Ciddi bir şekilde inceleyince Hablemitoğlu iddianamesinin çok titiz bir şekilde hazırlandığını gördüm. Şimdiye kadar birçok asılsız ihbara, suç üstlenmelerine rağmen Hablemitoğlu cinayetinde bir ilerleme sağlandıysa bunda soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün ile Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça’nın büyük payı var.
90’lı yıllardan bu yana Türkiye’yi kaosa sürükleyen faili meçhul cinayetleri takip etmeye çalışırım. Oran sitesindeki evinin salonunda Ecevit’le kendisine yönelik suikast girişimlerini konuşuyorduk. Ecevit’e, “Yıllar sonra başbakan oldunuz. Peki size yönelik suikastı bir başbakan olarak aydınlatamadınız mı?” diye sormuştum. Ecevit, “Araştırmaz olur muyum? Gittim, gittim, biraz ilerledikten sonra karşıma bir duvar çıktı. O duvarı aşamadım” karşılığını vermişti. Uğur Mumcu suikastından sonra da Güldal Mumcu’nun karşısına aynı duvar çıkmıştı. Güldal Mumcu, kitabında Mehmet Ağar’a, “Tuğlayı çekin, duvar yıkılsın” dediğini anlatmış ancak Ağar’ın, “Tuğlayı çekemem” karşılığını verdiğini belirtmişti.
TUĞLA ÇEKİLMİŞ
Hablemitoğlu’yla ilgili iddianamede o tuğla çekilmiş. Ayrıca Akın Birdal’a yapılan silahlı saldırı ve Uğur Mumcu suikastına ilişkin ipuçları da var.
AKIN BİRDAL’I TAKİP ETMİŞLER
Ankara’daki Subaşı Restaurant’ta çalışan İrfan Birkan ve Nihat Gültekin ifadelerinde, Akın Birdal’ı Subaşı Restaurant’ta geldiğinde Nuri Gökhan Bozkır’ın takip ettiğini anlatıyorlar.
Hablemitoğlu suikastının kilit isimlerinden olan Özel Kuvvetler’de görevli Nuri Gökhan Bozkır, Akın Birdal’ı neden izliyor? Ona bu görevi kim verdi?
UĞUR MUMCU’NUN EVİ
Kılıçdaroğlu’yla cumhurbaşkanı adaylığı yarışına giren Ekrem İmamoğlu’nun durumu da ona benziyor. İmamoğlu, siyasi yasak kararıyla birlikte bu iş Saraçhane’de bitti diye düşünürken, Kılıçdaroğlu rüzgârı tersine çevirdi. Cuma günü Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere CHP’nin 11 büyükşehir belediye başkanı Konya’daydı. İmamoğlu, Konya’dan Ankara’ya geçerek Kılıçdaroğlu ile kritik bir görüşme yaptı. İmamoğlu’nun bu görüşmede Kılıçdaroğlu’na biat ettiği söyleniyor. Kılıçdaroğlu’na, “Adaylığınızı destekliyorum. Elimden geleni yapacağım” demiş. Ama İmamoğlu samimi bulunmuyor.
ANKARA’DA SÖZ VERİP İSTANBUL’DA UNUTUYOR
Daha önce de Ankara’da benzer sözler verip İstanbul’a gidince tam tersi yönde hareket etmişti. Bir kaynağım, “Bu kez farklıydı” dedi. Bakacağız. Ekrem İmamoğlu hakkında verilen siyasi yasak kararı ve İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan terörle ilgili suç duyurusu Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendirmiş. Ankara’daki görüşmede İmamoğlu’na, “Seni görevden alacaklar. CHP örgütü yanında olduğu sürece sana bir şey yapamazlar” demiş. Havuç-sopa politikası.
‘İSTANBUL SEÇİMLERİ YENİLENSİN’ ÇIKIŞIKılıçdaroğlu’nun durup dururken Anayasa’yı değiştirip İstanbul ve Yalova’da seçimlerin yenilenmesi çağrısının perde arkası ortaya çıktı. Ama Kılıçdaroğlu’nun İstanbul seçimlerinin yenilenmesiyle ilgili çıkışının Ekrem İmamoğlu’nu rahatsız ettiği söyleniyor. İstanbul seçimlerinin yenilenmesi demek, Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’nu gözden çıkardığı anlamında yorumlandı. Ayrıca, zimmet soruşturması kapsamında açığa alınan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’la aynı kategoride zikredilmek İmamoğlu’nu rahatsız etmiş.
YEMEKTEKİ GERİLİM
Bu arada Ekrem İmamoğlu, cuma günü CHP’li 11 belediye başkanıyla birlikte Konya’daydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi’nden çıktıktan sonra geldiği Konya’da Cuma namazını Kapu Camisi’nde kılmıştı. İmamoğlu’nun da Erdoğan’ı taklit ederek Cuma namazını Kapu Camisi’nde kılmak isteği CHP Genel Merkezi tarafından reddedilmişti. Ama benim asıl atladığım belediye başkanlarına verilen yemekte yaşanan gerilim olmuş. Ekrem İmamoğlu ve CHP’li yöneticiler arasında bir gerilim yaşanmış. İmamoğlu yemeği terk ederek Ankara’ya geçmiş.
TERÖR SORUŞTURMASIKılıçdaroğlu’nun seni görevden alacaklar dediği terör soruşturması İmamoğlu’nun yeni kâbusu olmaya aday. Ben sadece birkaç örnek vermekle yetineceğim.
PKK İLE İRTİBATLI
Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak kararı siyasi dengeleri altüst edecek kadar önemli bir gelişmeydi. Ancak tam aksi oldu. 6’lı Masa’yı ortadan ikiye böldü. Masanın bir ucunda Kılıçdaroğlu, diğer ucunda ise Akşener yer alıyor. Mahkeme kararını Ekrem İmamoğlu ile Meral Akşener’in çak yaparak kutlamaları, İmamoğlu ile Akşener’in Saraçhane’deki el ele sergiledikleri dayanışma Kılıçdaroğlu’nda, “Bunlar bana karşı kumpas kuruyor” duygusunun oluşmasına neden oldu. “Saraçhane’yi sosyal medyadan öğrendim” açıklaması onun üzerine geldi. Akşener’e yönelik “Bir parti, diğer partinin içişlerine karışmamalı” uyarısı ise bir işaret fişeğiydi.
Neyin işaret fişeği?
Her ne kadar Akşener, “Kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım” diye efelense de Kılıçdaroğlu 6’lı Masa’da yeni bir tartışma başlattı.
KILIÇDAROĞLU’NUN ÇIKIŞI
CHP lideri son iki söyleşisinde, çoklu aday konusunu tartışmaya açtı.
Daha önce 6’lı Masa’nın ortak aday çıkarması gerektiğini söylüyordu. CHP kulislerinden edindiğim izlenim, Akşener’in tavrı ve İYİ Parti’deki Kılıçdaroğlu karşıtı hava nedeniyle CHP lideri, 6’lı Masa’dan ortak adayın çıkma ihtimalinin zayıfladığını düşünüyormuş. O nedenle çoklu adayı tartışmaya açmış. Bunun bir nedeni de, Ekrem İmamoğlu konusundaki tavrı nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’e, “Madem o kadar çok istiyorsun. O zaman Ekrem İmamoğlu’nu aday göster” mesajını vermesiymiş. Akşener bunu göze alabilir mi, bilmem. Çünkü bu durumda 6’lı Masa dağılır.
KORAY AYDIN’IN RESTİ
Ama
Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın 2502 kişi ile 5-14 Aralık tarihleri arasında yaptığı kasım ayı anketinde Kılıçdaroğlu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak ilk sıraya yükseldi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Optimar’ın, “Bu yaz cumhurbaşkanlığı seçimi olsa oyunuzu hangi isme verirsiniz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 43.7’si Erdoğan yanıtını verdi. İlk kez ikinci sıraya yükselen Kılıçdaroğlu’na destek ise yüzde 12.4 çıktı.
Tayyip Erdoğan
Kılıçdaroğlu’nu 10.1’le Mansur Yavaş takip ederken, Ekrem İmamoğlu yüzde 9’la dördüncü sırada geldi.
Selahattin Demirtaş diyenlerin oranı yüzde 6.8 çıkarken Meral Akşener’e olan destek yüzde 6.0 olarak ölçüldü.
İsmi yeniden cumhurbaşkanı adayları arasına sokulmaya çalışılan Abdullah Gül ise yüzde 2.9’la yedinci sırada geldi.
Tekrar ifade etmek istiyorum. Siyasi yasak kararı ve Saraçhane toplantılarının
Bunu çok tartıştık.
Ama Kılıçdaroğlu’nun başka bir mesajı daha vardı ki o biraz gölgede kaldı. Ekrem İmamoğlu’nu bir tek cumhurbaşkanı adayı ilan etmediği kalan Meral Akşener’e, “Çoklu aday da tartışılabilir, niye tartışılmasın?” diye mesaj verdi. CHP kaynakları, “Kılıçdaroğlu Akşener’e, eğer çok istiyorsan Ekrem İmamoğlu’nu sen aday göster, mesajını verdi” diyorlar. Kimine göre bu bir mesaj kimine göre ise rest. Akşener mesajı almış. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kararlı olduğunu görmüş. İmamoğlu konusunda ısrar ederse bunun 6’lı Masa’yı çatlatacağını fark etmiş. Bunun üzerine İYİ Parti’de çoklu aday seçeneği ciddi bir şekilde tartışılmaya başlanmış.
SON DURUM
CHP ve İYİ Parti cephesindeki tablo şöyle:
1. CHP’de Kılıçdaroğlu’ndan başka bir isim masaya gitmeyecek.
2. İYİ Parti, Kılıçdaroğlu’na kesin karşı.
3. Bu tablo ortak aday planının şansını azaltırken çoklu aday seçeneği güçlenmeye başladı.
4.
Daha önce Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ı kürsüye çıkarıp konuşturan Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu söz konusu olunca, bu jesti yapmayı çok görmüştü. İmamoğlu’nun yüzüne baka baka, “Herkes Bay Kemal’i beklesin” demişti.
KULAĞIMA FISILDANAN
CHP grubuna ilişkin notlarımı cebime koymuş, Meclis kulislerinde dolaşıyordum. Kulağıma, “Yarın Meral Akşener tarihi açıklamalar yapacak” diye fısıldandı. İşi daha ileri götürüp, “Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu konuşturmadı ama Akşener, misilleme yapıp İmamoğlu’nu, İYİ Parti grubunda kürsüye çıkaracak” diyenler oldu. Onlara, “Yok. O kadar da olmaz. O zaman İmamoğlu’nun CHP’den kopuş süreci başlar” diye itiraz etmiştim. Doğru yapmışım.
Ama yine de hem bir gün önce dolaşıma sokulan “Tarihi açıklamalar yapacak” kulisi hem de Kılıçdaroğlu’nun, “Bir parti, diğerinin içişlerine karışmamalı” diye Akşener’e gönderdiği ültimatom nedeniyle Meral Akşener’in grup konuşmasını dikkatle dinledim. Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na vereceği yanıtı merak ediyordum.
DOĞRUDAN YANIT VERMEDİ
Akşener, Kılıçdaroğlu’na yanıt vermekten kaçındı. Kendisine yöneltilen eleştirilere karşılık vermek yerine iktidarı hedef almayı tercih etti.
CHP’ye yakın medyada Ekrem İmamoğlu kararını Saraçhane şovuna çevirmekle, İmamoğlu ile birlikte Kılıçdardoğlu’na kumpas kurmakla, siyasi yasak kararını sevinçle karşılayıp çak yapmakla suçlanmasına rağmen Akşener, iktidara yakın medyayı hedef aldı. “Ortada kuyu var, yandan geç” demeyi tercih etti. Kılıçdaroğlu’na yanıt verip gerilimi tırmandırmamayı tercih etti. Akşener, tecrübeli bir politikacı. CHP’ye yönelik söylenecek her şeyi söylüyor, Saraçhane mitinginde olduğu gibi yapılacak her şeyi yapıyor ama bir noktaya gelince vazoyu çatlatmamaya özen gösteriyor. Çünkü 6’lı Masa’yı dağıtan olmak istemiyor.
Ama yine de satır aralarında verdiği mesajlar vardı.
Meclis’in yolunu tuttum.
Ekrem İmamoğlu ile Meclis’e eşzamanlı olarak girdik. Grup toplantısı başlamadan önce Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu bir süre makamında ağırladı. Ve bingo.
FOTOĞRAF SAVAŞI
İlk fotoğraf geldi.
Meral Akşener’in sevinçle Ekrem İmamoğlu’nun boynuna sarıldığı fotoğraf karesinden sonra bu kez Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun boynuna sarıldı.
Bu fotoğrafa bakınca Ekrem İmamoğlu’nun vücut dili dersi aldığını düşündüm. Çünkü elini Kılıçdaroğlu’nun omuzunu atarak, inisiyatif bende mesajını vermeyi ihmal etmedi.
YAN YANA YÜRÜDÜLER
Ancak Meral Akşener-Ekrem İmamoğlu şovu nedeniyle siyasette beklenen deprem etkisini yapmadı. Hatta giderek bumerang etkisine dönüştü.
Bu sözlerimden ne kastettiğimi anlamak için Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakmak yeterli. Kılıçdaroğlu mesajlarını o kadar net bir şekilde verdi ki, bize sadece o mesajların adresini yazmak kaldı. Buna rağmen sadece Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla yetinmeyeceğim. Size CHP’den önemli kulisler aktaracağım. Ama önce Ekrem İmamoğlu’na ilişkin birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.
İMAMOĞLU PARADOKSU
Siyaset literatürüne ‘Ekrem İmamoğlu çıkmazı’ ya da ‘İmamoğlu paradoksu’ gibi bir kavramı kazandırmak istiyorum. Çünkü Ekrem İmamoğlu, tarihin kendisine sunduğu fırsatları tersine çeviren bir politikacı.
Sen Türk siyasetine Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideri kazandırmış olan İstanbul’da seçimi iki kez kazan. Birinci seçimin iptal edilmesi nedeniyle ikinci kez kazandığın seçimle siyasette bir kahramana dönüş. Bu eğer doğru kullanılırsa siyasette bitmez tükenmez bir sermayedir. Sadece işine odaklansa, İstanbullulara hizmet etmeye çalışsa, gereksiz polemiklere girmekten kaçınsa, İstanbul’un başkanı olarak hareket etse bu siyasi sermaye ona birkaç seçim daha kazandırırdı. Muazzam bir başarı elde etti. Ama o bunu girdiği siyasi polemiklerle, bitmez tükenmez tatil merakıyla, kar yağınca İngiliz Büyükelçi’yle yaptığı balık keyfiyle, Karadeniz gezisiyle, kendisini İstanbul adayı yapan Kılıçdaroğlu ile girdiği cumhurbaşkanı adaylığı rekabetiyle, İstanbul’un sorunlarına odaklanmak yerine ilk günden itibaren dizginleyemediği cumhurbaşkanı adaylığı hevesiyle bozuk para gibi harcadı, tüketti.
SARAÇHANE OYUNU
Talih insanın kapısını bir kez çalar derler. Ama İmamoğlu’nun kapısını ikinci kez çaldı. Siyasi yasak kararının siyasi tarihimizde çok önemli bir yeri vardır. Sadece bir dönem siyasi yasaklı olan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını kastetmiyorum. 12 Eylül’den sonra siyasi yasaklı olan Demirel cumhurbaşkanı, Ecevit ve Erbakan ise bu ülkede başbakan oldu. Kimse onlara altın tepsi içinde bu fırsatı sunmadı. Mücadele ettiler. Ekrem İmamoğlu ise yasak kararı çıktığı andan itibaren sevinç gösterileri, coşkulu kutlama havası, Saraçhane şovu, Meral Akşener’le verdikleri coşkulu görüntülerle etkisiz hale getirdi.
Belli ki birileri