Paylaş
Bildirinin ele alındığı kritik toplantıda aldığı bilgiler de o yönde olmalı ki Erdoğan, darbe tehdidini önemli buldu. Daha doğrusu bu bildiriyi bir sürecin başlama vuruşu olarak değerlendirdi.
DARBEYE KARŞI DİRAYETLİ
Karşımızda 15 Temmuz’da darbeyi püskürten lider, 27 Nisan’ta e-muhtıra veren askere karşı muhtıra veren Erdoğan vardı. Cumhurbaşkanı bir kez daha darbe tehdidini önemseyen, darbelerle mücadelede kararlı bir lider profili çizdi. Güven verdi.
GECE YARISI BİLDİRİSİ ART NİYETLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha söze başlamadan işin fotoğrafını çekti. “Bir gece yarısı gerçekleşen bu eylem hem üslubu, hem yöntemi hem açacağı tahribat açısından kesinlikle art niyetli bir eylemdir” dedi.
KAHRAMAN ASKER VURGUSU
Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başkomutanı. Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri ile darbe bildirisi yayınlayan emekli amiralleri ayrı tuttu. “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bühtandır” diye konuştu.
DARBEYE KARŞI ÇIKAN LİDERİ ARAYABİLİR
Erdoğan darbe tehdidi içeren bildiriye karşı çıkan siyasilere teşekkür etti. Bahçeli ve Akşener’i ilk başta saymak lazım. İki lider ama, fakat demeden darbe karşıtı bir duruş sergilediler. Erdoğan’ın iki lideri arayıp teşekkür etmesinin yararlı olacağına inanıyorum.
CHP’YE HEM ELEŞTİRİ HEM DİYALOG ÇAĞRISI
Ama söz konusu darbe olunca CHP yine sınıfta kaldı. Erdoğan, “Bu işin merkezinde bizzat CHP vardır” diye sert bir dille eleştirdi. Ama “CHP’’yi de demokrasiden yana tavır almaya çağırıyorum” diyerek el uzattı.
MONTRÖ AÇIKLAMASI
Emekli amirallerin bildirisinin merkezini Montrö oluşturuyor. Erdoğan, Montrö konusunda güvence verdi. “Montrö Sözleşmesi’nden çıkmayla ilgili ne bir çalışmamız, ne bir düşüncemiz vardır. Sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz” dedi.
SARIKLI AMİRAL TEPKİSİ
Erdoğan bu tür konularda çok net bir lider. “TSK’nın disiplin anlayışıyla bağdaşmayan askere de sıcak bakmıyoruz, bakmayız” diye konuştu.
BÜYÜK FOTOĞRAFIN PARÇASI
Darbe bir süreç. Erdoğan, emekli amirallerin bildirisini büyük fotoğrafın bir parçası olarak nitelendirdi. “Çok daha büyük kampanyanın parçası olarak algılanmaktadır” dedi. Doğru bir tespit. Çünkü asıl önemli olan, bunun arkasından neyi planladılar?
27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de liderleri darbecilere karşı gereken önlemleri almamakla eleştiririz. Ama bu Erdoğan için geçerli değil. Çünkü Erdoğan darbelerle mücadele eden bir lider. Dün de “Gereken her tedbiri uygularız” dedi. Erdoğan tehlikenin farkına vardıktan sonra gerisi sorun değil.
AMİRALLERİN SİYASİ AYAĞI CHP Mİ?
- CHP’nin darbe sicili kabarıktır. 27 Mayıs’ta, CHP artı ordu eşittir darbe denklemi kurulmuştur. Buna rağmen isterim ki CHP de darbe karşıtı olsun. Ama her defasında hayâl kırıklığına uğrarım. Amirallerin darbe tehdidi karşısında CHP yine sınıfta kaldı. Amirallerin darbe tehditine destek veren tek lider Kılıçdaroğlu oldu. Henüz darbenin siyasi ayağı kim demiyorum ama, amirallerin siyasi ayağı kim, diye sormak hakkım olsa gerek.
Çünkü CHP’li Aykut Erdoğdu darbe tehdidinde bulunanları savundu, meşru hükümeti tehdit etti. “Ben o mahkemede onların yargılanmalarını göreceğim. Bütün bu yargılanmaları TRT ekranlarından vereceğiz” dedi.
Ben söyleyecek bir şey bulamıyorum. Siz bulursanız altına yazın.
GENELKURMAY BAŞKANI, BAŞBAKAN’IN TELEFONUNA ÇIKMAMIŞTI
- DARBELERLE mücadelemizde 15 Temmuz’un ayrı bir yeri var. 15 Temmuz demokrasi mücadelemizin kutup yıldızı. Çünkü o gece ilk kez bir darbeyi püskürttük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve milletimizin canı ve kanı pahasına darbeye karşı çıkmasıyla.
Darbelerle mücadelemizin önemli kilometre taşlarından birini de 27 Nisan e-muhtırasına karşı 28 Nisan’da muhtıraya karşı verilen cevap oluşturuyor.
15 Temmuz’da darbeye karşı darbe yaptık. 28 Nisan’da ise muhtıraya karşı muhtıra verdik.
27 Nisan e-muhtırasına karşı hükümet bildirisini okuyan dönemin başbakan yardımcısı Cemil Çiçek’le konuştum. Cemil Çiçek o açıklamayı yaparken üzerindeki elbiseyi 48 saattir çıkarmamıştı. Çünkü o gün Ankara dışındaydı. Tam evine girerken muhtıranın haberini aldı. Bakanlarla kurdukları telefon irtibatının ardından dışişleri konutuna geçti. O gece AK Parti’liler tedbir olarak iki ayrı yerde çalıştılar. Cemil Çiçek ve birkaç bakan Abdullah Gül’ün kullandığı Dışişleri konutunda, Başbakan Erdoğan ise Başbakanlık konutundaydı. O gece hazırlanan açıklama metni sabah Başbakanlık konutunda Erdoğan’ın başkanlığında yapılan toplantıda son şeklini aldı.
BÜYÜKANIT TELEFONLARA DÖNMÜYOR
12 Mart’ta Cevdet Sunay Başbakan Demirel’in telefonuna çıkmamıştı. 27 Nisan gecesi ise Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, bağlı olduğu Başbakan’ın telefonuna yanıt vermedi. Her defasında, “İstirahatte, ulaşılamıyor” yanıtı verildi.
İktidar, ilk andan itibaren muhtıraya karşı çok sert bir yanıt verme konusunda kesin kararlıydı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın görevden alınması tartışıldı ancak Cumhurbaşkanı Sezer’in kararnameyi imzalamayacağı kanaati oluşunca Genelkurmay Başkanı’nı görevden alma yönüne gidilmedi. Başbakanlık konutundaki toplantıda açıklama metnine son şekli verildikten sonra saat 15.00’te açıklama yapılacağı duyuruldu. Gece 23.00’ten itibaren aranan Genelkurmay Başkanı bu açıklamadan birkaç dakika sonra Başbakan’a dönüş yaptı. Saat 14.30 civarıydı. 15 saattir telefona çıkmayan Büyükanıt hattaydı. Erdoğan, telefonun sesini içeriye verdi. Büyükanıt, “Ben İstanbul’a gidiyordum. Torunu görmeye. Araçta jammerler olduğu için telefon çekmedi” dedi.
TORUNUMU GÖRMEYE GİDİYORDUM
Türkiye bunları yaşadı. Genelkurmay Başkanı gece hükümete muhtıra verdikten sonra torununu ziyaret etmek için yola çıkmış! Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu olan Genelkurmay Başkanı’na, Başbakan 15 saat ulaşamayacaktı.
SON ANDA EKLENEN CÜMLE
- KONUŞMANIN ilk bölümünü dinledikten sonra, Başbakanlık’a geçen Cemil Çiçek, açıklama yapmadan önce Erdoğan’la yeniden irtibat kuruyor. Erdoğan, “Değişen bir şey yok” diyor. Açıklamaya, “Bazı iyi niyetli olmayanların hükümetimizle Türk Silahlı Kuvvetleri’mizi karşı karşıya getirme çabalarını boşa çıkarmalıyız” cümlesi ekleniyor. O gün, o tarihi açıklamayı okuyan Cemil Çiçek’le, amirallerin bildirisini konuştum. Çiçek, “Yanlış yolda, yanlış adım atılmış. Hem sorunlu hem de sorumluluk getirecek bir açıklama yapılmış. Benim neslim darbelerin acılarını yaşamış bir nesil. Darbelerin gece yarısı yapıldığı bir ülkede niye bu bildiriyi gece yarısı yayınlıyorlar?” diye sordu.
Paylaş