Trafik sigortasında ciddi bir mağduriyet

TÜRKİYE’de alınan önlemlere rağmen trafik kazaların önüne maalesef geçilememektedir. Bu kazalar geride ana-babadan tutun, aile yakınlarına bile yaşamda büyük sıkıntı yaratmaktadır.

Haberin Devamı

Bilindiği gibi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda kara yollarında trafiğe çıkan bütün araçlara Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) yapılmaktadır. Bu önemli bir sigortadır. Üzücü kazalar sonucunda hayatını kaybeden insanlarımıza bu sigorta kapsamında Destekten Yoksun Kalma tazminatı ödenmektedir. Bu kapsamda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2006 ve 2007 yılında vefat edenlerin tek taraflı kazalarda ve kendi kusurları sonucunda yaşamlarını kaybetmeleri halinde dahi kanuni varislere tazminat ödenmesine karar vermişti. Ancak yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 15 Temmuz 2008 yılında bu uygulamanın tam tersine olacak ve binlerce insanı mağdur edecek şekilde farklı bir karar vermiştir.

Bu durumda birçok insanımız sigorta şirketleri tarafından son derece haksız bir muamaleye maruz kalmışlar ve mağdur edilmişlerdir. Hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olmadığını değerlendirdiğimiz bu durumun düzeltilmesini ve bunca insanımızın mağduriyetinin giderilmesini beklemekte ve bu konuda desteğinizi beklemekteyiz.

İbrahim Türkeş KOCA

Gözler DSP’de

MALİ müşavirler ve yeni mali müşavirlerin odası TURMOB Genel Kurulu dün başladı. Masum Türker, DSP Genel Sekreterliği’nden ayrılarak TÜRMOB’un başkanlığına aday oldu. Demek ki, Türker de DSP’den umudunu kesti ve siyasetten çekildi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de, Deniz Baykal’ın konuşmasından sonra TV’cilerin salondan ayrılmak üzere hazırlandığını gördüğünde biraz sitemli bir şekilde "Bize de AA yeter" dedi. Dün genel kuruldan telefon eden bir dostumuz, bize bunları anlatırken, "Baykal’ın Eskişehir Belediye Başkanı DSP’li Yılmaz Büyükerşen’le görüşmesi gerekir" dedi.

"Karayalçın büyük bir özveri gösterdi. Duyduğumuza göre Baykal’la başbaşa verip işi bitirmişler. Öyle alt komitelere atmamışlar bu işbirliğini... Karayalçın’ın, Ankara adaylığı neredeyse kesin gibi... El sıkışmışlar. Karayalçın’ın, Baykal’la görüşmesinde, SHP’li Dikili ve İskenderun’daki üç belediye başkan adaylıkları üzerinde anlaşma sağlandığını biliyoruz. Salı günü Karayalçın, Zeki Sezer’le görüşecekmiş; aynı modeli Karayalçın, Sezer’e anlatabilir.

Karayalçın, deneyimli bir siyasetçi... Başbakan Yardımcılığı, Belediye Başkanlığı’ndan sonra böyle bir adaylığı üstlenmesi Türk siyasal yaşamında ilk kez karşılaşılan bir özveri örneği. Ancak Melih Gökçek’e karşı başarılı olunmasının tek koşulu daha önce yaşanan -DSP’nin aday çıkartması- durumun bu kez daha yinelenmemesi...

Bunun için bütün gözler DSP ve Sezer’de... Eğer ille de aday çıkartacağım inadında ısrarlı olunursa, Gökçek’in 4. kez başkan olması içten bile değil... Ankara’nın adı bundan sonra ’Gökçek-Kent’e dönüşecektir... Burada CHP’ye de görev düşmektedir. Geçen seçimde olduğu gibi Eskişehir, Ordu, Bartın, Lüleburgaz’daki (CHP’ye geçti) gibi kentlerde CHP’nin ’siyasi araziyi’ boşaltmasıdır. Yoksa bunun vebalini DSP çekecektir. Bu nedenle gözler DSP’dedir. Kamuoyu solda bir heyecan beklemektedir."

İstanbul CHP karıştı

Bahçeşehir ilçe başkanlığına yapılacak atama nedeniyle CHP karışmış. İl Başkanı Gürsel Tekin, ilçe örgütünü oluşturma görevini işadamı Mehmet Kaban’a vermiş... İki aydır örgütlenme çalışmalarını sürdürürken, Kaban’a bazı kişiler "Sana ilçe başkanı değil, belediye başkanlığı için destek verelim" demişler. Bu arada, CHP’ye katılan Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın ise MHP’li eğilimli olduğu söylenen Av.Ahmet Necati Erdem’in atanmasında israrlıymış... Bu durum il’de sıkıntı yaratırken, bazı PM üyelerinin de ikiye ayrılmışlar. ANAP’dan gelen Aydın’ın istifa edeceğim demesi de, bu konuda Kaban’ı görevlendiren il başkanının tavırsız kalışı da o kadar yanlış... Önümüzdeki günlerde Belediye Başkan adaylarının tespitinde görün CHP’yi bir de...

’Nutuk’ okumak ve Ergenekon

ADD Antalya Şube Başkanı Mustafa Durna yazıyor:Gazi Mustafa Kemal Atatürk, büyük söylevinin (Nutuk) sonunda Gençliğe Hitabe’sini 20 Ekim 1927 tarihinde okumuştur. Gençliğe Hitabe, Atatürk’ün Türk ulusuna bıraktığı emanetine yönelik ulusal vasiyetidir. Bilindiği gibi 20 Ekim 2008 tarihinde ’Ergenekon’ adı verilen dava başlıyor.

Biz pazartesi günü Gençliğe Hitabe’den ne anladığımızı ve Ergenekon davasına ilişkin görüşlerimizi açıklayacağız.0Bu öneriyi Başkent Üniversitesi öğretim üyesi İsmet Görgülü yapmış... Görgülü diyor ki:

"Atatürk, Nutuk’u bitirirken der ki: "Efendiler bu nutkumla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum." Ata neyi, kime emanet ediyor? Milli varlığı, bağımsızlığı ve devleti, Türk gençliğine emanet ediyor. Peki Türk gençliği kimdir? 20-30 yaş grubu mudur? Yaşı genç olan mıdır? Yanıtını Ata’dan alalım: "Benim anladığım gençlik, bu devrimin fikirlerini ve ideolojisini benimseyip gelecek kuşaklara götürecek kimselerdir. Benim nazarımda 20 yaşında bir yobaz ihtiyardır, yetmiş yaşında bir idealist de güçlü bir gençtir."

Biliyor musunuz

CHP İstanbul eski İl Başkanı Ali Özcan’ın, eğer CHP Genel Merkezi ’önseçim’ kararı alırsa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığa soyunacağını... ESENYURT’un AKP’li Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun, hakkındaki yayınları nedeniyle ’Gelecek’ gazetesinin sorumluları Hüsamettin Erbaş ve Cihan Güner’i Büyükçekmece Savcılığı’na şikayet ederek, CHP’den Belediye Başkanlarını yeniden açıklamış olan tutuklu Dr. Gürbüz Çapan’dan dolayı ’Ergenekon Soruşturmasının’ selameti bakımından adı geçen gazetenin suç teşkil eden yayınların engellenmesi bakımından tedbir kararı alınmasını istediğini...

GÜNÜN SÖZÜ

"Cesur olmanın, hukuksuzluklarla hukuk yoluyla savaşmanın tam zamanıdır."

(Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş)

Haberin Devamı



TÜRKİYE, BM Güvenlik Konseyi’ne geçici üye olmuş.

Cumhurbaşkanı Gül, "Uluslararası toplumun devletimize gösterdiği güvenin yansıması" diyor.

Verdiğimiz tavizlerin ve dağıttığımız ’bahşiş’lerin yansıması diyecek değil ya...

Zafer ÖZGÜR

Yazarın Tüm Yazıları