Şizofreninin hakkını aslanlar gibi veriyorlar

İsmini Kadıköy-Taksim hattındaki otobüsün numarasından alan -ki özellikle lise ve üniversite çağlarındaki gençler için takdir edersiniz ki mühim bir hattır- 110’un klibini, bir daha, bir daha, bir daha yakalamak için gün boyu Dream TV’nin başındaydım.

110’un, Atomların Harika Hayatı isimli albümünün çıkış şarkısı olan Bitti Mi’ye çekilen o karanlık, şizofrenik, nörotik klip...

Atomların Harika Hayatı, son zamanlarda sayıları gittikçe artmakta olan ve ruhumuza su serpen rock albümlerinden.

Söz, müzik ve düzenlemelerde tüm şarkıların Candan Tezel (vokal ve bilgisayar) ve Ozan Yılmaz (klavye ve bilgisayar) imzalı olduğu albümün stüdyo aşamasında beş kişi emek vermiş.

Önümüzdeki Rockİstanbul 2005 Festivali’nde Kurban’ın ardından, Kraftwerk’ten hemen önce sahne alacak olan ve canlı izlemeyi hevesle beklediğimiz 110, festival sahnesinde de yine beş kişi olacak.

Gitarist Mehmet Esemen, albümdeki çekirdek kadrodan, sabit bir isim.

BİTTİ Mİ? BİTTİ!

Gelin görün ki Nedim Ruacan (Evet, Neşet Ruacan’ın oğlu) askerde olduğu için davulu kim çalacak şimdilik bilemiyoruz.

Serkan Aktaş, maalesef çok vakitsiz bir şekilde terk-i álem eylediği için bası da... (Kimsenin acısını deşmemek adına, bu konuda saygıyla susalım, sessizce dağılalım dilerseniz.)

110, elektronik, metal, grunge ve elbette rock’ı harmanlayan genç bir grup ki hakikaten taze bir sesleri (Sound diyesimiz yok. Sound lafına gıcığız.) var. Yani illá ki berbat bir esprimsi şey ettirmek gerekse, ‘Sigara markası olsalar Yeni Harman olurlardı’ diyebilirdik. Üzerine de kendimizden tiksindiğimiz için yüzümüzü ekşitirdik.

Neyse...

Bitti Mi, şahane bir ‘Bitse de bitirdim, bitmese de bitirdim’ türünden ‘Baydın, kes ve ikile, tanışmayalım, görüşmeyelim’ şarkısı:

YİNE DEVRİN USTA

‘Bitti mi söyleyeceklerin? / Yıllarca biriktirdiklerin? / Buruşuk káğıtlar gibisin / Sen ve gereksiz cümlelerin...’

Şarkıda şizofren bir aşkın bahsi geçiyor. Diyeceksiniz ki aşk zaten şizofrenik bir durumdur.

O zaman ne diyelim? Eeem, aşk şöyle dursun, şizofreninin hakkını arslanlar gibi veriyorlar diyelim.

Klip de keza... Hem şizofrenik, hem poetik; gayetten başarılı.

Devrin Usta tarafından çekilen klibin performans bölümleri, (Bu arada iki hafta üst üste Devrin Usta’nın kliplerinden bahsediyoruz. Hayat bize oralardan görünmüş olsa gerek...) 16 mm. formatında çekilmiş.

YUMUŞATMAK BUYSA

Ve ‘Kilyos’ta, gece saatlerinde gerçekleşen çekimlerde yüksek kare tekniği kullanılmış. Sıralı ağaçlar, simetrik kadrajlar, hareketli ışık ve omuz üstü kamerayla da çekilen grup performansı, videonun ana oyuncusunun ‘şizofren aşk’ görüntülerini yumuşatmak amacıyla kullanılmış.’

Bültenden faydalanarak yukarıda yer verdiğimiz bilgiler doğrultusunda, klibin şizofrenik bölümlerinin ne mene bir şey olduğunu tahmin edersiniz artık!

Yani durumu ‘yumuşatmak’ için gece vakti, karanlık bir ormanda, ‘manik’ bir çekim gerçekleştiriliyor. O hesap...

Zira ‘şizofrenik aşk’ görüntülerinin ‘ana oyuncusu’ olan ablanın su altında fokurdayan mavi kanı (?) olsun, Roscha testini andıran görüntülerin akışı olsun, tepetaklak dönenip duran görüntüler olsun, ablanın saç-baş dağılmış hálleri olsun; her türlü unsuruyla klip, en şıkından bir deli gömleği giymeyi hak ediyor...

Klibin nihayetinde, ormana doğru, bir kelebek sürüsü uçuştuğunu görüyoruz. ‘Mutlu aşk yoktur.’ Bunu gayet iyi bilmemize rağmen, garibin ekmeği umut, şizofrenin ekmeği eblehlik düşüncesinden yola çıkarak, biz yine de bu sonu, mutlu sona yormayı tercih ediyoruz.

Tamam canım, biliyoruz: Kelebeğin ömrü bir gündür ve taraflar zaten papaz olmuş, ayrılmış. Ne mutlu sonu di mi?..

Ama öyle demeyin. ‘Sen yoluna, ben yoluma, cümlemize yeni yeni kelebekler... Ne şizofreni ne aşk biter; biri gelir, biri gider’ modeli bir gönderme olamaz mı yani?

..? (Muharrire bir an için durur ve saçmalamaktan yorgun düştüğünü fark eder.)

Çok güzel olmasına rağmen, bir süre bu klibi izlemekten imtina mı etsem ne? Yeterince psikopata bağlamıştık zaten, bir bu klip eksikti...

Bitti Mi? Bitti abi...
Yazarın Tüm Yazıları