Paylaş
Generaller yakalandı ama o bir türlü yakalanamıyor.
Adil Öksüz, sadece FETÖ’nün asker imamı değil, aynı zamanda darbe girişiminin kara kutusuydu.
Darbe gecesi Akıncı Üssü’nde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la Fetullah Gülen’i görüştürmeye çalışan kişiydi.
Adil Öksüz, 16 Temmuz saat 15.00’te Akıncılar Jandarma Karakolu tarafından yakalanıyor. 22 saat sonra pazar günü Sincan Adliyesi’ne çıkarılıyor.
Yakalanan kişilerin içinde tek sivil şahıs Adil Öksüz. Ancak buna rağmen ne bir yakalama tutanağı tutulmuş ne ifadesi alınmış. Basında gördüğümüz don-paça fotoğrafları da dosyasında yok. Hadi onu geçtim. Adil Öksüz’ün tuvalete sakladığı yerde bulunan ve adli emanete kaldırılan GPS’ten de söz edilmiyor. Böylece darbeye ilişkin çok önemli bir kanıt mahkemeden saklanıyor. Adil Öksüz’le ilgili kararı veren hâkimler fotoğrafı ve GPS cihazını basından öğreniyor. Adil Öksüz serbest bırakılınca GPS cihazı kendisine teslim ediliyor.
Herhalde kaçarken işine yarasın diye.
Adil Öksüz’ün ifadesini savcı Cihan Ergün alıyor. Adil Öksüz, Kazan’da arsa bakmaya geldiğini söylüyor. Tutuklanması talebiyle mahkemeyle sevk ediliyor. Adil Öksüz’ün ifadesini alan hâkim Köksal Çelik, o ana kadar 27 darbeci hakkında tutuklama kararı vermiş. Sıra Adil Öksüz’e gelince saat 05.51’de savcı Cihan Ergün’ü arıyor. 0505 217 .... numaralı telefondan 107 saniye süren bir görüşme yapıyorlar. Hâkim, dosyada şahısla ilgili bir delil olmaması nedeniyle yurtdışına çıkış yasağı koyup serbest bırakmayı düşündüğünü söylüyor. Görüşmede, “Olur, uygundur” gibi bir sonuca varılıyor. Savcı öğleden sonra ise serbest bırakılması kararına itiraz ediyor. Keşke tutuklama kararı verilseydi ama iş işten geçmiş.
Adil Öksüz işinde tek sorumlu hâkimler değil. Silsile halinde hatalar yapılıyor. Yoksa hâkim Köksal Çelik 1.5 yıl önce Sincan’da FETÖ’cü bir şirket hakkında ilk kayyum kararını veren isim. Bu yapıyla ilgisi yok.
Adil Öksüz’ün, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a karşılık olarak bırakıldığı iddiasına gelince, kulağa hoş geliyor ama maddi dayanaktan yoksun. Çünkü Hulusi Akar, 16 Temmuz günü saat 10.45’te kurtuldu, Adil Öksüz ise 18 Temmuz sabah 05.40-06.00 arasında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bir dönem Fetullah Gülen’in sağ kolu olan Kemalettin Özdemir, “Adil Öksüz ile aynı yerdeydik (Sakarya Üniversitesi), o yüzden onu tanımamam söz konusu değil. Çok iyi tanıyorum. Hava imamı olduğuyla alakalı olarak hem Terörle Mücadele’ye hem Milli İstihbarat’a hem savcılığa bu konuda beyan verdim. 2012 yılında verdim bu beyanımı ben, 2013 yılında verdim...”
Adil Öksüz’ün FETÖ’nün asker imamı olduğu 2012 yılında devlete bildirilmiş. Ama Adil Öksüz’e ilişkin bir bilgi notu hâkimlerin önüne konulmuyor. Hadi o günkü kaosun etkisi diyelim ama yargılamayı yapan hâkimler Adil Öksüz’ün üzerinden çıkan GPS cihazını 38 gün sonra, basından öğreniyorlar.
Kemalettin Özdemir, Adil Öksüz’ün asker imamı olduğunu 2012 ve 2013 yıllarında devlete iletmiş. 2002 yılından bu yana 109 kez yurtdışına çıkmış.
Sadece 2012 yılında Arnavutluk’a gitmek için üniversiteden izin almış. Kimse nereye gidiyor, ne yapıyor diye merak etmemiş. Eğer El Kaide’nin asker imamının ismi CIA’ye bildirilse, o şahıs ABD’de yaşasa ve 109 kez yurtdışına çıkıp, El Kaide liderinin yaşadığı ülkeye gitse Amerika ne yapardı? FETÖ’yle bu kafayla mücadele ettiğimiz için darbe gecesi uçurumun kenarından döndük. Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında herkes mücadele ediyormuş gibi yaptı.
Adil Öksüz darbe planının tamamını bilen kişiydi. ABD’den, darbeden bir gün önce Gülen’den son talimatları alarak dönmüştü. Çok şey bilen bir adamdı. SAT komandoları bile yakalandı ama Adil Öksüz’ün yakalanamaması size tuhaf gelmiyor mu? Burnuma kötü kokular geliyor. Adil Öksüz yakalanamıyor mu, yoksa korunuyor mu? Sahi Adil Öksüz’ü doğru yerde mi arıyoruz?
Paylaş