Paylaş
Bu önemli bir aşama. Çünkü Azak Denizi tamamen Rusya’nın kontrolüne girdiği için Putin izin vermediği takdirde gemilerimizi oradan hareket ettirmek imkânsız. Ama Putin’in tamam demesi, her şeyin çözüldüğü anlamına gelmiyor. Çünkü karşımızda savaşın zorlukları duruyor. Aynı bölgede başka ülkelere ait beş gemi mayınlı saldırıya uğradığı için Rusya ve Ukrayna’dan çifte güvenlik garantisi gerekiyor. Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarımız bu zorlukları aşmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyor. Dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile telefonla bu konuyu görüştü.
ÇİFTE GÜVENLİK ŞARTI
Öncelikle gemilerimizin denizinden çıkışı ve açık denizde Rusya ve Ukrayna’dan çifte güvenlik garantisi istiyoruz. Bunun için çaba gösteriyoruz. Hem can hem mal güvenliği nedeniyle çifte garanti almadan gemilerimizi hareket ettirmiyoruz.
Bununla birlikte üç önemli sorunun aşılması gerekiyor.
1. Azak Denizi’nin çıkışında Ukrayna’nın denizin dibine mayın döşediği biliniyor. Ukrayna dört bölgenin mayın haritasını yayınladı ama beş geminin mayınlı saldırıya maruz kalması nedeniyle bu haritaların güvenilirliği sorunu oluştu. O nedenle gemilerimiz hareket ettirilmedi. Ukrayna’dan ya mayın haritasını paylaşması ya da bu mayınları güvenli geçişi sağlayacak şekilde temizlemesi isteniyor. Savaş şartlarında mayınların temizliği kolay görünmüyor.
2. Mayın döşenmeyen bir bölgeden gemilerimizin geçişi için, “Mavi koridor oluşturulması” isteniyor.
3. Açık denize çıkıldığında gemilerin vurulmaması için Rusya tarafından da güvenlik garantisi verilmesi gerekiyor.
Peki Azak’ta kaç gemimiz var? İkisi Ro-ro olmak üzere 23 gemimiz yüklerini almış bir şekilde bekliyor. Bu gemilerimizden 7’si toplam 30 bin ton ayçiçek yağı taşıyor. Bu gemilerde yabancı çalışanlardan ayrı olarak 154 Türk mürettebat bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Putin’le yaptığı görüşmenin ardından gıda yüklü gemilerimizin Azak Denizi’nden çıkıp Türkiye’ye ulaşmaları konusundaki çalışmalar hızlandı.
İLETİŞİMDE ACİL İHTİYAÇ KRİZ YÖNETİMİ
BİR söylenti yayılıyor. Millet marketlere hücum ediyor. Market zincirleri ise stok yapıyor.
2023 seçimlerine giderken, AK Parti’nin rakibi muhalefet değil. Yönetmesi gereken iki önemli kriz alanı var. Biri tarım ürünleri, diğeri ise halkta oluşan panik havası. Altına hücum gibi. Kimi zaman soğan, kimi zaman domates, temizlik ürünü, plastik eldiven hatta tuvalet kâğıdı oluyor. Şimdi de ayçiçek yağı revaçta. Öyle ki cumartesi ve pazar günü 1 aylık ayçiçek yağı satışı yapılmış.
SİHİRLİ SÖZCÜK ‘GÜVEN’
Bu psikoloji devam ederse korkarım ki bir gece yarısı bir sosyal medya mesajı üzerinden kitleler organize edilir, yağma yaşanır. Yazıp yazmamayı çok düşündüm ama bu tehlikeyi ciddi bulduğum için paylaştım.
Bu psikolojiyi ciddiye almak gerekiyor. Kamu diplomasisinin en önemli kuralı kriz yönetimidir. Bunun ilacı da kitlelere güven vermektir. Onun için iletişim alanında hızla bir kriz yönetimi oluşturup kitleler harekete geçmeden önce güven verici adımların atılması gerekiyor. Tarım Bakanı Vahit Kirişci’nin ayçiçek yağı konusunda yaptığı açıklama yararlı oldu. Panik havasını dindirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaşa rağmen devreye girip Azak Denizi’nde bekleyen buğday ve ayçiçek yağı yüklü 30 gemimizin çıkışına izin verilmesi için Putin’le görüşmesi etkili oldu.
Biz bir kriz olduğunu kabul etmiyoruz türü yaklaşımların iletişimde yeri yoktur. Hele bu tür panik anlarında. O nedenle kriz anında devreye girilmesi ve topluma güven verici açıklamaların yapılması gerekiyor. Bunun için de iletişimde bir kriz yönetimi şart.
SEÇİM TARİHİNİ BELİRLEYECEK ADIM ATILIYOR
DÜNYA savaşla meşgul, sen seçim tarihini yazıyorsun diyebilirsiniz. Ama erken seçim tartışmalarına set çekecek adım atılıyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız tarafından seçim yasası üzerinde yapılan çalışmalar tamamlandı. Önümüzdeki günlerde AK Parti ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla Meclis’e sunulacak.
ERKEN SEÇİM OLACAK MI?
BURADA seçim yasasında yapılacak değişiklikler kadar, bu düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarih de çok önemli. Anayasa’nın 67. maddesinde, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz” deniliyor.
O nedenle diyorum ki seçim yasasındaki değişiklikler hangi tarihte Meclis’ten geçerse onun üzerine bir yılı ekleyin, o size erken seçim olup olmayacağı fikrini verir. Öyle siyasi kulislere dalıp ‘Erdoğan erken seçim yapacak mı?’, ‘Baskın seçim olacak mı?’, ‘Seçimler haziran 2023 yılında yapılacak mı?’ diye tartışmaya gerek yoktur.
Seçim yasasındaki değişiklikler bu ay içinde ya da nisan ayında Meclis’ten geçerse bu 2023 yılı nisan ayına kadar erken seçim yapılamayacağı anlamına geliyor. Zaten seçim yasasıyla ilgili değişiklikler üzerindeki çalışmalar daha önce tamamlanmıştı. Erken seçim tartışmalarının önünü kesmek için bu tarihe kadar bekletildi.
SEÇİM YASASI NE GETİRİYOR?
1. Yüzde 10 olan seçim barajı yüzde 7’ye indiriliyor.
2. Siyasi Partiler Yasası’nın 36. maddesi değiştirilerek seçimlere girmek için gereken Meclis’te grup kurma şartı kaldırılıyor.
3. Nispi temsil sistemi devam ediyor.
MUHTARLIK SEÇİMLERİ
Muhtarlık seçimlerinin yerel seçimlerden ayrılıp ayrı bir tarihte yapılması gibi tartışmalar yaşanmıştı. Ama doğru değil. Muhtarlık seçimi yerel seçimlerle birlikte yapılacak. Ancak muhtarlık seçimleri için büyük şehirlerden köylere yapılan nüfus taşımanın da önüne geçilmek amacıyla bir düzenleme yapılıyor. Bir yıl ikâmet şartı getiriliyor.
Paylaş