Siz kimin çıkarını savunuyorsunuz?

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, BBC’ye verdiği demeçteki sözlerini günlerdir düzeltmeye çalışıyor.

Boşuna uğraşmasın.

Haberin Devamı

‘100 bin Ermeni kaçak işçi’ diye başlayan o satır düzelmez.
Çünkü hem insani, hem siyasi hem de teknik açıdan ciddi sorunlar var orada.
Her şeyden önce bir zihniyet meselesi.
Güç bende duygusuyla hayata bakmaya başladığınızda gerçeklerle alçak gönüllü ilişki kopuverir.
Önceki günkü yazımda meselenin insani ve siyasi boyutuna değindim. Bir başka tarafı daha var.
Başbakan, iki günden beri o açıklamayı eleştirenleri suçluyor. Önce, Türkiye’nin çıkarını savunmamakla, dün ise diasporayı değil Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı eleştirmekle suçladı.
‘Siz kimin çıkarını savunuyorsunuz’ diye soruyor.
* * *
TÜRKİYE son yıllarda Yunanistan ile kaçak göçmenler konusunda ciddi bir tartışma yaşıyor. Sadece Yunanistan değil Avrupa Birliği, Türkiye’yi Libya ile birlikte kaçak göç konusunda en kritik ülkeler olarak niteliyor.
Uluslararası kurallara uymamak ve kriterleri uygulamamakla suçlanıyor Türkiye.
Avrupa Birliği’nin 2009 İlerleme Raporu’na bir göz atın.
Türkiye, gerekenleri yapmadığı için en ciddi transit ülke olarak niteleniyor.
Suçlanıyor.
Göçmen akınını durdurmak için Türkiye’den, gelenlere sığınma hakkı tanıması da dahil birçok konuda işbirliği isteniyor.
Siz kapılarınızı iyi kontrol etmiyorsunuz, bu durum insan kaçakçılığını güçlendiriyor, sığınma hakkı isteyenleri geri çeviriyorsunuz, tercihli olarak kaçak işçiye göz yumuyorsunuz, sığınmacılar için insani niteliklere haiz yeterli kamplar düzenlemiyorsunuz, kaçakların Avrupa’ya geçmesine göz yumuyorsunuz deniyor.
* * *
ABD’nin insan hakları raporunda da Türkiye’de kaçak işçilerin “istismar” edildiği iddialarına yer veriliyor.  
Türkiye böylesine baskı altındayken Başbakan çıkıp “kaçak işçiler”den söz ediyor, etmekle de kalmıyor o konudaki tasarrufların tamamen keyfi olduğunu açıklayıveriyor.
Şimdi soruyorum, bu kimin çıkarını savunmak oluyor?
Hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi?
Bu açıklamalar, yeterli kaynağımız olsa biz kaçak göç sorununu çözeriz diye yıllardan beri eleştirilere göğüs germeye çalışan ve son zamanlarda  AB ile 10 dan fazla projeye imza atmış olan Türkiye’ye mi yarar sağlıyor, yoksa Türkiye’ye yönelik suçlamaları mı haklı çıkartıyor?

Haberin Devamı


BAZI insanlar vardır, kişilikleri ile yaptıkları işler arasında öylesine fark görürsünüz ki, acaba o işleri bu insan mı yapıyor diye şüpheye düşersiniz. Bülent Düzgit için de öyle düşünürdüm. Hürriyet’teki en eski arkadaşlarımdan biriydi. O ince mizah, yaralamayan ama acıtan ince alayı bu sakin, şeffaf, çekingen insan mı çizgileştiriyor dediğim günler çok oldu. Karikatürleri ile ilgili övgü dolu yorumlar karşısında bile kendisinden söz edilmiyormuş gibi davranabilen bir mütevazı kişiydi. İyi çizerlerin kalpleri hayata karşı daha mı hassas? Yitirdiğimiz çizerler galerisi ne kadar kalabalıklaştı! Nehar Tüblek, Tekin Aral, Oğuz Aral, Turhan Selçuk’un yanına uğurladık Bülent Düzgit’i. Allah rahmet eylesin.    

Yazarın Tüm Yazıları