Paylaş
Ama İsrail bir türlü kara harekâtını başlatmadı. Gelen bilgiler ABD’nin, İsrail ordusunu yetersiz ve disiplinsiz bulduğu yönünde. ABD, Gazze savaşını İsrail’e bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olarak görüyormuş. ABD’nin, “Bu haliyle kara harekâtına girişirseniz, meskûn mahal savaşında Hamas’ın karşısında başarısız olursunuz” dediği yönünde.
ABD duruma el koymuş. ABD’nin, Irak işgalinde görev alan Korgeneral Glynn’i koordinatör olarak atamış. Peki bu durumda ABD de savaşa girmiş olmuyor mu? Felluce operasyonları, Vietnam savaşından sonraki en büyük şehir savaşı olarak gösterilmişti. Glynn, Felluce’de şehir savaşlarını yöneten tecrübeli bir isim. ABD, Felluce’de çok kan dökmesine rağmen istediği başarıyı sağlayamamıştı. Ama meskûn mahal savaşında deneyim kazanmıştı.
NETANYAHU İLE ASKER ARASINDAKİ SORUN
ABD’nin, İsrail’de yaşadığı bir sorun da Netanyahu ile İsrail ordusu arasında yaşanan sorun. Askerler, 7 Ekim’deki saldırıdan Netanyahu’yu sorumlu tutuyor. Gerekli önlemleri almadığı için bu saldırıya neden olduğunu düşünüyorlar. Öyle ki sınırdaki askerleri ilk ziyaretinde Netanyahu konuşma yapmak istemiş ama askerlerin tepkisi üzerine konuşamamıştı. Ancak ikinci ziyaretinde konuşma yapmasına izin verildi. İkinci bir rahatsızlık konusu ise, kara harekâtını sürekli olarak ertelediği için askerlerin tepkili olduğu söyleniyor. Netanyahu’nun bazı talimatlarının uygulanmadığı iddia ediliyor. Netanyahu ile Savunma Bakanı Gallant ve Genelkurmay Başkanı Halevi ortak basın toplantısı düzenlediler ama oradaki tablo aralarındaki ayrışmayı daha çok ortaya çıkardı.
GAZZE, İKİNCİ VİETNAM OLUR MU
İsrail’in, Gazze’ye yönelik operasyonlarına “sınırsız” destek vererek, dökülen kanda payı olan ABD bununla yetinmemiş olacak ki, kara operasyonlarıyla bizzat savaşa girmeyi tercih etmiş. Bu, Gazze’ye yeni bir rejim kurmayı planlayan ABD ile İsrail’in daha çok kan dökeceği demektir. Savaşı başlatırsınız ama nasıl biteceğini bilemezsiniz. Gazze’ye kara harâkatı ikinci Vietnam olabilir.
DAVUTOĞLU’NA RANDEVU YOK
Davutoğlu, “Filistin için fiilen başbaşa ağladığımız Sayın Erdoğan” deyince, dilimden “O yüzden mi ihanet ettiniz?” sözcükleri döküldü. İsrail’e “One minute” çeken, Kudüs’ün sesi olan, Filistinlilerin hamisi olan Erdoğan’a ihanet etmeye değer miydi?
Davutoğlu, Gazze’de yaşanan katliamı gerekçe göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu talep etti.
Peki Erdoğan, Davutoğlu’na randevu verecek mi? Edindiğim izlenim randevu verilmeyeceği yönünde. Çünkü Erdoğan, kendisinden sonra başbakan ve AK Parti Genel Başkanı yaptığı Davutoğlu’nun ihanetini affetmiyor.
KILIÇDAROĞLU VE ÖZGÜR ÖZEL’İN KARNESİ
Kurultay tarihi yaklaşırken CHP’deki gelişmelere ilgisiz kalamıyorum. İlk başlarda Kılıçdaroğlu açık ara kazanır havası vardı, ama İstanbul kongresinden sonra hesaplar karıştı. Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel arasında kıran kırana bir yarış yaşanacak. Çünkü CHP tabanında değişim talebi çok güçlü. Özgür Özel dahi zorlayabildiğine göre, eğer Ekrem İmamoğlu aday olsaydı Kılıçdaroğlu’nu devirebilirdi. Ama İmamoğlu o cesareti gösteremedi.
Part içi mücadele Kılıçdaroğlu’nun kimyasını bozmuş görünüyor. Her grup toplantısında kendisini daha fazla aşıyor. Öyle ki son dönemlerde Kılıçdaroğlu’nu izlerken, işi arabeske vurup, “Allah’ım neydi günahım” demek geliyor içimden. Önceden de mi böyleydi, yoksa seçimden sonra mı böyle oldu? Orasını bilemiyorum ama Kılıçdaroğlu ayrı bir dünyada yaşıyor.
YABANCI ASKER İSTİSMARI
Dünkü CHP grubundaki konuşmasında, “Eğer iktidar kendi askerine, ordusuna güvenmeyip başka askerleri çağırıyorsa” dedi. Kemal Bey, insana saç, baş yoldurtur. Türkiye’nin savunması için hangi yabancı asker davet edilmiş? DEAŞ’a karşı oluşturulan uluslararası koalisyona dahil olduğumuz için tezkereye konulan bir ibareyi niye istismar ediyorsun? Madem yabancı asker geliyordu, aynı tezkereyi daha önce neden destekledin? Sen PKK ile birlikte hareket et, Irak ve Suriye tezkeresine karşı çık, ardından da Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Suriye’de bu kadar geniş toprağın kontrol edildiği sınır ötesi harekât yapan iktidara laf söyle.
SELÇUK BAYRAKTAR’A HAKSIZLIK
Hem “Bayraktarları önce ben destekledim” de, “İlk olarak ben ziyaret ettim” diye konuş... Sonra çık, “Damadının ABD savaş gemisinde ne işi var?”diye sor. Sayın Kılıçdaroğlu; Selçuk Bayraktar, Libya Savaşı’nın, Karabağ Savaşı’nın kaderini değiştirdiği için, Bayraktar SİHA’lar Rusya-Ukrayna savaşında etkili olduğu için ABD savaş gemisine davet edilmiş olmasın? Selçuk Bayraktar bu ülkenin gururudur.
Şu CHP kurultayı bitse de Kemal Bey de normale dönse.
BARUT BİTTİ
Aslında bu yazıda, kurultaya giderken Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’in artılarını, eksilerini yazmak istiyorum.
Meşhur bir anekdot: Napolyon, savaşı kaybeden komutanlarına, neden kaybettiklerini sormuş. Komutan, “Bir, barut bitti” diye saymaya başlayınca Napolyon, “Tamam gerisini saymaya gerek yok” demiş.
Kemal Bey, seçimi kaybetti. Başkasını saymaya gerek yok.
ÖZGÜR ÖZEL’İN İKİ HANDİKAPI
Özgür Özel’e gelince iki büyük handikapı var.
1-Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi damgasını yedi
2-Bugün, Kılıçdaroğlu dönemine ilişkin eleştirdiği her şeyin daha önce hararetli bir şekilde savunucusuydu.
39 MİLLETVEKİLİ VERİLMESİ
Özgür Özel, 6’lı Masa’da yer alan DP, Saadet, Gelecek ve DEVA partilerine 39 milletvekili verilmesini sert bir dille eleştiriyor.
Oysa Özgür Özel daha önce bunu heyecanlı bir şekilde savunuyordu.
“Biz çeperlerde 10-15 daha fazla çıkarıyoruz. Son gün yaptığımız mucizevi birliktelikle 45 fazla milletvekili çıkaracağız. 30’u ittifak ortaklarımıza gidecek. 15 tane de bize kalacak” diyordu.
Demirel öldü ama ruhu siyasette yaşıyor. Ne demişti Demirel?: “Dün dündür bugün bugündür.”
Paylaş