Talat’ın alternatiflerinin içi dolu mu?

“Alternatif”lerden söz etmeye başlaması boşuna mı?�

Annan Planı sonrasında izlediği sakin tavrın aksine Talat son zamanlarda daha sert açıklamalar yapıyor.

Kıbrıslı Türklerin alternatifleri olduğu açıklamasını da bu çerçevede değerlendiriyorum.

Yoksa, KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınmak için harekete geçmesi ihtimalini de kapsayan alternatif  “b”, “c” planları bulunduğunu sanmıyorum.

Ama uluslararası konjonktürün alternatiflere yeşil ışık yakma ihtimali güçleniyor.�

Daha da açık söylemek gerekirse, Kürt meselesini çözmekte kararlı adımlar atan, Ermenistan ile yakınlaşmayı sağlam bir temele dayandırmayı başaran, ruhban okulu sorunundan vakıflar meselesine kadar Türkiye’deki azınlıkların dertlerine derman bulan Türkiye’nin artık Kıbrıs’ta bir “b” planına uluslararası platformda destek de bulabileceğini düşünüyorum.�

* * *

2004’ün üzerinden çok sular geçti.

O zaman Kıbrıs Türklerinin çözüm beklentisi canlıydı. İki bölgeli, iki toplumlu bağımsız bir Kıbrıs kurulabileceği umudu halk arasında yaygındı.

Şimdi öyle mi?

Bugün bir zamanların güvercinleri bile eşitlik konusunda şüpheli. Ada’daki iki toplum arasında eşit temele dayalı ortaklık için etkili güvencelere ihtiyaç duyduklarını her platformda açıkça söylüyorlar.

Görüşmelerin ikinci turunda Aralık ayı dönüm noktası. Avrupa Birliği, Türkiye’nin üyeliği ile ilgili değerlendirme yapacak.

Kıbrıs yönetimi bu değerlendirmenin etkisi ile müzakereleri kendi parametreleri doğrultusunda etkilemek istiyor.

Ama konjonktür eski konjonktür değil. Avrupa Birliği kendi derdinde. İrlanda Lizbon anlaşması için referanduma gidiyor, sonuç Avrupa’nın geleceği açısından hayati önemde. Genişleme süreci askıya alınmış durumda, bu aşamada Avrupa hiçbir kritik karara imza atmak istemiyor. Bu konjonktürde Türkiye ile ilişkileri dondurmaya gidecek bir kararın çıkmasını mümkün görmüyorum.

* * *

ARALIK virajına kadar Kıbrıs’ta her iki toplumun önünde karmaşık bir süreç var.  Kapsamlı görüşmelerin ikinci turu bu hafta başlıyor.�

KKTC’nin görüşmeleri sürdürmek için çaba harcamaya devam edeceğini biliyorum.

Birinci turda ele alınan altı ana başlıkla ilgili olarak pürüzleri aşılamayan noktalarda KKTC, yeni öneriler hazırlıyor.

Aralık ayına kadar somut adım atılamazsa, iki ihtimal öne çıkıyor.

KKTC’nin başkanlık seçimlerine kilitleneceğini de göz önüne alarak, nisan ayına kadar tam bir durgunluk sürecine girebilir görüşmeler.

Ya da uluslararası ilgili taraflar sürece ağırlıklarını koyarlar, büyük atılımlara yol açacak sonuçlar çıkar görüşmelerden.

Her halükarda bir değişiklik olacak.�

Kıbrıs’ta çözüm süreci durgunluğa girecek ya da büyük bir ilerleme olacak.

Alternatiflerden söz edilmesi boş değil, süreç içini doldurma zamanı geldiğini de gösteriyor.   �