Paylaş
Farklı yaş gruplarından benzer şikayetler gelirken aslında bu sorun hem öğrenci hem öğretmenler hem de öğretim elemanları için geçerli.
“…günün yarısından fazlasında ekrana bakmak zorunda kalıyoruz…”
Ekran başında geçen süreler eğitimin tamamen çevrimiçine geçmesi ile birlikte oldukça artış gösterdi. Sınıfta geçirilecek etkileşimli zamanlar ekran karşısında geçirilen saatlere dönüştü. Bu saatler dışında ekran başında geçirilen süreleri de göz önünde bulundurursak günün önemli bir kısmı ekrana bakmak zorunda kalınmakta. Ekrana uzun süre bakmakla karşılaşılan problemlerin başında göz rahatsızlıkları geliyor. Bunun iki temel sebebi var: göz hareketlerinin uzun süre sabitlenmesi, göz kırpmanın azalması ve maruz kalınan mavi ışık.
Bilgisayar başında uzun süre çalışan kişilere salgın öncesinde de önerilen gözün belirli aralıklarla uzağa bakmasının sağlanması, göz kırpmayı hatırlatacak uyaranların bulunması bugün için de geçerli çözüm önerilerinden bazıları. Ekranlardan yayılan mavi ışık ise uzun süreli maruz kalındığında zararını artıran bir dalga boyuna sahip. Enerjisi seviyesi yüksek olan mavi ışık gözler için yorucu bir ışık türü. Her ne kadar yüksek enerjiye sahip mavi ışık günün erken vakitlerinde vücudumuzdaki enzimleri harekete geçirip melatonin seviyesini düşürerek bizi uyandırıcı bir etkiye sahip olsa da hem uzun süreli maruz kalmak hem de akşam vakitlerinde maruz kalmak enzimlerin salınmasını ve uyku düzenini olumsuz etkilemektedir.
Not: Görsel, Uluslararası Astronomi Birliği Astronomi Bilim-Toplum Ofisi tarafından hazırlanmış broşürün Türk Astronomi Derneği tarafından Türkçeleştirilmiş halinden alınmıştır.
Cep telefonları, tabletler, televizyonlar ve bilgisayarlarda kullanılan LED’lerden saçılan da bu mavi ışık. Hem telefonlarda hem de bilgisayarlarda ekrandan yayılan ışık rengi ayarlanabiliyor. Bu ayarlar saate bağlı olarak otomatik olarak gerçekleşebileceği gibi manuel olarak da ayarlanabiliyor. Ayrıca, mavi ışık etkisinden daha az etkilenmek için mavi ışık filtreli gözlükler de mevcut. Kendi gözlüklerimi alırken öneri doğrultusunda her iki gözlüğüme de mavi ışık filtresi ekletmiştim. Mavi ışık etkisini azaltmak için Uluslararası Astronomi Birliği, sokak aydınlatmalarından da 4000K LED ışıklar yerine Kehribar LED ışık kullanımını önermekte.
“…oturduğum yerden 6 saat ders dinleyince ders adına başka hiçbir şey yapasım gelmiyor.”
“… ve en azından sınıfta olsak 5 dk bile olsa ara verilmesi ama zoomda arasız sonsuz ders saatleri …”
Ekran sürelerinin uzaması ile mavi ışık probleminin haricinde uzun süreli hareketsiz kalmaktan dolayı da fiziksel sorunlar ortaya çıkmaktadır. Birbiri ardına derse giren öğrenciler ve öğretmenlerde bu sorunu genelde duyuyorum. Kendimize hatırlatıcılar oluşturarak (çeşitli uygulamalar da mevcut) hareket edilmesi gerekliliği unutulmamalı. Ayrıca, bir başka çözüm derse katılımı ayakta yapabilecek donanımın da hazırlanması fayda sağlayacaktır. Bunun için pahalı düzenekler olmadan kutular, kitaplar bir yükseltici olarak da kullanılabilir. Kablosuz kulaklık ve mikrofonlar da esnek harekete imkân tanıyacaktır. İki kız babası (4 ve 6 yaşlarında) evden çalışan bir akademisyen olarak kablosuz kulaklık ve mikrofon vazgeçilmezlerimden. Birisi derslerine çevrimiçi katılan diğeri de ortalarda dolanan kızlarımın ihtiyaçlarını karşılamak için hareket halinde olmam gerektiğimi düşününce özel bir hatırlatıcıya ihtiyaç duymayan grupta olduğumu söyleyebilirim. Hatta, bazen uzun süre oturmak için ayrı bir çaba sarf etmem gerekebiliyor.
“Evle ders birbirine girdi her şeyi evde yapıyoruz artık ve bence bunu kontrol etmek çok zor.”
Ev, iş, okul, sosyal hayat her şeyin birbiri için geçmiş bir dönemi kontrol etmek hiçbirimiz için kolay değil. Bu alışık olmadığımız bir süreç ve bir an önce bitmesini arzu ettiğimiz için de ayak uydurmaya karşı bir direnç göstermemiz de işleri daha zorlaştırıyor. Hayatımız her zaman böyle devam etmeyecek olabilir. Ancak, uzmanlar hala azımsanmayacak bir süre daha mesafemizi korumamız gerektiğine dikkat çekiyor. Bu sebeple, bu karmaşık durumla mücadele etmeyi öğrenmemiz gerekiyor.
“Önceden ders saati bitince öğretmenler de susmak zorunda kalıyordu şimdi sürekli video yüklüyorlar moodle’a evde çekip çekip....”
Öğrencilerden böyle bir serzeniş geliyor. Buna kulak vermekte fayda var. Bu süreç kimse için kolay değil. Kabul edilmesi gereken ilk gerçek bu olması lazım. Karşılıklı güvene daha çok ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz.
“…kamerayı kapatınca dersi dinlediğimize inanmadıkları için…”
Birbirimize inanmak için sebepler oluşturmalıyız. Bu sebepleri oluşturmak için de karşılıklı iletişimi kuvvetlendirmek bir başlangıç olabilir. Herkesin yükü çok ve bu yük ortak kaldırılınca hafifleyecek. Bugün çevrimiçi sınav güvenliği konusunu da değinmek istiyordum ama yazı uzayınca onu bir sonraki haftaya bırakmak istedim. Zira, öğretimin değerlendirilmesi ve notlandırılması konusu oldukça hassas bir konu ve bu konuda da farklı görüşler ve rahatsızlıklar söz konusu.
Paylaş