Paylaş
Özellikle 2000’ li yıllarla birlikte yapay zeka ürünleri, hissedilir bir şekilde hayatımıza dahil oldu. Ses tanıma ve anlama, görüntü işleme, doğal dil işleme dışında sanat alanında da yapay zeka sıklıkla kullanılmaya başladı. Yapay zeka ile sanatı buluşturan yeni medya sanatçısı Refik Anadol bu alanda öne çıkan yetenekli isimlerden biri. Anadol, hayal gücünü zorlayan sergisi ‘Makine Hatırları: Uzay’ ile eşsiz bir çalışmaya imza atmış.
Matrix deneyimi
Geçen hafta benim de ziyaret ettiğim İstanbul Pilevneli Gallery’de sanatseverlere inanılmaz bir sürpriz yaşatan bu sergiyi, 23 Nisan’a gezmenizi tavsiye ederim!
Galerinin giriş katında yer alan Makine Hatıraları v2 bölümüne adım attığınızda sizi gerçek üstü, inanılmaz bir deneyim bekliyor. Kendinizi adeta Matrix’in içinde hissediyor ve bir anda kayboluyorsunuz. Zaman ve mekan kavramı yok oluyor...
Evrenin sonsuzluğu içinde hissettiren bu duyguyu deneyimlemek için sadece 3 gününüz kaldığı konusunda sizi uyarmak isterim…
Serginin düşler bölümünde yer alan ve yapay zeka sineması olarak tanımlanan “Makine Hatıraları v.2” geçmişle geleceğin iç içe geçtiği bir anlatıdan doğmuş. Çok boyutlu ve uzay temalı bir yapay zeka simülasyonunu yenilikçi bir sinematik estetikle buluşturan “Makine Hatıraları v.2” aynı zamanda Refik Anadol’un Kuzey Amerika’da en çok ses getiren sergilerinden biri olan ilk yapay zeka sineması spekülasyonu “Makina Hatıralarıv.1 New York’un bir uzantısı. 2019 yılında New York Chelsea Market’te sergilenen ve üç ay içinde binlerce seyirci tarafından ziyaret edilen eser, Refik Anadol Studio’nun halka açık veri tabanlarından topladığı 13 milyondan fazla New York görselinin yapay zeka algoritmalarından geçirilmesi ve makinenin bu verileri kullanarak “rüya görmesinin” sağlanmasıyla yaratılmış.
Sergiyi ziyaretim sonrası Hürriyet.com.tr okuyucuları için iletişime geçtiğim Refik Anadol, serginin arka planındaki araştırma sürecine dair şu bilgileri veriyor:
“Sergide kullandığımız verilerin hepsini açık kaynaklardan elde ettik. Yani eserleri oluşturan her veri kümesine herkes internetten erişebilir. Burada önemli olan görünmeyeni görünür kılmak. ISS, Hubble ve MRA teleskoplarının arşivlerinden edindiğim, orada duran ve halkan açık bir veriye dikkat çekebilmek, bütün sanat pratiğimin önemli bir parçası. İşin empirik ve çok emek isteyen kısmı ise ekip olarak bu verileri düzenli olarak toplamamız. Her uzay misyonun ayrı ayrı verileri var ve özellikle galerinin üçüncü katındaki veri heykellerinde de görebileceğiniz gibi her eserin oluşması için gereken büyük verileri ancak sistematik bir çalışma ve analiz sayesinde elde edebiliyorsunuz.”
Yapay zekâ (Artificial Intelligence- AI), tarafından üretilen resimler, sanat alanında yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle bu alandaki çalışmalar 2014’ten bu yana çok ciddi gelişmeler gösterdi. Refik Anadolun sergisi de bunun en son başarılı örneklerinden biri.
Üç boyutlu data heykelleri, canlı işitsel ve görsel performanslar, fiziksel ve sanal olarak şekilden şekile giren enstalasyonlar Refik Anadol’un uzmanlık alanı. Blade Runner filmini 1993 yılında seyrettiğinde 8 yaşında olan ve filmi izledikten sonra gelecek üzerine düşünmeye başlayan Anadol, o yaz ilk bilgisayarıma sahip olmuş ve ardından küçük yaşlarda kod yazmayı öğrenmiş. Los Angeles’ta ikamet eden Anadol, yıllarca Bir makine, öğrenirse rüya görebilir mi?’ Bir veri pigment olabilir mi? gibi sorulara yanıt aramış.
İnsanı makine yapmaktansa, makineyi insan yapmaya çalışmak…
Refik Anadol’un son sergisindeki eserler, uzay teleskopları tarafından kaydedilen 2 milyondan fazla görüntüyle, şimdiye kadar bir sanat enstalasyonunda kullanılan, en büyük uzay temalı veri kümesinden oluşuyor. Data yığınlarını, nefes kesen bir estetiğe dönüştüren Anadol, pandemi sonrası sanatın çok daha önemli olacağına inanıyor. Sanatın insanları iyileştirme gücü olduğunu vurgulayan Refik Anadol, pandemi sürecine rağmen sergide olan ilgiden memnun olduğunu belirtiyor.
2011'den beri, ses, rüzgar, ısı, bluetooth, LTE, Wifi sinyali, fotoğraflar, hava alanı istatistikleri, notalar gibi aklınıza gelen her tür data ile çalışan Anadol, bu datalardan imajlar oluşturarak, onları anlamlandırarak, insanlara yepyeni bir dünyanın kapısını açmaya çalışıyor. Özetle; bu yeni dünyada insanı makine yapmaktansa, makineyi insan yapmaya çalışıyor...
Dünya’nın önde gelen yapay zekâ topluluklarından biri olan Global AI Hub 25 Nisan’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliği ile; Anadol’un eserlerinde kullandığı yöntemlerin derinlemesine ele alındığı yapay zekâ & sanat atölyesi düzenliyor. Yapay zekâ teknolojilerinin birebir uygulamalı olarak anlatılacağı bu etkinliğe katılım ise ücretsiz.
Paylaş