Shining'de hemfikiriz ama başkaları da var

Geçen hafta korku filmleri üzerine bir şeyler yazmış ve topu muz orta şeklinde size doğru kesmiştim: ‘‘Varsa tavsiye edebileceğiniz film yazın bakalım; belki liste çıkarırız.’’

Vallahi, topu çok iyi değerlendirdiğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Üşenmeyip fikrini belirten herkese teşekkür ederim.

Arada süper espriler çıkaran ve beni koltuktan düşürecek seviyede güldürenleriniz de çıktı filmleri yorumlarken. Örneğin Ring'in orijinalini, yani Japonya'da yapılanını seyretmediğimi söylemiştim.

Bir okur aynen şöyle yazmış: ‘‘...Bu arada Ringu'yu yani Ring'in Japoncasını pek tavsiye etmem. Çünkü her nedense Japonca konuşulan yerde pek korkamıyorsun...’’

Çok güldüm ama doğru da olabilir.

Fenerli bir arkadaş da korku filmi önerisini şöyle yapıyor: ‘‘Filmin adı 'Horror At The Other Side' (Karşı Yakada Dehşet). Filmde 6 ayrı vurucu sahne var. 50 bin kişinin bi aslan yavrucuğunu parçalama olayı. Hihohoho!’’

Güzel espri. 6-0'lık maçı hakikaten korku filmi kontenjanına alabiliriz.

Korku filmiyle ilgili bir araştırmada bu kadar eğleneceğimi ummazdım doğrusu.

Bu arada sayenizde bilmediğim şeyleri de öğrendim. Mesela bir okur ‘‘Session 9’’ diye bir filmden bahsetmiş. Enteresana benziyor, onu bulmak gerek.

Bir başka okur da ‘‘Shining’’in yerli versiyonu olduğunu ve Tarık Tarcan'ın Jack Nicholson'ın rolünde oynadığını söylüyor. Ben nasıl atlamış olabilirim böyle bir hadiseyi ya?..

Jaws yüzünden denize girmekten korkan bir kuşağa mensup olduğumuzu hatırlatan arkadaşa ise teessüf ediyorum. Baba, daha yeni yeni tırsmadan yüzebiliyoruz, yapma ya!..

Birkaç okur da yıllar önce seyrettiğim ve acayip korktuğum Entity'yi hatırlatmış. Karabasan adıyla oynamıştı. Bir kadına tecavüz eden görünmez bir 'şey'i, karabasanı anlatıyordu. Filmin finalinde kadın karabasandan kurtulduğunu düşünerek eve gelir. Kapı zıbam diye kapanır ve karabasanın sesi duyulur ‘‘Hoşgeldin kaltak!’’ Vay!

Bu listeyi, ‘‘ışığı da kapatıp, tek başına, korkudan ödü patlasa da korku filminden vazgeçmeyenlere’’ yani ‘‘biz’’e adıyorum.

Herkese tekrar teşekkürler.

En çok adı geçen filmlerden hazırladım listeyi. Oy gelen ilk 10'a giremeyen bazı filmleri de yazayım da ayıp olmasın: Hellraiser, Halloween, Friday The 13th, The Thing, Psycho, Rebecca, Carrie, Poltergeist, Entity, Suspiria...

Evet arkadaşlar, listemiz ise şöyle:

EN KORKUNÇ 10 FİLM

1- Shining

2- It

3- Şeytan (Exorcist)

4- Omen

5- What Lies Beneath

6- The Others

7- In The Mouth of Madness

8- Sis (Fog)

9- Mysery

10- Altıncı His (Sixth Sense)


Karaoğlan kitabı çıktı, çok güzel


TÜRKİYE'de çizgi roman meraklılarının Levent Cantek'e olan borcu kabarıyor. Editörlüğünü üstlendiği ve İletişim'den çıkan kitabı hatırlıyorsunuz.

Aynı Levent Cantek şimdi ‘‘Erotik Ve Milliyetçi Bir İkon: Karaoğlan’’ adı altında bir Karaoğlan inceleme kitabı çıkardı.

Oğlak Yayınları'nın Maceraperest Çizgiler serisinden çıkan kitap aynı zamanda bir Türk çizgi roman kahramanı üzerine yazılan ilk kitap olma özelliğini de taşıyor.

Suat Yalaz'ın gözüpek kahramanı Karaoğlan'ı farklı yönlerden inceleyen kitap sadece çizgi roman meraklıları için değil. Herkesin zevkle okuyacağını, pek çok şey öğreneceğini tahmin ediyorum.

Bu kadar detaylı ve iyi yazılmış bir kitabı Türkiye'de görmek bile ziyadesiyle sevindirici.


En tehlikeli derbi hangisi


GALATASARAY-Fenerbahçe maçından bir hafta önce bitirdiğim kitabın adı şuydu: ‘‘Us v Them: Journey To The World's Greatest Football Derbies’’

Kitabın yazarı Giles Goodhead, dünyanın dört bir yanında toplam 8 derbi maçını (Aslında 7, çünkü Slavia-Sparta Prag maçını kaçırıyor enayi) tribünde seyredip, izlenimlerini yazmış.

Fikir harika, fakat kitap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çok beğenmedim yani. Sadece Boca Juniors-River Plate bölümüyle, Fener'in şampiyon olduğu sene Kadıköy'de oynanan ve 2-1 biten Fenerbahçe-Galatasaray maçının olduğu bölümler fena değildi.

Birkaç senedir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin dünyanın en tehlikeli derbileri arasında üçüncü sırada olduğu konuşuluyor. Doğrudur, gerilimi yüksektir ama tehlikeli demek biraz abartılı.

Yani 11 yaşımdan beri derbi maça gidiyorum. Eğer kavga etmek istemezseniz veya münferit ve talihsiz bir tesadüfün kurbanı olmazsanız (Galatasaray atkısıyla Fenerli bir grubun içine düşmek gibi. Ya da tam tersi işte) başınıza bir şey gelmez normalde.

Eğer tehlikeli derbi istiyorsanız, mesela bir Karagümrük-Kasımpaşa maçına gidin. Yani Galatasaray-Fenerbahçe maçına tehlikeli deniyorsa, bu maçlara ölümcül denebilir.

Derbiyse o da derbi, hem de en hasından. Beykoz-Karagümrük de fena değildir ama Kasımpaşa-Karagümrük'ün eline su bile dökemez herhalde.

Neyse, ben size Giles Moorhead'in gittiği maçları sıralayayım da bilginiz olsun, en büyük derbi maçları hakkında. Bu arada sıralamayı yazarınkine sadık kalarak yapıyorum. Yani birinci en tehlikeli, sonuncu en az tehlikeli gibi bir sıralama değil bu...

EN BÜYÜK DERBİLER İÇİN SUBJEKTİF LİSTE

Barcelona-Real Madrid

Slavia-Sparta Prag

Glasgow Rangers-Celtic

Inter-AC Milan

America-Guadalajara

Fenerbahçe-Galatasaray

Boca Juniors-River Plate

Tottenham-Arsenal

NOT: Kitabı dışarıdan aldım. Burada Remzi'de görüldüğü rivayet ediliyor. Türkçe’ye çevrilmedi. ‘‘Kitabı nasıl bulurum?' diye soranlar çıkacaktır. Giriyorsun amazon.com'a yazarın adıyla veya kitabın adıyla arama yapıyorsun, sonra kredi kartına dayanıyorsun. Veya dışarıdan isteteceksiniz, böyle işte. Bir arkadaş, yazdığım kitabı sorarken ISBN numarasını istemişti. Hakikaten hürmet ettim bu detaycılığa da, nasıl hatırlayayım canım kardeşim, onu söyle bi bana bakalım?
Yazarın Tüm Yazıları