Paylaş
Doğru olanı yaptı. Yeni bir tarih belirlenmedi. Çünkü virüsün seyrinin ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün değil. Koronavirüsün etkisini yitirdiği kararı verildiği zaman CHP, yeni bir kurultay tarihi belirleyecek. MYK’da bu kararın alınmasında PM üyesi Gaye Usluer’in başkanlığını yaptığı koronavirüs izleme kurulunun değerlendirmesi de etkili oldu. Gaye Usluer, enfeksiyon hastalıkları hocası.
Bu kararın alınmasında İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun il kadın kolları kongresini ertelememesi nedeniyle maruz kaldığı eleştirilerin etkisi oldu mu? Elbette ki olmuş. Ama zaten hafta sonu böyle bir eğilim oluşmuştu. Bu arada Canan Kaftancıoğlu yanlış yaptı, meslektaşım İsmail Saymaz’a haksızlık etti. Sonradan hatasını fark edip düzeltme yoluna gitmesi bir erdemdir. O nedenle Kaftancıoğlu’nu ikinci bir lince tabi tutmayacağım ama zaman polemik zamanı değil. Ayrıca İsmail Saymaz’ın bunu bir siyasi bir hesap uğruna yapmadığından eminim. İsmail ilk olarak 5 Nisan’da yapılacak olan düğününü erteledi.
CUMA NAMAZI KARARI
SUUDİ Arabistan, koronavirüs nedeniyle umreyi yasakladı, Kâbe’de tavafı durdurdu. Umredeki Türk vatandaşları, Diyanet İşleri Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve THY’nin ortak operasyonuyla Türkiye’ye getirildi. Suudi Arabistan’dan uçağa sağlık ekibinin kontrolünde alındılar. Türkiye’ye gelince yurtlara yerleştirilip 14 günlük gözlem süresini kontrol altında geçirmeleri uygulamasına geçildi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, geçen hafta risk grubunda olanların cuma namazına gitmeyebileceğini açıklamıştı. Ama salgın tehlikesinin iyice hissedilmesi üzerine Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, koronavirüs tehlikesi geçene kadar cuma namazı başta olmak üzere camilerde cemaatle kılınan namazlara ara verildiğini açıkladı. Burada bir tarih verilmemesi yerinde bir karar oldu. Çünkü bu işin ne zaman biteceği belli değil. Erbaş’ın kullandığı dil çok önemliydi. “Cuma namazı yasaklandı” gibi rahatsız edici bir ifade yerine, “Ara verildi” denmesi daha şık bir ifade oldu. Peygamberimizin ve sahabelerin hayatından örnekler vererek izah etmesi ikna ediciydi.
MECLİS ÇALIŞACAK
Meclis’i günde ortalama 4 bin kişi ziyaret ediyor. Bu sayı grup toplantılarının yapıldığı salı günü 10 bine kadar çıkıyor. Bu durum Meclis’i virüs salgınına açık bir mekân haline getiriyor. O nedenle Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un Meclis’e ziyaretçi yasağı kararı yerindeydi. AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP’nin grup toplantılarının iptal edilmesi de yararlı oldu. Ancak bir sorun devam ediyor. Meclis için tatil kararı alınmadı. Bu durumda milletvekillerinin salı, çarşamba ve perşembe günkü mesaileri devam edecek. Bu durumda ziyaretçilerin sağlığı önemli de milletvekillerinin önemsiz mi? Milletvekillerinin dokunulmazlığı olduğunu biliyorduk ama bu dokunulmazlığın koronavirüse karşı etkili olacağından haberimiz yoktu şeklinde imalı yorumlara neden oldu. Ancak dün Meclis Başkanı Mustafa Şentop’la ve siyasi partilerin grup başkanvekilleriyle de görüştüm. Aralarında yoğun olarak bu konuyu tartışıyorlardı. Meclis’in az katılımla bu hafta çalışması eğilimi hâkimdi. Muhalefet yoklama istemeyecek, iktidar işi uzatmayacak. Böylece düşük yoğunluklu bir çalışma yapılacak. Ancak virüsün seyrine göre her an yeni bir değerlendirme yapılabilir.
BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ DEVREDE
BİZİM en az koronavirüs kadar çözmemiz gereken ciddi bir sorunumuz daha var. Önceleri fısıltı gazetesi deniliyordu ama artık sosyal medya dedikoduları deniliyor. Benim dedikodu tanımına itirazım var. Deprem oluyor. Türkiye seferber oluyor. Enkazın altındakileri sağ olarak kurtarmak, yaralıları bir an önce hastaneye yetiştirmek için geceli gündüzlü bir çalışma yürütülüyor. AFAD’ı, UMKE’si, itfaiye ekipleri arama-kurtarma faaliyetlerinde göz yaşartıcı fedakârlık sergiliyorlar. Ama birileri hemen başlıyor. Yok depremde ölenlerin sayıyı daha fazlaymış da, açıklanmıyormuş da...
İdlib’den şehit haberleri geliyor. Şehitlerimize bir an önce ulaşmak, yaralı ve ölülerimizi bir an önce hastanelere yetiştirmek için olağanüstü bir çaba sarf ediliyor. Hemen birileri ortaya çıkıyor. Yok efendim şehitlerin sayısı gizleniyormuş...
Benzer durumu koronavirüste de yaşıyoruz. İngiltere’nin “sürü” yaklaşımı, İtalya’nın durumu ortadayken Türkiye bu süreci iyi yönetmeye çalışıyor. En az bedelle atlatmak için müthiş bir çaba gösteriliyor. Yine o birileri çıkıyor, yok efendim koronavirüse yakalananların sayısı gizleniyormuş... Niye gizlensin? Gizlendiği takdirde bunun katlanarak bir salgın haline dönüştüğü bilinmiyor mu?
Depremde ölenin ya da şehit düşenin ailesi, memleketi, yakınları, hastanede tutulan kayıtları, resmi işlemleri, cenazelerin kaldırıldığı mezarları yok mu? Türkiye çadır devleti mi?
Dün koronavirüsle ilgili gizli belge olduğu iddia edilen bir yazışma dolaşıma sokuldu. Sağlık Bakanlığı böyle bir belge düzenlenmediğini açıkladı. Millet can derdinde, birileri hâlâ dezenformasyon peşinde.
Bunu birilerinin iktidara uyuzluk olsun diye yaptığı düşünülebilir ama ben o kanaatte değilim. Bunlar düpedüz içimizdeki beşinci kol faaliyetleri...
Paylaş