Paylaş
Haksız da sayılmazlar. Farklı bir çağa doğdular ve bizim gibi otomatik futbol sevgisiyle büyümediler. Ancak dün akşam İstanbul’da öyle bir oyun oynandı ki, eğer bir Süper Lig maçının karşısına ilk kez oturan gençler varsa, hemen her şey onları bu turnuvaya sevdalandıracak cinstendi doğrusu.
HER ŞEY HARİKAYDI
Daha 1’inci dakikada Abdülkadir-Rosier sarılmasıyla hislendik hep birlikte. Sonra Vida’nın topu dışarı atıp rakibinin eksik oynamasına son vermesi, yine 10’da Ekuban’ın pekalâ tehlikeli bir pozisyon yaratabilecekken Rıdvan’ın sakatlığı için durması... Her şey öyle harikaydı ki Dolmabahçe’de! Skordan, puandan filan bağımsız olarak dün sahaya çıkan 32 futbolcuyu, iki teknik adamı ve dört hakemi, bu mert oyun için avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamalıyız öncelikle.
ABDULLAH AVCI'NIN GÜNÜYDÜ
Maça Beşiktaş’ın dominant başlaması doğaldı. Hemen hemen hepimiz daha ilk düdük çalmadan nasıl bir maç izleyeceğimizi aşağı yukarı hayal ediyorduk. Topa Beşiktaş daha fazla sahip olacak, onların tamamlayamadığı hücumlarda Trabzon fırsatları görecektik. Bir tür Hansi Flick-Simeone kapışmasıydı bu. Bazen Flick anlayışına sahip olanlar oyununu kabul ettirir, bazen Simeoneler kazanır bu tür maçları. Dün kesinlikle Simeoneler’in, pragmatiklerin, geçiş hücumcuların yani özetle, Abdullah Avcı’nın günüydü Dolmabahçe’de.
GEÇİŞ OYUNU TUZAĞI
Günün kazananının Sergen Yalçın değil de, Avcı olmasını sanırım üç ana maddeyle gerekçelendirebiliriz:
Büyük maçların kaderini genelde büyük oyuncular belirler. Nwakaeme de öyle bir adam. Her iki golde de şapkadan tavşan değil, tavşandan şapka çıkardı Nijeryalı. Tabii Nwakaeme’nin üretimlerinin yanına bir de Uğurcan’ın gol kadar değerli kurtarışlarını eklemek lazım.
Beşiktaş’ın bu ‘geçiş oyunu tuzağı’na düşmemesi için iki yolu vardı. Ya atakları bir şekilde tamamlayacak, üçüncü bölgede top yitirmeyeceklerdi. Ya da hücum-savunma planı geçişinde süratli olacaklardı. İkisini de yapamadılar. Ben doğrusu, Trabzon’un geçiş hücumlarıyla ilgili Sergen Yalçın’ın planı neydi anlayamadım dün akşam.
Ve tabii ki övgünün büyüğünü, bu geçiş oyununun mimarı Abdullah Avcı hak ediyor. Berat’ı özellikle sola (Rosier-Ghezzal’in karşısında) kullanması, çıkışlarda Nwakaeme’ye oynama planı, duran top setleriyle tam bir Avcı takımı vardı dün sahada. Trabzon’u aldığı yerle getirdiği yere bakınca, çok büyük alkışı hak ediyor Abdullah Hoca.
Paylaş