Sararan yapraklar demektir.
Ayrılıktır eylül.
Biraz da “Eylül’de gel” diyen Alpay’dır.
Ama benim için hüzündür eylül.12 Eylül darbesidir. Demokrasi şehidi Menderes’in idamıdır. Her 17 Eylül sabahı yüreğimde bir sızı ile uyanırım.
Bu kez 12 Eylül günü tam da öğle saatinde taş gibi bir yük geldi yüreğimin ortasına oturdu.
12 Eylül darbesinin yaptığı anayasanın tartışıldığı mekân belki de beni bu kadar etkiledi.
Nasıl etkilemesin ki, ortasında darağacının hâlâ kurulu olduğu Ulucanlar Cezaevi’nden söz ediyorum. 12 Eylül Anayasası’nın tartışılması için bulunacak en iyi mekân bulunmuş.
ANAYASA SEMPOZYUMU
Kredi derecelendirme kuruluşları Fitch ve Moodys Türkiye’nin notunun yükselişine yönelik olumlu sinyal verdi. Kredi notumuz pozitife çevrildiğinde ise yeni ekonomi yönetiminin başarısı tescillenmiş olacak. Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışı temaslarının ağırlığını ekonomi oluşturuyor. Tahıl koridoru boyutu önplana çıkmasına rağmen Rusya gezisinin ve Hindistan’daki G-20 zirvesindeki ikili temaslarının odak noktasında da ekonomi vardı. Başarılı geçen Körfez turunun ardından Erdoğan BM Genel Kurulu nedeniyle bulunacağı ABD’de önemli yatırımcılarla bir araya gelecek. Erdoğan’ın programlarının ayrıntılarını vereceğim.
OVP ANLATILACAK
Orta Vadeli Program’ın açıklanmasıyla birlikte uluslararası yatırımcılara yönelik temaslar hızlandı. Çünkü yerli ve yabancı yatırımcı OVP ile ortaya konulan hedeflere bakıyordu. OVP’deki hedefler rasyonel bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OVP’nin arkasında olduklarına dair güçlü vurgusu bir süredir Türkiye’ye yatırım yapmaktan uzak duran kesimlerin kararlarını gözden geçirmelerine yol açtı. İş dünyasından gelen talep üzerine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bugün Almanya’da yabancı yatırımcılarla bir araya gelecek. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD gezisine eşlik edecek.
ABD’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Mehmet Şimşek’in yatırımcılarla ayrı ayrı ve müşterek toplantıları var. Katılımcıların profili çok yüksek ve yatırım iştahları çok güçlü. İlk kez bu köşede isimlerini de paylaşma imkânım olacak.
ERDOĞAN’IN STRATEJİK TERCİHİ
1- Seçimleri bir kez daha kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’yi 5 yıl daha yöneteceği ortaya çıktı.
2- Erdoğan, yeni ekonomi politikalarına ve ekonomi yönetimine güçlü bir şekilde destek verdiğini ilan etti.
3-
Seçimlerde yüzde 60’la kazanıyor diye muhalif seçmeni gaza getirdikten sonra seçim gecesi bir hüsran yaşattılar, bu yetmemiş gibi seçimden bu yana her gün yeni bir hayal kırıklığına yol açıyorlar.
Seçim gecesi “Öndeyiz” diye tweet atan Kılıçdaroğlu şimdi çıkmış, “Hepimiz hayal kırıklığına uğradık” diyor. Bu sözün doğrusu, “Hepimiz hayal kırıklığı yaşattık” olmalıydı. Seçim gecesi ilkokul çocuklarının tiyatro oyununda olduğu gibi canlı yayında Mansur Yavaş’ın kulağına eğilip, “Kazandık” diyen Ekrem İmamoğlu şimdi seçim hezimetinden kendine CHP genel başkanlığı koltuğu çıkarmaya çalışıyor.
Muhalif seçmen öfkeli. Muhalif seçmen şaşkın. Muhalif seçmen kızgın ama muhalif seçmen bu liderleri, bu partileri, bu sonuçları hak etmiyor.
CHP bu görüntüler altında dolu dizgin bir kurultaya gidiyor. Bu kurultayda Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’in yarışacağı anlaşılıyor. Peki kim kazanır?
Muhalif seçmen tepkili. Gürkan Duman’ın sahibi olduğu ve yaptığı isabetli anketlerle adından söz ettirmeye başlayan Betimar Araştırma’nın 6-7 Eylül tarihleri arasında 1570 seçmen üzerinde yaptığı araştırma bu konularda ilginç sonuçlar ortaya koyuyor.
AKŞENER’İN AÇIKLAMASINI DESTEKLİYOR MUSUNUZ
Betimar, önce Meral Akşener’in ittifakta yer almayacakları açıklamasını sormuş. Ankete katılanların yüzde 41.3’ü yanlış buluyorum diyor. Doğru buluyorum diyenlerin oranı yüzde 31.4’te kalırken pazarlık gücünü artırmaya çalışıyor diyenlerin oranı ise yüzde 15.9 çıkıyor. Yüzde 11.4’lük bir kesim ise cevap yok diyor. İlginç olanı İYİ parti seçmeninin yüzde 19.8’i de Akşener’i doğru bulmuyor. Akşener’in bu çıkışına partisinin desteği yüzde 66 çıkıyor.
CHP seçmeninin yüzde 52.5’i de doğru bulmadığını belirtirken sadece yüzde 25.5’i Akşener’in kararını destekliyor.
Areda-Survey, halkımızın nabzını tutmak için 25-29 Ağustos tarihleri arasında 2 bin 562 kişi üzerinde bir araştırma yapmış.
CHP GENEL BAŞKANI OLUR MU
“Kılıçdaroğlu’nun istemediği bir aday CHP Genel Başkanlığı’na gelebilir mi?” sorusuna ankete katılanların yüzde 66.3’ü hayır, yüzde 33.7’si ise evet yanıtını vermiş.
CHP’lilerin ise yüzde 54.1’i hayır derken evet diyenlerin oranı yüzde 45.9 çıkmış.
MUHALEFETTE İTTİFAK OLUR MU
Millet İttifakı seçimlerde umduğunu bulamadı. Seçimden sonra ise 6’lı Masa ortakları arasında kıran kırana bir kavga yaşanıyor. Peki muhalefet yerel seçimlere ittifak halinde girebilecek mi?
Areda-Survey’nin bu sorusuna ankete katılanların yüzde 93.1’i hayır derken evet diyenlerin oranı yüzde 16.9 çıkıyor.
Muhalefet ittifak yapamaz diyenlerin oranı CHP’de yüzde 70.3. İYİ Partililerin yüzde 82.8’i ittifak olmaz yanıtını veriyor. İYİ Parti seçmeninin 6’lı Masa ile gönül bağları kopmuş.
Her şey tıkır tıkır işledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tam 14.00’te salonda yerini aldı. Program planlandığı saatte sona erdi.
MESAJINI VERDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan salonda sağına Cevdet Yılmaz’ı soluna Mehmet Şimşek’i oturtarak piyasalara mesajını verdi. Ama yetinmedi. Bir de konuşmasında, “Hükümet olarak Orta Vadeli Plan’ın arkasındayız” diyerek bunu pekiştirdi.
UFUK VERİCİYDİ
Cumhurbaşkanı siyasi ve ekonomik olarak güçlü mesajların yer aldığı bir konuşma yaptı. Yeni dönemin ekonomi tercihleriyle örtüşen bir perspektif çizdi. O açıdan Erdoğan’ın konuşması doyurucu ve ufuk vericiydi. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına tekrar döneceğim. Bu aşamada Cevdet Yılmaz’ın OVP ile ilgili açıklamalarına değinmek istiyorum.
YAPISAL REFORM TAKVİMİ
Muhalif ama önemli bir iktisatçı olan
Ama benim gözüm daha çok Putin’in, Rusya’nın, Lavrov’un, Şoygu’nun üzerindeydi. Tahıl Koridoru’ndan ziyade Ukrayna savaşının Rusya’yı nasıl etkilediğini ölçmeye çalışıyordum.
Belki de o duygunun etkisiyle Soçi Havaalanı’na indiğimizde etrafımızın hava savunma sistemleri ile donatıldığını görmeyi umuyordum. Gözlerim füze başlıklarını aramadı dersem yalan olur. Ama deniz kenarında, yeşilliklerin hâkim olduğu bir Karadeniz şehrine inmenin ötesinde bir farklılık göremedim. Şehrin içinde ne kontrol noktası gördüm ne savaşı anımsatacak bir faaliyet.
TATİL ŞEHRİ
Çokça tatilciyle karşılaştık. Kimi denize gidiyor kimi denizden dönüyordu. Daha önceki geldiklerimde güzelliği ile dikkat çeken Rusların fit görüntüsü dikkatimi çekerdi. Refah seviyesinin yükselmesiyle birlikte vücutları kalınlaşmış.
PUTİN SICAKTI
Erdoğan ile Putin daha önce sanatoryum olarak kullanılan, son yıllarda devlet başkanlığı ofisine dönüştürülen bir yapıda bir araya geldiler.
Putin soğuk bir lider ama kanı Erdoğan’ı karşılaması çok sıcaktı. Bu samimi karşılama Tahıl Koridoru’nun çözüldüğü anlamına gelir mi diye sorduğumuzda bizim diplomatlarımız ihtiyatlı olmamızı tavsiye ettiler. Zaten görüşmenin sonucu onları doğruladı.
Basın toplantısı sırasında hem Putin’in hem Rus heyetinin özgüveni yerindeydi. Oysa Ukrayna’da işler çok iyi gitmiyor. Rus heyetinin bu tavrı bana bu savaşın daha uzun süre devam edeceği izlenimi verdi.
Savaş nedeniyle Rusya tarafı Putin’in olduğu programlarda olağanüstü önlemler aldığı için böyle düşünmemiz normaldi. Uçak havalanırken İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a ilk sorumuz bu oldu. Basın toplantısına alınmamız için İletişim ekibinin çaba gösterdiğini söyledi. Tabii Putin ile Erdoğan’ın ortak basın toplantısı yapacak olması aynı zamanda ‘Tahıl Koridoru’nda anlaşma umudunun olduğunun bir işareti olabilirdi. Gazeteciler olarak her tavırdan, her cümleden bir sonuç çıkarmaya çalışıyorduk.
SOÇİ GÖZLEMLERİ
İstanbul-Soçi arası 1.5 saat sürdü. Soçi Havaalanı’na indiğimizde güneşli ılık bir hava vardı. Yemyeşil bir kent. Karadeniz yine dalgalıydı. Tek tük denize girenler vardı. Bizim gibi kumsalı büyük plajlarını görmedim. Savaş nedeniyle Rusların bir kısmı tatillerini Soçi’de yapıyor. Ama Soçi Antalya ile kıyaslanabilecek bir yer değil. Bizim Karadeniz’deki şehirlerimize daha yakın. Soçi’nin kent merkezinde savaş havası hissedilmiyor. İnsanlar günlük yaşamında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyu geçerken Rusların bir kısmı cep telefonunun kamerasıyla çekim yapıyordu. Soçi halkı Erdoğan’ın konvoyuna yakın ilgiliydi.
ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı
Ama sadece tahıl koridoruyla ilgili gelişmeleri takip etmeyeceğim. Savaş nedeniyle zor bir dönemden geçen Putin’i gözlemleme imkânım olacak. Wagner lideri Progojin’in ortadan kaldırılmasından sonraki havayı koklama fırsatını yakalayacağım.
PUTİN GÖZLEMLERİM
Daha önce Gazprom ile Enerji Bakanlığı’nın ortak bir programı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine katıldığım Moskova’daki cami açılışı nedeniyle Putin’i bir süre gözlemleme imkanım olmuştu. O zaman Putin demek Rusya demekti. Belki oradaki izlenimlerim beni Putin’i anlatan kitapları okumaya teşvik etti. Putin’in iki dönemi var. Bir, Putin’i Putin yapan St. Petersburg dönemi ikinci ise Yeltsin’le başlayan Rusya’nın kaderini ele aldığı Moskova dönemi. Sanıyorum Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Putin’in üçüncü dönemi yaşanıyor. Bana Putin’i tek kelime ile anlat deseler, “Güç” derim. Sadece gücü kullanma değil, gücün akıllıca yönetimi de var Putin’de. Ukrayna savaşı ile saplandığı bataklık nedeniyle Putin, büyük bir sınamadan geçiyor.
TEMKİNLİ AMA UMUTLU
Tekrar Erdoğan-Putin görüşmesine dönecek olursak. Tahıl koridoru nedeniyle dünya iki dudağının arasından çıkacak söze odaklanmış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise hem Zelenski ile hem Putin’le görüşebilen ve tahıl koridoru sorununu çözebilecek tek isim. Tahıl koridoru konusunda Ankara temkinli ama umutlu.
FİDAN’IN TEMASLARI
Bugün yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesinden önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ukrayna ve Rusya’da yaptığı temaslara değinmekte yarar var. MİT Başkanı olduğu dönemde istihbarat diplomasisini Türkiye’ye kazandıran Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı olarak mekik diplomasisinde önemli ilerlemeler sağlıyor.
SURİYE İLE EKONOMİ