Ama sadece ABD ile ilişkilerimiz değil. Yeni dönemi dış politikada bir açılım süreci olarak değerlendirmek mümkün. Bu stratejinin mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan. Süreç seçimlerden hemen önce başladı, seçimden sonra ise hızlanarak devam ediyor. Erdoğan’ın seçimleri açık bir farkla kazanması da Batı başkentlerine, “Erdoğan 5 yıl daha işbaşında. İlişkilerinizi ona göre düzenleyin” mesajı oldu. Erdoğan da yeni döneme yeni bir sayfa açarak başladı. Yeni dönemin özelliği ilişkilerde bir restorasyon ve iyileştirme süreci olacak. Bunun dış politikada ve ekonomide olumlu yansımaları ise önümüzdeki günlerde hissedilecek.
BAE, SUUD VE MISIR
1- Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la ilişkiler son 10 yılın en iyi seviyesine taşındı. Mısır’la ilişkiler yeniden kuruldu.
2- Seçimden sonra ise ABD ile ilişkilerde bir yumuşama sağlandı. Seçimden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ilk arayan devlet başkanlarından biri Biden’dı.
İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ
3- Türkiye, NATO’nun genişlemesini destekledi. Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği onaylandı. İsveç’e şartlı olarak kapı açıldı. Ev ödevini yerine getirdiği takdirde İsveç’e üyelik ekimde Meclis açıldıktan sonra onaylanacak.
İSRAİL-YUNANİSTAN
4-
Görüşmenin magazin yanı kadar önemli olan bir nokta da ekonomik boyutuydu. Erdoğan, Elon Musk’a Tesla’nın yedinci fabrikasını Türkiye’ye kurmasını teklif etmişti. Bu yazdıklarım medyaya yansıdı. Ama peki Musk, Erdoğan’ın Tesla’nın 7’nci fabrikasını Türkiye’ye kurma teklifine ne cevap veriyor? Elon Musk, “Biz otomobillerimizin birçok parçasını ülkenizde yaptırıyoruz. Türkiye’de Tesla’nın birçok parçasını ürettiğimiz için de ayrıca memnunuz. Tabi ki ilk düşüneceğimiz ülke, Türkiye olacaktır” diyor.
RALPH LAUREN’İN İKİ NUMARASI OLAN TÜRK
Elon Musk’ın ABD dışında Çin ve Almanya’da fabrikaları bulunuyor. Elon Musk’ın Türkiye’de fabrika kurması elbette ki ticari anlamda önemli bir yatırım olur. Ama asıl önemli olan diğer yatırımcıları da teşvik edici bir rol oynar.
Ekonomiyle ilgili olarak ABD’den bir anekdot daha aktarmak istiyorum.
Amerikan sembol tekstil markası olan Ralph Lauren’in iki numarası, başarılarıyla gurur duyduğumuz bir Türk olan Halide Alagöz. Halide Alagöz cirosu 7 milyar dolar olan Ralph Lauren’in en tepesindeki ikinci isim. Odasının Ralph Lauren’in hemen yanında olduğu söyleniyor.
Halide Alagöz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikan ekonomisinde ilk yüzde yer alan şirketlerle yaptığı yuvarlak masa toplantısına katılmıştı. Kokteyl sırasında Türk tekstiline vizyon katacak bir değerlendirmede bulunuyor. “Bizim gibi dünyada üst segmentte olan bazı tekstil markaları lüks ürünlerini Türkiye’de yaptırıyor. Türk tekstil sektörü kendini Çin’e karşı rekabete değil, tekstilde kaliteyi simgeleyen Made In Italy gibi bir yere Made In Türkiye olarak konumlandırmasını istiyoruz” diyor.
HEYECANA YOL AÇIYOR
Ralph Lauren’in tepe yöneticisi
Racon kesen bu söz daha çok siyaset dışı dünyada kullanılıyor. Ama izniniz olursa bu kez siyasete ilişkin olarak kullanmak istiyorum. Çünkü Meral Akşener, siyasi olarak racon kesmeye hazırlanıyor.
Gün geçmiyor ki Meral Akşener’den CHP ile ittifak ve 6’lı Masa’ya ilişkin yeni bir ifşaat gelmesin. Akşener seçimlerden sonra sürpriz bir çıkış yaptı. CHP ile ittifakın bittiğini açıkladı. Yerel seçimlere tek başlarına gireceklerini ilan etti. 2028 seçimlerinde de ittifak yapmayacaklarını söyledi. Hatta öyle ki İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesini dahi göze aldıklarını ifade etti.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ UMUTLU
Meral Akşener, çok sert çıkışlar yapıp ardından tam tersi işler yaptığı için ‘Acaba dediğini yapar mı, son anda yine rotayı ittifaklara kırar mı, İstanbul ve Ankara’da il bazlı işbirliğine girer mi?’ soruları oluşmaya başladı.
Akşener’in cumhurbaşkanlığına aday gösterecek kadar desteklediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ise her fırsatta ittifak kapısını açık tutmaya çalıştılar. İmamoğlu, “İstanbul İttifakı kurulabilir” dedi. Mansur Yavaş, daha köprülerin altından çok suların akacağına işaret etti.
KARARLILIK GÖSTERİSİ
İmamoğlu ve Yavaş ittifak için umutlu konuşurken İYİ Parti cephesinde yeni adımlar atıldı. Genel İdare Kurulu’nda seçimlere tek başına girilmesi kararının alınması, Akşener’in ittifak yapmayacakları konusundaki sözlerini ısrarla sürdürmesi ‘Acaba Meral Akşener bu kez kararlı mı?’ sorusunun sorulmasına yol açtı.
ADAYLARI AÇIKLAYACAK
1- “Parayı takip et, o seni katile götürür” derlerdi. ABD’nin, İran’ın bloke edilmiş olan 7.5 milyar Euro’sunu serbest bırakacağı bilgisini aldığım andan itibaren, ‘Bu neyin bedeli?’ sorusu aklımdan çıkmıyordu.
2- İran’ın bloke edilen parasının 6 milyar doları Güney Kore tarafından serbest bırakıldı. İran Merkez Bankası Başkanı Ferzin, paranın İran bankalarının Katar’daki hesabına aktarılacağını açıkladı.
3- ABD Dışişleri Bakanı Blinken anlaşmadan dolayı İngiltere ve Güney Kore’ye teşekkür edince, “İşin arkasından yine bir İngiliz parmağı çıktı” demekten kendimi alamadım.
4- İran, “Büyük şeytan” dediği ABD ile bir kez daha anlaştı.
5- Bu sırada eşzamanlı olarak iki gelişme yaşandı. İran, “Ermenistan’a saldırı olursa müdahil oluruz” diye açıklama yaptı.
6- Paşinyan’ın eşi Anna Hakopyan, Ukrayna’ya giderek Zelenski’nin eşi Olena Zelenski ile buluştu. Azerbaycan aleyhine konuştu ve savaşta Ukrayna’nın yanında olduklarını açıkladı.
7- Ermenistan, tarihinde ABD ile ilk kez ortak askeri tatbikat düzenledi. Bunun Rusya açısından sembolik anlamı büyüktü.
8-
Vedat Işıkhan bakan olmadan önce de akademisyen kimliği ve Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu üyesi olarak çalışma hayatıyla ilgili düzenlemelere katkı yapan isimlerdendi. O nedenle sürecin içinden geliyor. Ayrıca bilgisi ve kucaklayıcı tarzıyla da çalışma hayatına pozitif yönde katkı yapıyor.
EMEKLİLERİN BEKLENTİSİ
Vedat Işıkhan’la haliyle çalışma hayatının sorunlarını konuştuk. Tabii ki ilk sırada emeklilere zam konusu vardı. Her zaman gündeme getiriyorum. Emeklilere yapılan zam yetersiz kaldı. Emekliler bu ülkede istikrarın adreslerinden biri. Türkiye’nin geçmişte yaşadığı zorlukları bildikleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı hizmetleri en iyi onlar takdir ediyor. Ama temmuz zammıyla birlikte gönül bağlarında bir kopma yaşandı. O nedenle emeklileri sayıdan ve rakamdan ibaret görmemek lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözüyle ise yeniden umutlandılar. “Erdoğan söz verdiyse yapar” diyorlar.
BAKAN IŞIKHAN’IN AÇIKLAMASI
Çalışma Bakanı
Oysa dostlar düşman oluyor, düşmanlar dostluk köprüleri kuruyor. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi tecrübeli bir liderin Türkiye gemisinin dümeninde olması çok önemli.
Ukrayna savaşından önce Ermenistan’ın ABD ile ortak tatbikat yapacağı söylense kimse inanmazdı. Paşiyan’ın, Putin’in Ermenistan topraklarına ayak bastığı anda savaş suçlusu olarak tutuklanmasını sağlayacak,”Roma Anlaşması”nı onaylatmak isteyeceği ise rüyada görülse inanılmazdı. Hadi bir adım daha ileri gidelim. İran’ın “Büyük şeytan” dediği ABD ile gizli işbirliği içine girdiği iddia edilse hemen yalanlanırdı.
ERDOĞAN’IN DÖRTLÜ ZİRVE ÖNERİSİ
Ama tüm bunlar yaşanıyor ve kısa bir süre sonra yeni müttefikliklerin ve yeni düşmanların sahneye çıkacağı bir tablo ile karşılaşacağız.
Türkiye tüm bunların farkında. Yani bir rüyadan uyanır gibi uyanmayacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Aliyev, Putin ve Paşinyan ile dörtlü zirve önerisinin altında bu yatıyor.
YENİ ZELENSKİ Mİ OLACAK
ABD, Paşinyan’dan yeni bir Zelenski yaratmaya çalışıyor. Ama Paşinyan, Zelenski’nin ve Ukrayna’nın durumunu görmüyor. NATO zirvesinde yalnızları oynayan bir Zelenski vardı. Ülkesi savaş halinde... Ve ilginç olanı bu savaşın ne zaman biteceğini Zelenski de bilmiyor. Bildiği tek şey savaşı devam ettirdiği sürece koltuğunu koruyacağı. Savaş bittiğinde Zelenski de olmayacak.
ABD, İran’a karşı 8 yıl boyunca savaştırdığı
Çünkü daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emeklilerimizden gelen serzenişlerin farkındayız. İnşallah bu konuda da gereken adımları yıl sonuna kadar atacağız” demişti. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, “Emeklilerle ilgili Cumhurbaşkanımızın talimatlarını aldık, çalışmaya başladık” diye konuşmuştu.
Emeklilerle ilgili düzenlemenin sadece en düşük emekli maaşı alanlarla ilgili olmayacağı, emeklilerin tümünü kapsayacağı söyleniyor. Hem memur emeklileri hem SSK ve Bağ-Kur Emeklileri bundan eşit bir şekilde yararlanacak. Seyyanen bir zam yapılması bekleniyor.
Bunun için bir yasal düzenleme yapılacak.
BİR DEFAYA MAHSUS MU?
Buradaki kritik soru şu, bu bir defalığına mı mahsus olacak yoksa ocak ayına kadar geçerli mi olacak? Kulağıma gelen bilgiler bir defaya mahsus olacağı yönünde. Bunu Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı nedeniyle, “Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı ikramiyesi” olarak tanımlayanlar da var.
Tekrar ifade ediyorum. Kulağıma gelen bir defaya mahsus olacağı yönünde ama bu tatmin edici olur mu emin değilim.
YETMEZ AMA EVET DEĞİL
Emeklilerimiz zor durumda. Bir defalığına verilecek ikramiye emeklileri tatmin etmez. Çünkü hayat pahalılığı karşısında en çok onlar eziliyor. Bir defaya mahsus değil, yıl sonuna kadar yapılacak bir seyyanen zam onları rahatlatabilir.
Ankara ve İstanbul için muhtemel belediye başkan adaylarının isimleri konuşulmaya başlandı. Ankara için Kürşad Zorlu, Koray Aydın ve Adnan Beker ismi gündeme geldi. İstanbul için Bilge Yılmaz ve Buğra Kavuncu ön plana çıktı. Dün İYİ Parti’nin Genel İdare Kurulu vardı. Partinin yerel seçimlere kendi adaylarıyla girme kararı alındı. Ama bu yanıltmasın. İYİ Parti bu kararı almak zorundaydı. Ama iş aday belirlemeye gelince İstanbul ve Ankara’ya ayrı parantez açılacak. Çünkü İYİ Parti İstanbul ve Ankara’da ilçelere talip.
CHP’DE TERSİ OLDU
Bu arada CHP’de paralel bir gelişme yaşandı. Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkan adaylıklarını onayladı. Neden onayladı diyorum?
Normalde belediye başkan adayını lider ilan eder. CHP’de tam tersi oldu. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu adaylıklarını ilan ettiler. Mansur Yavaş, “Nasip olursa herkesin belediye başkanı olmaya devam edeceğim. Bu dönemde olduğu gibi, yeni dönemde de bir devlet adamına yakışır şekilde rozetsiz başkanlık yapmaya devam edeceğim” dedi. Ekrem İmamoğlu, “İstanbul için bir kez daha yola çıkıyorum” diye açıklama yaptı.
KILIÇDAROĞLU CANLI YAYINDA ÖĞRENDİ
CHP’li iki belediye başkanının açıklamasını CHP Genel Başkanı sokaktaki bir vatandaş gibi TV’lerin canlı yayınından öğrendi. İki başkan da Kılıçdaroğlu’nu önceden bilgilendirmediler. Başka bir partide olsa ihraç nedeni olur, ya da en azından kriz çıkardı ama Kılıçdaroğlu bunu sorun etmedi. Çünkü sorun edecek gücü kalmadı.
Kılıçdaroğlu’na da başkanların açıkladığı adaylıklarını onaylamak düştü.
CHP’li yetkililere bu durumu sordum. İki ayaklı yanıt verdiler.