seçimini Meclis’e yaptıracaklar. Ama iş orada da bitmiyor.

Başkanlık Sistemi’ne göre seçilmiş bir cumhurbaşkanı olduğu için onunla devam mı edecekler yoksa o da istifa edip Meclis’te yeniden seçilmesi mi gerekecek?

ANAYASA NASIL DEĞİŞECEK?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden Parlamenter Sistem’e geçebilmek için Anayasa’nın değişmesi gerekecek.

Muhalefetin bunun hem takvimini vermesi ve bir de bu işin nasıl olacağını açıklaması gerekiyordu.

Örneğin 2 yıl içinde yeni Anayasa’yı yapacağız, sonra bunu referanduma götüreceğiz demelilerdi. Ama orada da bir sorun var. Anayasa’yı değiştirebilmek için muhalefetin oylarını en az yüzde 40, ortalama yüzde 60 oranında arttırması gerekiyor. Çünkü Anayasa’yı değiştirmek için referandum yoluyla olursa 360, referandumsuz olursa en az 400 milletvekiline ulaşmaları gerekiyor.

Referanduma giderlerse de bu kez evet oylarının hayır oylarından fazla çıkması gerekiyor.

KİTLELER EKONOMİYE BAKAR

Parlamenter Sistem’i vaat ediyorlar ama bu iş nasıl olacak, sorunun cevabı yok. Çünkü onlar da bu işin olacağına inanmıyorlar. Sadece cumhurbaşkanlığı için oyun oynuyorlar. O nedenle de 6 liderin yaptığı açıklama kitlelerde 6 saat bile heyecana yol açmadı.

Çünkü millet belirsizliğe oy vermez. Toplumun refahını arttıracak güçlü bir ekonomi programı ortaya koyup kitleleri buna inandırabilseler o zaman siz heyecanı görün. Millet umuda oy verir...

KILIÇDAROĞLU’NUN İMZASI

KILIÇDAROĞLU’nun helalleşme çıkışını dikkatle takip ediyorum. Söz konusu CHP olunca Kılıçdaroğlu’nun işinin zor olduğu kanaatindeyim. Sadece Dersim’le helalleşmeye kalkışsa ömrü yetmez.

Bir de CHP’nin bagajı çok yüklü.

Kılıçdaroğlu, “28 Şubat mağduruyum, 28 Şubat’ta beni de fişlediler” dedi. Çetin Doğan Paşa’nın şimşeklerini üzerine çekti. Çetin Doğan, “28 Şubat’ta biz seni fişlemedik” dedi. Çetin Paşa kimleri fişlediklerini açıklasa da Kılıçdaroğlu rahatlasa!

Hatta bu iş öyle ileri gitti ki emekli generaller bu açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması yönünde sosyal medya paylaşımlarında bulundular.

ÇARŞAFA CHP ROZETİ

Kılıçdaroğlu’nun işi zor ama bu işin samimiyetle yürütülmesi gerekiyor. Seçim kampanyaları sırasında çarşafa CHP rozetinin takılıp seçimden sonra başörtüsü yasağını kaldıran düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulduğuna tanık olduğumuz için samimiyeti arıyoruz.

Ama o noktada da sorunlar var.

Kemal Bey, hafta sonu 28 Şubat mağduru başörtülülerle bir araya geldi. Her şeyi söyledi ama bir şeyi söylemedi.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURDU

Deseydi ki, ‘Ey başörtülüler şimdi size bir itirafta bulunacağım, sizden helallik dileyeceğim’. ‘Bu kardeşiniz var ya bu demokrat kardeşiniz! 28 Şubat’tan yıllar sonra, 28 Şubat’ın kadrolarının tasfiye olduğu bir dönemde, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefine doğru ilerlediği bir süreçte, 2008 yılında AK Parti ile MHP başörtüsü yasağının kaldırılması için Anayasa değişikliği yaptı. Hatta bundan dolayı AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Ben başörtüsü yasağını kaldıran bu düzenlemenin iptali için 27 Şubat 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdum. Başvurum üzerine Anayasa Mahkemesi başörtüsüne özgürlük tanıyan düzenlemeyi iptal etti. Bundan dolayı sizden özür diliyorum ve helallik istiyorum’ deseydi inanın ki daha samimi olurdu.

 
Seçim yaklaştıkça hızlandıracağı helalleşmeleri için Kılıçdaroğlu’na imzasını hatırlatmak isterim.