Erkekler güzel, çekici, tutkulu, seksi ve bakımlı kadın isterler de, kadınlar yakışıklı, karizmatik, çekici, güçlü, seksi ve bakımlı erkek istemezler mi? Elbette ki, iç güzelliği önemlidir fakat insanın ağzının suyunu akıtan bir erkek ya da kadın görmenin, düşünce bazında ilk sırada geldiğinin de farkındayız. Biscolata reklamıyla kadınların ilgisini çeken erkekleri ve reklamı hatırlamayanız yoktur herhalde! Peki ya, Victoria’s Secret’ın Melekleri… Gülümsediğinizden eminim.
Yalnızca tadına bakmak istiyorum!
Öncelikle, sayısız ünlünün yer aldığı binlerce reklamdan sonra, kadınlara hitap eden yakışıklı ve çekici erkeklerin rol aldığı bir pazarlama stratejisi ile karşı karşıya kalmak oldukça ilginç... Demek ki, güzel yurdumun böyle bir reklamlara da ihtiyacımız varmış. Her kadın çikolata sever ve elini herhangi bir çikolataya uzatırken gülümser. Fakat daha önce abur cubur reyonlarından çikolata alırken hiçbir kadını “Tell me what can I do, I just wanna taste of you, you are my biscolata, my sweet biscolata…” diye mırıldanırken görmemiştim.
“Biscolata alana Biscolata erkeği bedava!” diye bir kampanya olmamasına rağmen, bu reklam kadınları mutlu etmeye yetiyor da artıyor bile. Bu esnada kadınlar her ne kadar sağlıklı yaşamayı, abur cubura göz kırpmamayı düşünseler bile Biscolata reklamlarından sonra olaya bakış açıları değişti. Cinsellik çağrıştıran bir reklam, satışları arttırıyor, işte bu nedenle reklam emperyalist politikanın yaygınlaşması olarak yorumlanabilir.
Çikolata mutluluğun simgesi,erkek ise çikolatanın simgesi...
Çikolata ve erkeğin yarattığı algıyı “Çikolata mutluluk verir!” ve “Erkek de mutluluk verir!” olarak algılamak zor olmasa gerek. Reklamda da baş gösterdiği gibi kaslı, çekici, güçlü ve seksi erkekler, yani çoğu kadının hayalini süsleyen erkekler, beyindeki serotinin seviyesini artırırken mutluluk hissi de vermekte. Aynı, kadınların erkeklere göre nispeten daha duyarlı olduğu mutluluk veren çikolata gibi… Tabii, kadınlar bu reklamı izlerken “Mutluluk senle yaşanır…” diyorlardır… Evet, çekici erkek algısının değiştiği bir zaman diliminde yaşıyoruz ve artık kadınlar güçlü kollara sahip, sempatik ama sert hatlı, çekici, seksi ve bakımlı erkekler istiyorlar. Kadınlar için erkeklerin göğüs, kol ve omuz kasları ilk sırada gelmeye devam ediyor. Kadınlar için yapılı kollar gücün simgesiyken, geniş omuzlar otoritenin yerine geçebiliyor. Geniş omuzlu ve güçlü kollara sahip erkekler kadınların bir numaralı korucu meleğiyken, karın kaslarına sahip erkekler yataklarının patronu, sağlam bacaklara sahip olan erkekler ise evlerinin erkeği gibi algılanabiliyor… Çok abartmamak kaydıyla, hepsine sahip olan bir erkek kadınlar için avcı ve koruyucu yerini alabiliyor. Biskolata reklamına göre erkekler, Biscolata erkekleri kadar heyecan uyandırmak ve partnerlerini daha çok mutlu etmek istiyorlarsa, bedenlerini zinde tutmalı, bakışlarına anlam yüklemeli, sempatik oldukları kadar güçlü olduklarını da hissettirmeli.
Victoria Secret'ın melekleri…
Onlar tüm erkeklerin rüyalarını süsleyen kadınlar… Neredeyse gelenekselleşen yılbaşı gecesi seksi şovlarıyla erkeklerin başını döndüren ve dudaklarını ısırtan alımlı, seksi ve güzel kadınları hatırlıyor olmalısınız. Victoria’s Secret markasını ve kızlarını bu kadar cazip kılan Victoria Döneminde cinselliğin tabu olmaktan çıkmasıdır. Bu, günümüzde de böyle değil midir? Cinselliği ön plana çıkartmaktan çekinmeyen, cinselliği önce kendi zevkleri için yaşayan ve kendine armağan olarak sunan kadınlar, her zaman seksapalitesi yüksek, alımlı ve çekici kadınlar değiller mi? Cinselliği tabu olarak görmekten vazgeçen, cinselliğin ayıp, yasak ve günah olduğu cinsel mitini hayatlarından çıkartan ve cinselliğin bir görev değil de, haz alma ve verme bilim ve sanatı olduğunu kabul eden bir toplum olmamız gerekiyor. Aslında bu tabloyu cinselliği bir tabu olarak görmeye devam eden erkekler, kadınlardan daha çok istiyor. Gözlerini bile kırpmadan bu alımlı kızları seyreden erkekleri gördükten sonra kadınlar zihinlerinde değişime yer vermeye karar vermiş olmalılar. O zaman, önce öz bakımda ve giyim stilinde, ardından bakışlarda, ifadede, davranışlarda ve ses tonunda ve bununla birlikte fiziksel görünüşte değişiklikler yapmaya başlamak gerekiyor. Dişil enerjiyi açığa vurmada başarılı olabilmek için sadece yatakta değil, günlük yaşamda, arkadaşlar arasında, iş yerinde, markete giderken ve her zaman kadınlar kadın olduklarını hissetmeli ve hissettirmelidir. Bunun için önce spor kıyafetlerinin sadece spor yaparken giyileceğini unutmamak şart! Victoria’s Secret Melekleri’nin sırrı feminenlikte saklıdır.
Pek çok kişi uzun süreli ilişkilerinde partnerine ve cinsel yaşam sürecine doyduğu için yeni tarzlar keşfetmeye kalkmaz ve cinsellik belli bir rutin dahilinde devam eder. Oysaki çiftlerin hayatlarında kışkırtıcı heyecanlar, yaramazlıklar ve merak uyandıran yenilikler varsa cinsellik inanılmaz keyifli bir eyleme dönüşebilir. İşte cinsel yaşamına heyecan katmak isteyen çiftler için CİSED Onursal Başkanı Cem Keçe’den tavsiyeler…
Hayat şartları, ekonomik krizler, iş yerinde yaşanan stres gibi faktörler içinizdeki seks ateşi söndürmüş olabilir. Çiftlerin cinsel hayatlarının monotonlaşması bu yüzdendir, ancak kader değildir. Bu durumu değiştirmek için odak noktanızı partnerinize zevk aldırmak olarak belirlemeniz ve onun zevk eşiğini keşfetmeniz gerekir. İşte bu her şeyi değiştirebilir ve ilişkiniz ister ilk günlerini, ister ilk yıllarını, ister onlu yıllarını yaşıyor olun, şehvet derecenizi her daim yüksek tutmanızı sağlayabilir.
Cinsellik için mutlaka zaman ayırın. Ne kadar yorgun olursanız olun, eğlenmek için kendinizi motive edin, pişman olmazsınız. Cinsellik yaşandıkça cinsel arzu ve istekleriniz, partnerinize olan tutkunuz artar. İşte cinsel hayatına heyecan katmak isteyenlere ilginç fikirler...
Aşk oyunları oynayın...
Rutinleşen güvenlik çemberinizden çıkın. Sürpriz davranışların etkisini göz ardı etmeyin. Belden aşağı konuşmalar yapın ve ara sıra partnerinizin kulağına erotik sözler fısıldayın. Hatta gizli ve bir tek kendinize ait bir cinsel sözlük oluşturun. Kulağına fısıldadığınız kışkırtıcı cümlelerle sevişmeyi beyninde başlatabilirsiniz. Çünkü kadınlar duyduklarından, erkekler ise gördüklerinden daha fazla tahrik olurlar. Birlikte erotik içerikli filmler seyredin, bakışlarınızla birbirinizi tahrik edin. Birbirinizi cinsellik objesi olarak değerlendirin ve seksi olmaya çalışın. Gündüz, mesai saatleri sırasında sevgilinize mesaj atıp, onu ne kadar arzuladığınızı ve ona neler yapmak isteğinizi anlatın, telefonlarınıza kışkırtıcı mesajlar gönderin. Beklendiği anlarda ona olan arzunuzu gösterin. Ara sıra yavaşça ve tutkulu bir biçimde üzerine yürüyün ve onu duvara yapıştırın veya duş alırken siz de duşun altına sokulun. Sürpriz hareketiniz eski heyecanın yeniden yaşanmasını sağlar. Sınırları zorlamak ilk başta zor gelebilir ama sonra bu oyunları heyecanlı bulabilirsiniz.
Asırlardır çok büyük anlamlar yüklenen penis, kadınların erkekler konusunda tercihinde olduğu kadar erkekler arasındaki güç gösterilerinde de oldukça büyük önem arz ediyor. Doğru bilinen yanlışlar nedeniyle, pek çok kadın ve erkek tabularını yıkamadığı için hem cinsel yaşamlarında hem de sosyal hayatlarında hüsrana uğruyorlar. Oysa ne adamlık ne erkeklik ne de cinsel mutluluk peniste saklı değil...
Penisle erkek olunmaz!
Toplumsal genel yargılar ve kültür, çok yanlış bir şekilde hem adamlığı ve erkekliği penisle eşleştiriyor hem de cinselliği ayıp, yasak ve günah olarak kodlayarak gizlenmesine çanak tutuyor. Hal böyle olunca, erkeklerin davranış biçimlerini belirleyen ana özellikleri olan sertlikleri, adamlıkları, saygınlıkları, erkeksilikleri, güçlülükleri, dobralıkları ve koruyuculukları, kendilerini cinsel yönden ispatlamaya çalışmayla bir tutuldu. Bu yanlış “Erkek cinsel gücünün simgesi penistir!” düşüncesiyle günümüze kadar geldi. Fakat erkeklik ve adamlık kavramları hiç de böyle değil…
Adam dediğiniz...
Can Yücel’in de dediği gibi, erkek dediğiniz kadınını elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak. Kadın bilecek ki, emin ellerdeyim. Adam diyebildiğiniz adamın yanında rahat olacaksınız. Adam dediğiniz ince olacak, kadınını onun kadar düşünecek. Adam dediğiniz ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verebilecek. Vurdulu kırdılı, küfürlü davranışlar sergileyen, maço tavırlı kişi değildir adam. Adam dediğiniz, kadınının ruhunu okşamasını bilecek, romantik olacak, kimi gün habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek ve güzel günleri unutmayı marifet saymayacak. Kadını sırf onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyip kuşandığında, hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak. Adam dediğiniz cesur olacak fakat bu cesurluğunu kadınına karşı değil, “Seni seviyorum!” derken korkmayarak, başka şeylerin ardına gizlenmeyerek yapacak. Adam dediğiniz, “Özlüyorum!” diyorsa gelecek, “Kaybetmek istemiyorum!” diyorsa kaybetmeyecek. Adam olan “Seviyorum!” dedikten sonra bir sonraki perdede kaçmayacak…
Penisin boyu değil işlevi önemli!
Toplumsal ve ahlaki değerlerin yerleşmesinde önemli yer tutan penis boyu tabusu, “erkek”, “erkeklik” “adam”, “adamlık” ve “güçlü adam” kavramlarıyla özdeşleşti. Yine insanlık bu tabunun ve fetişe dönüşen organın penceresinden olaylara bakma aptallığına kapıldı.Çünkü erkek soyunduğunda sahnede olan kendisi değil penistir. Penis boyutu günümüzde iyi eğitim almış kişiler arasında bile güç ve otoritenin göstergesi olarak kabul edilebiliyor. Çünkü penis boyu çok yanlış bir şekilde erkek cinselliğiyle özdeşleşti ve cinsel hazzın garantisi olarak algılandı ve erkeklik gücü daha doğrusu bir güç sembolü haline geldi.
Aslında bu durum doğru değil ve penisin bir standardı yok. Çünkü kadında döllenmenin olabilmesi için erkeğin spermlerinin kadın vajinasının arkasına ulaşabilmesi gerekiyor. Bunun için ise 10 cm ve üzerinde bir penis boyu yeterli oluyor. Ama unutulmaması gereken şudur: “Cinsellikte penisin boyundan çok işlevi önemlidir.” Yüzyıllardan beri penis boyu ile erkeklik gücü arasında bir bağlantı kuruldu. Böylece erkeğin penisi ne kadar büyükse yatakta da o kadar iyi olacağı düşünüldü. Oysaki penis boyu cinsel ilişkide çok da önemli değil. Çünkü kadının asıl zevk kaynağı vajinanın 1/3’lük giriş kısmı ve klitorisidir. Dolayısıyla, penisin uzunluğu ile işlevi arasında herhangi bir bağlantı olmadığı gibi erkeklik, güç, sertlik, adamlık, saygınlık, dobralık ve koruyuculuk gibi karakteristik özellikler arasında da herhangi bir bağlantı yok.
Erkeklerin cinsel hayatlarındaki en büyük kabuslarından biri de hiç kuşkusuz erken boşalmadır. “İstatistiklere göre, ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her on erkekten yedisi hayatının bir döneminde erken boşalma sorunu yaşamaktadır” diyen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, erken boşalmayla ilgili bilgiler verdi.
Peki, erken boşalma tanısı nasıl konuluyor? Erken boşalmanın tanı kriterleri neler? Erken boşalma bir hastalık mı? Erken boşalmanın bir tedavisi var mı? İşte yanıtları…
Erken boşalma tanı kriterleri
Erken boşalma, erkeğin boşalma refleksi üzerinde istemli kontrolünün olmaması durumudur. Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, çok az bir uyarılmayla, kişinin istemesinden önce, vajinaya girme öncesi, girer girmez ya da hemen sonra boşalma olması erken boşalma olarak tanımlanıyor.
Erken boşalmanın en iyi profesyonel tanımı; yaşadığı cinsel ilişkilerin çoğunda, erkeğin ne zaman boşalacağı üzerine gönüllü ve bilinçli kontrolünün olmamasıdır. Diğer bir değişle, erken boşalmada önemli olan süre değil, boşalma refleksi üzerinde dolaylı olarak istemli bir denetimin olup olmamasıdır. Denetimsizliği tanımlamada “erken” sözcüğü uygun olmadığından, “erken boşalma” yerine “denetimsiz boşalma” ya da “istemsiz boşalma” terimlerinin kullanılması daha uygun olacaktır. Bu nedenle, erken boşalma her ne kadar cinsel bir hastalık veya yetersizlik gibi görülse de, aslında bir hastalık olmayıp, cinsel bir uyumsuzluk, cinsel işlev bozukluğudur. Çünkü cinsel ilişkide en önemli şeylerden biri çiftin uyumudur. Dolayısıyla, erken boşalma tanı kriterlerini şu şekilde açıklanabilir:
Cised Onursal Başkanı Cem Keçe, uzun süreli ilişkileri tutkuyla sürdürmek için yapılması gerekenleri Kadim Aşk Öğretileri kitabında anlattı. Bu kitap aşk hayatınızı canlandıracak!
Aşk, evlilik ve yakın ilişkiler kadim bir kervan yolculuğudur. Bu anlamlı yolculukta tahmin edilemeyecek kadar güzel anların yanında hesaba katılamayan sorunlar da yaşanabilir. Önemli olan kervanı yolda düzmektir, bu süreçte fazlalıklar atılabilir, eksikler tamamlanabilir.
Duygularla mantığı, aşkla arkadaşlığı dengede tutabilen çiftler bu yolculukta mutlu olabilir. Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, vefa, şefkat, tutku ve karşılıklı saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olabilir. Uzun süreli ilişkilerde tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bu tür bir kendini geliştirmenin 5 ana bileşeni;
* Açık iletişim kurma,
* Güç ve iktidar savaşlarından vazgeçme,
* Partnere dokunma,
* Suçlamak yerine sorumluluk alma ve
Hem zihinsel hem de fizyolojik olarak nasıl ki erkek ve kadın birbirinden ayrıysa, aşk ve cinsellik konusundaki beklentileri de farklıdır. Bu nedenle, “Kadınlar için romantizm ne demek?” diye soru sormak yanlış bir kullanımdır. Çünkü romantizm, çoğu zaman bir kadın tarafından adlandırılan ve kadına özgü olan bir zihin durumu olarak algılanır. Romantizm, kişinin aşkı ve cinsel coşkuyu bulma biçimidir. Erkeklerin anlam yüklediği ve kadından beklediği erotizm de, aşka yönelik tüm duyguları içeren ve aslında romantizmden daha yoğun olan bir duygu bütünüdür. Erotizm de, aşk, şehvet, cinsel tutkular, düşler, arzular, sahiplenme duygusu gibi romantizmde genellikle ön plana çıkmayan pek çok duygu tipi var. Aşk tanrısı Eros’un adından türeyen erotizmin temelinde, sanılanın aksine seks değil sevgi ve aşk tutkusu yatar. Erkek ya da kadın, çiftin her ikisinin de karşılaştığı problemlerin nedeni romantizm ya da erotizm terimlerinin ayrımı değil, çiftin duygularını birbirine ifade edememe durumundan kaynaklanan beklenti ve ihtiyaçların anlaşılamaması ve giderilememesidir.
Kadının gözünden ideal erkek...
Bugünün kadınları güçlü, özgür, çok daha alımlı, zeki ve cinsel özgürlüğe sahip olsalar da hala duygusal yönden hala tanrıçalarmış gibi ilgi gösterilmesinden, şövalye misali korunup gözlenmekten hoşlanıyorlar. Bu nedenle kadınlar hem cinsleriyle sürekli olarak rakip halinde olmaktan hiç vazgeçemiyorlar. Bir kadın için çekici erkek mutlaka bir başka kadın tarafından beğenilmeli, tercih edilmeli fakat sadece onun olmalıdır. Bu his kadının bir numaralı haz kaynaklarından biridir. Ayrıca, kadına göre, erkek dediğin güçlü ve lider özellikte olmalı, kendine güvenmeli, partnerine ve sevdiklerine kol kanat germelidir. Kadınlar için diğer bir önemli arayış da, sırtlarını dayayacak bir erkek bulabilmektir. Bunun için hem güçlü, hem de iyi bir statü sahibi olmak yetmiyor. Bunların yanı sıra, erkeğin karizmatik olması, istek ve arzularını belli etmesi, övgü sözcüklerine yer vermesi ve değer verdiğini hissettirmesi gerekiyor.
Erkekler ne ister...
Her ne kadar, erkekler için “Aşksız seks, nikâhsız çocuk isterler!” yakıştırması yapılsa da, erkekler de etten kemikler yapılmış, duyguları ve hisleri olan canlılardır. Erkekler genellikle kadınlar için büyük jestler ya da sürprizle yapmayı beceremeseler de, kadının sorumluluğunu alma bilincine sahiptirler ve kadının hayatını kolaylaştırmak için vardırlar. Kadının sevgisinden, bağlılığı ve sadakatinden emin olmak isteyen erkekler, partnerleri tarafından takdir edilmek, onaylanmak, güvenilmek, sevilmek ve kendilerine ihtiyaç duyulduğunu hissetmek isterler. Sahiplenme duygusu olan hemen hemen her erkek yanında olduğu kadın tarafından beğenilmek ve kendisine hayran olunduğunu görmek ister. Erkekler bunu göremediği zaman, aynı kadınlar gibi mutsuzluğa sürüklenirler. İlgi görmek ve göstermek hem erkek hem de kadın için başlı başına bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçların karşılanmadığını gören ya da hisseden kadın veya erkek kendini dışlanmış, yalnız ve mutsuz hissedebilir.
Çiftler genellikle, seks esnasında gürültü yapmayı veya sesler çıkarmayı sever ve küçük bir yaramazlık olarak görür. Yapılan bir araştırmada, pornografik resimlere bakan erkeklerin, fotoğraflardaki kadınların yüzlerine, vücutlarının cinselliği çağrıştıran bölümlerine daha çok baktıkları görülmüş. Bunun sebebi, kadınların yüzünde zevk aldıklarına dair izler aramalarıdır. Ancak bazı çiftler yatak odasına gürültülü seks yapmaktan hoşlanırken, bazıları da komşuları uyandırmamak için sessiz olmayı tercih edebilir. Çıkan gürültüden rahatsız olanların gece vakti polisi aramaları, git gide artan araştırmalar dâhilinde, çok daha yoğun ve tatmin edici bir cinsel yaşam için ödenebilecek küçük bir bedel gibi görünüyor. Ancak bilim adamları gürültülü seksin bir dizi yolla cinsel zevki artırdığını söylüyor.
Öncelikle, gürültülü seks yapan ve mahremiyetini sessizlikle örtmeye çalışan kadın ve erkekler üzerinde yapılan araştırma raporlarına göre, cinselliğini seslerle süsleyenlerin cinsel açıdan daha çok tatmin oldukları gerçeği ortaya çıkıyor.
İnleme, bağırma, çığlık atma gibi gürültülü seks içerikleri cinsel aktarıma yardımcı olan sözsüz bir iletişim şeklidir. Bunun nedeni, gürültülü seksin partnerle iletişimi ve uyumu artırmasıdır. Ayrıca, cinsel yeterliliğini temsil eden gürültüler, kişinin partnerinin cinselliğini ve çabalarını takdir ettiğinin de göstergesi gibi algılanıyor. Bunu psikolojik bir bakış açısıyla değerlendirecek olursak, gürültüler tatmin edici eylemler olduğu için muhtemelen olumlu artışlar meydana getirerek, seksin keyifli hale gelmesini sağlıyor olabilir. İkinci olarak, heteroseksüel çiftler arasında yapılan bir araştırma sonucuna göre, seks sırasında kadınların yaptığı inlemelerin erkek boşalmasını hızlandırıcı sesler olduğu görülüyor. Kadınların bunu bildiği ve kendi çıkarları için kullandıkları düşünülüyor.
Örneğin; bir çalışmada, 71 heteroseksüel kadının seks sırasında çıkardıkları seslerden etkilendikleri raporlanmış. Kadınlar bu sesleri (bilim adamlarının değişiyle “kadınların çiftleşme sesleri”) sadece cinsel ilişki sırasında ve öncesinde çıkararak, partnerlerinin boşalmalarını sağladıklarını düşünüyorlar.
Seks sırasında çıkardıkları seslerin seksle kısıtlı olduğunu söyleyen kadınların üçte ikisi bunun eşlerinin kararına bağlı bir eylem olduğunu söylüyor. Sonuçta gürültülü seks ve cinsel memnuniyet üzerine yapılan araştırmalarda, cinsel ilişki sırasında gürültü yapmayan çiftlerin cinsel iletişim ve cinsel becerilerinin düşük, endişelerinin fazla olduğu görülüyor. Dolayısıyla, bu bilgilerin doğru olduğu düşünüldüğünde, sekste iyi olan insanların gürültülü olma eğiliminde olduğu, diğerlerinin ise seksle ilgili herhangi bir gelişimlerinin olmadığı gibi yanlış bir sonuç ortaya çıkabiliyor. Ancak gerçekte gürültülü seks bazen bir seçimdir, bazen de içten gelen bir davranış.
Sonuç olarak, araştırmalar yatak odasında gürültü yapmanın her zaman kötü bir şey olmadığını ortaya koyuyor.
Bir kadın bir erkekten ilgi ve alaka bekler, güvenilir olmasını ister, cinsel açıdan yetebilmesini ve duygusal bakımdan dayanıklı olmasını diler. Günümüz koşullarında her ne kadar kadınların cinselliği konuşabilmesi ve açık olması beklense de, tarih boyunca süre gelmiş cinsel mitler hâlâ kadınların geri adım atmasına neden oluyor. Yatak odalarında hâkim olmaya devam eden, “Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır!” cinsel miti nedeniyle pek çok kadın sevişme sırasında pasif olmayı seçiyor ve cinsel ilişkiye başlamayı erkeğe bırakıyor. Oysaki bir kadın erkek tarafından baştan çıkarılmayı, gizli zevkler yaşamayı, erkeğinin isteğini belli etmesini, sevgi ve şefkat göstermesini, sarıp sarmalamasını, davranışının güven ve umut vermesini ister ama bu isteklerin erkekte de olabileceğini genellikle düşünmez. Her ne kadar birçok genç kız, erkeklerin sadece cinsellik peşinde koştuğunu düşünse de durum hiç de öyle değil. Unutmayın, erkekler de etten kemikten yapılmış, arzuları, duyguları ve hisleri olan varlıklardır. Erkekler de zaman zaman beğenildiğini ve arzulandığını hissetmek isterler, cinsel açıdan tatmin edilmeyi ve ilgiyi beklerler ve bunları göremedikleri zaman da mutsuzluğa sürüklenirler. Çünkü sevgide en güzel şey yaşamak, yaşatmak ve dokunmaktır. Erkeklerin de, aynı kadınlar gibi ilgiye ihtiyacı olduğunu anlayıp, su verdikçe yeşerdiği fikri benimsendiğine göre, şimdi bu konuda neler yapılabilir, bir bakalım…
Aşk oyunları oynayın...
Özellikle uzun süreli ilişkilerde başını alıp gitmiş monotonluğa bir tasma takmanız veya onu hayatınızdan çıkartmanız ilk adım olmalıdır. Elinizden hiç düşürmediğiniz o cep telefonunuzu bugün itibariyle elinize, evdeki eksik listesini sıralamak ya da sadece “Nasılsın?” demek için değil, erkeğinizi ne kadar çok arzuladığınızı ifade etmek için alın. Bu gün atacağınız iç gıdıklayıcı bir mesaj, erkeğinizin tüm gün sizi düşünmesini sağlayabilir. Zamanın bir an önce geçmesi için geri sayıma başlamış erkeğinizi, evde seksi bir şekilde ve alışılmışın dışında bir yemek masasıyla karşılamanız ya da sizi iş çıkışı almaya gelen erkeğinizi seksi bakışlar ve dudağına konduracağınız uzun bir öpücükle ödüllendirmeniz, evde yaşayacağınız doyumsuz seksin alt yapısını oluşturmaya yetecektir.
Bu seksepaliteyi arabada ya da evde, erkeğinizin hiç beklemediği bir anda yapacağınız anlık seksi dokunuşlarla körükleyebilirsiniz. Dokunuşlarınızın hafif ve anlık olması yani devamında cinsel birleşme yaşanmaması, erkeğinizi heyecanlandıracak, onu siz ve yatak odanızdan başka bir şey düşünmez bir hale getirecektir. Ayrıca yemek hazırlamak gibi günlük rutin işlerinizi yapmaya devam ederken, erkeğinizin peşinizden geldiğini ya da yanınızdan ayrılmadığını göreceksiniz. İlk adımı atarak sevginizi, isteğinizi ve arzunuzu erkeğinize belli ettiniz. İnanın bu erkeğinizin hevesle beklediği bir şeydi…
Erkekler takdir ve onayı sever...
Sıra şimdi ikinci adımda… Siz kadınlar aslında içgüdüsel olarak erkeğinizin dikkatini nasıl çekeceğinizi, onu baştan çıkarmasını, cinsel isteğinizi belli etmesini ve davranışlarınızla umut vermeyi çok iyi biliyorsunuz. Ama ne yazık ki bunu genellikle bir erkeği elde etmek istediğinizde ya da bir başka kadınla rekabet ettiğinizde uyguluyorsunuz. Erkeklerinizden nasıl ilgi, alaka, sevgi, tatlı dokunuşlar ve bakışlar bekliyorsanız, erkeklerinizin de sizden arzu dolu bakışlar, sevgi dolu sözler, cinsel heyecan uyandırıcı hareketler beklediğini asla unutmayın. Şimdi tekrar gün içindeki yaşamımıza geri dönelim ve kaldığımız yerden devam edelim… Mutfakta yemek hazırlarken dibinizde biten erkeğinizin gözlerinin içine bakarak ve ona dokunarak, omuzlarının genişliğinin ve karnının düzlüğünün ne kadar çekici olduğunu, boynuna yaklaşarak teninin kokusunun istek uyandırdığını söyleyebilirsiniz. Takdir ve onay bekleyen her erkeğin kendinde beğendiği bir yön mutlaka vardır, onu bulun ve söze koyun. Yemek boyunca gerek güncel konulardan gerekse cinsel ilişkinizden konuşarak, kendinizi ve erkeğinizi biraz sonra yaşayacağınız doyurucu sekse hazırlayın.