Bu veriler yerel seçimlerde siyasete yeni bir format atılacağını işaret ediyor. Özellikle muhalefet yerel seçimlerde bir deprem yaşayabilir.
Yine de henüz partilerin adayları ortaya çıkmadan yapılan anketler elbette ki şu andaki eğilimi yansıtıyor.
Yerel seçimlere giderken iki nokta hayati derecede önemli.
1- Yerel seçimlerde adaylar önemli. Başta AK Parti olmak üzere partilerin adayları açıklanmadan yapılacak olan değerlendirmeler yeterli olmaz. Bazı adaylar seçimin kazanılması açısından bazı adaylar ise seçimi kaybettirmek açısından önemli olacak.
2- Bu seçime özgü olarak ittifakların durumu da belirleyici olacak. İYİ Parti ve HEDEP kendi adaylarıyla mı seçime girecek yoksa İstanbul ve Ankara’da il bazlı ittifak mı yapılacak?
Bu çekinceleri düştükten sonra Areda-Survey’in araştırmasından önemli verileri paylaşmak isityorum.
İMAMOĞLU GİDİYOR MU?
Yerel seçimlerde tüm gözler İstanbul’da olacak. CHP’de dahi konumu tartışmalı olan
İsrail’in, Gazze saldırısı başlayınca Erdoğan, itidal tavsiye etmişti. Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana da ateşkesin sağlanması, Gazze’de yaşanan soykırımın durması için olağanüstü bir çaba gösteriyor. Şimdiye kadar tam 25 devlet ve hükümet başkanıyla görüştü.
“EY İSRAİL”
Ama daha önce sabır taşı çatlamak üzere demiştim. Erdoğan için “Ey İsrail” deme günleri yaklaşıyor, diye uyarmıştım. İşte o gün geldi. Erdoğan, Erdoğan’dan beklenen konuşmayı yaptı.
AK Parti grubu da farklı bir havadaydı. Gazze’nin havası yansımıştı. Nasıl yansımasın? İsrail günde 400 kişiyi katlediyor, bu saatte 16 kişinin ölmesi demek. Bunlar cephede savaşan asker değil, çoğunluğunu çocuklar ve kadınların oluşturduğu masum siviller.
FİLİSTİN VİDEOSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının Filistin’le ilgili bölümüne geldiğinde, “Filistin davasını ve bizim bu davaya nasıl sahip çıktığımızı şöyle kısaca bir hatırlayalım” deyip, “Filistin Davası” isimli video ekranda gözükünce milletvekilleri pür dikkat kesildi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un bizzat emek verdiği video, Erdoğan’ın Filistin davasını çok yansıtıyordu. Videoda Erdoğan’ın, Davos’ta Şimon Peres’e, “One Minute” çektiği bölüm gösterilince salondan alkışlar yükseldi. Cumhurbaşkanı’nın BM Genel Kurulu’nda; Filistin’in haritasını gösterdiği bölüme gelince salondan, “Allah razı olsun Reis” sesleri duyuldu.
İNSANİ PENCEREDEN
Erdoğan
Ama İsrail bir türlü kara harekâtını başlatmadı. Gelen bilgiler ABD’nin, İsrail ordusunu yetersiz ve disiplinsiz bulduğu yönünde. ABD, Gazze savaşını İsrail’e bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olarak görüyormuş. ABD’nin, “Bu haliyle kara harekâtına girişirseniz, meskûn mahal savaşında Hamas’ın karşısında başarısız olursunuz” dediği yönünde.
ABD duruma el koymuş. ABD’nin, Irak işgalinde görev alan Korgeneral Glynn’i koordinatör olarak atamış. Peki bu durumda ABD de savaşa girmiş olmuyor mu? Felluce operasyonları, Vietnam savaşından sonraki en büyük şehir savaşı olarak gösterilmişti. Glynn, Felluce’de şehir savaşlarını yöneten tecrübeli bir isim. ABD, Felluce’de çok kan dökmesine rağmen istediği başarıyı sağlayamamıştı. Ama meskûn mahal savaşında deneyim kazanmıştı.
NETANYAHU İLE ASKER ARASINDAKİ SORUN
ABD’nin, İsrail’de yaşadığı bir sorun da Netanyahu ile İsrail ordusu arasında yaşanan sorun. Askerler, 7 Ekim’deki saldırıdan Netanyahu’yu sorumlu tutuyor. Gerekli önlemleri almadığı için bu saldırıya neden olduğunu düşünüyorlar. Öyle ki sınırdaki askerleri ilk ziyaretinde Netanyahu konuşma yapmak istemiş ama askerlerin tepkisi üzerine konuşamamıştı. Ancak ikinci ziyaretinde konuşma yapmasına izin verildi. İkinci bir rahatsızlık konusu ise, kara harekâtını sürekli olarak ertelediği için askerlerin tepkili olduğu söyleniyor. Netanyahu’nun bazı talimatlarının uygulanmadığı iddia ediliyor. Netanyahu ile Savunma Bakanı Gallant ve Genelkurmay Başkanı Halevi ortak basın toplantısı düzenlediler ama oradaki tablo aralarındaki ayrışmayı daha çok ortaya çıkardı.
GAZZE, İKİNCİ VİETNAM OLUR MU
İsrail’in, Gazze’ye yönelik operasyonlarına “sınırsız” destek vererek, dökülen kanda payı olan ABD bununla yetinmemiş olacak ki, kara operasyonlarıyla bizzat savaşa girmeyi tercih etmiş. Bu, Gazze’ye yeni bir rejim kurmayı planlayan ABD ile İsrail’in daha çok kan dökeceği demektir. Savaşı başlatırsınız ama nasıl biteceğini bilemezsiniz. Gazze’ye kara harâkatı ikinci Vietnam olabilir.
DAVUTOĞLU’NA RANDEVU YOKDavutoğlu
Seçimlere 5 ay, CHP’nin kongresine ise 12 gün kaldı. Artık yavaş yavaş anketleri paylaşma zamanı geldi. Tabii ki yüzde 60 oy oranı ile ‘Kılıçdaroğlu kazanacak’ diye anket yayınlayan, sonra da özür dileme gereği bile duymayan firmaların verilerini paylaşmayacağım. Tabii ki isabetli kamuoyu araştırmalarına imza atan Optimar’ın 15-18 Ekim tarihleri arasında, Türkiye genelinde 2 bin kişi ile yüz yüze anket yöntemiyle yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını aktaracağım.
Yerel seçimlerde, belediye başkan adayları ilan edildikten sonra yapılacak olan anketler daha da önemli olacak. Ancak seçmen ittifaklara nasıl bakıyor, adaylar seçmen tercihleri üzerinde ne derece etkili olacak? Bu soruların yanıtını merak ediyorsanız Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın anketi ilginç veriler sunuyor.
Anketin bir yüzünde de Kılıçdaroğlu ve CHP’deki genel başkanlık yarışıyla ilgili veriler var. Kılıçdaroğlu açısından tehlike çanları çalıyor.
İTTİFAK İÇİN NE DİYORLAR
Optimar anketine katılanlara, “Sizce siyasi partilerin kendi adaylarını çıkarması mı, yoksa ittifak kurarak güçlerini birleştirmesi mi daha etkili bir stratejidir?” diye sormuş.
Ankete katılanların yüzde 49.4’ü ‘kendi adaylarını çıkarmaları daha etkilidir’ yanıtını verirken, ‘ittifak kurarak güçlerini birleştirmeleri daha etkilidir’ diyenlerin oranı ise yüzde 35.6 çıkıyor. ‘Fikrim yok’ diyenlerin oranı ise yüzde 15.
HANGİ PARTİ ‘İTTİFAK’ DİYOR
Partilerin ittifak yaparak mı, yoksa kendi adaylarıyla mı seçime girmeleri konusunda ise partilerin eğilimleri farklılık arz ediyor.
Bütün bunlar bir araya getirildiğinde, bütün bunlar daha önceden hazırlanmış büyük bir planın varlığını ortaya koyuyor.
KRİZLER SİYASETİ
Hamas’ın 7 Ekim günü İsrail topraklarına yaptığı saldırı bu işin düğmesine basmak olmuş.
ABD ve İsrail’in tarihinde bunun birçok örneği var. ABD dünyayı, İsrail Filistin’i hep krizler üzerinden dizayn etti. Haritalar hep saldırılar üzerinden değişti.
İngilizler, ABD’yi Pearl Harbor baskınıyla İkinci Dünya Savaşı’nın içine çektiler. 11 Eylül saldırısı ile ABD, Irak ve Afganistan’ı işgal etti. İsrail, Filistin haritasını ise 1967’deki Altı Gün Savaşları ve 1973 Yom Kippur Savaşı ile değiştirdi.
Şimdi yeni bir planla karşı karşıyayız.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Hamas saldırısının hemen ardından bölge ülkeleriyle yürüttüğü arka kapı diplomasisinde bu planı sundu.
PLAN NEYDİ
Ne farklı olacak? ‘Daha çok çocuk, daha çok kadın, daha çok sivil öldüreceğiz’ dese, bunda şaşırtıcı bir şey yok.
‘Hastane, okul, ekmek fırını demeden vurulmayacak yerleri vuracağız’ dese zaten İsrail onu her zaman yapıyor. Bu kez katliamının boyutlarını büyüttü.
Tabii ABD Başkanı Biden gider İngiltere Başbakanı Sunak 24 saat sonra İsrail’de olursa... Biden, İsrail’e destek için geldiğini söylerse, Dışişleri Bakanı Blinken, “Yahudi olduğum için buradayım” derse, hastaneyi vurup 500 kişiyi öldüren sanki İsrail değilmiş gibi İngiltere Başbakanı Sunak, İsrail’i ziyaretinde “Tarifsiz, korkunç bir terör eylemine maruz kaldınız ve bilmenizi isterim ki Birleşik Krallık ve ben sizin yanınızdayım” derse İsrail her türlü zulmü yapar.
İsrail katliam yapıyor, medeni Batı destekliyor.
O nedenle diyorum ki, Biden’ın İsrail’i ziyareti, katilin suç mahalline dönmesi gibi bir şey.
Çünkü sorun sadece İsrail sorunu değil, asıl sorun bu katliamı destek olan ABD.
SALAM DİLİMİ
Şimdi ikinci aşamaya geçiyorlar. Önce sınırlı bir kara harekâtından söz ediliyor. Hava operasyonlarıyla Gazze dümdüz edildikten, masum siviller katledildikten sonra, bu kez tanklarıyla, toplarıyla kara harekâtını başlatacaklar.
Çünkü geçmişte ‘Hitler mi daha çok zulmetti, Stalin mi?’ diye yapılan kıyaslamaları doğru bulmadım.
Zalim zalimdir. Hepsi gücü ölçüsünde zulmetti.
Amerikan Başkanı’nı, Hitler’e benzetmek aklıma gelmezdi.
NEDEN YENİ HİTLER?
Ancak İsrail hastaneyi vurduktan, içinde çocukların, kadınların olduğu 500 kişiyi katlettikten sonra Biden’ın güler yüzle Netanyahu ile sarılması, sanki bir kutlama yapıyor edasıyla konuşması, katliamdan “karşı tarafı” sorumlu tutması, “İsrail’e destek için buradayım demesi” üzerine yeni Hitler, Biden ve Netanyahu kanaatine vardım.
* Hamas’ın, İsrail’e saldırıp sivilleri hedef almasını doğru bulmadım. Doğru bulmuyorum. Savaşın da bir ahlakı vardır. Ama iş Hamas işi olmaktan çıkıp, bir katliama dönüştü. Gazze’nin varlık, yokluk mücadelesi oldu.
ABD’NİN SINIRSIZ DESTEĞİ
* İsrail kadın, çocuk demeden Gazze’de katliama girişince ABD sınırsız destek verdiğini açıkladı.
ABD Başkanı Biden, bugün İsrail’de olacak. Savaşın ortasında Biden’in ziyareti İsrail’e destek açısından büyük önem taşıyor. ABD zaten uçak gemilerini göndererek güçlü bir destek vermişti. Biden, İsrail’i ziyaret ederek kadınların, çocukların, masum sivillerin katliamına destek vermiş olacak.
ATEŞKES BEKLENTİSİ
Biden’ın ziyareti nedeniyle iki konuda bir beklenti oluştu.
1-Geçici ateşkes ilan edilmesi
2-Esir takası
Bu arada Hamas, yanlışlıkla kaçırılan yabancı ülke vatandaşlarını bırakabileceğini açıklamıştı. Ama Hamas, esir takasında kullanmak üzere İsrailli askerleri bırakmayacak.
ÜRDÜN ZİYARETİ ÖNEMLİ
İsrail’de