Paylaş
O zaman gelin şimdi 2022 senesinde iş dünyasının gündeminde neler olacak, hangi konular ve başlıklar sahneye çıkacak veya önemini korumaya devam edecek bir göz atalım.
“Daha da Dijital” Bir Dünyaya Doğru
2022, hiç şüphesiz teknolojinin bize yeni bakış açıları kazandıracağı, farklı alanlarının birbiriyle bütünleşerek yepyeni vizyonlar sunacağı bir yıl olacak. Pandemi ile artan dijitalleşme hızı, yükselen ivme ile devam edecek. Metaverse kavramının hayatımıza girmesi de bunun sinyalini vermişti geçtiğimiz aylarda.
Trend 1: Toplam (Bütünsel) Deneyim
Müşteri deneyimi konusu, teknolojinin de desteğiyle iş dünyası için müşteri uzunca bir süredir öncelikli bir başlık. Benim de danışmanlık ve ders verdiğim bu alan, her zaman vurguladığım üzere deneyim, ilişkili olduğu kavramlarla birlikte ele alınmalı. Bu durum bu sene artık daha iyi kavranacak ve “deneyimlerin bütünselleşmesi” ne daha çok önem verilecek. Total Experience (TX), olarak tanımlanacak bu kavram, müşteri deneyimi, çalışan deneyimi ve son kullanıcı deneyimini birbirinden ayrı düşünülemez şekilde bir arada tutacak. Şirketlerde konuya bu şekilde liderlik edilmesi, müşteri ve çalışan güvenini, memnuniyetini ve bağlılığını artıracak.
Trend 2: Siber güvenlik Mimarisi
Siber güvenlik, şirket verilerine internet üzerinden kötü niyetli erişimlerin önüne geçmek amacıyla geliştirilen uygulamaları kapsar. Dijitalleşmenin artışıyla doğru orantılı olarak şirketlerin sistemlerinde gerçekleşen veri girişinde ve çıkışında yaşanan artış, sınırların da iyi korunmasını hayati bir mevzu haline getiriyor.
Bu konu ile ilgili şirketlerde yaşanan sorunlara zaman zaman şahit oluyoruz ne yazık ki. Üstelik bu tehditlerin sayısı, yaratacakları hasar ve riskler de giderek artıyor. Yöneticilerin bu konuyu ve yaşatacağı krizleri doğru anlaması, gündeme alması ve hep gündemde tutması gerekiyor.
Trend 3: Hiperotomasyon
Günümüzde teknolojiyi kullanmak çok önemli olsada, eğer sistemler birbirine entegre edilmemiş ise ne yazık ki istenen verim sağlanamıyor. Bu durumun önüne geçebilmek için, IT veya diğer operasyonel süreçlerde “yalınlık ve optimizasyon” bazlı düşünmek işlerin hızlanmasına ve verimliliğe katkı sağlıyor. İlaveten bu durum müşteri ve çalışan memnuniyetine de katkı sağlıyor. Belge yönetimi, sipariş ve müşteri ilişkileri süreçlerine bu açıdan bakmak gerekiyor.
Hiperotomasyonla ilişkili olarak robotik proses otomasyonu (RPA) ise süreçlerin modellenmesi, âtıl işlerin elimine edilmesi veya tekrarlayan işlerin bu sistemlere devredilmesi yoluyla zaman kazancı sağlamaya ve bu sene de önemini korumaya devam edecek.
Trend 4: Generative AI (Üretici Yapay Zeka)
İTÜ’de yaptığım Kontrol ve Otomasyon yüksek lisansımda ilgimi en çok çeken derslerden birisiydi yapay sinir ağları. Kısaca ne olduğundan bahsetmek gerekirse, insan beyninin bilgi işleme tekniğinden yola çıkılarak, biyolojik sinir sisteminin taklit edilmesiyle geliştirilmiş bir bilgi işlem teknolojisidir. Bizlerde bulunan biyolojik nöronların birbirleriyle kurduğu sinaptik bağın dijital olarak modelinin oluşturulmasıdır. Bu bilgi önemli çünkü yakın zamanda sosyal medyada gördüğümüz, yapay zekanın ürettiği ve nasıl yapıldığını merak ettiğiniz resimlerin arkasında da bu teknoloji yatıyor.
Yapay sinir ağlarının önemi GAN ağlarında ortaya çıkıyor. Generative Adversarial Networks (GAN) fikrini, 2014 yılında Ian Goodfellow ortaya atmış ve daha sonra bu konuda makale yazmıştır. Günümüzde yapay zekanın gelişiminde ve ilerleyişinde GAN ağları büyük öneme sahip. Bu yapıda birbiriyle çekişme halinde bulunan 2 farklı yapay sinir ağı bulunuyor.
Bunlar, üretici (generator) ve ayırt edici ağ olarak adlandırılır. Üretici (generator) ağ, gerçeğe benzeyen yeni veriler (resimler, sesler, modeller vb.) üretirken diğer yandan ayırt edici (discriminator) ağ da sahte ve gerçek verileri birbirinden ayırt etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz yıllarda yapay zekâ tarafından üretilip bir müzayede de satılan tablo da bu yöntemle oluşturulmuştu. İş dünyası için ise pazarlamada, içgörü kazanmada, yeni ürünler geliştirmede ve daha fazlası için katkı sağlayacak
Trend 5: AIoT Hız Kazanıyor
Pandemi öncesi hayatımızda giren IoT kavramı, benim de son derece önem verdiğim hatta televizyon programımda bir bölüm ayırdığım bir konu. Çevremizdeki nesnelerin akıllanması ve bizi daha iyi anlaması noktasında örneklerini çokça görüyoruz artık. Özellikle akıllı şehirler için de önemli olan bu teknoloji daha ileri düzeye geçebilmek için 5G’ye de ihtiyaç duyuyor. IoT ile ilgili diğer önemli bir noktada yaoay zekâ ile entegrasyonu. Bu iş birliği AIoT olarak tanımlanıyor. İki teknolojinin birbirine yakınsaması söz konusu. Bu durumun otomasyonun geleceğine önemli katma değer sağlayacağını düşünüyorum. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi IoT’nin kullanıldığı cihazları daha da akıllandırırken, bizlerle olan etkileşimleri artacak, bize ve taleplerimize daha uyarlanabilir hale gelecekler. Otonom süpürgenizden tutun, fitness cihazlarına, giyilebilir teknoloji ürünlerine ve sağlık ekipmanlarına kadar. AIoT sayesinde bizlerden gelen veriler ve üretecekleri geri bildirimler ile çevremizdeki cihazlarla üreteceğimiz sinerji artacak. AIoT ile genişletilmiş uygulamaların pek çok sektörde girişimciliğe kapı açacağını düşünüyorum.
Trend 6: Kuantum Hesaplama
Bir başka göz alıcı teknoloji ise kuantum hesaplama.
Kuantum hesaplama, enerjinin ve maddenin doğasını atomik ve atom altı seviyede açıklayan kuantum teorisi ilkelerine dayanan bir teknoloji. Kuantum bilgisayar, kuantum fiziğinin prensiplerini, geleneksel bilgisayarların hesaplama gücünü daha fazla arttırmak için kullanan bir bilgisayar tasarımıdır.
Bu teknoloji, sorgulama ve analiz yeteneğiyle veri üzerinde son derece önemli bir gücü sahip. Kuantum hesaplama pandemi döneminde sağlık sektöründe aşı çalışmalarıyla öne çıkarken, bankacılık, finans, kredi risk yönetimi ve dolandırıcılık tespitinde de kullanılıyor. Normal bilgisayarlardan son derece hızlı olan kuantum bilgisayarlar ile ilgili Splunk, Honeywell, Microsoft, AWS ve Google önemli çalışmalar ve inovasyonlar gerçekleştiriyorlar.
Trend 7: Online Alışverişte Artırılmış Gerçeklik
Online alışverişin mevcut teknolojiyle hayatımızdaki varlığı artarken artırıken, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile daha cazip bir hale gelecek. 2022 yılında bu alandaki çalışmalara hız verilecek. 3 boyutlu modeller ile ürünlerin daha gerçekçi görünümlerine erişmemiz, karar süreçlerimize destek olacak ve online alışveriş deneyimimizi farklılaştıracak.
Trend 8: Sanal Moda
Moda ve teknolojinin gerçekleştirdiği iş birliklerini takip etmek son derece keyifli. Artırılmış gerçeklik teknolojisinin gelişmesi ve sosyal medya kullanımındaki artış ile yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Burada ortaya çıkan fikir ise teknolojinin dünyanın sürdürülebilirliğine destek vermesi noktasında bazı lüks tasarımların bizzat üretilmeyerek sadece avatarlar üzerinde sergilenmesi. Böylece sadece tek bir instagram postu için satın alımı ve fast fashion tüketimini azaltmak ve çevreye net pozitif bir etki sağlamak amaçlanıyor.
Trend 9: Sürdürülebilir ve Dayanıklı Operasyonlar
Çevre sorunları ve iklim krizi dünyamızın en öncelikli konusu. İş dünyasında da bu konuya yönelik hassasiyet ve duyarlılık son derece önem kazanmış durumda. Tüm organizasyonların çevresel maliyetlerini yeniden gözden geçirmesi, elimine etmesi ve azaltması konusunda sergileyeceği duyarlılık toplamda büyük faydalar sağlayabilir. Tedarik zincirlerinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik geliştirilecek yeni yöntemler ve sürdürülebilirliği destekleyecek tüm konularda çalışanlara ve yönetimlere büyük görev düşüyor. Hem dünyamızın kaynakları hem de şirketlerin kendi sürdürülebilirlikleri için günlük operasyonların yanında bu alana da zaman ayırmak son derece kıymetli. Dayanıklı şirket olabilmenin yolu buradan geçiyor. Üretim ve ulaşım süreçlerinde yapılacak iyileştirmelerin yanında bilinçli tüketim konusunda da topluma farkındalık kazandırmak iş dünyasına düşen önemli bir rol olacak.
Trend 10: Çevik ve Esnek Organizasyonlar Dönemi
Geleneksel organizasyon yapılarında hiyeraşi daha ön plandaydı. Kurum kültüründen beslenen, kurum iklimine ve çalışan davranışları da yansıyan bu yapılar artık 21.yy’ın dünyasında sürdürülebilirlik şansına sahip değil. Organizasyon yapılarının dikey pozisyonlardan çok yatay olarak yapılanması, liderlik vasıflarının önem kazanması, iş yaşamındaki kuşak değişimi yeni yaklaşımları beraberinde getirdi. Takımların hızlıca organize olabileceği çevik yapılar gündemimize girdi. Pandeminin de etkisiyle değişen çalışma hayatının yapısına da en uygun sistem olarak öne çıkıyor çeviklik. Esneklik kazanabilmek çeviklikle mümkün. 2022 yılında da birçok organizasyonun mevcut yapısını bu yaklaşımla güncellemesi gerektiği inancındayım.
Çalışanlar açısından ise çalışan memnuniyeti giderek da ha da fazla önem kazanıyor. Yazımın en başında da ifade ettiğim gibi müşteri memnuniyeti ile çalışan memnuniyetini birlikte düşünmek gerekiyor. Şirketlerin insan odaklı çalışma ortamları oluşturmaları, çalışanı destekleyici ve yeteneği geliştirici eğitim programlarına ağırlık vermeleri gerekiyor.
Trend 11: Otantik ve Amaçlı Marka Olmak
Günümüz tüketicisinin en önemli ihtiyacı “anlam”. Tüketici ile anlamlı bağlantılar kurmak isteyen markalar, tüm iş modellerini, teknolojilerini, ürünlerini “anlam yaratmanın fark yaratmak” olduğu bilinciyle yeniden gözden geçirmeliler. Müşterilerin hayatına dokunmak, ürün ve hizmetlere kolay erişim sağlamak, müşterinin yanında ve güvenilir bir yol arkadaşı olmak, empati kurabilmek memnuniyetin ve tercih edilen marka olmanın olmazsa olmaz unsuru olarak 2022’de önemini artıracak.
Paylaş