İstiklal Caddesi’ni kana bulayan sadırıyı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam Albashir, ABD’nin koruması altındaki Kobani’de PYD-YPG tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirilmiş. Afrin üzerinden kaçak yollarla Türkiye’ye giriş yapmış.
İstiklal Caddesi’nde patlayan bombanın talimatı yine ABD’nin kontrolündeki Kobani’den verilmiş.
ABD’NİN KORUMASI ALTINDA
Bu Kobani neresi?
PKK’yı biliyoruz ama bu PYD ve YPG hangi örgütler?
PYD-YPG’yi de çok iyi biliyoruz... ABD’nin bütçesinden para ayırıp şimdiye kadar 2 milyar dolar yardım yaptığı, binlerce TIR dolusu silahla donattığı bir örgüt.
Müttefikimiz ABD’nin bayrağının altında yetişen teröristler, İstanbul’da bombalı eylem yaptı. 6 vatandaşımız hayatını kaybetti. 81 kişi yaralandı.
ABD ise basit bir taziye mesajı ile sorumluluğunu unutturma peşinde. İçişleri Bakanı
İstiklal’de patlayan bomba ile terör örgütü, dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’dan mesaj vermek istedi. PKK kısa bir süre önce Mersin’in Mezitli ilçesinde Tece Polisevi’ne yönelik saldırıda bulunmuştu. Bu eylem onun bir devamı.
Hafta sonu İstanbul’un en kalabalık olan ilçesi Beyoğlu’nda, sivillerin en yoğun olarak bulunduğu 16.17’de bombayı patlatarak çok sayıda sivilin ölmesini hedefledi.
İstiklal Caddesi hafta sonu vatandaşlarımızın olduğu kadar turistlerin de yoğun olarak ziyaret ettiği yerler arasında yer alıyor. PKK’nın kanlı eyleminde pazar gününü seçmesi ise çok sayıda sivil insanın ölümünü hedef aldığını gösteriyor. Terör örgütünün sivilleri hedef alması aynı zamanda PKK’ya yönelik operasyonlar nedeniyle ne kadar sıkıştığını gösteriyor.
Ancak terör eylemi iktidarı ve muhalefetiyle siyasetin ve halkımızın PKK’ya ve teröre karşı kenetlenmesini sağladığı için ters tepti.
6’LI MASADA GERİLİM
BUGÜN toplanacak 6’lı masanın gündeminde cumhurbaşkanı adaylığı konusu yok. Seçim takvimi ilan edildikten sonra ortak cumhurbaşkanı adayı için toplanacaklar.
Ama Akşener, Hüseyin Baş’ın masaya davet edilmesi konusunu getirecek. Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi ikna edilmiş değil. O nedenle gerilime neden olabilir. Akşener’e karşı güç gösterisine sahne olabilir. Buna rağmen Akşener ile Kılıçdaroğlu’nun desteğiyle Hüseyin Baş masaya kabul edilirse o zaman Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na sarı kart gösterilmiş olur.
Meral Akşener
1- Meral Akşener, başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliğini masaya getirecek. Ortak bir karar alınmasını isteyecek.
2- Akşener’in Hüseyin Baş önerisi gündeme gelecek.
3- Ortak cumhurbaşkanı adaylığı konusu.
4- Geçiş dönemi stratejisi.
GERİLİM YAŞANABİLİR
Hüseyin Baş konusunda Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu ile Meral Akşener arasında bir gerilim yaşanabilir. Çünkü DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi, Hüseyin Baş’a sıcak bakmıyor. Hüseyin Baş masaya kabul edilmezse Akşener ilk mağlubiyetini yaşayabilir.
CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI
Bu toplantıda ortak cumhurbaşkanı adaylığının gündeme gelmeyeceğini söyleyebilirim. Çünkü
Başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği konusunda AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret etmesi nedeniyle pusuya yatanlar çoktu. HDP üzerinden Cumhur İttifakı’nda çatlak meydana getirmeyi planlıyorlardı. MHP’nin hassasiyetlerini kaşıyarak Cumhur İttifakı’nda kriz çıkaracaklarını sandılar. Bahçeli heveslerini kursaklarında bıraktı. “Sosyal medyadan Milliyetçi Hareket Partisi’ne asla istikamet çizilemeyecektir” dedi. “AK Parti heyetinin Anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır” diye konuştu.
Bahçeli’nin sağduyulu duruşu nedeniyle Cumhur İttifakı bu süreçten güçlenerek çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin görüşmesine geçmeden önce AK Parti heyetinin CHP, İYİ Parti ve HDP’yi ziyaretinin perde arkasını aktarmak istiyorum.
CHP’NİN TAVRI OLUMSUZ
AK Parti heyeti, “Anayasa değişikliği metniyle gelmedik. Çünkü o zaman sizin düzenlemeyle ilgili değerlendirmenizi almak durumunda kalırdık. Oysa biz sizin Anayasa değişikliği konusunda katkınızı talep ediyoruz” diyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa değişikliği hakkında ayrıntılı bilgi veriyor.
CHP, Anayasa değişikliğini doğru bulmadığını ifade ediyor. Meclis’e sundukları yasa değişikliğine destek verilmesini istiyor. Prensip olarak temel hak ve hürriyetlerin referanduma götürülmesine karşı olduğunu söylüyor.
HDP’NİN TALEBİ NE OLDU
HDP ise başörtüsü yasağı karşısındaki tavırlarının net olduğunu ifade ediyorlar. Anayasa değişikliğine destek verecekleri izlenimi veriyorlar. HDP’nin hasassiyet gösterdiği nokta aileyle ilgili düzenlemede ortaya çıkıyor. HDP, Anayasa’nın 41. Maddesi’nde yapılan düzenlemede kadınların haklarının korunmasını istiyor. Kadın-erkek eşitliğinin daha güçlü bir şekilde vurgulanmasını öneriyor. Zaten AK Parti’nin hazırladığı teklifte,
Ekonominin bu denli gündemde olduğu bir sırada 6’lı masanın nelerle uğraştığını izah edebilecek biri varsa ortaya çıksın.
Durumları tam da İstanbul fethedilirken meleklerin cinsiyetini tartışanlara benziyor. Ali Babacan’ın, “Yazılacak metinlerde kullanılacak punto, font, satır aralığı ve marjları belirledikleri” yönündeki açıklamasını nereye oturtmak gerekiyor?
6’lı masa şimdiye kadar 7 kez toplandı. 14 Kasım’da 8’inci toplantıyı yapacaklar. Yapa yapa yazılacak metinlerin puntosunu belirlemeyi başarmışlar. 2023 seçimlerine kadar da satır aralıklarını düzenlerlerse Türkiye’nin bütün sorunlarına çare üretmiş olurlar. Bunlar iktidar olsalar, uluslararası bir kriz karşısında herhalde punto, font ve satır aralığını hazırlayalım derken atı alan Üsküdar’ı geçer.
Belirledikleri punto ile enflasyona, font ile hayat pahalılığına, satır aralığı ile kalkınmaya çare olurlar.
Bunlar hangi gezegende yaşıyorlar, anlayan var mı? Bu kafayla giderlerse Erdoğan seçimlerde bunların hepsini sandığa gömer.
ÇOKLU ADAY
Bu arada artık takip etmekte zorlandığımız bir nokta var. 6’lı masada ibre bir ortak adaya dönüyor, bir ortak aday fikrinden uzaklaşılıyor.
1)
Her duruşma öncesinde Ekrem İmamoğlu, kamuoyunu harekete geçirecek bir adım atıyor. Geçen sefer kitleler Anadolu Adliyesi’nin önüne yığılmıştı. Bu kez de “Ahmak” diye bir video hazırlatmış.
AHMAK VİDEOSU
Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı denilince iki şey ön plana çıkıyor. Biri sürekli olarak polemiğe girmek, ikincisi ise mağduriyet oluşturmak. Duruşma öncesinde hazırlatılan videoyu izleyince İmamoğlu’nun yeni bir mağduriyet peşinde koştuğunu görüyorsunuz. Bir defa videonun adı “Ahmak”. Videoda o kadar çok “ahmak” vurgusu yapılıyor ki adeta mahkeme heyetine sübliminal olarak mesaj veriliyor. “Ben ahmak dedim ve bana bundan dolayı bir ceza verin” gibi bir ısrar hissediliyor.
Her İmamoğlu olayında olduğu gibi burada da bir de algı operasyonu yapılıyor. Sanki davayı AK Parti açtırmış gibi bir hava veriliyor. Oysa İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunanlar, YSK üyeleri.
YSK eski Başkanı Sadi Güven, “İmamoğlu’nun sözlerini savcılığa ben bildirdim. O konuşmayı kurula karşı yaptığını düşünerek böyle bir ihbarda bulunduk” demişti.
MAĞDUR ROLÜ
İmamoğlu’nun siyasi yasak getirilip AK Parti tarafından koltuğu elinden alınmış bir İstanbul Belediye Başkanı rolünü oynamak istediği çok belli. Erdoğan da bir şiir okuduğu için İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan alınıp hapse atılmış, oradan Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükselmiş bir lider değil mi? İmamoğlu’nun da ikinci Erdoğan olma hayalleri peşinde koştuğu düşünülebilir. Ama Erdoğan’ın hikâyesi farklı, İmamoğlu’nun hikâyesi farklı.
BAŞKA YOLLAR VAR
O saatten itibaren artık Ekrem İmamoğlu’nun da Mansur Yavaş’ın da adaylık şansı kalmadı yorumları yapılmıştı.
Ancak Kılıçdaroğlu öyle hatalar yapmaya başladı ki bunu Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bile tahmin edemezdi.
HATALAR ZİNCİRİ
Önce bir Amerika gezisine çıktı. Seçime giderken Amerika’da ne işin var? Oraya icazet almaya mı gittin, diye tartışırken, Kılıçdaroğlu, kayıp 8 saat ve hamburger çıkışı ile tüy dikti.
Bütün bunlar, HDP’ye bakanlık tartışmalarının 6’lı Masa’yı gerdiği, “Kılıçdaroğlu ortak cumhurbaşkanı adayı olmazsa 6’lı Masa dağılır” tehditlerine karşı Meral Hanım’ın “Noter değiliz” diye çıkış yaptığı bir döneme geldi. İşler iyice sarpa sardı.
CHP’nin sicilindeki en kötü puan olan başörtüsü konusu tam unutulmaya yüz tutmuşken, Kılıçdaroğlu bir gece yarısı bir video çekip başörtüsü seferberliği başlattı. CHP yöneticilerinin dahi bundan haberi yoktu. Herkes şoktayken Kılıçdaroğlu bir de Meclis’e yasa teklifi sunmaz mı?
Sanki “Tüm bu yapılanlar benim cumhurbaşkanı adayı olmama engel olamaz” dercesine bir de İngiltere gezisine çıktı. Orada da bula bula FETÖ’den firari bir gazeteci ile görüşme yaptı.
İMAMOĞLU VE
Kendisine rakip olarak gördüğü Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı püskürttüğünün farkındayım.
Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olmaktan dolayı onur duyacağını söylediğini biliyorum. “Ya benimle olun ya yolumdan çekilin” diye partisine rest çektiğini unutmuş değilim. “Bir de Kemal kardeşinizi deneyin” dediğini ben yazdım. Hatta yakınlarının cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruları karşısında, “Hiçbir sorun yok” dediğini duymuşluğum var.
Peki, bu kadar belirti varken niye “Kılıçdaroğlu galiba cumhurbaşkanı adayı olmak istemiyor” diye yazıyorum? Ayrıca ana muhalefet lideri olarak cumhurbaşkanı adayı olmasının hakkı olduğunu savunanlardanım.
YANLIŞLAR ZİNCİRİ
Ama bir cumhurbaşkanı adayının bu kadar yanlış işler yapacağını düşünememiştim. Yaşananlardan dolayı bir süredir “Kılıçdaroğlu galiba cumhurbaşkanı adayı olmak istemiyor” diye düşünmeye başladım. Çünkü tam da cumhurbaşkanı adaylığını garanti altına aldı diye düşünürken, Kemal Bey bir çuval inciri berbat etti. Hiç yokken bir ABD gezisi çıkardı. ABD’de kaybolduğu bir 8 saat yaşadı. Unutulmuşken başörtüsü teklifini gündeme getirdi. Yetmezmiş gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapmakla suçladı. Şimdi de icazet tartışmalarının odağında İngiltere gezisine çıkmış bulunuyor. Aslında iktidarın, ekonominin gündemden düşmesini sağladığı için Kılıçdaroğlu’na plaket vermesi gerekiyor.
ADAY OLAMAYABİLİR
Kılıçdaroğlu böyle devam ederse cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalı hale gelecek. 6’lı masa Kılıçdaroğlu’nu taşımakta zorlanacak. Erdoğan’ın çaktırmadan attığı destekler bile Kılıçdaroğlu’nu aday yapmaya yetmeyebilir.