Süne ve Saros tartışmaları

’HÜRRİYET treni’ ile son iki yazımıza gelen eleştiri, görüş ve düzeltmeler şöyle:

AKP Edirne Milletvekili Necdet Budak’ın (Aynı zamanda tarla bitkileri bölümü profesörü), Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı’nın, Vahap Munyar’ın geniş, bizim de özet olarak değindiğimiz Edirne’deki ’süne zararlısı’na ilişkin görüşlerine karşı itirazları var. Budak, Edirne merkezindeki buğdayların süneli olmadığını savunarak, "Bazı tüccarlar süneli deyip fiyatı düşürüyorlar. Politik bir oyun olduğunu sanıyorum. Türkiye’deki buğday fiyatları tartışılabilir. Ancak borsanın analizleri ve alım politikası ile ilgili konuları da mercek altına almak gerekir. Yineliyorum, buğday süneli değildir; Türkiye’ye Edirne buğdayı sünelidir diye duyuruyorlar. Nitekim bu söylenti sonucunda, Keşan ve Uzunköprü üreticisinin karşısında Edirne’deki üretici 20-25 lira daha az kazanıyor. Ben bunları kabullenemiyorum. Edirne borsasının analizleri konusunda tereddütlerim olduğunu söylemeliyim. İki hafta önce TMO uzmanları bu konuda araştırma yaptılar; bu araştırmanın sonuçları hemen kamuoyuna açıklanmalıdır" diyor. Saros Körfezi ile ilgili sorunları muhalefet partisi milletvekillerinin takip ettiklerini, iktidarlarının burasını turizm merkezi ilan ettiklerini belirtiyor. Bu konuda Saros’un neresinin ne olduğunun (SİT, orman, altyapı gibi...) tespiti konusunda çalışmalar yapıldığını belirten Budak, bölgeye yönelik yatırımlarla ilgili bir strateji ortaya konulacağını bildirdi. Saros gibi bir dünya cenneti ’yağmaya’ açılıyorsa bunun sonucunun ne olacağını kestirmek zordur. Aman ne olursa olsun Saros’a kimse dokunmasın, Özel Çevre Koruma statüsüne alınsın... ’Deniz Çöl’ü olmasın... Çünkü bunların belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Trol, dip ağları, dinamit atılma gibi avlanmalar sonucunda Saros’ta yumurtalama alanları dağıldı; balık çıkmıyor artık. Saros için ortak akıl gündeme getirilmelidir.

KAPIKULE’DE BİNAYA DEĞİL İNSAN UNSURUNA BAKIN

KAPIKULE’yi 44 yıldır kullanan, bunun son 2 yılında neredeyse ayda 2 defa bu kapıdan ve Hamzabeyli’den Bulgaristan’a geçen biri olarak özellikle Kapıkule’deki gümrük teşkilatının insanlarımızı perişan eden uygulamaları hakkında bir roman yazabilirim. Avrupa’daki işçilerimize sorarsanız bir külliye çıkartabilirler hatta. Bunun binayla, tesisle, TOBB veya müteahhitle ilgisi yok. İşçilerimizden para kazanmak amacıyla yapılan tesisleri methetmek ne yazık ki sizden beklediğimiz bir yaklaşım değil.
Rıza NEPTUN

KIRKLARELİLİ okurlarımızdan uyarı aldık. Burhan Öçal ve Savaş Hersekli, Kırklareli’nin Karakaş Mahallesi’ndenmiş. Ne kadar çok ’Karakaşlı Mahalleli’ varmış. (Bunlardan biri de Antalya’dan Samiye Uçar) Yoksa Burhan Öçal’dan ötürü mü böyle bir sevda doğmuş!

Sarp’tan utandım

HAYALİM olan Doğu Karadeniz turuna çıktım, oradaki doğaya bayıldım. Samsun-Sarp otoyolu harika... Sarp’a geldik, etrafa şöyle bir baktım, kendi adıma çok utandım. Etraf pislikten, kokudan durulmuyor. Ne yaparım diye düşünürken, orada görev yapan bir polis memuru gördüm ve "Şikáyetim var" dedim.

"Nedir" dedi, "Pislik" dedim. "Beyim buraya kimse bakmaz, şu gördüğün taksi ve minibüs şoförleri arada bir adam tutar buraları temizletir" dedi. Dedim, burası Türkiye’nin yüzü Gürcistan Sarp sınır kapısı. Sayın Bayer ne yapılır?

(Bu olay Türkiye’nin sorunu; Türk insanı evi kadar çevresini temiz tutmaz. Burada görev Artvin Valisi’ne, Özel İdaresi’ne, İl Çevre Müdürü’ne düşer. Y.B.)
Nişan HORATA-İnşaat Müh.

Halkımız aldatıldığını bir anlasa

ÖNCELİKLE halkımıza tutuğunuz ayna için teşekkür ediyorum. Geçen gün Sayın Bekir Coşkun Bey de yazmıştı... Başbakan Tayyip Bey tatile gidiyor, halktan gizleniyor, kaldığı villanın etrafına perde çektiriyor. Cumhurbaşkanı Gül, yatlarla dolaşırken kimin atına bindiğini halktan saklamak istiyor.Gizlenerek tatil yapıyorlar; halk bizi görmesin diye düşünüyorlar. Ama cumaya giderken, gecekonduda iftar açarken halkın görmesi için basına haber veriyorlar. Bu zavallı halkımız aldatıldığını bir anlasa...
Dinçer ERDEM-KAYSERİ

Recep’in vekili dişliyor

BUSH’un BOP projesinde eşbaşkanlık görevi yapan Recep Tayyip Bey ve ekibi, "Beraber yürürüz biz bu yollarda" şarkısını ballandıra ballandıra çığırmaya devam ederken, evrakta sahtecilik suçundan zanlı ve türbancı Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın partidaşı AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, milletvekili sıfatıyla hortumcuları sollayarak Silivri dolaylarında milyon dolarlık bir araziyi 1 milyon dolar komisyon bazında ’dişlemiştir.’ İş merkezi olmak üzere dünya devi TESCO adına çekilen bu peşkeşi ve dişlemeyi CHP’li Kılıçdaroğlu belgelerle herkesin önüne koydu ama ne Başbakan’dan ne de ’ak’ olduğunu söyleyen hükümetten tıs yok. Biz de, bu soysuz ve utanmaz dişlemeyi İlhan Esen’in ’İrecep’ taşlamasıyla bağlayalım, ’ak’ız diyen ’kara’ların boynuna asalım...
(Okuyunuz www.ilhanesen.org)

Biliyor musunuz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ il ve bazı ilçeleri kapsayan iki günlük gezisine bugün Kırklareli’nden başlayacağını...

Olimpiyatlara böyle hazırlanılırsa tabii başarılı olunamaz

PEKİN Olimpiyat neticeleri ile birlikte ağlaşmalar başlayacak ve özellikle tesis yokluğundan şikáyetler yeri göğü inletecektir. Ege Üniversitesi spor tesislerindeki bilfiil müşahedeme dayanarak bu kabil yakınmaların gerçekleri kesinlikle yansıtmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Ege Üniversitesi’ndeki öğretim görevim için kampusa iki saat evvel giderim. Derse başlamadan önceki iki saatlik müddet içinde fevkalade bakımlı mükemmel atletizm sahasında koşu sporumu yaparım veya bazı günler de olimpik havuzda yüzerim.

Spor yaptığım sabahları 08.00 ile 10.00 arasında statta veya havuzda ciddi teknik ölçülerde antrenman yapan, atletizme veya yüzmeye kendini vererek ciddi ciddi çalışan bir-iki genç ya görürüm ya görmem... Bu saatten sonraki zamanlarda sırf sınıf geçmek, not almak için yapılan toplu grup halinde çalışmalar başlar, gayet yetersiz bir zaman dilimi içinde sona erer.

25-30 bin normal üniversite öğrencisini bir kenara bırakın ama kampustaki spor akademisinin öğrencileri dahi atletizme, spora böylesine ilgisizken olimpiyatlarda alınmış veya alınacak dereceler karşısında tesis yetersizliğinden bahsetmek çok üzücü ve gerçek dışıdır. (Ülkemizin diğer üniversitelerinde de daha farklı bir durum olacağını hiç düşünmüyorum.)

Doğru olan; evvela gençlerimiz mevcut olan tesislerin canla başla hakkını verecek, çalışacak, yetkililer buna inanacak, ancak ondan sonra gerekiyorsa birtakım tedbirler alınacak, teşvikler tesis edilecek. Lütfen tesis yetersizliğinden şikáyet etmeden önce samimi gerçekçi özeleştirimizi yapalım.
Hayri ÖZMERİÇ-Master Sporcu
Yazarın Tüm Yazıları