SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, “Şu anda salgın hastalık riski yok. Ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. O nedenle salgın hastalık olmaması için tedbirler alıyoruz” dedi. İlk andan itibaren depremzedelerin yanında olan ve onlara verdikleri sağlık hizmeti ile takdir toplayan UMKE ekiplerinin çalışmaları ise sürüyor. Koca, arama kurtarma çalışmaları sona erse dahi UMKE ekibinin bölgede hizmet vermeye devam edeceğini açıkladı. Koca, “UMKE ekipleri şimdi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde sağlık taramasına çıktı. Normalleşme sağlanana kadar UMKE ekipleri bölgede hizmet vermeye devam edecek” diye konuştu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sorularımıza şu yanıtları verdi:
* Depremle birlikte gözler sağlık hizmetlerine çevrildi. Arama kurtarma faaliyetleri tamamlansa dahi sağlığa olan ihtiyaç azalmıyor artıyor. Ne durumdayız?Sağlık hizmetleri boyutuyla, ilk günden beri tüm gücümüzle sahadayız. Özellikle acil müdahalelerde sağlık personelimiz son derece etkin şekilde çalışıyor. İlk iki gün hava şartları nedeniyle ağırlığı ambulanslara verdik. 1200 ambulansla neredeyse bir ambulans koridoru oluşturduk. Deprem bölgesinde kurtarılanları çevre illere yetiştirdik. Hatay’da kurtarılanları Adana’ya sevk ettik. Adana’ya 5 bine yakın depremzedeyi sevk ettik. İskenderun’da kurtarılanları Mersin’e sevk ettik. 7 bini buldu.
Deprem bölgesinden toplamda 51 bin kişiyi kara/hava ambulanslarımız ve deniz yoluyla başta şehir hastaneleri olmak üzere ülke çapındaki hastanelerimize sevk ettik.
HAVA AMBULANSLARINI KULLANDIK
İlk iki gün Hatay’da hava şartları çok kötüydü, burada hava ambulanslarımızın çalışması mümkün olmadı. Ancak hava uçuşa elverişli hale geldiğinde hava ambulanslarımız Hatay’da da aktif devreye girdi. Yaralılarımızı İstanbul ve Ankara’daki hastanelere sevk ettik. Hatay Havaalanı’nın kullanıma hazır hale getirilmesiyle birlikte işimiz daha da kolaylaştı.
SAHRA HASTANELERİNİ KURDUK
Bu arada sahra hastanelerimizi kurmaya başladık. Sahra hastanelerimize tomografi cihazı dahil teşhis ve tedavi için gerekli olan cihazları kurduk. Bu hastanelere il dışından yönetici ve hekim görevlendirmesi yaparak aktif sağlık hizmeti sunuluyor. İlk başlarda depremzedeleri çevre illere sevk ediyorduk. Sahra hastanelerinin kullanılması ile birlikte çevre illere hasta sevkini azalttık. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ni aktif olarak kullanmaya başladık. Bu bize önemli bir imkân sağlamış oldu.
Ayrıca Reyhanlı ve Dörtyol Devlet Hastanelerimizi etkin bir şekilde kullanmaya başladık.
Kolay değil, depremde 10 il yıkıldı. 13.5 milyon insanımız depremden etkilendi. Depremzedelerin kışı rahat geçirmesi için Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait yurtlar açıldı. Spor tesisleri, spor salonları, gençlik kampları da depremzedelerin hizmetine sunuldu.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Ankara’da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk’taki kampusu içindeki yurtlara yerleştirilen depremzedeleri ziyaret ettik. Yurda depremin yıktığı her yerden gelen vatandaşlarımız yerleştirilmiş durumda. Depremzedelere verilecek hizmetlere ilişkin olarak Bakan Kasapoğlu ile söyleşi yaptım. Ama önce depremzedeleri ziyaretten notları aktarmak istiyorum.
PSİKO-SOSYAL DESTEK
Yurtta kalanlara üç öğün sıcak yemek çıkıyor. Yurt binası yeni yapılmış. Beş yıldızlı otel kalitesinde. Yurdun girişinde depremzedelere sağlık hizmeti veriliyor. Onun hemen yanında genişçe bir bölüm psiko-sosyal ekibine ayrılmış. Kolay değil, depremzedeler çok ağır bir travma yaşadı. Aile Bakanlığı’nın ekibi bu travmayı atlatmaları için onlara destek oluyor. Bu arada Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden öğretim üyeleri ve psikoloji bölümü öğrencilerinden de gönüllü bir ekip oluşmuş. Onlar da özellikle çocuklarla ve gençlerle ilgileniyorlar. Onlara akran desteği veriyorlar. Çocuklarla oyun oynuyor, resim yapıyorlar.
DEPREMZEDE HİZMET VERİYOR
Depremzedelere hizmet vermek üzere bir berber salonu açılmış. Hatay’dan Soner Irmak berberlik yapıyor. Özellikle de çocuklar saçlarını kestirmek için sıraya girmiş durumda. Soner Irmak aynı zamanda bir depremzede. Yakınlarından hayatını kaybeden oldu mu diye sorunca gözleri doluyor. Belli ki acısını depremzedelere hizmet ederek dindirmeye çalışıyor.
SOSYAL MARKET
Bakan Kurum, “Vatandaşımızın bir saat, bir dakika bile daha az mağduriyeti olabilmesi amacıyla çalışmalarımızı yürüteceğiz. Kalıcı konutlar için zemin etüt çalışmalarına başladık. Kalıcı konutların yapımına 10 ilde eşzamanlı olarak başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar söyleyip de yapmadığımız bir iş olmadı. Aynı motivasyonla çalışacağız ve inşallah vatandaşımızı mahcup etmeyeceğiz” diye konuştu.
YENİ YERLEŞİM ALANLARI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’la bölgedeki durumu ve kalıcı konutları konuştuk.
- Kalıcı konutlar yeni yerlere mi, yıkılan yerlere mi yapılacak?
MURAT KURUM: Yeni yerleşim alanlarını çalışıyoruz. Bölgeyi inceledim. İki gün önce Hatay’ı tamamladık, Maraş’ı tamamladık. Diğer yerleri de çalışıyoruz. Belediyelerimizin, milletvekillerimizin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin de fikirlerini alıyoruz. Teknik olarak en doğru yere, en doğru zemine, yerleşim yerinin fay hattına olan mesafesine bakmak suretiyle bu tespitleri yapıyoruz. Ardından zemin etütleri yapılacak. Onların bir kısmı da başlatıldı. En doğru yeri ve zemini bulmak ve şehrin büyüme öngörüsünü de gözetmek suretiyle proje çalışmaları başlatıldı.
EŞZAMANLI OLARAK BAŞLAYACAĞIZ
Mart ayı itibarıyla 30 bin konutun inşa sürecini başlatacağız. Bu arada hasar tespiti biten yerlerden de ağır hasarlı, yıkılmış, acil yıkılacak yapılar varsa bunlar yıkılacak, enkazı temizlenecek ve önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu inşa sürecini eşzamanlı olarak tüm il ve ilçelerimizde, köylerimizde başlatmış olacağız. Daha önce Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de nasıl aksiyon aldıysak burada da devletimizin tüm imkânlarıyla hızlı bir inşa sürecini yürüteceğiz. Vatandaşımızın bir saat, bir dakika bile daha az mağduriyeti olabilmesi amacıyla çalışmalarımızı yürüteceğiz.
Hava açık. Yolda konteyner yüklü TIR’lar gördüm. Hatay’a doğru gidiyorlardı. Deprem bölgesinde ilk başta arama kurtarma ekibi öncelikli ihtiyaçtı. O devam ediyor. Şimdi çadır ve konteyner öncelikli ihtiyaç haline geldi. Yardım kampanyalarında da çadır ve konteyner öncelikli olmalı. İskenderun Limanı’ndaki konteyner yangını söndürülmüş, denizden yoğun bir soğutma yapılıyor ama duman yükselmeye devam ediyor. Bu arada Hatay’a yaklaştıkça ambulansların yoğunluğu artıyor. Kırıkhan çıkışından itibaren zaman zaman Hatay’a araç girişine izin verilmiyor, sadece görevli olanların geçişine izin veriliyor. Hatay’a geldiğimizi önceden yeşilliğiyle fark ederdik.
Nimet Yolcu/Abdulkadir SELVİ/HATAY
HATAY YIKILMIŞ
Hatay’a geldiğinizi şimdi ise depremin dehşetinden anlıyorsunuz. Bir yola giriyorsunuz, az sonra bir bina çökmüş. Yan taraftan geçeyim diyorsunuz, orada bir bina yan yatmış. Hatay’ın en yüksek yerine çıktım. Bir toz bulutu yükseliyor şehrin üzerinden. Bir de tek bir ses duyuluyor. O da ambulansların sirenlerinin sesi. Şehrin belli noktalarına AFAD çadırları kurulmuş.
DEPREMDEN ÖTE
Hatay’ı görmediyseniz depremle ilgili şimdiye kadar ki bildiklerinizi unutun. Hatay’daki deprem ötesi bir şey. Yüzyılın afeti. Hatay’ın en yüksek noktasına çıkıp şehri izledim. Enkaz yığınlarının üstünden toz bulutları yükseliyordu. Her zaman cıvıl cıvıl olan Hatay gitmiş, yerine depremin yıkıntıları altında inleyen bir Hatay gelmiş. Şehirde duyulan tek ses ambulansların siren sesi. Hangi Hataylıyla konuştuysam, “Antakya diye bir yer kalmadı” dedi. “Kalbimin yarısı gitti” diyenler oldu. Deli deli akan Asi Nehri bile durgundu.
BU ENKAZDAN SAĞ ÇIKTI
Ama merdiven altı araştırma şirketlerini kastetmiyorum. Seçimlerden önceki hava ile seçim kampanyası başladıktan sonraki iklimi ayırıyorum. Her seçimin bir ruhu var. Seçmen, kimi zaman istikrar için, kimi zaman değişim için, kimi zaman da iktidara ders vermek için sandık başına gidiyor. 14 Mayıs’ta hangi psikolojinin hâkim olacağını ise seçim kampanyası başladıktan sonra göreceğiz.
ADAY BELİRSİZLİĞİ DİBE ÇEKTİ
Seçimlere giderken ilk kez muhalefetin ne yapacağı, adayının kim olacağı bu kadar çok önem kazandı. O yüzden muhalefeti, muhalif kimliği ağır basan bir isim olan Metropoll Araştırma’nın sahibi Prof. Dr. Özer Sencar’la konuştum. Özer Sencar, cumhurbaşkanı adayı belirleyememenin 6’lı Masa’yı dibe çektiğini savunuyor. O yüzden Özer Hoca’ya, “Çok iddialı değil misiniz, bu yönde elinizde veriler var mı?” diye sordum. “Bu çok önemli bir bulgu, benim kişisel yorumum değil. 2022 Haziran ayından bu yana Metropoll’ün Türkiye Nabzı Araştırmaları’nın sonuçları bunu açıkça gösteriyor. 6’lı Masa liderlerinin muhalefet adayını belirleyememesi, buna karşılık Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin adayı imiş gibi kampanya yürütmesi, Akşener’in buna karşı açık ve net bir tavır alamaması, siyaset meydanında Kılıçdaroğlu’nun görünürlüğünü artırırken Akşener’i görünmez kıldı. Bu tavır, İYİ Parti’nin haziran ayında kararsızlar dağıtılmadan yüzde 14 olan oyunu ocak ayında yüzde 10’a geriletti” dedi.
ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ
6’lı Masa’daki gerilemeyi sadece adayının belirlenmemesine bağlamak yeterli olmaz kanaatindeyim. Bir de Erdoğan faktörü var. Özer Sencar da ona işaret etti. “Hükümetin bütün imkânları kullanarak başlattığı yoğun seçim ekonomisi ve Erdoğan’ın dış politikadaki başarılı girişimleri ile güçlü lider algısını yeniden üretme fırsatı yakaladı. Böylece çok yönlü ve çok güçlü seçim kampanyasına başladı. Sonuçta haziran ayında kararsızlar doğıtılmadan yüzde 26 olan oyu ocak ayında yüzde 34.2’ye yükseldi. Bu sonuç 2019 haziranından beri AKP’nin aldığı en yüksek oy oranı. Sonuç olarak AKP’deki artışa karşılık İYİ Parti’deki büyük düşüş, Millet İttifakı’nı Cumhur İttifakı’nın 9 puan gerisine düşürdü. Ocak ayı itibarıyla kararsızlar oransal olarak dağıtıldığında Cumhur İttifakı yüzde 47’ye
yükselirken Millet İttifakı yüzde 38’e indi” dedi.
EKONOMİ İKTİDARI GÖTÜRÜR DEDİLER
AK Parti’nin oylarındaki gerilemede en büyük faktör ekonomi oldu. Peki muhalefeti gerileten ne oldu?
6’lı Masa’nın en çok alkış alan vaadi Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya’ya taşımak olmuştu. Biz de Cumhurbaşkanı ile yayını Çankaya Köşkü’nden yapınca mekân seçimi bir anlamda muhalefeti anında tekzip etmek gibi olmuştu. Cumhurbaşkanı’na muhalefetin bu vaadini sorduk. Erdoğan, Çankaya Köşkü’nü avucunun içi gibi anlattı. Sonra, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de Çankaya Köşkü de bu milletin malıdır” dedi. Çankaya Köşkü’nün atıl bırakılmadığını, tam aksine kullanıldığını anlattı.
RESEPSİYON SALONU
Çankaya Köşkü’nde yayını yaptığımız resepsiyon salonunun benim için ayrı bir anlamı vardı. O nedenle salona girince yayında birlikte olduğumuz gazeteci arkadaşım Hale Kaplan’a, “28 Şubat sürecinde olsaydık sen başörtülü olarak bu salona giremezdin. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Başbakan Erdoğan’ın eşleri de başörtülü oldukları için resepsiyonlara katılamıyorlardı. Abdullah Gül’ün ilk döneminde dahi bir eşli bir de eşsiz olmak üzere iki resepsiyon yapılıyordu. Askerlerin olduğu resepsiyona yine başbakan ve cumhurbaşkanının eşi katılamıyordu” dedim. Hale o günlerin mücadelesini vermiş bir gazeteci. Şaşırmadı ama üzüldü.
ERDOĞAN SEÇİME ODAKLANMIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelince tamamen seçimlere odaklanmış durumda. 14 Mayıs’ı Türkiye’nin gelecek vizyonu açısından bir kırılma noktası olarak görüyor. Türkiye ya tamam diyecek ya da devam diyecek. O yüzden çok çalışıyor. Muhalefet henüz adayını belirlemedi ama Erdoğan, şimdiye kadar 66 ili gezmiş, gençlerle 34 buluşma gerçekleştirmiş, kadınlarla bir araya gelmiş. Onları öylesine içselleştirmiş ki şurada gençlerle şöyle olmuştu, kadınlar şunu söylemişti diyor. Seçim mitingleri başlayınca muhalefete tur bindirecek gibi.
Siyasetçiler merak etmiyor ama Erdoğan’ın seçim kazanma sanatı üzerine çalışma yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Bugünü işaret ederek Afyon’da olacağını söyledi. “CHP’nin yalanları, AK Parti’nin icraatları bitmez” dedi. Slogan gibi bir sözdü.
İRONİ YAPTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan kalabalık heyetle giriş yapınca konuşmasını izlemek üzere AK Parti grubuna geçtik. Bu arada seçimin ucu gözüktü ya, partilerin grup toplantılarında bir izdiham yaşanıyor. Sanıyorum milletvekili listeleri kesinleşene kadar bu iş sürecek. CHP’nin, İYİ Parti’nin grup toplantılarına da yüksek bir katılım oluyor. AK Parti grubunda ise iğne atsan yere düşmez. Bizim millet siyaseti seviyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı izlerken ilk dikkatimizi çeken üslubundaki farklılıktı. Hatta basın locasında Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını yazan mı değişti diye aramızda konuştuk. Konuşma metnini yazan değişmemiş ama Erdoğan zaman zaman ironi yaptı.
BAY BAY KEMAL
Söz konusu, “Bay Kemal” olunca kendini tutamadı, espriler üst üste geldi. “Muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi. Yeni sloganını da vereyim. Bay Bay Kemal... Alsın tepe tepe kullansın” dedi.
Espri siyaseti renklendiriyor. Geçmişte Erbakan ve Demirel’in çok tatlı benzetmeleri olurdu. Erdoğan da yapınca kıvamında yapıyor.
GÜLTEKİN UYSAL, ÜMİT ÖZDAĞ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri tehdit olarak değerlendirildi. Zaten onda bir şüphe yok.
Ama asıl önemli olan, Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı gibi konuşuyor diyenlerdi. Bunun üzerine CHP’nin kulislerine kulak kabarttım.
CHP’DE 13 ŞUBAT BEKLENTİSİ
CHP’de 13 Şubat’taki toplantıdan Kılıçdaroğlu’nun adaylığının çıkacağı havası hâkim. Çoklu aday işi bitti diyorlar. Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığının kabul edileceğine inanıyorlar. “Ama o gün açıklanmayabilir, belki bir-iki gün sonra açıklanabilir” diyorlar. Zaten Kılıçdaroğlu da o yönde bir açıklama yapmıştı.
6 MASA’NIN ÇALIŞMASI
Peki 6’lı Masa aynı kanaatte mi? 6’lı Masa’nın üyeleriyle konuştum. 6’lı Masa’da 13 Şubat’a yönelik hummalı bir çalışma yapıldığını söyleyebilirim. Çünkü en kritik kararlar 13 Şubat’taki toplantıda alınacak. Şöyle bir takvimden söz ediliyor.
TAKVİM
1.