Bu soruyu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordum.
“Hafta sonu itibariyle halkımız, yüzde 99.70 oranında alınan tedbirlere uydu. Cumartesi saat 17-18’den pazartesi günü öğlene kadar Türkiye’de hiç uçuş olmadı” dedi. Bu önemli bir orandı. Hem de OHAL ilan edilmeden, şehirler karantina altına alınmadan bu denli yüksek oranda bir uyumun sağlanması umut vericiydi.
HALKIMIZ ÇAĞRILARA UYDU
Hafta sonu yapılan haberlerde parkların, meydanların, deniz kenarındaki yürüyüş yollarının ne kadar boş olduğu anlatılıyordu. İçişleri Bakanı Soylu, “Yüzde 90 oranında hayat durdu” dedi. Sonra belli ki bu cümle içine sinmedi. “Daha doğrusu halkımız, yüzde 90 civarında hükümetimizin, Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrılara uydu” diye anlattı.
Hafta sonu devreye sokulan tedbirler, hafta başında yapılan Bakanlar Kurulu’nda ele alındı. İçişleri Bakanı Soylu ile kabine toplantısından kısa bir süre önce konuştuk.
“Önemli ölçüde şehir hareketliliği düşmüş durumdadır. Cuma günü yüzde 80’di. Cumartesi-pazar itibarıyla söyleyebilirim, yüzde 90 civarında hayat durdu. Daha doğrusu halkımız yüzde 90 civarında hükümetimizin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı çağrılara uydu. İkincisi, bugün sabah itibarıyla da (Pazartesi) zorunlu işler hariç vatandaşımızın bu çağrılara halen uyduğu, evinden çıkmadığı yönündeydi” dedi.
DÖRT PARAMETREYE DİKKAT
Süleyman Soylu
Çünkü paket bir daralıyor, bir genişliyor.
AK Parti, iktidar ve muhalefetin uzlaşmayla çıkardığı bir paket olması için muhalefete gitti. Karşılıklı olarak öneriler konuşuldu, eleştiriler not alındı, yeniden görüşülmek üzere vedalaşıldı.
CHP, cinsel istismar ve uyuşturucu suçlarının kapsam dışı bırakılmasını önerdi. Düşünce suçu kapsamında cezaevlerinde olanların da pakete dahil edilmesini istedi. İYİ Parti, takipsizlik ya da beraat alan KHK’lıların kamuya döndürülmesini, HDP ise terör suçlarının da af kapsamına alınmasını önerdi. Üzerinde çalışılabilecek bir zemin oluşmuştu. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Uyuşturucu ticareti, cinsel suçlar ve kadına şiddet konusunda hassasiyetimizi bildirdik” dedi. Bunun üzerine sosyal medyada CHP milletvekillerinin de aralarında bulunduğu bir grup “AKP düşünce suçlularını değil, uyuşturucuyu serbest bırakıyor” gibi “AKP’nin cinsel suçları ve kadına şiddeti serbest bırakmasına izin vermeyeceğiz” tarzında bir kampanya başlatıldı. Bu yaklaşım, süreci olumsuz etkiledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve AK Parti grup başkanvekilleriyle yaptığı toplantıda “Ortada fol yok yumurta yokken, henüz muhalefet partilerinin görüşleri alınıyorken, bazı muhalefet milletvekilleri ve sosyal medyada birileri ‘AK Parti cinsel istismar suçlarını affediyor’ diye haksız suçlamalarda bulunuyorlar. Yok böyle bir şey” diye tepki göstermişti.
Erdoğan daha önce de uyuşturucuyla ilgili baronlar ve satıcılar konusunda ayrım yapılması teklifi geldiğinde “Uyuşturucuyu affa karşıyım. Beni ikna edemezsiniz” diye tepki göstermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o toplantıda iki önemli talimat vermişti.
1- Terör, kadına ve çocuğa cinsel istismar ve kadına şiddet, adam öldürmeyle uyuşturucu kesinlikle kapsam dışında tutulacak.
2- MHP’nin hassasiyetleri dikkate alınacak.
Hafta sonu AK Parti ve MHP, ortak bir çalışma yaptı. Paket daraltıldı.
Toplantıda Çin heyeti kendi deneyimlerini paylaşmış. COVID-19’u ilk tespit ettiklerinden ne yaptıkları ve salgını nasıl önlediklerine kadar anlatmışlar. Çinli doktorların en çok neyin üzerinde durduklarını sordum. “Bulaşın önlenmesine dönük tedbirlere yoğunlaşılmasını” önermişler. Bu virüsün temel özelliği hızla yayılma olduğu için bulaşın önlenmesine dönük önlemlere ağırlık verilmesini istemişler.
DÖRT ANA BAŞLIK
Çin heyeti, önemli başlıklar altında kendi deneyimlerini paylaşmış.
1- Çin koronavirüs salgınını nasıl önledi? Toplantı bu sorunun etrafında şekillenmiş. Çin heyetinin bu konuda somut önerileri olmuş. Onları maddeler halinde aktaracağım. Ama şimdi diğer başlıkları da paylaşmak istiyorum.
2- Takip ettikleri hastalar hakkında bulgularını aktarmışlar.
3- Tedavi yöntemleri, bu süreçte kullandıkları ilaçlar ve tedavi süreci hakkında bilgi vermişler.
4- Bulaşın önlenmesi. Çin heyetinin ilk cümlesi de son sözü de öncelikle bulaşın önlenmesine yoğunlaşılması olmuş. Koronavirüs, daha önce ortaya çıkan SARS, MERS ve Ebola’ya kıyasla daha hızlı yayıldığı için bulaşın önlenmesi her şeyin başında geliyor.
ÇİN HEYETİNİN ÖNERİLERİ
Çok önemli bir görüşmeydi. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve AK Parti grup başkanvekilleriyle telekonferans yöntemiyle yaptığı toplantıdan sonra, infaz indirimiyle ilgili düzenleme büyük ölçüde şekillendi. Toplantıya ilişkin bilgileri paylaşacağım ama önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın infaz indirimiyle ilgili olarak verdiği çok önemli talimatları aktarmak istiyorum. Erdoğan’ın kadına şiddet ve cinsel istismar suçları konusunda ne kadar hassas olduğu biliniyordu. Bir anlamda Erdoğan’ın kırmızı çizgisiydi. Aslında hepimizin kırmızı çizgisi olması gereken bir nokta. Erdoğan, terör ve adam öldürme konusunda da tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, infaz indiriminde 4 konuyu kapsam dışı bırakıyor. Erdoğan çok net ve keskin bir ifade ile “Terör, kadına ve çocuğa cinsel istismar ve kadına şiddet, adam öldürme ile uyuşturucu kesinlikle kapsam dışında tutulacak” diye talimat veriyor. Altını çizerek söylüyorum, “Kapsam dışı bırakılacak” diyor.
Bu bir süreç. AK Parti’nin bir taslağı vardı. Ama şimdiye kadar önce ‘cumhur ittifakı’ ortağı MHP ile ardından da muhalefet partileriyle görüşmeler yapıldı. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunum yapıldı, onun talimatları alındı. Süreç devam ediyor. Erdoğan’la görüşmeden sonra bugün taslak üzerinde yeniden çalışılacak.
ERDOĞAN’IN SOSYAL MEDYA TEPKİSİ
Yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile toplantıya dönmek istiyorum. Toplantıda Erdoğan’ın yukarıda dikkat çektiğim kırmızı çizgileri konusunda kararlı olduğu dikkati çekiyor. “Cinsel istismar ve kadına şiddet” konusu Erdoğan’ın en hassas noktasını oluşturuyor. Dünkü toplantıda, “Ortada fol yok yumurta yokken, henüz muhalefet partilerinin görüşleri alınıyorken, bazı muhalefet milletvekilleri ve sosyal medyada birileri ‘AK Parti cinsel istismar suçlarını affediyor’ diye haksız suçlamalarda bulunuyorlar. Yok böyle bir şey” diye tepki gösteriyor. AK Parti, infaz indirimi gibi çok önemli bir düzenlemeyi muhalefetin de görüş ve önerilerini alarak şekillendirmek istiyor. Ama sosyal medyada birileri tarafından AK Parti cinsel istismar suçlarını affediyormuş gibi karalama kampanyası başlatılıyor. Muhalefet partilerinden sanki böyle bir şey varmış gibi açıklamalar yapılıyor. Kadına şiddet ve cinsel istismar suçlarında en ağır düzenlemeleri getiren bir lider olarak haliyle tepki gösteriyor.
HANGİ SUÇLAR KAPSAM DIŞI?
İnfaz indirimiyle ilgili çalışmada son düzlüğe girilirken, hangi konular kapsam dışına bırakıldı, onları bir kez de maddeler halinde sıralamak istiyorum.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan’la toplantıdan sonra kadına şiddet ve cinsel istismar suçlarının kapsam dışında kaldığı netleşti. Çocuklara cinsel istismarı düzenleyen TCK’nın 103. maddesi ile kadına şiddeti düzenleyen 82. maddesi kapsam dışında tutulacak.
2-
İlacın adı ‘Favipiravir’. İlk etapta 1250 kutu getirilmiş. İlk sonuçların hafta başı alınması bekleniyor. Hem Sağlık Bakanı Koca, hem de dün görüştüğüm Çin büyükelçiliği yetkilileri, Türkiye’nin ihtiyacına göre ilacın devamının geleceğini söylediler. Bilim Kurulu üyeleri Favipiravir’in pazartesi günü itibarıyla Türkiye genelindeki tüm yoğun bakımlara ulaştırıldığını ve hastalarda kullanılmaya başlandığını doğruladılar. Ambulans uçaklarla 40 ilimize ulaştırılmış. Tekrar ifade edeyim, ilk sonuçların pazartesi günü alınması bekleniyor. Dilerim beklenen etkiyi gösterir, insanlarımızın tedavi olmasını sağlar. İlacın Çin ve Japonya dışına çıkarılmasına izin verilmiyor. Türkiye’nin Çin’le olan iyi ilişkileri sayesinde Çin’den getirilmesi sağlandı. Bu süreçte Çin Ankara Büyükelçisi Deng Li’nin de çabasının da etkili olduğu söyleniyor.
ÇİN’DE KORONAVİRÜSÜ YENEN BİLİM ADAMLARIYLA VİDEOKONFERANS
Çin’den sadece bu ilaç alınmadı. İlave 50 bin hızlı tanı kiti getirilerek kullanılmaya başlandı. Çin Büyükelçiliği Müsteşarı Cheng Weihua ile görüştüm. “Türkiye’nin bu salgınla mücadelesine kararlılıkla destek veriyoruz” dedi. Sağlık Bakanı Koca, Çin büyükelçisi Deng Li ile pazartesi günü yaptığı görüşmede önemli bir teklifte bulunmuş. Çin’de koronavirüsle mücadelede başarılı olmuş uzmanlarla Bilim Kurulu üyelerinin videokonferans yöntemiyle görüşmesini, karşılıklı olarak tecrübelerin ve verilerin paylaşılmasını önermiş. Sağlık Bakanı’nın önerisi Çin tarafından olumlu karşılanmış. Bunun üzerine hızla harekete geçilmiş, teknik ekipler temas kurmuş. Perşembe günü Türkiye saatiyle sabah saatlerinde, Çinli uzmanlarla Bilim Kurulu üyeleri videokonferans yöntemiyle görüşerek, karşılıklı olarak bilgi, tecrübe ve veri paylaşımı yapacaklar.
FAVİPİRAVİR İLACININ İLGİNÇ BİR ÖYKÜSÜ VAR
İlaç 2014 yılında Japonya tarafından üretilmiş. İlacı üreten firma, dünyaca ünlü, çok eski bir ilaç firması değil. Bu sektörde yeni. Ama hemen hatırlayacaksınız, bir dönemler film sektöründe çok etkililerdi. Fotoğraf makinelerine film takıldığı günleri kast ediyorum. Favipiravir’i bulan şirket, bir dönemler fotoğraf makinelerine film üreten Fujifilm Toyama Chemical isimli şirket. Film takılan fotoğraf makinelerini kullananlar, hatırladınız mı 36’lık Fuji filmleri... Bir Fuji vardı, bir de Kodak. Dijitale dönüşle birlikte fotoğraf makinelerinde film kullanılmayınca, Fujifilm sağlık sektörüne yönelmiş. Çok da akıllıca bir iş yapmışlar. İlaç, Çin ve Japonya’da hafif ve orta seyreden vakalarda hastalara karşı kullanılmış, tedavide olumlu sonuç alınmış. Çin Ulusal Biyoteknoloji Geliştirme Merkezi Başkanı Cang, ilacın Vuhan ve Şenzen şehirlerinde 200’ün üzerinde hastada denendiğini, Favipiravir’in iyileşme sürecini 11 günden 4 güne indirebildiğini gösterdiğini açıklamıştı.
OKULLARIN TATİLİ UZUYOR
MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde Bilim Kurulu ile görüşüp okulların tatilinin uzatılmasını istediklerini söyledi. Erdoğan da “Bilim Kurulu, ‘Uzatılmasında fayda var’ diyorsa uzatılsın” dedi. Cumhurbaşkanı kararı Bilim Kurulu’na bırakmıştı.
Bilim Kurulu bugün Milli Eğitim Bakanı
En çok sokağa çıkma yasağının ilan edilip edilmeyeceği merak ediliyordu. Sağlık Bakanı üç konuyu açıkladı. 1- ‘İyileşen vakalarımız var’ dedi. Böylece bizde iyileşen hasta var mı sorusu cevabını buldu. Fahrettin Koca, iyileşen hasta sayısının fazla olduğunu açıkladı. Böylece yüreğimize su serpilmiş oldu. Bakanlık yakında iyileşen hastalarımızın sayısını açıklayacak. 2-Tedavi sürecini 11 günden 4 güne indiren ilacın Türkiye’ye getirildiğini ve yoğun bakımdaki hastalara uygulanmaya başladığını açıkladı. İlaç Çin’de ve Japonya’da hastalara karşı kullanılmış ve başarılı olmuş. Bu ilaç Çin ve Japonya’dan çıkarılmıyor ama Türkiye’nin olağanüstü çabasıyla ilacın getirilmesi sağlanmış. Bu ilacın, Favipiravir olduğunu Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara doğruladı. 3-Ve geldik sokağa çıkma yasağı konusuna. Sağlık Bakanı, “Tek tek mücadele edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Herkes kendi OHAL’ini ilan edebilir. Bunu illa devletin ilan etmesi gerekmiyor. Herkesin kendi odasında kendisini izole etmesi ve hepimiz bu doğrultuda mücadeleye devam etmiş olalım” dedi. Hep ifade ediyorum bu seçenek masada ama henüz değil. Dün sokağa çıkma yasağıyla ilgili bir kararnamenin imzaya açıldığı haberi geldi ama doğrulanmadı. Sokağa çıkma yasağına gerek kalmadan bu sorun aşılmaya çalışılıyor ama esas belirleyici olan sahadan gelen veriler olacak.
‘GÜL MÜ, ERDOĞAN MI?’ DİYE SORULMUŞ
GÜNDEM Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, koronavirüs olmasına rağmen ilginç bir araştırma sonucunu paylaşmadan edemedim.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ne zaman gündeme gelse, “Erdoğan’ın karşısına kim çıkacak, muhalefet tek aday üzerinde birleşecek mi, yine ayrı ayrı adaylar çıkacak mı, Erdoğan ilk turda kazanabilecek mi?” soruları gündeme geliyor. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aday olup olmaması ise ayrı bir tartışma konusunu oluşturuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan-Gül üzerinden izlemeye çalıştığım için Optimar Araştırma’nın anketi benim için şaşırtıcı oldu.
Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar Araştırma’nın 10-18 Mart tarihleri arasında 2 bin 7 üzerinde yaptığı araştırmaya göre deneklere “Son tura Erdoğan ile Gül kalsa oyunuzu kime verirsiniz?” diye soruluyor. Yüzde 41.8 Erdoğan derken, Gül diyenlerin oranı yüzde 16 çıkıyor. Yüzde 42.2 oranındaki seçmen ise kararsız olduğunu ifade ediyor. Kararsızlar dağıtıldığında Erdoğan’ın açık ara farkla kazanacağı anlaşılıyor. Abdullah Gül, içinden geldiği AK Parti seçmeninden oy alamıyor. Gül, “Dimyat’a pirinci giderken evdeki bulgurdan olmuş”, AK Parti seçmenini kaybettiği gibi CHP seçmenini de kazanamamış. Gül’ü, HDP ve Saadet Partisi seçmeni destekliyor. Bu demek ki, Abdullah Gül ile AK Parti seçmeni arasında gönül bağları tamamen kopmuş. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı en yakın olarak, CHP ve İYİ Parti seçmeninin desteğini sağlayan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş takip ediyor.
FETÖ’CÜLÜK BÖYLE BİR ŞEY İŞTE
KÜRESEL
65 yaş ve üstü için alınan sokağa çıkma yasağına vatandaşlarımız uyuyor mu?
Süleyman Soylu: “Bana gelen bilgiler, alınan karara,
65 yaş ve üstü vatandaşlarımı- zın çok büyük oranda yasağa uydukları ve uyacakları yönünde. İlk günden itibaren iyi bir oranda uydukları şeklinde. Karara uymayan vatandaşlarımıza ise polis ve jandarmamız önce uygun bir dille kararımızı anlatıyor ve evlerine gitmelerini istiyor. Münferit bazı durumlar dışında buna riayet ediliyor.”
Yaşlılarla ilgili sosyal destek sistemi işliyor mu?
“Yaşlılarımız bizim için çok değerli. Biz sadece sokağa çıkma yasağı kararı almadık, aynı zamanda bir ‘Vefa Sosyal Destek Sistemi’ kurduk. Bunun üç ayağı var.
1- Biz bu kararı alırken beraberinde iyi bir sistem kurduk. Geceden itibaren bu sistem işlemeye başladı. Vefa Sosyal Destek grubu oluşturduk. 112, 155 ve 156’ya gelen ihbarlar Vefa Destek hattına aktarıldı. Oradan da polis ve jandarmamıza bildirildi. Yasak kararının uygulamaya girdiği geceden itibaren Vefa Sosyal Destek hattımıza gelen ihbarlar doğrultusunda binlerce eve gidip vatandaşların ihtiyaçlarını karşıladık.
2- Aile hekimlerimiz pazartesi gününden başlamak üzere 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız ile kronik hastalıkları olanları arayacak ve takiplerini yapacaklar.
3-
Onu aktaracağım ama iki alkış vardı, değinmeden geçersem eksik olur.
Sağlık Bakanı, Genel Kurul salonuna girdiği anda, iktidar muhalefet ayrımı olmadan bütün milletvekilleri tarafından alkışlandı. Bakan koronavirüsle mücadeleyi başarılı bir şekilde yürütürken, aynı zamanda iktidar ve muhalefetin desteğini almayı başarıyor.
İkinci alkış ise sağlık çalışanlarınaydı. Sağlık Bakanı, Meclis’te konuşmasını tamamladı ama yerine oturmadan önce, “Sağlık çalışanlarını alkışlamanızı istiyorum” dedi. Baktım, istisnasız tüm milletvekilleri alkışlıyordu. Sağlık çalışanlarımız alkışı fazlasıyla hak ediyorlar ama bu sadece alkışla sınırlı kalmamalı.
Sağlık Bakanı ile konuşmamızı aktaracağım ama birkaç gözlemimi daha paylaşmak istiyorum. Fahrettin Koca ile ne zaman karşılaşsak tokalaşırdık, bugün sosyal mesafeden “gönül selamı” ile selamlaşmakla yetindik. Bakan’a günde kaç defa elini yıkadığını sordum. “Birkaç saatte yıkamak lazım” dedi. Kendisi de öyle yapıyormuş. “2-3 saatte bir yıkıyorum” dedi. Bir de OHAL ilan edilsin gibi öneriler var. Sağlık Bakanı, “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” demekle bu işe yeni bir boyut kazandırdı.
Şimdi sizi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamaları ile baş başa bırakıyorum.
TESTLER DOKTOR SEVKİYLE YAPILACAK
Testlerin yapılacağını açıkladınız. Her isteyen istediği gibi yaptırabilecek mi, nasıl olacak?