Yalçın Bayer: Gazan mübarek olsun Uras

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

GAZAN mübarek olsun Sayın Boray Uras... Seyahatin sırasında birlik olması gerekenler hemen hemen yoktu. Fakat bilesiniz ki, 65 milyonun kalbi sizinle birlikte attı.

Sizin trafik yasasının çıkarılması hakkındaki talebiniz de Bağdat Caddesi'ndeki hız delilerinin, trafikte sarhoş sürücülerin miktarını azaltamayacaktır. Çünkü trafik faciasında bir yılda kaybedilen insan sayısı, sizin ve sizinle birlikte bir ulusun kalbini yakan birkaç evladımızdan ibaret değildir.

Büyük Atatürk devri ve o devri takip eden kader arkadaşı rahmetli İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı devrinden sonra bir santim demiryolu yapılmaması ve mevcut demiryollarına bir çivi çakılmamış olması, bütün mal ve can taşımalarını karayolları vasıtalarına terk etmiştir. Dolayısıyla karayolları vasıtaları, büyük bir keşmekeş içerisinde her yıl binlerce can kaybına ve miktarı ölçülemeyecek kadar milli servet ziyanına yol açmaktadırlar.

Bu memleketin 800 km. civarında olan demiryollarına söz konusu devirden sonra bir metre ilave yapılmamıştır.

Bağdat Caddesi'nde iki sevgili yavrumuzun kaybı ile sorumlu bulunan hız delisi gencimizin suçundan başka milyonlarca vatandaşımızın can kaybına sebep olan devlet büyükleri ve parlamenterlerimiz, üzerlerindeki suçun büyüklüğünü göz önüne alarak bugünden itibaren demiryolu seferberliğine başlamalıdırlar.

Başlamalıdırlar ki, on yılda demirağlarla yurdu ören zihniyet, 75 yılda hakikaten demirağlarla yurdu ören zihniyete dönebilsin.

Evet Sayın Boray Uras, başladığın gazan mürarek olsun ve diyelim ki gazanı dikkate alarak harekete geçecek ilgililer, yukarıda belirttiğimiz durumları da göz önüne alarak birkaç kişinin acı ölümünün yanında binlerce trafik kurbanının acısını da hissederek anayurdu demirağlarla örme seferliğine yeniden başlasınlar.

(Sayın Uras, trafikle savaş için toplumsal bilinçlenme adına demiryollarının önemine dikkat çekmek üzere dün trenle yurdu dolaşacağını açıkladı.)

ÊMuammer TONANBAY-TCDD

Emekliler Derneği Genel Başkanı

Ata'ya rant ihaneti

- MAREŞAL Fevzi Çakmak Caddesi, Anıtkabir'in Bahçelievler semtine bakan kısmında Anıtkabir'in tam karşısıdır. Bu cadde üzerinde bütün binalar üç katlı iken ve bildiğim kadarıyla üç kattan fazlasına ruhsat verilmezken, şimdilerde M.F.Çakmak Caddesi'nde 7 katlı ve 8. kat olarak bir çekme katı da bulunan bir heyula, bir çirkinlik abidesinin karkası dikildi. Her şeyi mahvedenler, burada Ata'ya saygısızlıktan geri kalmıyorlar. Konunun üzerinde bizler, sizler durmazsanız iş işten geçmiş olacak.

Dr. Ali Fikri AYHAN-ANKARA

Şaban olayından

ders almak gerek

‘‘Melek Şaban’’ olayında uçakta onunla beraber otuza yakın sanatçı, ayrıca bir o kadar da yolcu bulunurken ve büyük ihtimalle, o insanların hepsi lise veya üniversite mezunu iken, kalp krizi geçiren bir insana nasıl yardım edilir bilmiyorlar, yardım da edemiyorlar. Sadece iki kaptan asker kökenli olduğu için bunu biliyor ve yardımcı olmaya çalışıyor. Belki onun müdahalesi geç kalıyor. Anında yapılması gerekenler yapılamıyor.

Medya yargılıyor, öyleydi-böyleydi diye...

İkinci kaptan eğitimini almış, insanların hayatta kalmalarını sağlayan yolları deniyor ve yardımda bulunmaya çalışıyor. Ben biliyorum, uçaktakiler de bilmiyorlar.

İnsan ömrü içinde belki bir-iki kez karşılaşılabilecek olay, ama can kurtarıcı bir olay.

Şaban olayı medyatik olduğu için gündeme geldi. Bu tür müdahale belki size veya bana da lazım olacak. Belki de şu an kaç kişiye lazım?

Evet, insan ömrü içinde belki bir defa ya da hiç kullanma fırsatı olmayacak bu bilgileri öğrenmek çok mu zor?

İnsanlarımız okullarımızdan yetişiyorlar biliyoruz. Lise ve dengi okullar ile üniversitelerimizde bu konuda uygulamalı eğitim vermek zorunluluk haline gelmiştir diye düşünüyorum.

Halil ELBİRLİK-İSTANBUL

Not ortalamasında

sıkıntılar sürüyor

ortada

çözüm yok

‘‘EĞİTİM'de siyah-beyaz ayrımcılığı’’ (1.7.2000) başlıklı yazınız için teşekkür ederim. Ayrıca şu hususları da belirtmek isterim.

Olaya kanun adaleti açısından bakıldığında ‘‘bir uygulamanın içinde bulunanlara uygunlanan kurallar değiştiğinde o uygulamanın içinde olan kişilerin lehine olan kurallar o kişilere uygulanır’’. Dolayısıyla yıl ortasında çıkarılan yönetmelikle sınıf geçme not ortalamasını 3'e yükselten yönetmeliğin 2000-2001 öğretim yılı için uygulamaya sokulması gerekir. 1999-2000 öğretim yılı için ise öğretim yılı başlangıcında geçerli olan yönetmeliğin, yani sınıf geçme not ortalamasının 2.5 olarak belirlenen yönetmeliğin uygulanması gerekir.

Bu uygulama ve adaletsizlik nedeniyle çocukları böyle durumda olan binlerce aile mağdur olduğu gibi, bir öğrencinin devlete yıllık maliyetinin 1 milyar TL civarında olduğu düşünüldüğünde yanlış olarak yapılan bu uygulamadan devletin zararının da ne kadar büyük boyutta olduğu aşikárdır. Bu açıdan böyle durumdaki ailelerin ve bir nevi devletin mağduriyetinin önlenmesi için:

- Bu yıl Anadolu Liselerinde (özellikle baraj sınıfı olması nedeniyle Lise 1 yani 9. sınıfta) okuyan öğrenciler için öğretim yılı başında geçerli olan yönetmeliğin bu yıl uygulanması sağlanarak sınıf geçme not ortalamasının 2.5 olarak uygulanması gerekmektedir.

- Baraj sınavı olması nedeniyle borçlu geçmenin mümkün olmadığı Lise 1. sınıflar için eylül ayında sınav hakkı verilerek bu öğrencilere bir şans daha tanınmalı ve mağduriyetlerinin giderilmesi sağlanmalıdır.

Hikmet GÜLAY-Giresun Cumhuriyet Başsavcısı

Kantin mafyası

ANKARA'dan bir faks notu: Başkentin göbeğindeki MEB okullarının % 90'ında kantincilerden resmen haraç yiyen, yiyemezlerse kantincilerin işini bozmak için ellerinden geleni artlarına koymayan okul müdürleri ve yardımcılarını şikáyet eden, ancak ‘‘ben okul müdürlerinin amiriyim’’ diyerek bu şikáyetleri ciddiye alan bir yetkili var mıdır?

Başkentte durum buysa taşranın vay haline!

Zaten duymadığımız bir tek 'Kantin Mafyası' kalmıştı...

Milli Eğitim Bakanı'nın bilgisine...

GÖKÇEADA'da ilçe merkezi haricinde hiçbir yerli GSM şebekesinin çalışmaması dikkatimi çekti. Buna karşılık üç Yunan GSM şebekesi adanın her yerinde hizmet verebiliyor. Radyolar da aynı şekilde. Bu konuda duyduğum üzüntü ve utancı sizinle paylaşmak istedim. Bu adayı telefon şebekeleriyle donatmak ve adanın her yerinden Türkçe yayınların izlenebilmesini sağlamak bu kadar zor mudur? TRT'nin hizmet anlayışı bu mudur? Özel GSM şebekelerinin hizmet anlayışı bu mudur? Uzayda uydularımız dolaşırken Gökçeada gibi turistik ve stratejik bir bölgeyi bu kadar ihmal etmek doğru mudur?

.Opr. Dr. Atilla YILDIRIM

Yazarın Tüm Yazıları