Paylaş
Aklında 3 önemli maç ile çıktı parkeye. İlk önce Anadolu Efes ile karşılaşacak sonra rotayı komşuya çevirip Panathinaikos'a gidecek ve hemen ardından hafta sonu ezeli rakibi Galatasaray'a konuk olacaktı. İşte böyle yoğun bir takvim ve stresli bir hafta bekliyordu Sarı Lacivertlileri. Dün akşam Fenerbahçe Doğuş, Anadolu Efes'i, Ülker Arena'da 11 sayı fark ile 81-70 yendi ve haftaya "yapılacaklar listesi"inde ilk maddesinin üstünü çizerek başladı
Perasovic, maçtan sonra yaptığı basın toplantısında "Bence elimizden geldiği kadar savaştık, mücadele ettik. Ancak maçın sonunda daha fazla enerjileri vardı ve bizim rotasyonumuz yetersiz kaldı" demişti. Aslında mağlubiyetin mimarı, yetersiz kalan rotasyonu değil, Avrupa'nın "en iyi koçu" ödülünü maçtan hemen önce alan Obradovic ve öğrencilerinin senelerdir kurduğu kazanma kültüründen başkası değildi. Takımın birbiriyle uyumunun en önemli, oyuncuların en iyi oldukları yönleri ortaya çıkarmanın en değerli olduğunu bilen Obradovic, Fenerbahçe'de, 3 yılda Final Four'a kalmasından çok öte şeyler yaptı. Maç ne kadar zora girerse girsin sonuna kadar gitme becerisi ve cesaretinin şekillendirdiği oyun anlayışı ile dün akşam 2. galibiyetini aldı Fenerbahçe Doğuş.
HAKLIYMIŞ
İlk çeyrekte direksiyonda Wanamaker vardı. Nunnaly ile birlikte Efes'in oyun kurucularına yaptıkları baskı, Melli ve Vesely'den gelen basketler ile boya alanı iyi kullanmışlardı. Fenerbahçe'yi yenmek için aslında yapılacak şey gayet netti. İçerden oynamasına izin vermeyerek, ribaundları almasını engelleyecek ve tempoyu elinde tutacaksın. Yardım savunması üzerinden hata yapmasını bekleyerek boş adamı bulacaksın. Bu parola ile yola çıkan Anadolu Efes'de çeyrek bitimine 3 dakika kala Dunston %100 saha içi isabeti ile 8 sayı atmıştı bile. Pota altında çok iyi paslaşan konuk ekipte her şey yolundaydı. Son 1 dakikada bulduğu iki 3'lük isabetiyle Simon hem Euroleague'de ilk sayılarını atmış hem de takımını 15-20 ile öne geçmesini sağlamıştı. 0-9 ile gelen serinin ötesinde ribaundlara ve pota altına hükmeden Lacivert Beyazlılara, dış atışlar eklenmiş, üstüne 1999 doğumlu Onuralp Bitim Euroleague'de ilk dakikalarını almıştı. Efes için daha iyi bir senaryo olabilir miydi?
2.çeyrekte Fenerbahçe'nin yardım savunmasında verdiği boşluklar üzerinden sayı bulmaya devam etti Anadolu Efes. Stimac'dan Dunston'a, Simon'dan Stimac'a yaptığı pas ve asistler ile boyalı alan zafiyetini sonuna kadar kullanmıştı. Fenerbahçe Doğuş ise uzun süredir parkede olan Stimac ve Dunston'ın üzerine gitmek yerine çareyi dış atışlarda bulmaya çalıştı.
34-34 ile biten devrenin sonunda Nunnaly mikrofonlara "Herkesin koşması gerek daha agresif savunma yapmalıyız" demişti. Haklıydı da.
Fenerbahçe Doğuş her ne kadar pota altında zorlansa da, takım verimliliği dengeli dağılmıştı. Anadolu Efes'e cephesinde ise, toplamda 41 olan verimlilik puanın %70'inin iki uzundan gelmiş olması 2. yarı için uyarı niteliğindeydi. En azından koç Perasovic için öyle olmalıydı! Oysa ki Perasovic devre arasından dönerken verdiği röportajda gidişattan memnun olduğunu söylemişti. Karşısında ilk yarıdan dersini çıkarmış Obradovic vardı. Takım 13 asist yapmasına rağmen hücumdan ve savunmadan memnun olmayan Obradovic.
İşte o an 40. dakika düdük çaldığında kazanacak takım belli olmuştu bile.
Sarı Lacivertliler sahaya zaman zaman yerleşmekte sıkıntı yaşasa da, tempoyu kontrol etmeyi başarmıştı. Stimac-Dunston işbirliği devam ederken diğer yanda Sloukas-Wanamaker birbirine iyice alışmıştı. Ne de ola tempo artınca onları durdurmak imkansızdı! Fenerbahçe taraftarı Vesely için bestelediği şarkıyı söylemeye başlamış, Datome'de şova eklenmişti. Guduric'in kaçan 3'lüğünün üstüne Melli'nin yaptığı takip smacı ile fark bir anda 10 sayıya gelmişti. 3. çeyrekte Fenerbahçe Doğuş yapabileceği her şeyi yapmıştı. Ribaundları toplamış, top çalmış, bloklar ile hava sahasını kapatmıştı. Smaçları ile seyirciyi havaya sokmuş açık alanda enfes oynamıştı. Sonuç mu? 1 çeyrekte tam 28 sayı!
NOKTAYI KOYDU
Son periyotta Simon dirense de Fenerbahçe'nin hızını kesmeyi becerememişti. Günün sonunda Fenerbahçe'yi tek başına yenmesinin imkanı yoktu, son dakikaya kadar takım gayreti şarttı. Guduric son 1 dakikada cezayı kesmiş 3'lüğü göndermiş skora noktayı koymuştu.
81-70 ile biten maçın ardından Obradovic ve öğrencileri, Cuma günü, geçen yıl playoff'larda hiç acımadan elediği Panathinaikos'a misafir olacak. Atina'da eşi görülmemiş bir mücadeleye daha çıkacak Sarı Lacivertliler. Pascual sizce dersini bu sefer çalışmış mıdır, hiç sanmıyorum!
Akılda kalanlar:
-Fenerbahçe'de 5 oyuncu çift haneli verimlilik üretti. Takımın ne kadar dengeli olduğunun kanıtı.
-Wanamaker ve Sloukas toplamda 12 asist yaptı. Takımın toplam asisti 21. İlk 2 maçta 19.5 ile en iyi asist yapan takımlar içinde 3. idi.
-Errick McCollumn sadece 5 sayı üretti. Bu maçtan önce Euroleague sayı kralı olan McCollumn'un ortalaması 23 idi.
-Anadolu Efes bu maçtan önce 14.5 hücum ribaund ortalaması ile CSKA'nın ardından ikinci sıradayken bu maçta 9'da kaldı.
-Nunnaly'nin %100 saha içi isabeti!
-Doğuş'un Vesely'ye yaptığı blok ve Vesely'nin Doğuş'dan aldığı intikam!
-Wanamaker-Sloukas işbirliği
-Datome'nin Amerikan futbolu pasları
-Vesely'nin orta mesafe şutları
-Guduric'in attığı 3'lükten sonra yediği fırça
-Sloukas'ın yerleri paspaslaması
Akıldaki sorular:
-Dixon geldikten sonra görev dağılımı nasıl olacak? Gerçekten ne zaman dönecek?
-Fenerbahçe Atina'dan galibiyet ile dönerse Pascual kovulur mu ve ya istifa eder mi?
-Anadolu Efes ilk galibiyetini ne zaman alır?
-Obradovic'in Wanamaker'a sarıldığını gören Dixon kıskanmış mıdır?
-Doğuş'un Fenerbahçe motivasyonu nerden geliyor?
Paylaş