Tavşanlı'da kömür yolsuzluğu 'vaaz'ı

TAVŞANLI Tunçbilek Garp Linyitleri İşletmesi'nde (GLİ) meydana gelen kömür yolsuzluğunu yayınlamanız halkımızın büyük ilgisini çekmiş, ilçede güncel ve önemli bir gündem oluşturmuştur.

Haberin Devamı

Her ne kadar Hürriyet Gazetesi 'yukarıdan' (Ankara) gelen bir emirle toplattırılsa da, yazılarınız fotokopi ile çoğaltılarak daha fazla insana, kahvelere ve lokallere dağıtılmaktadır.

17.11.2006 Cuma namazı öncesi Merkez Camii'nden yapılan vaazda, herhangi bir olayı iyice araştırma yapmadan suizan ile kimseyi suçlamanın doğru olmayacağı, dini yorumlarla uzun uzun anlatıldı. İlçe halkı bu olayın 'suçluların telaşı' sonucu müftülere verilen bir istek üzerine olduğunu tahmin etti ve yorumlar yeni gündemi oluşturdu.

Ne yazık ve ne ayıp bir davranış ki, Merkez Camii'nden yapılan bu yayın ilçe ve köylerindeki bütün camilerden dinleniyor.

Bunlar dini ve camileri böyle amaçlarla utanmadan kullanıyorlar.

Ayrıca eski belediye başkanı şimdiki AKP milletvekili Sayın Hüsnü Ordu'nun da emriyle Tavşanlı Televizyonu olayların aksini iddia eden yayınlar yapmakta ama ilçe halkı bunu kınayarak televizyon kanalını izlememektedir.

Haberin Devamı

Yayınlarınıza içten teşekkürlerimi sunarım.

(Not: İsmimin açıklanmamasını rica ederim.)

Hayal kağıda düşmeden gerçekleşmez

ENERJİ Yatırımı Danışmanı, elektrik mühendisi Süleyman Aksoy "Bundan bir süre öncesine kadar Doğru Enerji Ltd. Şti ortağı ve genel müdürüydüm. Geçen ocak ayında bana STFA'dan emekli olduğunu söyleyen makina teknisyeni Nevzat Tunçoğlu isimli bir bey geldi. 50 yaşlarındaki bu kişi, bir icadı olduğunu, gaz ve yakıt kullanmadan bir elektrik motoru ile tahrik (hareket başlatıcısı) edilen bir dinamo ve içinde kendisini buluşu olduğunu söylediği beyinle -ki bu ekipmanları göstermedi- dinamo üzerinden elektrik ürettiğini, tahrik motorunu devre dışı bıraktığını ve elektrik üretmeye devam ettiğini, ürettiği elektriğin bir bölümünü dinamoya vererek bu periyodu sürekli devam ettirdiğini söyledi. Böyle bir proje için kendisine maddi ve manevi destek aradığını ifade etti. Ben de o gün ortağım olan makina yüksek mühendisi Rıza Köroğlu'ndan, anılan makinayı yerinde görmesini ve ölçüm yapmasını rica ettim. Yaptığı ölçümlerde mantalite olarak böyle üretimin olabileceğini, ancak Nevzat Bey'in kendi buluşu olduğunu söylediği beyni göstermediğini ve ölçüm cihazlarımızın yetersiz oluşundan gerekli ölçümlemenin bilimsel olarak yapılmadığını, bu işin bir AR-GE çalışması gerektiğini anlattı. Şirketimizin böyle bir desteği bilimsel dayanaktan yoksun olduğundan destekleyemeyeceğimizi daha sonra kendisine söyledik.

BAKAN ARAMIŞ

Temmuz ayında ise Nevzat Bey'in Enerji Bakanı Hilmi Güler'e bu konuya gittiğini, sayın Bakanın da makine mühendisi Rıza Köroğlu'nu arayarak bilgi aldığını, Köroğlu'nun bakana bu projenin Enerji İşleri Etüt İdaresi'nin imkanları ile bir AR-GE çalışması olarak yapılabileceği ve bu konuda teknik destek vereceğimizi ifade etmiş... Ancak daha sonra Bakan Bey'in geri dönüşü olmadı."

KÖROĞLU NE DİYOR

Süleyman Aksoy'un eski ortağı, Makine Yüksek Mühendisi Rıza Köroğlu ile görüştük. Kendisi halen enerji verimliliği konusunda projeler üretiyor.

Köroğlu "Eğer bize gelen Nevzat Tunçoğlu'nun projesi ise bu doğru bir düşüncedir. Ancak bunun ayrıntılı bir şekilde ölçülmesi lazım... Tekrarlıyorum, tabii bu proje o ise..." diyor.

Köroğlu şunları anlatıyor:

"Ben bununla epeyce uğraştım. Bize gelen Nevzat Bey ekonomik sıkıntı içindeydi. Hep birilerine sığınmak ister gibiydi. Dolayısıyla buluşunu gizli tutmuş olabilir... Herkesle görüşüyor, herkes onu dinliyor ama bir sonuç yok.

Bakana kadar ulaştığında beni referans göstermiş. Sayın bakan da beni arayarak bu proje ile ilgili bilgi aldı.

Haberin Devamı

Ben bakan beye sonuçları verdim.

Ancak ölçümlememiz eksikti. Enerjinin giriş ve çıkışlarının aynı anda ve uzun uzun süreli ölçülmesi gerekiyordu. Ama bizde bir cihaz olduğundan sadece ayrı ayrı giriş ve çıkışı ölçebildik. Bize göre bunun bir AR-GE çalışması olarak Elektrik İşleri Etüd İdaresi tarafından takip edilip bilimsel bir raporlamaya dönüştürülmesi gerekir.

- Enerji sır gibi bir konu...

- Doğru... İnsanların beyni her zaman algılayamıyor. Enerji konusunda çok bilinmeyenler var. Bilim adamları çalıştıkça bu bilinmeyenler, bilinir hale ve ekonomik olarak kullanılır hale gelecektir.

- ERKE'nin projesi gerçekleşebilir mi?

- Ona bir şey diyemem... Ama bir hayal kağıt üzerine düşmeden hiçbir şey gerçekleşemez. Demek ki onlar böyle bir şeyi iddialı şekilde ortaya koyduklarına göre projelendirmişlerdir. Bilim adamlarının üzerinde çalışmadığı hiçbir düşünce, proje haline gelemez ve uygulanamaz. Bilimsel kongrelerde ve yazılacak makalelerle bu buluşun genel kabul görmesi gerekir.

Nitekim, Sayın Bakan Güler'e, bu iş bu noktaya getirilmişse (bizimle görüşen kişi için) bunun %50 doğru olabileceğini söyledim.

Umarız ERKE, bu merhaleleri geçmiş olup, bu projeyi hayata geçirebilir; bu projenin gerçekleşmesi Türkiye'nin ekonomik olarak kurtuluşu olabilir."

Rıza Köroğlu, bu arada kendisine ismini 'Kayserili Hacı Hafız' olarak tanıtan bir kişinin benzer bir proje üzerine çalıştığını ve görüşmek istediğini aktardı.

Haberin Devamı

Yazık

'O adam' diye bahsettiği yüce kişi olmasaydı, şimdi profesör değil, müderris bile olamayacağının bilincinden yoksun, böyle kadir bilmez bir kişiye (Prof. Atilla Yayla) gençlerimiz emanet ediliyorsa bu yanlışı göremeyenlere yazık.

Zemzem kuyusu örneğiyle meşhur olmak istiyorsa kariyerine yazık, politika için zemin arıyorsa partilere yazık...

Vasfi AYAZ

'Halk'

CHP'nin 'Halk' gazetesi yayın kurulu üyesi, Yozgat Milletvekili Emin Koç aylık 200 bin tirajlı 'Halk' gazetesini şöyle tanımlıyor:

"15 günde bir çıkarıyoruz. Parti örgütlerimize ve STK'dan başka Türkiye'de neler olup bittiğini, AKP iktidarının neler yaptığını yazıyor, açık alanlarda halka dağıtarak doğruları öğrenmesini amaçlıyoruz.

Ayrıca gazeteden Bilim Platformu'nda görevli arkadaşımız Nezih Tavlaş'ın gazeteden ayrılması başyazı ile ilgili bir sorunla ilişkili olmayıp tamamen kişisel nedenlere bağlıdır."

Din ve kadın

BAŞBAKAN Erdoğan "Kadının önündeki engel din değil töredir" diyor. Kendi kazdığı kuyuya yuvarlanıyor. Töre kaynaklı çağdaşı din ve inanç yorumunun kadın önündeki engeli oluşturduğunu dolaylı kabul ediyor.

İnsanlar çözülmeden, sorunları çözme becerisini ne zaman kazanacak dersiniz?

N. KAPTAN

Kızılay'dan sonra sıra THK'de

TÜRK Hava Kurumu (THK) Genel Kurulu 25-26 Kasım tarihlerinde Ankara Dedeman Oteli'nde toplanacak.

Haberin Devamı

AKP, daha önce Kızılay yönetimini ele geçirmişti.

Sıra THK'de olsa gerek.

Başkan, emekli general Yusuf Güngör'ün karşısına Yüreğir (Adana) THK Başkanı Şaban Baş aday... Baş kim; Adana'da bir tarım uçağı firması sahibi ve Ticaret Odası Başkanı.

Adana'dan okurumuz haber veriyor:

"Parçala Behçet formülü THK'de de devreye sokuluyor. Haberiniz olsun."

Biliyor musunuz

- TÜRKİYE'de ve Balkanlar'da yaşayan milyonlarca hemşehrimizin birleştiği tek örgütlü yapı Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu'nun temel ayağı olan Rumeli Balkan Federasyonu'nun 1. Olağan Genel Kurulu'nun 26.11.2006 Pazar günü Zeytinburnu Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirileceğini (0212-632 13 21; rumelidernegi@yahoo.com.tr)...

- AVCILAR eski Belediye Başkanı ve Batı Trakyalı Tahsin Salihoğlu'nun, Papa'nın ziyareti dolayısıyla Rum Patriğine dönük 'demokratik' tepkisini sürdürmeye devam ettiğini, bazı cadde ve üstgeçitlere bu kez ve Atatürk'ün 'Nutuk'ta yer alan "Bu fesat yuvasının yeri Yunanistan değil mi?" sözü ile "Bartolomeos, Türk vatandaşı olduğunu unutma!", "Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etme!" yazan afişler asmaya başladığını...

 DSİ dinamitleri kime 'hibe' etti

İZMİR Milletvekili Erdal Karademir, Başbakan Erdoğan'a soruyor:

DSİ Genel Müdürlüğü, XX. Bölge Müdürlüğü (Kahramanmaraş), 201 Şube Müdürlüğü'nün 25.7.2006 tarih ve B 15 I DSİ 1 20 23 00/090/499 sayılı ve 'patlayıcı madde hibesi' konulu Vilayet makamına hitaben yazılan yazıda, söz konusu müdürlüğün "2005-2006 yılı patlayıcı maddelerinden bakiye kalan patlayıcı maddeleri (dinamit 18 kg, anfo 50 kg, kapsül 10590 adet, Fitil 5 677 mt) bir şirkete hibe yolu ile devredildiği" belirtilmiştir.

Bu bağlamda; söz konusu patlayıcı maddelerin, yazıda açık ismi verilen şirkete devri, hangi yasal dayanakla gerçekleştirilmiştir?

Kamunun taşınır mallarından hibe yolu ile devri gerçekleşen malları var mıdır? Patlayıcı maddeler hibe yolu ile devredilebilir mi?

Patlayıcı maddelerin hibe edildiği firma hangi ölçüte göre seçilmiştir?

Hibe edildiği belirtilen patlayıcı maddelerin (dinamit 18 kg, anfo 50 kg, kapsül 10590 adet, fitil 5 677 mt) çalınması ya da kaybolması üzerine, 'hibe' kılıfı uydurulduğu iddiaları doğru mudur?

Bu firma Borica Nitro Patlayıcı Maddeler Sanayi Ticaret A.Ş. midir?

Yurtdışına çıkış harcı  tümüyle kaldırılmalı

TÜRKİYE Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü, yurtdışında yaşayan Türkleri de kapsayan yurtdışına çıkış harçları uygulamasını tamamiyle yanlış bir yaklaşım olarak nitelendirerek, bu tür harçların tümüyle kaldırılması gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, Türk halkının izolasyonunu arttıran yurtdışına çıkış harcı uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyledi. Bugüne dek yurtdışına çıkan vatandaşlardan talep edilen, yurtdışında çalışan ve eğitim görenlerin muaf tutulduğu yurtdışına çıkış harçlarının tüm vatandaşları kapsar hale getiren uygulamayı Avrupa´da yaşayan göçmenlere haksızlık olarak niteleyen TAM Direktörü Şen, yıllardır Türkiye´ye döviz akıtan Yurtdışında yaşayan Türkler dönem dönem ülkenin ihracat gelirine denk döviz girişi sağladılar. Kendilerinden sürekli beklenti içinde olunan bu insanlar, son yıllarda artan işsizlik, artan fiyatlar ve yeşil sermeye vakasında yitirilen paralar nedeniyle eskisi kadar büyük bir ekonomik gücü temsil etmiyorlar. Türkiye´ye yaptıkları havaleler, yatırımlar ve her yıl Türkiye´de geçirdikleri tatilleri ile ülkeye önemli döviz girdisi sağlayan insanlardan bu tür bir harç talep etmek, yersiz bir davranıştır“ diye konuştu. Türkiye dışında yaşamını sürdüren Türk vatandaşlarının ülkeye havale ettikleri kaynak 2005 yılı itibariyle 851 milyon doları buluyor. Ayrıca, Türkiye´ye 2005 yılında giriş yapan 8 milyon Türk vatandaşı 4,2 Milyar dolar turizm geliri bıraktı. Diğer yandan Türkiye Almanya dış ticaretinde Türk girişimciler önemli bir paya sahipler.

Uygulama adil değil

Çok sayıda göçmenin yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını aldığını , bu sayının Almanya´da 900 bine ulaştığı belirten Şen, ?Aynı ailenin kimi üyeleri Türk vatandaşı iken, kimi diğer ülke vatandaşlığına geçmiş durumda. Bu kişilerden Türk vatandaşı olandan harç talep ederken, diğerinden böyle bir talepte bulunmamak uygulamanın çarpıklığını yansıtan örneklerden biri“ dedi. Türk insanının vize uygulamaları kadar yüksek pasaport harçları ve ülke dışına çıkışta uygulanan bu Türk harçlar nedeniyle yeterince dış ülkelere açılamadığının altını çizen Şen, uygulamanın ne mevcut haliyle ne de planlanan biçimiyle gerekçi olmadığını ve derhal tümüyle iptal edilmesi gerektiğini söyledi.

Başörtülü eşimi kampusa sokmadılar

EŞİM başörtülü sosyal demokrat bir ev hanımıdır. Küçük kızımın arife günü geçirdiği rahatsızlık halen devam etmektedir. İ.Ü. Avcılar kampusunda okumaktadır. Bugün (dün) ara sınavları başladı. Annesi de onu yalnız bırakmamak için yanında Avcılar kampusuna gitti. Ama kapıdan içeriye başörtüsünü açmadan almamışlar. Durum bu... Nasıl mantıktır bu ki her başörtülüyü malum kesimden sayıyorlar. Yani Atatürkçü saymıyorlar. İçeri almayanlar oradaki görevliler talimatı verenler de üniversite yöneticileri. bu olay sosyal demokrat ve CHP'ye oyunu veren bir aile olarak bizi gerçekten çok üzmüştür.bu konunun düzeltilmesi en büyük dileğimizdir.

Niyazi AHMETOĞLU

Teşekkürünü iade ediyorum

17. Milli Eğitim Şurası katılımcılarından Prof. Dr. Tülin Polat, 'Sol' dergisine verdiği demeçte, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in katılımcı akademisyenlere yönelik teşekkürünü kabul etmediğini belirtti. İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Bölüm Başkanı Prof. Dr. Polat, Şura boyunca katılımcılara tartışmalara katılma fırsatı verilmediğini, dolayısıyla Çelik'in yüzde 17 oranında olduğunu belirttiği akademik katılımcılara teşekkür etmesinin bir karşılığı olmadığını ifade ediyor.

Şurada adeta önceden hazırlanmış bir senaryonun sahneye konulduğuna dikkat çeken Polat, küreselleşme anlayışının katılımcılara dayatılmaya çalışıldığını ve sorgulanmasına izin verilmediğini ifade ediyor. Polat, şura boyunca küreselleşme sürecinin bütünüyle "teknolojik ilerleme" olarak benimsetilmeye çalışıldığının altını çizdi ve küreselleşmeye karşı çıkanlara yeniliklere açık olmamak suçlamasının yöneltilmeye çalışıldığını sözlerine ekliyor.

Yazarın Tüm Yazıları