Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AK Parti milletvekilleriyle kahvaltı yapmıştı. Orada darbe tartışmalarına çok kısa bir şekilde değinmiş. Aslında benzer doğrultuda konuşmuş. “Bizim dış politikada yaptıklarımızı gölgelemeye, ikinci plana itmeye ve gündemi değiştirmeye yönelik çabalar. Kurumlarımız teyakkuz halinde ancak endişe edebilecek bir durum söz konusu değil” demiş.
Erdoğan, Pakistan dönüşünde darbe iddialarının sorulması üzerine “Böyle bir şey olduğu anda artık bizim milletimiz ‘Kapıdan dışarı çıkalım mı çıkmayalım mı’ demez. Elinde neyi var neyi yok herkes meydanlara dökülür. Bunun en güzel cevabını 15 Temmuz’da verdik” diye karşılık vermişti.
Erdoğan darbe tartışmalarına noktayı koydu ama kendisini FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik kızgınlığı devam ediyor. Erdoğan, AK Parti MYK toplantısında “Bu açıkça FETÖ ile işbirliğidir. Suyu bulandırarak kendisi işin içinden sıyrılmaya çalışıyor” diyor.
AK PARTİ, CHP KURULTAYINA GİTMEYECEK
Erdoğan’ın CHP Lideri’nin üslubundan duyduğu rahatsızlık, CHP kurultayıyla ilgili bir değerlendirmesine yansıyor. CHP 28-29 Mart tarihlerinde yapılacak kurultay için AK Parti’ye davetiye göndermiş. AK Parti, daha önceki CHP kurultaylarına katılmıştı. Erdoğan bu kez CHP kurultayına gidilip gidilmemesi konusunu tartışmaya açıyor. Haliyle gidilmesini savunanlar olduğu gibi gidilmesine karşı çıkanlar da oluyor. Hatta “Kurultayda Kılıçdaroğlu bize FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili suçlama yöneltirse ne yapalım” konusu dahi tartışmaya açılıyor. Eğer bu tür bir suçlama yöneltilirse heyet olarak kurultayın terk edilmesi konuşuluyor. Erdoğan kurmaylarının değerlendirmesini aldıktan sonra “İnsanın ağrına gidiyor” diyor. Bunun üzerine CHP kurultayına gidilmemesi kararı alınıyor.
Kılıçdaroğlu’nun hakaretleri karşısında tazminat davaları açan Erdoğan, bir adım daha atıyor. Böylece AK Parti kurulduğu günden bu yana ilk kez CHP kurultayına heyet göndermeme kararı alıyor. Tabii ileride iki parti arasındaki ilişkileri yumuşatacak bir gelişme yaşanırsa onu bilemem...
İŞ BANKASI UNUTULDU MU?
İş Bankası’ndaki CHP hisselerinin Hazine’ye devri konusu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin MKYK’daki sunumu üzerine yeniden gündeme gelmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Fazla geciktirmeye niyetimiz yok” demişti. İş Bankası konusunun bu haftaki MYK’ya gelmesi bekleniyordu. Ama görüşülmemiş. Fakat bu işin unutulduğu anlamına gelmesin. Çünkü süreç devam ediyor. Nurettin Canikli başkanlığında bir heyet kurulmuş. Onlar kamuoyunu da ikna edecek tarzda bir çalışma yürütüyorlar. İşin hukuki boyutu kadar toplum tarafından doğru algılanması yönünde de çalışma yapıyorlar. “Bir siyasi partinin ticari faaliyeti olur mu?”, “Bir siyasi partinin bankası olur mu?” gibi sorular üzerinden ilerliyorlarmış. Konuştuğum AK Parti yetkilileri, “İş Bankası konusunda bir acelemiz yok. İş olgunlaşınca gündeme getirilecek. Ancak Cumhurbaşkanımız bu konuda çok kararlı. İhmal etmemiz ya da unutmamız mümkün değil” diyorlar.
İKİ LİDERDEN ETİK DURUŞ
PENTAGON bağlantılı Rand Corporation’ın Türkiye’de darbe olacağı yönündeki raporu ile FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmasının konuşulduğu bir sırada Antalya milletvekili Tuba Vural Çokal ve Balıkesir milletvekili İsmail Ok’un İYİ Parti’den istifası aynı zamana denk gelince, birileri yeniden düğmeye mi bastı sorusu gündeme geldi. 28 Şubat sürecini derinden yaşayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “İstifa gerekçelerinin normal karşılanması bizim için mümkün değil” dedikten sonra 1997 yılında DYP’den istifaları hatırlatması kafaları iyice karıştırdı.
İYİ Parti’den istifalar üzerine gözler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye çevrildi. Bahçeli, İYİ Parti kongresinden önce “Fiziken orada, fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın müştereken karar alıp Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmeleri halisane ve samimi beklentimdir” diye çağrı yapmıştı. Bahçeli istifalar üzerine uzun süredir soru-cevap yapmadığı halde MHP grubundaki konuşmasından sonra soruları yanıtladı. Bahçeli, daha önce “İP” dediği partiye “İYİ Parti” diye seslendi. “İYİ Parti, iyi günlerde olsun. Partileri karıştırmak isteyen zihniyet var. Tahriklere kapılmasınlar” diye uyarıda bulundu. Bahçeli, İYİ Parti’deki istifalardan yarar sağlamak yerine ilkeli durmayı tercih etti.
İYİ Parti’den istifalar gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Biz kendi işimize bakalım. Onların kendi iç sorunlarından yana kazanç beklentimiz yok” diye karşılık veriyor.
Erdoğan ve Bahçeli, özlediğimiz siyasi etik adına önemli bir duruş ortaya koyuyorlar. Paylaşmak istedim.
Paylaş