Cinsel istismar ve kadına şiddet kapsam dışı

Çünkü paket bir daralıyor, bir genişliyor.

AK Parti, iktidar ve muhalefetin uzlaşmayla çıkardığı bir paket olması için muhalefete gitti. Karşılıklı olarak öneriler konuşuldu, eleştiriler not alındı, yeniden görüşülmek üzere vedalaşıldı.

CHP, cinsel istismar ve uyuşturucu suçlarının kapsam dışı bırakılmasını önerdi. Düşünce suçu kapsamında cezaevlerinde olanların da pakete dahil edilmesini istedi. İYİ Parti, takipsizlik ya da beraat alan KHK’lıların kamuya döndürülmesini, HDP ise terör suçlarının da af kapsamına alınmasını önerdi. Üzerinde çalışılabilecek bir zemin oluşmuştu. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Uyuşturucu ticareti, cinsel suçlar ve kadına şiddet konusunda hassasiyetimizi bildirdik” dedi. Bunun üzerine sosyal medyada CHP milletvekillerinin de aralarında bulunduğu bir grup “AKP düşünce suçlularını değil, uyuşturucuyu serbest bırakıyor” gibi “AKP’nin cinsel suçları ve kadına şiddeti serbest bırakmasına izin vermeyeceğiz” tarzında bir kampanya başlatıldı. Bu yaklaşım, süreci olumsuz etkiledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve AK Parti grup başkanvekilleriyle yaptığı toplantıda “Ortada fol yok yumurta yokken, henüz muhalefet partilerinin görüşleri alınıyorken, bazı muhalefet milletvekilleri ve sosyal medyada birileri ‘AK Parti cinsel istismar suçlarını affediyor’ diye haksız suçlamalarda bulunuyorlar. Yok böyle bir şey” diye tepki göstermişti.

Erdoğan daha önce de uyuşturucuyla ilgili baronlar ve satıcılar konusunda ayrım yapılması teklifi geldiğinde “Uyuşturucuyu affa karşıyım. Beni ikna edemezsiniz” diye tepki göstermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o toplantıda iki önemli talimat vermişti.

1- Terör, kadına ve çocuğa cinsel istismar ve kadına şiddet, adam öldürmeyle uyuşturucu kesinlikle kapsam dışında tutulacak.

2- MHP’nin hassasiyetleri dikkate alınacak.

Hafta sonu AK Parti ve MHP, ortak bir çalışma yaptı. Paket daraltıldı.

1- Terör,

2- Cinsel suçlar,

3- Kadına şiddet,

4- Adam öldürme kesin olarak paket dışında kaldı.

Uyuşturucu baronları kapsam dışı bırakılırken, satıcılar ve içiciler için bir çalışma yapılması gündemdeydi. Aynı şekilde örgüt yöneticileri kapsam dışı bırakılırken, yardım ve yataklık konusunun üzerinde çalışılacaktı. İnfaz paketiyle ilgili yayınlar bunların çalışılmasının da askıya alınmasına neden oldu. Eğer son bir pürüz çıkmazsa paket daraltılmış haliyle Meclis’e sunulacak.

YURTDIŞINDAKİ OPERASYON SIRASINDA NELER YAŞANDI?

KORONAVİRÜS salgınının Çin’den Batı’ya yayıldığı süreçte, Türkiye çok önemli bir operasyona imza attı. 45 ülkeden vatandaşlarımız ile Erasmus öğrencileri ülkemize getirildi. Zor dönemde yurtdışındaki vatandaşlarımız, devleti yanlarında gördü. Dışişleri Bakanlığı tarafından başarıyla yürütülen bu operasyonla ilgili insan hikâyelerini paylaşmak istiyorum.

Kriz bölgelerde dinamik süreç yönetimi gerekiyor. İtalya’da sıkıntılı bir bölgede bulunan 30 vatandaşımız büyükelçiliğimizle irtibat kuruyor. Uçağın kalkmasına birkaç gün var. Ama bölge sıkıntılı. Bunun üzerine onlar öncelikle o bölgeden çıkarılıp Roma’ya getiriliyor. Orada otellere yerleştiriliyor. İtalya o sırada Türkiye’de bulunan 100 vatandaşını götürmek istiyor. İtalya’ya destek veriliyor. Onlar da bunu unutmuyor. Yurtdışına uçuşlara kapattıkları halde THY’nin Roma ve Milano’dan vatandaşlarımızı getirmesine izin veriyorlar. Polonya’dan kaldırılacak uçakla Slovakya’dan iki öğrencimiz de gelmek istiyor. Ancak Polonya sınırlarını kapattığı için sıkıntı çıkıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Gerekirse helikopterle Slovakya’dan Polonya’ya getirelim” diyor. Polonya makamları yardımcı oluyor, iki öğrenci önce Polonya’ya, sonra oradaki vatandaşlarımızla birlikte Türkiye’ye getiriliyor.

Everest’te mahsur kalan iki dağcımız, irtibata geçip kurtarılmalarını istiyorlar. Bunun üzerine bir helikopter kiralanıyor. Önce Katmandu’ya getiriliyorlar, sonra da uçakla Türkiye’ye.

‘İTALYA’DAYIM NE OLUR BENİ DE KURTARIN’

İrlanda’dan Sivas’a getirilen öğrencilerimizin öyküsü de ilginç. Çünkü İrlanda’da sadece okullar değil öğrenci yurtları da kapatılıyor. 20-25 Türk öğrencinin önce bir yere yerleştirilmesi, sonra da Türkiye’ye getirilmesi sorunu ortaya çıkıyor. İrlanda’da çocuklarımız önce bulunan misafirhanelere yerleştiriliyor, sonra Türkiye’den giden uçakla Sivas’a getiriliyor.

Furkan Özcan’ın tweet’ini ise aynen aktarmak istiyorum.

“Everest Dağı’nda mahsur kalan vatandaşlarımızı helikopterle kurtaran devletim. Ne olur beni de İtalya’dan kurtarın. Erasmus kazanıp okumaya geldim. Geldiğimden beri evden çıkmıyorum. Psikolojim bozuldu. Tek başımayım, yardım edin.”

Furkan bu mesajı 15 Mart günü atıyor.

24 Mart günü ise Furkan, Türkiye yolunda “Uçağımıza bindik. İnşallah kazasız belasız bir yolculuk geçiririz” diye tweet atıyor.

Furkan Özcan 28 Mart’ta ise şu tweeti attı: “Bugün beni bir abim aradı. Kendisi sayın devlet büyüğüm Dışişleri Bakanımız @MevlutCavuşoglu. Halimi hatrımı sordu, karantinadaki durumumuzu sordu, muhabbet edip, moral verdi. Böylesine yoğun bir süreçte Sayın Dışişleri Bakanımızın bu ilgisi için kendisine teşekkür ederim.”

Yurtdışından vatandaşlarımızın getirilmesi operasyonunu başarıyla yöneten Dışişleri Bakanlığı’nı ziyaret ettim. Bu operasyonlarda büyük emeği olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’la birlikte koordinasyon merkezinin çalışmalarını yerinde izleme fırsatı buldum.

Benden duymuş olmayın ama ülkemizde görev yapan bir ülkenin büyükelçisi de koronavirüsten dolayı karantina altına alınmış.