Tepinmek mi dediniz?

Çok açık ve net, “En başta sanatçı kaidelere uymalı, 300 kişiye bakarak tepinmenin alemi yok!”
Evet lütfen tepinmeyiniz. Çünkü cidden çok oldunuz.
Gece yarısı millet evinde mışıl mışıl uyurken, sizin Boğaz’daki bir gece kulübüne gidip eğlenmeniz, pardon tepinmeniz ne alaka şimdi?
Ya da diyelim ki Boğaz’ın güzelim konser mekanı Kuruçeşme Arena’da dünyaca ünlü bir sanatçıyı izlemeye geldiniz.
Ne işiniz var burada? Hakikaten konserdeki şarkılara eşlik ederek, pardon tepinerek fena halde sinirimi bozuyorsunuz.
Ya da sahnedeki sayın sanatçı! O kıyafetiniz, danslarınız filan nedir öyle? Niye tepinip durmaktasınız sahnede? Şimdi ne bu? Sanat mı canım?
Hadi sizler, yani tepinizmciler acele eve dönünüz.
Veysel Bey haklı valla.
Evde oturunuz ve sosyalleşmeyiniz. Yapacak iş mi yok?
Mesela Bihter’le Behlül’ün sevişmesini tekrar tekrar izleyiniz.
Eyvah, üst kuruldan yasak mı geldi o sahneye?
İnternetten bakınız canım, şikayet etmeyiniz.
Video paylaşım sitesi de mi yasaklandı? Dert etmeyiniz. Korsanı çıkar yakında. Ne de olsa bu ülkede her şeyin çaresi var. Siz yeter ki tepinmeyiniz, benim dengemi bozmayınız.
Ve lütfen devlet büyüklerinin de...
Çünkü dengeler bozulunca böyle oluyor işte.
Üsluptan açık veriyorlar. “Tepinmek” lafını kullanıyorlar mesela. Eğlenen/eğlendiren insanlardan alenen hoşlanmadıklarını belli ediveriyorlar. Oysa yaptıkları iş güzel, “gürültüyle mücadele”.
Nitekim Boğaz’daki mekanların çoğu uydu kurallara.
Bizzat biliyorum. Seslerini kıstılar, ayrıca paralar yatırıp ses perdeleri çektiler denizin kenarına. Artık sorun yok.
Peki bu üslup nedir kuzum? Lütfen daha fazla ruhumuzun üzerimizde tepinip durmayınız beyler.
Çok gürültü oluyor, artık biraz sessizlik....

Moda günlerimiz oldu ama...

İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde İstanbul Fashion Days yapılacak ağustosun son haftası. Şimdilik yurtdışındaki emsalleri gibi “week” olamadı, maalesef “days”le yetineceğiz.
Hayır, yabancı modacılardan birinin defilesi yok bu ilk Fashion Days’de.
Sadece yerli tasarımcılar ve paşa gönülleri isterse (ki istesin bi zahmet) yerli hazır giyim markalarının defileleri yer alacak İFD’de.
İyi hoş, daha yapılmadan eleştirecek değilim.
Ama bir fikir, bir trend kapısı üzerine yükselseydi bu İFD, daha iyi olmaz mıydı diye düşünüp durmaktayım...
Çünkü, “İstanbul da Milano gibi, Paris gibi moda merkezi olsun” demekle olmuyor bu iş. Başka şeyler gerekiyor ekstra.
Nasıl Milano erkek giyim koleksiyonlarının ilk kez görücüye çıktığı yerdir ya da Sao Paulo’nun fashion week’i mayo trendlerinin merkezi olma yolunda ilerliyor...
İFD’nin de böyle bir çıkış noktası olması gerekmiyor mu?

Hafta sonu ne yapmak lazım

DANS ETMEK LAZIM: Yarın Maslak Refresh Venue’de yapılacak Global Gathering’de Orbital ve Carl Cox’u dinleyerek...
DIŞARI ÇIKMAK LAZIM: Hafta sonu Beyoğlu’na filan çıkılmaz ama Asmalımescit istisna. Bugün Tünel Lokal’de dj Fuchs çalıyor. Michael Jackson çalacak sanırım bol bol. Babylon karşısındaki Kulp’ta ise modacı Emel Kurhan dj’lik yapacak.
ADAYA GİTMEK LAZIM: Heybeliada’da Ada Beach diye iddialı bir plaj açılıyor. Güneşlenilebilir, müzik fazla gelebilir, yani her şey olabilir...